Cezayirli güvenlik yetkilileri, 26 Mart’ta haftalık düzenlenen gösteriler hakkında yayınlanan video ve fotoğrafların dolaşımını önlemek için Cuma namazı öncesinde sosyal medya organlarına erişimi engelledi.
Yüzlerce eylemci, 2019 sonlarında gerçekleşen değişikliklere inanmadıklarını dile getirmek için Cuma namazı sonrasında Diduş Murad, Asle Hüseyin, Zigud Yusuf, Hasibe bin Bouali caddelerine, Maurice Audin ve Merkez Postane meydanlarına akın etti. Aralık 2019’da, Abdulmecid Tebbun aynı yılın Nisan ayında sokak baskısı altında istifa eden Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın yerine iktidara geçti.
Protestoların 110. haftasında eylemciler, gelecek 12 Haziran’da yapılması planlanan erken parlamento seçimlerini, ‘rejimin ömrünü uzatmayı amaçlayan yol haritası çerçevesine girdiği gerekçesiyle’ reddettiler. Muhalefet partisi Kültür ve Demokrasi için Birlik’ten (RCD) 20 yaşındaki bir eylemci, ellerinde “Çetelerle seçim yapılmaz” yazılı bir pankart taşıdı. 2 Nisan 2019 sabahı Buteflika liderliğindeki eski iktidar ekibi hakkında, eski Genelkurmay Başkanı Korgeneral Ahmed Kayed Salih tarafından ilk kez ‘çete’ terimi kullanılmış ve Buteflika’ya hastalık nedeniyle iktidarda kalamayacağı gerekçesiyle istifa çağrısı yapılmıştı. Bu kelime, özellikle Cumhurbaşkanı Tebbun olmak üzere yetkililerin dillerinde kullanılmaya devam etti. Onlara göre söz konusu kelime, devlet organlarında yaygın olan eski dönemden miras alınmış yolsuzluğu yönetenlere işaret ediyordu. Bu noktada Tebbun’un, Buteflika döneminde uzun yıllar boyunca iktidarda kalmış olması dikkat çekici bir durum.
Merkez Postane meydanındaki eylemciler, ellerinde eski Cumhurbaşkanı Buteflika ve dönemin yetkililerine karşı sokaklarda yürüttüğü gösteriler nedeniyle iki yıldan fazla bir süredir hapiste olan Abdullah bin Naum da dahil olmak üzere, birçok vicdan mahkumunun fotoğraflarını taşıdı. Başbakanlar Ahmed Uyahya ve Abdulmelik Sellal gibi Buteflika döneminden olan çok sayıda isim, yolsuzluk suçlamasıyla hapiste.
Ülkenin batısındaki en büyük şehir olan Vahran’dan gazeteciler, polisin şehir merkezlerinde bir gösteri başlatmak üzere olan eylemcileri dağıttığını açıkladı. Ancak bu durum, ‘ordunun egemenliğini’ kınayıcı sloganlar atan eylemcilerin, Vahran’ın ortasından geçen tramvay yolundaki yürüyüşlerini engelleyemedi. Eylemciler, Tebbun’un da ‘ordunun düzenlediği hileli seçimlerin sonucunda iktidara geldiğini’ savundu.
Doğuda kabile şehirleri Tizi Vuzu, Becaye ve Buyra’da binlerce kişi, Tebbun ve genelkurmay başkanına karşı sert sloganlar atarak gösteri düzenledi. Eylemciler, 1 Kasım’daki anayasa referandumunda ve daha önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi ‘sonucun sıfır olacağını’ belirttikleri yasama seçimlerini boykot etti. Kabail bölgesindeki seçim sonuçlarında herhangi bir sonuca ulaşılamamıştı.
Arşivi araştırmacılara kapatma krizi yıllardır gündemde
Tarih araştırmacıları, Cumhurbaşkanı Tebbun’a yazdıkları bir mektupta, Ulusal Arşivler Kuruluşu Müdürü Abdulmecid Şeyhi’nin ‘ulusal hareketin’ (sömürgecilik döneminde Cezayirli partilerin faaliyeti) tarihi ve kurtuluş devrimi ile ilgili belgelere erişebilmeleri için emir vermesini istediler. Arşivi araştırmacılara kapatma krizi yıllardır gündemde. Suçlama parmakları ise uzun bir süredir arşivlere başkanlık eden Şeyhi’ye yöneltilmiş durumda. Kendisi bir süredir Cumhurbaşkanının ‘hafızadan sorumlu’ danışmanı olarak görev yapıyor.
Araştırmacıların tezlerinde yer alan önemli isimler arasında Fransa’da yaşayan Daho Gerbal, Muhammed el-Gursu ve Amer Muhanned Ammar da bulunuyor. Mektupta şu ifadelere yer veriliyor;
“Genel olarak ulusal tarihe ve özel olarak da ulusal hareketin ve özgürlük devriminin tarihine gösterdiğimiz özene rağmen, 8 Mayıs 1945 (Ulusal Hafıza Günü) kararnamesine ve ulusal tarihle ilgilenen ‘el-Hafıza’ kanalının açılmasına rağmen, sizin için arşivlerden ve ulusal hafızadan sorumlu bir danışman pozisyonu oluşturmuş olmazına rağmen, ulusal hafıza konusuna artan ilgiye ve ulusal medyadan tekrar tekrar yaptığımız çağrı ve protestolarımıza rağmen arşiv dokümantasyon kaynaklarına erişemedik.”
Aynı şekilde mektupta, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, özellikle de Cezayir kurtuluş savaşıyla ilgili olarak, 50 yıldan daha eski olan gizli arşive erişimi kolaylaştırma kararına dikkat çekildi. Macron’un kararı, Cezayir’de memnuniyetle karşılanmıştı.