Türkiye ve Çin’den askeri üniforma satın alınması Tunus liderleri arasındaki anlaşmazlığı artırdı

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (DPA)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (DPA)
TT

Türkiye ve Çin’den askeri üniforma satın alınması Tunus liderleri arasındaki anlaşmazlığı artırdı

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (DPA)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (DPA)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile Başbakan Hişam el-Meşişi arasında artan anlaşmazlık, yerel Pazar yerine Türkiye ve Çin’den 75 milyon Tunus dinarı (27 milyon dolar) değerinde askeri üniforma satın almak için anlaşma yapılması nedeniyle Başbakan’ın Savunma Bakanlığı’nı eleştirmesinin ardından arttı.
Gözlemciler, Savunma Bakanlığı’na yönelik eleştirilerin cumhurbaşkanına yönelik üstü kapalı suçlamalar içerdiğini düşünüyor.
Ayrıca, bu konuda kastedilenin sadece anlaşmanın maddi değeri veya yerel pazar üzerindeki etkisine dikkat çekmek olmadığını, rakip tarafların uzun vadede bir seçim çabasıyla, Tunus kamuoyu önünde birbirlerini utandırmaya çalıştıklarını vurguladılar.
Gözlemciler, askeri üniformalarla ilgili anlaşmaların gündeme geldiği dönemde, Başbakan Meşişi’nin işçi sendikası temsilcileri ve bazı üst düzey yetkililerle yaptığı toplantıların Kays Said’e yönelik mesajlar içerdiğini de iddia etti.
Buna karşılık Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanlığı ile önceden koordinasyon olmaksızın bir dizi yabancı yetkili ile ayrı görüşmeler yaptıkları bahanesiyle bazı hükümet yetkililerini eleştirerek, bu adımlara tepkisi gösterdi.
Diğer yandan, Tunus Sağlık Bakanı Fevzi el-Mehdi, Nahda Hareketi liderlerini, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı alınan önlemleri ihlal etmekle suçlayarak, “27 Şubat’ta miting düzenlemeden önce Koronavirüs ile Mücadele Bilim Kurulu’na danışmadılar” dedi.
Büyük siyasi toplantılar hakkında yorum yapan Mehdi, “İki kişinin arasında bir metreden daha az mesafe olduğunda, bu onlar için tehlike oluşturuyor. Siyasi veya spor, nedeni ne olursa olsun binlerce insanın bir araya gelmesi, tüm Tunusluların sağlığı için büyük bir tehlike oluşturmaktadır” diye konuştu.

 


İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)

Londra merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluş tarafından yayınlanan bir rapor, Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana İsrail askerleri tarafından işlenen savaş suçları ya da suiistimallerle ilgili olarak İsrail ordusu tarafından açılan her 10 soruşturmadan yaklaşık 9'unun herhangi bir suçlama yöneltilmeden kapatıldığını ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığına göre AOAV, Ekim 2023 ile Haziran 2025 sonu arasında İsrail ordusunun Gazze Şeridi veya Batı Şeria'daki güçleri tarafından sivillere zarar verildiği iddiaları üzerine bir soruşturma yürüttüğünü veya yürüteceğini söylediği 52 vakaya ilişkin İngilizce medyada haberler bulduğunu bildirdi. Söz konusu vakalar bin 303 Filistinlinin öldürülmesi ve bin 880 kişinin yaralanmasını içeriyor.

frgty
Yardım dağıtım noktasında vurularak öldürülen oğlu için gözyaşı döken Filistinli bir anne (EPA)

AOAV, soruşturmaların yüzde 88'inin çözülemediğini ve herhangi bir suçlama getirilmediğini kaydetti. Bunlar arasında Şubat 2024'te Gazze Şeridi'nde un kuyruğunda bekleyen en az 112 Filistinlinin öldürülmesi ve Mayıs 2024'te Refah'taki bir kampta 45 kişinin ölümüne neden olan hava saldırısı da yer alıyor.

Refah'taki bir dağıtım noktasından yiyecek almaya giden 31 Filistinlinin 1 Haziran'da İsrail güçlerinin ateş açması sonucu öldürülmesiyle ilgili soruşturma ise halen sonuçlanmadı.

AOAV ekibinden Iain Overton ve Lucas Tsantzouris, “İstatistikler, İsrail'in, güçlerinin savaşla ilgili ihlal suçlamalarını içeren davaların büyük çoğunluğunda sonuca ulaşamayarak ya da suçsuz olduğunu kanıtlayamayarak bir ‘cezasızlık modeli’ yaratmaya çalıştığını gösteriyor” dedi.

cvdfgt
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım dağıtım noktasında yaşanan ölüm vakasının ardından Şifa Hastanesi’nin önünde kanlar içindeki bir ambulans sedyesini taşıyan Filistinliler (EPA)

İsrail ordusu, ‘askeri polis tarafından onlarca soruşturma açıldığını ve bu soruşturmaların çoğunun halen devam ettiğini’ bildirdi.

Ordu tarafından yapılan açıklamada, “Kuvvetlerimizin görevi kötüye kullandığına dair her türlü ihbar, şikâyet ya da iddia, kaynağı ne olursa olsun bir ön inceleme sürecinden geçer. Bazı durumlarda kanıtlar askeri polis tarafından cezai soruşturma başlatılması için yeterli olurken, diğer durumlarda sadece bir ön soruşturma yürütülür” ifadeleri yer aldı.

Açıklama şöyle devam etti: “Bu vakalar, İsrail Genelkurmay Başkanlığı Gerçekleri Araştırma ve Değerlendirme Mekanizması olarak bilinen bir mekanizma tarafından, kuvvetlerin suç teşkil eden bir suiistimalde bulunduğuna dair makul bir şüphe olup olmadığının belirlenmesi için değerlendirmeye sevk edilir.”

İnsan hakları örgütleri bu sistemi eleştirerek soruşturmaların yıllar sürebileceğini söylüyor.