Türkiye ilişki kurmak isterken, İsrail, Mısır taktiğini mi uyguluyor?

Türkiye ve İsrail bayrağı (Reuters)
Türkiye ve İsrail bayrağı (Reuters)
TT

Türkiye ilişki kurmak isterken, İsrail, Mısır taktiğini mi uyguluyor?

Türkiye ve İsrail bayrağı (Reuters)
Türkiye ve İsrail bayrağı (Reuters)

"Sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum."
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olduğu dönemde Davos Zirvesi'nde "one minute" çıkışını 29 Ocak 2009'da yapmıştı. 
Bu sözlerin ardından Türkiye-İsrail ilişkilerin büyük bir gerilim ve gerginlik yaşandı. 

"One minute"in üzerinden 12, Mavi Marmara saldırısının üzerinde 11 yıl geçti.
Çok geçmeden tarih yaprakları 31 Mayıs 2010'u gösterdiğinde gerginlikten öte savaşın eşiğine gelindi. 
Zira İsrail komandoları uluslararası sularda seyreden Mavi Marmara'ya baskın yapmış ve 10 kişiyi katletmişti. 
İlk çıkıştan 12, Mavi Marmara gemisi saldırının üzerinden 11 yıl geçti. 
Mavi Marmara'da İsrail'in özür dileyip kayıp yakınlarına tazminat ödemesi de ilişkilerin düzeltilmesine yetmedi. O tarihten bu yana iki ülke adeta düşman gibi.
Ancak aradan geçen zaman zarfından ve yaşanan yeni gelişmelerden dolayı iki ülkede ilişkilerin düzeltilmesinden yana. 

İsrail'i tanıyan ilk Müslüman ülke
Aslında Türkiye ve İsrail eskiden beri iki dost ülke. Türkiye, Mart 1949'da İsrail'i tanıyan ilk Müslüman çoğunluklu devlet. Ankara ve İsrail'i yakın ilişkiler kurduğu geçmişte birçok Arap devleti, İsrail'in adını bile anmak istemiyordu. 
Şimdilerde durum tam tersine dönmüş gibi. Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Suudi Arabistan ve Mısır İsrail ile ilişkileri belli bir düzeye getirmiş vaziyette. 
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) Joe Biden yönetimi tavrı da Ortadoğu'daki devletlerin birbirine karşı yeni sayfa açmalarını gerektiriyor.
Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz ve İsrail'deki politik istikrarsızlık, iki ülkenin ilişkilerini düzeltmeyi zorunlu kılıyor olabilir. İşte bu nedenle Ankara, Tel Aviv yönetimiyle yeni ilişki kurmak istiyor. 

Eski dostların anlaşmasının tek yolu diyalog
"Davos çıkışı", "Mavi Marmara saldırısı", "Alçak sandalye krizi" gibi hafızalarda derin izler bırakan olaylar yaşanmış olsa da eski dostların anlaşmasının tek yolunun diyalog olduğunu pek çok kişi söylüyor. 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 Aralık 2020'de yaptığı bir açıklamada, "İsrail ile istihbari noktada münasebetlerimiz zaten kesilmiş değil, devam ediyor. Burada en tepe noktadaki kişilerle bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Gönlümüz arzu eder ki münasebetlerimizi daha iyi bir noktaya taşıyalım" demişti. 

Dış politikada çok şey değişti
Yıllar süren çekişmeli ilişkilerin ardından Türkiye'nin, son zamanlarda genel olarak Ortadoğu'ya ve özelde İsrail'e yönelik dış politikasını değiştirdiği de iddia edildi. 
Şimdi ise İsrail Hayom gazetesine üst düzey bir Türk yetkilinin, Türkiye'nin Tel Aviv'e büyükelçi göndermeye hazır olduğuna ilişkin bir beyanat verdiği belirtiliyor. İsrail'in tavrı ise tam olarak bilinmiyor. 
Ancak İsrail medyasında yer alan haberlerde ilişkilerin kurulması gerektiği vurgulanıyor. Hatta bazı yetkililer, İran tehdidine karşı İsrail ve Türkiye'nin birlikte hareket etmesi gerektiğini savunuyor. Ancak İsrail, Mısır gibi "temkinli" davranma görüntüsü vermeye çalıyor. Türkiye, Mısır ile de ilişkilerini geliştirmek için adım atmış, Mısır ise bazı şartlar öne sürerek adım atmamıştı. 

"Havayolu köprüsünün kurulması önemli bir adım" 
Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ve Siyasal Tarih Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson, Türkiye ile İsrail halkları arasındaki bağların tarihi temellere dayandığını belirterek ilişkilerin kurulması gerektiğini söyledi. 
Tarihe göz atıldığında, İsrail devleti kuruluncaya kadar Müslüman-Musevi çatışmasının yaşanmadığını dile getiren Gürson, "Türkler ve Musevilerin işbirliği yapmalarının geçmişten kalan bir engeli bulunmamaktadır" dedi. 
Filistin halkı Batı Şeria ve Gazze şeridinde kuşatıldığını hatırlatan Gürson, Gazze'nin ablukadan kurtulması için Türkiye ile arasında bir havayolu köprüsü kurulmasının ilişkilerin iyileştirilmesinde önemli bir adım olacağını vurguladı. 

"Uluslararası ilişkilerde ‘kalıcı düşmanlık ve kalıcı dostluk' yoktur" 
Bahçeşehir Üniversitesi Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı, iki ülke ilişkilerinin normalleşmesine ilişkin Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada, devletlerin menfaatlerine göre hareket ettiğini söyledi. 
Uluslararası ilişkilerin temelinde "kalıcı düşmanlıklar ve kalıcı dostluklar yoktur" anlayışının yer aldığını hatırlatan Yaycı, "Devletler kalıcı menfaatlerine göre hareket ederler. Onun için iyi ilişkileri geliştirmek için öncelikle asgari müştereklerde buluşmak gerekiyor. İkili ilişkilerde hem ortak hem de çatışan menfaatler olabilir" dedi. 

"Doğu Akdeniz'de barış ve istikrar yanlısı" 
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu tarihten bu yana sürekli olarak barışçıl bir politikayı tercih ettiğini, menfaatine aykırı bir durum ortaya çıktığında ise bunları korumak için gerekenleri yatığını kaydeden Yaycı, "Türkiye Doğu Akdeniz'de barış ve istikrar yanlısıdır. Haklarını çiğnetmemek için uğraş veriyor. Bu noktadan bakınca Türkiye'nin İsrail, Mısır, Libya, Suriye ve Lübnan ile ortak menfaatleri vardır. Bu menfaatlerin sağlanması için iyi ilişkilerin kurulması gerekiyor" şeklinde konuştu. 

"Türkiye de İsrail de kazançlı çıkar" 
İsrail ve Mısır ile yeni sayfalar açılırken geçmişin hatırlatılarak mevcut durumun devam etmesini savunanların iyi niyet taşımadığını dile getiren Yaycı, şunları kaydetti: 
"Türkiye, konjonktüre uygun hareket etmek durumundadır. Sadece İsrail ile değil tüm kıyıdaş devletlerle iyi ve isabetli, istikrarlı ilişkilerin kurulması gerekiyor. O nedenle devleti yönetenlerin açıklamaları yerindedir. İsrail ile karşılıklı deniz kıyımız vardır. Bu gerçekten hareketle bir anlaşma imzalanması durumunda İsrail 16 bin 400 kilometrekare deniz yetki alanı kazanacaktır. Türkiye de 10 kilometrekare bir deniz yetki alanı kazanacaktır. Yani her iki devlet de kazan-kazan anlayışı ile bir kazanıma kavuşacaktır." 
Türkiye'nin bölgesinde büyük ve güçlü bir devlet olduğunu, onunla iyi ilişkiler geliştiren her devletin karlı çıkabileceğini vurgulayan Yaycı, "İlişkilerin geliştirilmesinde kimin alttan aldığı, ağır davrandığı veya nazlandığı konuşulacak konu değildir. Çünkü devletler arasında mütekabiliyet-karşılılık esastır. Türkiye alttan alacak bir devlet değildir" ifadelerini kullandı. 

"Türkiye'nin dostu olan kazanır" 
"İlişkilerin başlaması için yeni bir sayfa açılması halinde iki devlet eskiden olduğu gibi dost olurlar mı?" sorusuna Cihat Yaycı, şu cevabı vererek sözlerini tamamladı: 
"Elbette her iki devlet iyi ilişkiler geliştirebilir. Türkiye mütekabiliyete önem veren bir devlettir. Hangi adım atılırsa Türkiye de benzer adımı atabilir. Türkiye ‘hevesli', İsrail ise ‘temkinli' değerlendirmesi iyi ilişkilerin kurulmaması için önceden gündeme getirilen algı operasyonlarının edebiyatıdır. İsrail'in Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmesi İsrail'in menfaatinedir. Çünkü bölgede en güçlü devlettir. Ankara, bölgedeki varlığıyla istikrar ve barışı sağlar. Türkiye'nin dostu olan kazanır."

Independent Türkçe



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.