ABD’deki Cumhuriyetçi senatörler, Güney Kore’nin İran’a verdiği ‘fidyede’ ABD’nin rolünü sorguluyor

İran Devrim Muhafızları’nın yayınladığı Güney Kore’ye ait petrol tankerinin fotoğrafı (AP)
İran Devrim Muhafızları’nın yayınladığı Güney Kore’ye ait petrol tankerinin fotoğrafı (AP)
TT

ABD’deki Cumhuriyetçi senatörler, Güney Kore’nin İran’a verdiği ‘fidyede’ ABD’nin rolünü sorguluyor

İran Devrim Muhafızları’nın yayınladığı Güney Kore’ye ait petrol tankerinin fotoğrafı (AP)
İran Devrim Muhafızları’nın yayınladığı Güney Kore’ye ait petrol tankerinin fotoğrafı (AP)

ABD’de bazı Cumhuriyetçi senatörler, İran’ın 4 Ocak’ta alıkoyduğu Güney Kore bandıralı petrol tankerini serbest bırakması karşılığında Seul yönetiminin İran Merkez Bankası kaynaklarına ait yaklaşık 1 milyar doları Tahran’ın erişimine açacağına ilişkin basında çıkan haberler hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışıyor.
Cumhuriyetçi senatörler, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a gönderdiği mektupta, Güney Kore’nin bu konuda yürüttüğü müzakerelerde ABD’nin rolü olup olmadığına ilişkin Kongre’yi bilgilendirmesini talep etti. Mektupta, “Biden yönetiminin İran rejimiyle ilişkilerde bazı boşluklardan yararlandığı görülüyor. Burada, Güney Kore’den İran’a fidye ödemelerini kolaylaştırmada ABD'nin parmağının olup olmadığı hakkında doğrudan sorular soruyoruz. Biden yönetimi İran’a para transferine katıldıysa bunu Kongre’ye ve ABD halkına açıklamalıdır” ifadelerine yer verildi.
Mektubu yazan Cumhuriyetçi senatörler, mevcut yönetimdeki yetkilileri eleştirerek, bu konuyla ilgili Kongre üyelerinin gündeme getirdiği soruları cevaplamaktan kaçmakla suçladı.
Cumhuriyetçi senatörler, mektupta, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın, İran’ın terörü koruyan faaliyetlerini hatırlatarak, İran’ın 1 milyar dolarının serbest bırakılması için ABD’nin Güney Kore ile işbirliği yaptığı yolundaki haberleri yalanladığı son açıklamasından övgüyle söz etti. Ancak senatörler söz konusu yalanlamanın yeterli olmadığını belirterek, Blinken’a, İran’ın ‘İsviçre kanalı’ üzerinden insani yardım malzemeleri satın alma gerekçesiyle Güney Kore’de dondurulan mal varlığına erişmesinde ABD’nin herhangi bir planı, niyeti veya işbirliğinin olup olmadığı sorusuna açık ve net bir cevap verme çağrısında bulundu.
Cumhuriyetçi Senatör Jim Banks, “Biden yönetimi kaçmamalı ve Tahran’daki suçlulara yönelik yaptırımların kaldırılması için herhangi bir kolaylaştırmanın yapılıp yapılmadığı konusunda açık olmalıdır. Senatör meslektaşlarım Bryan Steil ve Greg Steube ile birlikte mektubu imzalamaktan mutluyum” ifadesini kullandı. Banks, başkanlığını üstlendiği Cumhuriyetçi Araştırmalar Komitesi’nin cevaplara ulaşana kadar bu meseleyi inceleyeceğini söyledi.
Mektupta imzası bulunan Bryan Steil, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’in bu konudaki soruları yanıtlamayı reddetmesini eleştirerek, aynı soruları ABD Dışişleri Bakanlığı’na yöneltti.
Senatörlerin mektubunda Güney Kore’deki İran mal varlığının serbest bırakılmasıyla ilgili çelişkili açıklamalara dikkat çekilerek şu 5 soru yöneltiliyor:
1- ABD, Güney Kore'nin doğrudan veya İsviçre kanalı aracılığıyla İran'a yaptığı 1 milyar dolarlık transferini yaptırım gerektiren bir faaliyet olarak görüyor mu?
2- Dışişleri veya Hazine Bakanlığı, İran’ın Güney Kore’de dondurulan mal varlığına erişmesine izin verme çabalarından haberdar mı?
3- Nükleer anlaşmaya dönmesinden önce İran’ın, Güney Kore'deki dondurulan mal varlıklarını İsviçre kanalı üzerinden insani yardım malzemeleri satın almak için kullanmasına izin verilmesi konusunda ABD ve Güney Kore arasında herhangi bir görüşme oldu mu?
4- Dışişleri Bakanlığı, nükleer anlaşmaya geri dönmeden ve önceki taahhütlerine bağlı kalmadan İran'ın Güney Kore'deki dondurulan mal varlıklarını İsviçre kanalı üzerinden insani yardım malzemeleri satın alması için kullanmasına izin vermeyi düşünüyor mu?
5- Dışişleri ve Hazine Bakanlıkları, İran'ın eski nükleer anlaşmadaki şartlara uymadan önce dondurulan varlıklarına İsviçre kanalı üzerinden erişmesine izin vermemeyi taahhüt ediyor mu?
Cumhuriyetçi senatörler, Blinken’den bu soruları ‘evet’ veya ‘hayır’ şeklinde yanıtlamasını talep ederek, bu meseleyle ilgili her türlü gelişmeyi resmi olarak Kongre’ye bildirmesi gerektiğini vurguladılar.
 



Maoriler ayaklandı: Yeni Zelanda'nın en büyük protestosu

Maori bayraklarının dalgalandığı protestoda, Filistin bayrağı da açıldı (Reuters)
Maori bayraklarının dalgalandığı protestoda, Filistin bayrağı da açıldı (Reuters)
TT

Maoriler ayaklandı: Yeni Zelanda'nın en büyük protestosu

Maori bayraklarının dalgalandığı protestoda, Filistin bayrağı da açıldı (Reuters)
Maori bayraklarının dalgalandığı protestoda, Filistin bayrağı da açıldı (Reuters)

Yeni Zelanda'da Maori yerlilerinin haklarına yönelik yasa değişikliği tasarısı ülke tarihindeki en büyük protestolardan birine yol açtı.

Yeni Zelanda polisinin verdiği bilgilere göre yaklaşık 42 bin kişi salı günü Parlamento binası önünde toplandı. Protesto, binlerce kişinin çeşitli kasabalardaki mitinglere katıldıktan sonra yaya olarak ya da arabalarla başkent Wellington'a gittiği 8 günlük eylemin ardından geldi. 

Ülkenin Güney Adası bölgesindeki Maori kabilelerinden Ngati Toa'nın lideri Helmut Modlik, iktidarın yasa tasarısıyla ülkeyi bölmeye çalıştığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı: 

Bizi bölüp parçalamaya çalışanlar, bunun için geç kaldınız. Biz tek bir halkız.

Ngati Kauwhata kabilesinden Hayley Komene de yürüyüşün "gerçek bir güç ve gurur gösterisi" olduğunu belirterek, iktidarın yasada değişiklik yapma çağrısını "saçmalık" diye niteledi.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, "ülkenin en büyük protestolarından biri" diye nitelediği eylemin barışçıl geçtiğini aktarıyor. Britanya gazetesi Guardian da "Yeni Zelanda tarihindeki en büyük eylemlerden birinin" yaşandığını, protestocuların polisle çatışmaya girmediğini yazıyor.

xc
Maoriler yasa tasarısının iptal edilmesini istiyor (AFP)

Guardian'ın aktardığına göre eylemlere Maori Kraliçesi Ngā Wai Hono i te Pō da katıldı. Kraliçenin sözcüsü Ngira Simmons, şunları söyledi: 

Maori Kraliçesi, ulusal birliğe yönelik bir diyaloğa katkı sağlamak istiyor fakat anlaşmayı baltalayan tek taraflı bir süreci kabul etmeyecektir.

Protestolara sadece yerliler değil, Maorilere destek vermek isteyen Yeni Zelandalılar da katıldı. Wellington sakinlerinden Alice Soper, şunları söylüyor: 

Maorilere yönelik pek çok saldırı gördük ama bu sadece onlarla değil hepimizle ilgili. Hayatımda hiç bu kadar büyük bir yürüyüş görmemiştim. Bu aslında her şeyi özetliyor.

Eylemlere muhalefetteki Te Pati Maori partisinden parlamenter Hana-Rawhiti Maipi-Clarke da katıldı. 22 yaşındaki siyasetçi, geçen hafta yasa tasarısıyla ilgili Parlamento'da düzenlenen görüşmeyi haka dansıyla protesto etmesiyle gündem olmuştu.
 

Tartışmalı yasa ne öneriyor?

Sağcı iktidar koalisyonundaki ACT Yeni Zelanda partisinin sunduğu "Antlaşma İlkeleri Yasası", Birleşik Krallık'la Maori liderleri arasında 1840'ta imzalanan, yerlilere belirli haklar tanıyan Waitangi Antlaşması'nın "yeniden yorumlanmasını" talep ediyor. 

Yasa tasarısını destekleyenler, Waitangi Antlaşması'nın yerli olmayan Yeni Zelandalılara karşı ayrımcılığa yol açtığını öne sürüyor. Yaklaşık 5,3 milyonluk Yeni Zelanda nüfusunun neredeyse yüzde 20'sini oluşturan Maorilerse antlaşmanın değiştirilmesine yönelik çabalara karşı çıkıyor.

ACT Yeni Zelanda'nın yasa tasarısının Parlamento'dan geçmesi için yeterli desteği alması mümkün görünmüyor. Koalisyon ortakları Ulusal Parti ve Önce Yeni Zelanda partisi de tasarının Parlamento'da tartışılmasını desteklediklerini fakat yasalaşmasına izin vermeyeceklerini bildirmişti.

Independent Türkçe, Guardian, BBC, Reuters