Yemenli göçmenlerin çocuklarının kaçırılmasında İsrailli doktorların rolü

1950’lerde çocukları kaçırılan Yemenli Yahudilerden 76 yaşındaki Yona Musa. (Getty)
1950’lerde çocukları kaçırılan Yemenli Yahudilerden 76 yaşındaki Yona Musa. (Getty)
TT

Yemenli göçmenlerin çocuklarının kaçırılmasında İsrailli doktorların rolü

1950’lerde çocukları kaçırılan Yemenli Yahudilerden 76 yaşındaki Yona Musa. (Getty)
1950’lerde çocukları kaçırılan Yemenli Yahudilerden 76 yaşındaki Yona Musa. (Getty)

İsrail Sağlık Bakanlığı’nda yürütülen yeni bir araştırma, 1950’lerin başında İsrail’e göç eden Yemenli ailelerin çocuklarının kaçırılmasının “Yalnızca İsrail Yahudi Ajansı ve bakanlıkları değil, hastanelerdeki doktorların da katıldığı kapsamlı bir suç olduğunu” gözler önüne serdi.
Araştırmada, söz konusu doktorların bir kısmının ailelerin yaşam kalitelerini göz ardı ederek çok sayıda çocuk sahibi olmalarının yanı sıra yoksul ve yetersiz bir ortamda büyüdükleri bahanesi ile çocuklarından vazgeçmeleri için ikna etmeye çalıştıkları belirtildi. Araştırmada “Durum böyle ise neden çocuklarını Naziler yüzünden çocuksuz kalan zengin Yahudi ailelere, rahat ve zengin bir çevrede büyümeleri için vermiyorlardı?” sorusu yöneltildi.
İsrail’de sayılarının yaklaşık 500 bin olduğu tahmin edilen Yemen Yahudileri, nüfus içinde büyük bir grubu oluşturdıkları biliniyor. Yemen Yahudileri gruplar halinde İsrail’e göç etmişlerdi. Söz konusu göçlerin en büyüğü İsrail’in kurulduğu ilk yıllarda, 1948-1951 yılları arasında gerçekleşmişti. Söz konusu dönemde 55 bin,ardından da 1954 yılında yaklaşık 8 bin kişi göç etmişti. İsrail’e göç eden Yemen Yahudileri iki sebepten acı çektiler. Bunlardan biri ırkçılık diğeri ise İsrail hükümetinde, Yahudi Ajansı’nda ve siyonist hareket yönetiminde yer alan Aşkenaz Yahudileri’nin kendilerine muamele biçimiydi. Yemen Yahudileri mülteci kamplarına yerleştirilmişlerdi. Söz konusu dönemde Avrupa’dan gelen göçmen aileler tarafından evlat edinmeleri için Yemenli ailelerden binler çocuk kaçırıldı.
Doktora tezi hazırlayan Yahudi bir üniversite öğrencisi tarafından yürütülen yeni araştırma, bu suçun bilinmeyen bir yanını daha ortaya çıkardı. Çocukları kaçıranların devlet memurlarından ya da Yahudi Ajansı’nda çalışan görevlilerden, “çete olarak” çalışan kişiler olduğuna inanılıyordu. Kimse doktorların da bu suça ortak olmasını beklemiyordu. Çünkü bunlar, insanları korumaya ve tedavi etmeye söz vererek yemin etmiş kişilerdi. Araştırmaya göre birçok doktor çocukların kaçırılmasında aktif bir şekilde yer aldı ve Yemenli aileleri “çocuklarının iyiliği için onlardan vazgeçmeye” iknaya çalıştı.
Araştırma, aileleri tarafından tedavi görmeleri için hastaneye getirilen çocukların, doktorların bilgisi dahilinde kaçırılmalarının ardından zengin Aşkenazi ailelerine satıldıklarını, ölüm veya cenaze belgeleri sunulmadan ve ailelerin çocuklarını defnetmelerine izin verilmeden sadece çocuklarının ölümünün bildirildiğini ortaya çıkardı. Aileler, çocuklarının ölmediğini, aslında kaçırılmış olduklarını, bu olaylardan 18 yıl sonra İsrail ordusunun çocukları için askere çağırma bildirisi göndermeye başlaması ile öğrendiler. Araştırmacı bu yeni bilgiyi 2017 yılında Sağlık Bakanlığı’na ilettiği bir araştırmada da ortaya koymuştu. Ancak herhangi bir açıklama yapılmadan araştırmanın üzeri örtüldü. Bakanlığın söz konusu araştırmayı özellikle son iki yıldır siyasi nedenlerle yayınlamak istemediği düşünülüyor.
Binyamin Netanyahu hükümeti bu ayın başlarında söz konusu suçu kabul etti ve her aileye çocuklarını kaybetmeleri sebebiyle 50 bin dolar tazminat ödenmesine karar verdi. Ancak İsrail’deki Yemen Yahudileri sadece suçun kabulünü değil, çocuklarının akıbetlerine ilişkin ciddi bir araştırma yapılmasını talep ediyorlar.



ABD'nin uyarısı sonrası altı havayolu şirketi Venezuela'ya uçuşları iptal etti

Venezuela'daki Simon Bolivar Uluslararası Havalimanı'nın pistinde park halindeki uçaklar, (EPA)
Venezuela'daki Simon Bolivar Uluslararası Havalimanı'nın pistinde park halindeki uçaklar, (EPA)
TT

ABD'nin uyarısı sonrası altı havayolu şirketi Venezuela'ya uçuşları iptal etti

Venezuela'daki Simon Bolivar Uluslararası Havalimanı'nın pistinde park halindeki uçaklar, (EPA)
Venezuela'daki Simon Bolivar Uluslararası Havalimanı'nın pistinde park halindeki uçaklar, (EPA)

Venezuela Havayolları Sendikası'na göre, ABD Federal Havacılık İdaresi'nin bölgedeki önemli ABD askeri yığınağının ardından "artan askeri faaliyet" riskleri konusunda uyarıda bulunmasının ardından dün altı havayolu şirketi Venezuela'ya uçuşlarını iptal etti.

Venezuela Havayolları Sendikası Başkanı Marisela de Loaiza, İspanyol havayolu Iberia, Portekiz havayolu TAP, Şili havayolu LATAM, Kolombiya havayolu Avianca, Brezilya havayolu GOL ve Trinidad havayolu Caribbean'ın ülkeye uçuşlarını askıya aldığını, ancak askıya alma süresini belirtmediğini söyledi.

Bu arada, Panama havayolu Copa, İspanyol havayolu Air Europa ve Plus Ultra, Türk Hava Yolları ve Venezuela havayolu Laser uçuşlarına devam ediyor.

ABD Federal Havacılık İdaresi (FHA), cuma günü Venezuela hava sahasındaki sivil uçaklara, "Venezuela ve çevresinde kötüleşen güvenlik durumu ve artan askeri faaliyetler" nedeniyle "dikkatli olmaları" çağrısında bulundu.

"Bu tehditler, uçuş, varış ve kalkış dahil olmak üzere tüm irtifalardaki uçaklar ve/veya yerdeki havaalanları ve uçaklar için potansiyel bir tehlike oluşturabilir" ifadelerini kullandı.

Washington, uyuşturucuyla mücadele operasyonu olduğunu iddia ettiği operasyon kapsamında Karayipler'e bir uçak gemisi saldırı grubu, diğer savaş gemileri ve gizli uçaklar konuşlandırdı, ancak Karakas asıl amacın Venezuela'da rejim değişikliği olduğundan endişe ediyor.

Uçaklara yönelik uyarı, Maduro liderliğindeki bir uyuşturucu kartelinin ABD tarafından terör örgütü ilan edilmesinden sadece birkaç gün önce geldi. Bazıları, bu kararın Maduro hükümetine karşı askeri bir harekatın habercisi olduğuna inanıyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ABD güçleri, eylül ayı başından bu yana Karayipler'de uyuşturucu taşıdığı iddia edilen 20'den fazla gemiye saldırılar düzenleyerek 80'den fazla kişinin ölümüne yol açtı.

Ancak ABD, hedef aldığı teknelerin uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığına veya ülke için tehdit oluşturduğuna dair somut bir kanıt sunmadı ve bu operasyon ve beraberindeki askeri yığınak sonucunda bölgesel gerginlikler tırmandı.


Avrupa, Trump'ın Ukrayna barış planını reddetti

Costa, Starmer, Macron ve Finlandiya Başbakanı Stubb (AFP)
Costa, Starmer, Macron ve Finlandiya Başbakanı Stubb (AFP)
TT

Avrupa, Trump'ın Ukrayna barış planını reddetti

Costa, Starmer, Macron ve Finlandiya Başbakanı Stubb (AFP)
Costa, Starmer, Macron ve Finlandiya Başbakanı Stubb (AFP)

Ukrayna'nın Avrupalı ​​destekçileri, ABD'nin savaşı mevcut haliyle sona erdirme planını, acil bir toplantının ardından, taslak planın görüşmeler için bir temel oluşturabileceğini, ancak daha fazla çalışma gerektirdiğini belirterek reddetti.

Johannesburg'daki liderler toplantısının ardından yapılan açıklamada, "28 maddelik planın ilk taslağı, adil ve kalıcı bir barışa ulaşmak için gerekli olacak önemli unsurlar içeriyor" denildi.

Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi: "Sınırların zorla değiştirilemeyeceği ilkesine bağlıyız. Ayrıca, Ukrayna silahlı kuvvetlerine yönelik önerilen kısıtlamaların, Ukrayna'yı gelecekteki saldırılara karşı savunmasız bırakabileceği konusunda endişeliyiz."

ABD Başkanı Donald Trump, savaşı sona erdirme planının Ukrayna'ya sunduğu nihai teklif olmadığını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ABD, bugün Cenevre'de Ukrayna ve Avrupa Birliği ülkeleriyle plan hakkında görüşmeler gerçekleştirecek. Görüşmelere Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Trump'ın özel temsilcisi Steve Witkoff ve Kara Kuvvetleri Bakanı Daniel Driscoll katılacak.


Washington, Güney Afrika'yı G20'nin kurucu ilkelerini baltalamakla suçluyor

Johannesburg'daki grup liderler zirvesinin yapıldığı mekandaki G20 logosu (AFP)
Johannesburg'daki grup liderler zirvesinin yapıldığı mekandaki G20 logosu (AFP)
TT

Washington, Güney Afrika'yı G20'nin kurucu ilkelerini baltalamakla suçluyor

Johannesburg'daki grup liderler zirvesinin yapıldığı mekandaki G20 logosu (AFP)
Johannesburg'daki grup liderler zirvesinin yapıldığı mekandaki G20 logosu (AFP)

Beyaz Saray, dün yaptığı açıklamada, Güney Afrika'nın, dünyanın en büyük ekonomilerinden oluşan G20'nin başkanlığını ABD'ye sorunsuz bir şekilde devretmeyi, grubun ABD'nin itirazlarına rağmen iklim değişikliği konusunda bir bildirge yayınlamasının ardından reddettiğini belirtti.

Beyaz Saray Sözcüsü Anna Kelly, Güney Afrika'yı G20'nin kurucu ilkelerini baltalamakla suçlayarak, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa'nın, "ABD'nin ısrarlı ve güçlü itirazlarına rağmen" iklim krizi ve diğer küresel zorlukları ele alan bir G20 liderler bildirgesi için baskı yaptığını söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın, ABD'nin 2026'da G20 zirvesine ev sahipliği yapmasıyla G20'nin meşruiyetini yeniden tesis etmeyi dört gözle beklediğini ifade etti.