180 milyon yıllık fosil, vampir kalamarın atasının başına gelenleri ortaya koydu

Araştırma vampir kalamarların adaptasyonuna dair önemli bilgiler veriyor
Araştırma vampir kalamarların adaptasyonuna dair önemli bilgiler veriyor
TT

180 milyon yıllık fosil, vampir kalamarın atasının başına gelenleri ortaya koydu

Araştırma vampir kalamarların adaptasyonuna dair önemli bilgiler veriyor
Araştırma vampir kalamarların adaptasyonuna dair önemli bilgiler veriyor

Yeni bir araştırma yaklaşık 180 milyon yıl önce 8 kollu bir yırtıcının başka bir 8 kollu canlıyı yemeye çalıştığı sırada her ikisinin de boğularak öldüğünü ortaya çıkardı.
Swiss Journal of Palaeontology isimli bilimsel yayında 16 Mart'ta online olarak yayımlanan çalışmada araştırmacılar, bu ikilinin fosilleşmiş kalıntılarını tutan killi yapraktaşı levhasının yumuşak dokularının izlerini "olağanüstü" detaylarıyla koruduğunu belirtti. 
Araştırma ekibi levha üstünde yapılan analizin, iki canlının son anlarının "sonsuz bir kucaklaşmayla" sona erdiğini ortaya koyduğunu söyledi. 
Zürih Üniversitesi Paleontoloji Müzesi küratörü ve üniversitenin Paleontoloji Enstitüsü'nde profesör olan çalışmanın başyazarı Christian Klug, "Yırtıcının yakaladığı ava dair mutluluk duyduğunu ve battığını fark etmediğini varsayıyoruz" ifadelerini kullandı. 
"Muhtemelen oksijen açısından fakir katmanlarda yaralandı, boğuldu, öldü ve yumuşak çamura gömüldü."
Amatör koleksiyoncu Dieter Weber söz konusu kalıntıyı Almanya'nın güneyindeki Ohmden'de terk edilmiş bir taş ocağında buldu. Weber, levha üstünde fosilleşmiş yırtıcıyı kollarını küçük avının etrafına sarmış biçimde buldu. 
Weber fosili hazırladıktan sonra bir araştırmacıya sattı, o da parçayı Stuttgart Doğa Tarihi Müzesi'ne bağışladı. 
Live Science'a konuşan Klug, canlıların erken Jura döneminde hayatta olduğunu, bulundukları bölgenin Orta Avrupa'nın çoğuna yayılan bir deniz havzası olduğunu ve "dip suların çoğunlukla oksijen açısından fakir olduğunu" söyledi. 

Araştırmacılar her iki canlının ahtapotların da yer aldığı kafadanbacaklılar grubuna ait olduğunu belirtti. Canlılardan biri argonaut diğeriyse vampir kalamar. 
Klug, vampir kalamarların günümüzde daha küçük avlarla beslendiğini ancak bu araştırmanın türün daha büyük örneklerinin hayli yırtıcı olduğuna işaret ettiğini söyledi. Araştırmacılar çalışmanın türün eski örneklerinin az miktarda oksijenin bulunduğu alanlara adapte olamadığını gösterdiğini belirtti. 
Araştırma ekibi günümüzde vampir kalamarların düşük oksijenli alanlarda yavaş ve fırsat kollayarak beslenebileceğini ifade etti. Öte yandan düşük oksijenli ortamın iki Jura dönemi canlısının kalıntılarının bozulmadan korunmasının sebebi olabileceği düşünülüyor. 

 


Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news