Sağlıklı yiyecekler neden gaz yapar?

Fasülye ve brokoli gibi yiyecekler vücutta gaz üretimini tetiklese de sağlığa son derece yararlı (Unsplash)
Fasülye ve brokoli gibi yiyecekler vücutta gaz üretimini tetiklese de sağlığa son derece yararlı (Unsplash)
TT

Sağlıklı yiyecekler neden gaz yapar?

Fasülye ve brokoli gibi yiyecekler vücutta gaz üretimini tetiklese de sağlığa son derece yararlı (Unsplash)
Fasülye ve brokoli gibi yiyecekler vücutta gaz üretimini tetiklese de sağlığa son derece yararlı (Unsplash)

Birleşik Krallık Tabipler Birliği'nin yayımladığı bir araştırmaya göre, baklagiller başta olmak üzere bitki bazlı birçok gıda insan vücudunda gaz yapıyor.
Gazeteci Markham Heid'e konuşan, ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi'nden sindirim sağlığı uzmanı Prof. Dr. Robert Lustig, halk arasında sıklıkla dile getirilen bu durumun nedenine ışık tutuyor.
İnsan vücudundaki tüm bu faaliyetlerin bağırsakları dolduran mikroplardan kaynaklandığını söyleyen Lusting'e göre bu mikroskobik canlılar, sindirimde vazgeçilmez bir rol oynuyor.
"Bağırsaklarınız bakterilerden oluşan bir torbadır; bunlar sizin yediklerinizi yer."
Bağırsaklar, baklagillerde ve birçok meyveyle sebzede bulunan lifleri emip parçalayamıyor. Bu nedenle lifler, bakterilerin yoğunlaştığı kolona kadar pek fazla bozulmadan ulaşıyor.
Lustig, bu bakterilerin bir kısmının işte bu liflerle beslendiğini ve sürecin yan ürünlerinden birinin de gaz olduğunu aktarıyor.
Bazı kişiler belirli gıdalardan gaz yaptığı gerekçesiyle kaçınsa da lifi parçalayan bakteriler; bağırsak iltihabını azaltan, sağlığa yararlı, kısa zincirli yağ asitlerini ürettiği için çok önemli.
Lustig, bu yağ asitlerinden biri olan bütiratın, bağırsağın koruyucu örtüsü epitel hücreleri sağlıklı tuttuğunu ifade ediyor.
Gıdalardaki lif aynı zamanda bir prebiyotik olarak kabul ediliyor çünkü bağırsaktaki yararlı bakterilerin çoğalmasını sağlıyor.
Uzmanlar, fasulye ve diğer lifli gıdaların sindirim sistemiyle ilgili problemleri olan kişilerde bazı semptomları şiddetlendirebileceğini vurguluyor. LYani lifli gıdaların fazla tüketimi bu kişilerde sorun yaratabilir.
Kaliforniya Üniversitesi'nden gastroenterolog Emeran Mayer, "Son 75 yılda, işlenmiş gıdalara yöneldiğimiz için beslenme alışkanlıklarımızda aşamalı bir değişim oldu" diyor ve ekliyor:
"Karmaşık karbonhidratlardan yoksun bir beslenme alışkanlığıyla büyüdüğümüz için vücudumuzdaki belirli mikropların sayısı artıyor. Bu nedenle söz konusu yiyeceklere daha fazla gazla tepki vermemiz olası."
Ancak Mayer, bitkisel besinlere dönüşün, bağırsaklardaki mikrop popülasyonunu gaz üretimini giderek azaltacak şekilde değiştireceğini belirtiyor:
"Örneğin birdenbire vegan olursanız başlangıçta çok fazla gaz ve şişkinlikle karşılaşmanız muhtemel. Ancak genellikle vücut bu gıdalara alıştıkça gaz problemi azalır."
 
Independent Türkçe, Elemental Medium



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe