Suriye'deki Kürt grupların "birlik" görüşmelerinde yeni gelişme: ABD, ENSK ve PYNK yetkililerini buluşturdu

“Kürtler arası birlik” için biraraya gelen Suriyeli Kürt gruplar (Twitter)
“Kürtler arası birlik” için biraraya gelen Suriyeli Kürt gruplar (Twitter)
TT

Suriye'deki Kürt grupların "birlik" görüşmelerinde yeni gelişme: ABD, ENSK ve PYNK yetkililerini buluşturdu

“Kürtler arası birlik” için biraraya gelen Suriyeli Kürt gruplar (Twitter)
“Kürtler arası birlik” için biraraya gelen Suriyeli Kürt gruplar (Twitter)

Suriye'de "Kürtler arası birlik" söylemi iç savaşın çıktığı 2011'den sonra konuşulmaya başlandı.
Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) başını çektiği Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) "birlik" onlarca defa bir araya geldi.
Hatta ABD, Birleşik Krallık ve Fransa gibi ülkelerin yetkililerin bulunduğu heyetlerin gözetiminde de görüşmeler oldu.
Ancak her defasında taraflar arasındaki görüşmeler sekteye uğrayarak başarısızlıkla sonuçlandı.

"Çözüm, Duhok Anlaşması'na göre olmalı"
Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği PYD'nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yetkilisi Mazlum Abdi'nin önceki gün ENKS ve PYNK'ye müzakereleri başlatma çağrısında bulunması yeni bir görüşmenin işareti olarak okundu.
ENKS ve PYNK arasında yaşanan sorunların çözümü için Duhok Anlaşması'na dikkat çeken Abdi, "Taraflar sorunlu maddeleri medya önünde değil müzakere masasında konuşmalı. Medya üzerinden karşılıklı suçlamalar olumsuz bir atmosferin doğmasına neden oluyor. Özellikle de askeri ve Peşmergelerle ilgili konuların çözümü daha önce belirlendiği gibi Duhok Anlaşması'na göre olmalı" ifadelerine yer verdi.

ENKS: Görüşmelerin yeniden başlamasından yanayız
ENKS Başkanı Siud Mela da Rudaw'a yaptığı açıklamada Abdi'nin Kürt taraflar arasındaki diyaloğun yeniden başlaması yönündeki çağrısını olumlu bulduklarını söyledi.
Açıklamanın taraflar arasında yeni bir sayfanın açılmasına vesile olması temennisinde bulunan Mela, ENKS olarak görüşmelerin yeniden başlamasından yana olduklarını ve çelişkilerin karşılıklı anlaşma ile sona ermesini umduklarını aktardı.

PYNK: ENKS ile genel bir anlaşmaya varmamıza az kaldı
Abdi ve Mela'nın ardından Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) de birlik görüşmelerine devam etme çağrısına ilişkin açıklama yaptı.
Diyaloğun devam etmesinin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne de olumlu etkisinin olacağı belirtilen açıklamada, tüm zorluk ve engellemelere rağmen taraflar arasında birçok konuda anlaşmanın sağlandığına dikkat çekildi.
PYNK'nin önceki anlaşmalara bağlı olduğunu ve Kürt halkının haklı davasını temsil edecek genel bir anlaşmaya varmalarına az kaldığı kaydedilen açıklamada, Kürt, Kürdistani, ulusal ve müttefik güçleri PYNK ve ENKS diyaloglarına destek vermeye çağırdı.

"ENKS ve PYNK'li yetkililer ABD gözetiminde bir araya geldi"
Independent Türkçe'nin yerel kaynaklardan edindiği bilgilere göre taraflar arasında bir görüşme gerçekleşti.

Görüşme, geçen hafta Haseke bölgesinde ABD askeri üssünde gerçekleşti.
ABD heyetinin gözetiminde gerçekleşen görüşmeye, ENKS'nin Başkanlık Konseyi Üyeleri ile Mazlum Abdi ve PYNK'den yetkililer katıldı.
Taraflar, müzakere görüşmelerin yakın zamanda tekrar başlaması için görüş birliğine vardı.
ABD, bu sefer ki görüşmelerin nihayete ermesi için ısrarcı olacak.
Kaynak, ayrıca taraflar basın yoluyla birbirlerine cevap verme konusunda da daha dikkatli olacağını sözlerine ekledi.

Taraflar arasındaki siyasi anlaşmazlık ne zaman başladı?
PYD ile ENKS arasındaki siyasi anlaşmazlıklar Suriye iç savaşının patlak vermesiyle başladı. 
ENSK'ye bağlı siyasi partiler Şam deklarasyonuna destek verip daha sonra Suriye Ulusal Koalisyonu'nun içine katılarak Suriye rejimine karşı muhalif çizgiyi takip etti.

Diğer tarafta PYD ise Suriye Ulusal Koordinasyon Komitesi ile güçlü ilişkileri bulunan ve Suriye rejimine karşı radikal tavır almayan bir yapı olarak devam etti.
İddialara göre, 2013 yılında PYD ile Suriye rejimi arasında kamuoyuna duyurulmayan bir anlaşma yapıldı ve ülkenin kuzeydoğusunda bazı bölgeler PYD'nin kontrolüne bırakıldı. 
PYD daha sonra teslim aldığı bölgelerde SDG ana omurgasını oluşturan Halk Savunma Birlikleri'ni (YPG) kurdu ve süreçle birlikte Fırat'ın doğusunda kontrolü ele geçirdiği bölgelerde özerk yönetim ilan etti.
PYD'nin özerklik kararı, ENKS'ye bağlı siyasi partilerin marjinalleşmesine ve yetkililerinin bölgeden çıkmasına neden oldu.

Taraflar birbirlerini ne ile suçluyor?
Eski Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) Başkanı Mesud Barzani'ye yakınlığıyla bilinen ENKS, PYD'yi siyasi yöneticilerini tutuklama ve kaçırmakla suçlayıp bölgede siyasi faaliyetlerini özgürce yapamamakla itham etti.
PYD ise karşılık olarak ENKS'yi başta Türkiye olmak üzere bölgedeki aktörlerin emirleri doğrultusunda hareket etmekle suçladı.

Erbil ve Duhok anlaşmaları
Taraflar arasında ilk görüşme 2012'de Barzani'nin arabuluculuğuyla başladı. ENKS ve PYD 11 Temmuz 2012'de imzalanan Erbil Anlaşması ile ilk adımı atı.
Ekim 2014'te Irak Kürdistan Bölgesi'nin (IKB) Duhok kentinde atılan "Duhok Mutabakatı" ile birlik bir adım öteye taşındı.

Sonraki süreçte tarafların anlaşmaya bağlı kalmaması nedeniyle Suriyeli Kürtler arasında ‘birlik' sağlanamadı.
Amerika, Fransa ve İngiltere'nin de taraflar arasındaki anlaşmazlığı gidermek için birçok girişimi oldu, ancak onların girişimi de sonuçsuz kaldı.
Türkiye'nin Suriye'ye düzenlediği Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatları sonrası "Kürtler arası birlik" söylemi tekrar gündeme geldi.

Sağlanan ön anlaşma yürürlüğe giremedi
2019'un sonlarında ABD'nin uluslararası koalisyondaki danışmanı William Robak ve yardımcısı Emily Brandt öncülüğündeki heyet, birlik çalışmaları kapsamında Kürt siyasi parti temsilcileri ile bir araya gelerek görüş ve önerilerini dinledi.
ABD'li heyetin ara bulucu olmasıyla PYD, iyi niyet belirtisi olarak önce ENKS'li birkaç yönetici serbest bıraktı, ardından ENKS'nin ofislerini açmasına izin verdi.
Robak ve Abdi sponsorluğunda sürdürülen görüşmeler neticesinde Haziran 2020'de yapılan ortak açıklama ile 5 konuda anlaşmaya varıldığı duyuruldu.
Taraflar siyasi meselelerin ele alındığı ilk tur görüşmelerinin ardından ağustosta ikinci tur görüşmelere başladı ancak yürütülen müzakereler sonuçsuz kaldı.

Independent Türkçe



Hafter, AFRICOM ile güvenlik ve askeri iş birliğini görüştü

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
TT

Hafter, AFRICOM ile güvenlik ve askeri iş birliğini görüştü

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)

Kahire: Halid MahmudABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı General Dagvin Anderson, Libya ziyaretine devam ederek ülkenin doğusuna geçip Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ile bir araya geldi. Anderson, başkent Trablus’ta Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde Washington’un askeri kurumların birleştirilmesi ve iki tarafın katılımıyla ilk kez düzenlenecek ortak askeri tatbikatların önemine vurgu yaptığını belirtmişti.

LUO Komutanlığı dün yaptığı açıklamada, Hafter’in Bingazi’de Anderson ile yaptığı görüşmede, ikili bağların güçlendirilmesi ve askeri iş birliği konularının ele alındığını bildirdi. Görüşmede özellikle terör ve aşırılık, insan kaçakçılığı ve yasadışı göçle mücadele alanlarında koordinasyon sağlanması, ayrıca ordu birliklerinin kapasitelerini artırmaya yönelik ortak eğitim programlarının geliştirilmesi konuları değerlendirildi. Bunun yanı sıra ekonomik ve ticari alanlardaki iş birliği fırsatları da görüşüldü.

Toplantıda Hafter, Libya ile ABD arasında çeşitli alanlardaki özel ortaklık ilişkilerini övdü.

Hafter’in ofisi, Anderson’un görüşmede taraflar arasındaki ilişkilerin derinliğine vurgu yaptığını ve ordunun, Libya’da güvenlik ve istikrarı artırmadaki başlıca rolünün bölge üzerinde olumlu etkileri olduğunu ifade ettiğini aktardı.

acdfgt
AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson, pazartesi günü Trablus'ta Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad ile bir araya geldi. (ABD Büyükelçiliği)

Anderson, Trablus’ta UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile yaptığı görüşmede, ikili güvenlik iş birliğinin güçlendirilmesi, bölgesel istikrarın sağlanması ve ABD’nin Libya ordusunun birleştirilmesine yönelik çabalarının desteklenmesi konularını ele aldı. Anderson, birleşik, egemen ve istikrarlı bir Libya’nın ABD ve diğer ortaklarla ekonomik iş birliğini artıracağını ve bunun Libya halkının yararına olacağını vurguladı.

ABD Büyükelçiliği, resmi X hesabından yaptığı açıklamada, Anderson’un Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad ve Savunma Bakan Vekili Tuğgeneral Abdusselam ez-Zubi ile ayrı ayrı toplantılar yaptığını bildirdi. Toplantılarda, ortak askeri iş birliğinin genişletilmesi, Libya güvenlik güçlerinin profesyonelliğinin artırılması ve Libya’nın askeri kurumları birleştirme çabaları ele alındı. Anderson ayrıca, AFRICOM tarafından nisan ayında Sirte’de düzenlenecek Flintlock 26 tatbikatının, ülke genelindeki Libya güçlerini Afrika ve Avrupa’daki ortaklarla bir araya getirerek terör ve diğer tehditlere karşı kapasitelerini güçlendireceğini belirtti. Anderson, ABD’nin, Libya’nın bölünmüşlükleri aşarak güvenlik güçlerini birleştirme çabalarını desteklemeye devam edeceğini de taahhüt etti.

gty
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, belediye başkanlarıyla bir araya geldi. (UBH)

Diğer yandan Dibeybe, pazartesi akşamı belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda, yürütülen projelerde belirlenen takvimlere uyulmasının ve uygulamaların yüksek verimlilikle takip edilmesinin önemine vurgu yaptı. Dibeybe, bunun vatandaşların yaşamına olumlu yansıyacağını ve hükümetin kalkınma hedeflerine ulaşmasını sağlayacağını belirtti.

Dibeybe, toplantıda ayrıca yeni projelerin uygulanması talimatını verdi; bunların başında okul inşaatları yer alıyor. Yürütme birimlerinin başkanlarına, salı günü itibarıyla belediyelerle doğrudan toplantılar yaparak projelerin ilerleyişini takip etmeleri ve planlanan şekilde uygulanmasını sağlamaları talimatı verildi.

Toplantıya katılanların, hükümetin kalkınma ve hizmet dosyalarını yönetme çabalarını tam olarak desteklediğini, hükümet yaklaşımına bağlı kalacaklarını ve projelere desteğin süreceğini ilettikleri aktarıldı. Bu tutumun, vatandaşlara sunulan hizmetlerin iyileştirilmesine ve tüm sektörlerde yerel kalkınmanın güçlendirilmesine katkı sağlayacağı vurgulandı.

rtt
Önceki belediye seçim kampanyasından (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)

Öte yandan Libya Yüksek Seçim Komisyonu, belediye meclisi seçimlerinin üçüncü aşamasının oylamasını bu ayın 13’ünde gerçekleştirme tarihini açıkladı. Bu aşama, ağırlıklı olarak ülkenin doğu ve güney bölgelerinde yer alan dokuz belediyeyi kapsıyor.

Yüksek Seçim Komisyonu, şu ana kadar 120 belediye meclisinden 60’ının seçimlerini tamamladı. Kalan belediyelerdeki seçimleri ise önümüzdeki yıl içinde tamamlamayı planlıyor.


Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

TT

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Amerikan yönetimi Sudan’daki çatışmanın taraflarına ülkedeki savaşı durdurmaya yönelik bir yol haritasını kabul ettirmeye çalışırken, ABD ve Sudanlı kaynaklar, Port Sudan yönetiminin Rusya’dan silah desteği almak için Moskova ile temas kurduğunu bildirdi. Kaynaklara göre Port Sudan, gelişmiş silahlar karşılığında Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma imkânı ve maden ile altın yatırımları teklif etti. Bu durum, Sudan’daki savaşın, küresel ölçekte kritik öneme sahip deniz geçişlerinden birinde, ABD baskıları ile Rusya’nın cazip teklifleri arasında daha geniş bir güç mücadelesine dönüşmesi riskini artırıyor.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak, ABD’nin Sudan’da ateşkes için hazırladığı yeni öneriye ilişkin daha fazla ayrıntı ortaya çıktı. Teklifin, İslamcı akım ve Müslüman Kardeşler’i dışarıda bırakan, askeri, insani ve siyasi alanları kapsayan üç paralel yol haritası içerdiği belirtildi.

Rusya için deniz üssü ve altın

ABD’nin yoğun diplomatik girişimleri sürerken, Wall Street Journal dün yayımladığı haberinde, geçici başkent olarak Port Sudan’ı kullanan hükümetin Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma ve maden ile altın alanlarında yatırım yapma teklifinde bulunduğunu aktardı. Habere göre bu teklif, Sudan ordusunun Rusya’dan gelişmiş silahlarla yeniden donatılması karşılığında yapıldı.

fvbg
Kızıldeniz'deki Port Sudan limanı (Getty Images)

Gazetenin adını vermediği Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Sudan’ın Rusya’ya ilettiği teklif, 25 yıllık bir anlaşmayı kapsıyor. Buna göre Rusya, Port Sudan Limanı’nda veya Kızıldeniz kıyısındaki başka bir deniz tesisinde, aralarında nükleer güçle çalışan savaş gemilerinin de bulunduğu dört deniz unsurunu ve en fazla 300 askeri konuşlandırabilecek.

Amerikan gazetesi, böyle bir üssün Rusya’ya Süveyş Kanalı üzerinden geçen ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan deniz hattını izleme imkânı vereceğine dikkat çekti.

ABD uyarısı

Gazete ayrıca, üst düzey bir ABD yetkilisinin, Port Sudan ya da Libya’da kurulacak bir Rus askeri üssünün Moskova’nın güç kullanma kapasitesini artırabileceği ve daha az kısıtlamayla hareket etmesine yol açabileceği uyarısında bulunduğunu aktardı. Emekli Tümgeneral Mark Hicks’in değerlendirmesine göre ise böyle bir deniz üssü, Rusya’nın uluslararası konumunu güçlendirecek ve bölgedeki nüfuz alanını genişletecek.

fv
Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Bu gelişme, Port Sudan’daki askeri yönetimin yeni silah kaynakları arayışını sürdürdüğü bir dönemde ortaya çıktı. Gazetenin adını açıklamadığı bir Sudanlı yetkili, ülkenin gelişmiş silah sistemlerine ve hava savunma kapasitesine ihtiyaç duyduğunu, ancak bu tür bir anlaşmanın ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile sorun yaratabileceğini belirtti.

Gazetenin değerlendirmesine göre Washington, savaşı durduracak ve sivil yönetime geçiş sürecini başlatacak bir yol haritasına odaklanırken, Port Sudan yönetimi ise Rusya ile yakınlaşmanın getireceği askeri ve ekonomik kazanımları önceliklendiriyor.

Ateşkes ve uluslararası mekanizma

Bu çerçevede, ABD’nin Sudan’da ateşkese yönelik yeni önerisine ilişkin ayrıntılar da ortaya çıkmaya devam ediyor. Al Arabiya’ya konuşan kaynaklar, teklifin askeri, insani ve siyasi başlıklardan oluşan üç paralel süreci kapsadığını ve İslamcı akım ile Müslüman Kardeşler’in bu süreç dışında tutulduğunu aktardı.

Mısır kaynaklarına dayandırılan habere göre, askeri başlık, ülke genelinde kapsamlı bir ateşkesi öngörüyor. Buna göre ateşkesten sonra geniş ölçekli bir insani operasyon başlatılacak, yardım kuruluşlarının erişimi sağlanacak ve temel hizmetler yeniden tesis edilecek. Ayrıca ateşkesi denetlemek üzere, sahada gözetim mekanizmalarına sahip bir uluslararası komite kurulması planlanıyor. Bu komite, insani koridorların güvenliğini sağlamak, sivilleri korumak ve olası ihlalleri takip etmekle görevlendirilecek.

cdfrgt
ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Massad Boulos (AFP)

İnsani sürecin başarısı, ateşkesin kalıcılığına ve yardımın ülke geneline etkin biçimde ulaşmasına bağlanıyor. Buna göre sağlam bir ateşkes, insani operasyonların başlaması için temel koşul olacak; bu da yardım ekiplerinin erişimini kolaylaştırarak yerinden edilmiş kişiler ile mültecilerin güvenli dönüşü için gerekli ortamın hazırlanmasına katkı sağlayacak.

Siyasi sürece ilişkin öneri ise eski rejim mensupları ve İslamcılar hariç, sivil güçlerin öncülüğünde bir geçiş süreci öngörüyor. Bu süreç, ordunun ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) ateşkese onay vermesiyle eş zamanlı olarak başlayacak ve savaşın sonlandırılmasına giden yolun ilk adımını oluşturacak.

Askeri alanda kapsamlı reform

Yol haritası ayrıca kapsamlı bir askeri reform sürecini de içeriyor. Buna göre Sudan İslami Hareketi ve Müslüman Kardeşler çizgisine yakın isimlerin ordu ve güvenlik kurumlarından çıkarılması, silahlı grupların entegrasyonu ve iki tarafla birlikte savaşan milis yapılanmalarının tasfiyesi planlanıyor. Amaç, sivil otoriteye tabi, birleşik ve profesyonel bir ordu ile yeniden yapılandırılmış güvenlik kurumları oluşturmak. Bu süreçte karar merciinin ordu veya HDK olmayacağı özellikle vurgulanıyor.

Öte yandan, eylül ayında ABD’li arabulucu Massad Boulos tarafından sunulan planın, Sudan hükümeti ile HDK temsilcilerine ateşkes ve kapsamlı bir insani süreç önerdiği biliniyor. Ancak Boulos 25 Kasım’da her iki tarafın da plana henüz onay vermediğini açıklamıştı.

Boulos o dönemde yaptığı açıklamada, tarafların ateşkesi ‘ön koşul olmadan’ kabul etmesinin önemine dikkat çekmiş; bunun can kayıplarını azaltmak, siyasi sürecin yeniden başlamasını sağlamak ve ülkenin sivil yönetime geçişi için gerekli koşulları oluşturmak açısından kritik olduğunu ifade etmişti.


Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
TT

Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)

Papa 14. Leo'nun uçağı Beyrut'tan ayrılır ayrılmaz İsrail'e ait insansız hava araçlarının (İHA) yeniden şehrin semalarında uçmaya başlaması, ziyarete eşlik eden sakinliğin hesaplanmış, geçici ve ziyaretle ilgili kaygılarla dayatılan bir durum olduğunu gösteriyor.

İsrail Yayın Kurumu, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın, Lübnan'a yönelik İsrail tehditleri arasında, ABD elçisi Morgan Ortagus'la, Lübnan'ın başkenti Lübnan'a yapacağı ziyaret öncesinde bir araya geldiğini bildirdi.

Ayrıca İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, "X" hesabından paylaştığı videoda, "Hizbullah"ın 121. Birimi'nin, 2020'deki Beyrut limanı patlamasıyla ilgili ipuçlarını ortaya çıkarmak üzere oldukları için Joseph Skaff, Munir Ebu Racili, Joe Bejjani ve Lokman Slim olmak üzere dört önemli Lübnanlı ismin öldürülmesinin arkasında olduğunu söyledi.

Papa Leo, liman patlamasının yaşandığı yeri ziyaret ederek, patlamada hayatını kaybedenlerin ruhları için sessizce dua etti ve kendisini gözyaşlarıyla karşılayan, ellerinde sevdiklerinin fotoğrafları olan çok sayıda vatandaşla tokalaştı.