Afrika Birliği’nden Nahda Barajı krizi taraflarına toplantı çağrısı

Abdulfettah el-Burhan, AfB Barış ve Güvenlik Konseyi’nden Addis Ababa ile anlaşmazlıkları çözmesini talep etti.

Sudan Sulama Bakanı, geçen Haziran ayında Mısırlı ve Etiyopyalı meslektaşları ile sanal müzakereler gerçekleştirdi. (AFP)
Sudan Sulama Bakanı, geçen Haziran ayında Mısırlı ve Etiyopyalı meslektaşları ile sanal müzakereler gerçekleştirdi. (AFP)
TT

Afrika Birliği’nden Nahda Barajı krizi taraflarına toplantı çağrısı

Sudan Sulama Bakanı, geçen Haziran ayında Mısırlı ve Etiyopyalı meslektaşları ile sanal müzakereler gerçekleştirdi. (AFP)
Sudan Sulama Bakanı, geçen Haziran ayında Mısırlı ve Etiyopyalı meslektaşları ile sanal müzakereler gerçekleştirdi. (AFP)

Afrika Birliği (AfB), Nahda (Rönesans/Hedasi) Barajı konusunda arabuluculuk rolünü yeniden üstlenerek krizin tarafları arasındaki müzakerelere yarın Kongo'nun başkenti Kinşasa'da ev sahipliği yapacağını duyurdu. Sudan, Mısır ve Etiyopya’nın günler süren gerginliğin ve tartışmaların ardından müzakere masasına dönmesi bekleniyor.
 AfB, üç ülkeyi Kinşasa'da 5 Nisan'a kadar sürecek olan, uzmanlar düzeyindeki toplantıya davet etti. Kongo Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı’ndan yetkililer, toplantının AfB’nin şubat ayı dönem başkanı Kongo Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi'nin ev sahipliğinde yapılacağını bildirdi. Toplantıya AfB Komisyonu Başkanı Musa Faki'nin de katılması bekleniyor.
 AfB’nin Sudan Özel Temsilcisi Büyükelçi Muhammed Beliş, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada üç ülkeye resmi bir davet gönderildiğini aktardı. Beliş, davetin amacının AfB'nin arabuluculuğunu ve çatışmaya barışçıl, müzakere edilmiş bir çözüm bulmak ve üç tarafı görüşme masasına tekrar oturtarak bölgedeki gerilimi sona erdirme rolünü yerine getirmek olduğunu ifade etti. Ayrıca AfB’nin Kıta ülkeleri arasındaki çatışmalara Afrika çözümleri bulma konusundaki olumlu politikalarının uygulanmasını amaçladığını vurguladı.
 Şarku’l Avsat, müzakere ekibinden bir kaynaktan Sudan'ın Kinşasa toplantısına katılacağını ve bununla ilgili olarak toplantılara başladığını öğrendi. Önümüzdeki birkaç saat içinde toplantıya katılım biçimi hakkında bir karar verilmesinin beklendiği kaydedildi.
Nahda Barajı müzakereleri, geçtiğimiz ağustos ayında yapılan son müzakere toplantısında üç taraf arasındaki görüş ayrılıklarının ardından askıya alınmıştı. Sudan Sulama Bakanı Yasir Abbas, müzakereyi faydasız olarak nitelendirerek AfB uzmanlarına görüşmelerde daha büyük bir rol verilmesi ve gözlemcilik misyonlarının arabuluculuğa kadar geliştirilmesi çağrısında bulundu. 
 Nil Nehri havzasının iki ülkesi, Mısır ve Sudan, Etiyopya'yı kapsamlı bir anlaşmaya varılıncaya kadar baraj rezervuarını doldurma planlarını ertelemeye çağırmasına rağmen Addis Ababa yönetimi 21 Temmuz 2020'de 4,9 milyar metreküp kapasiteli rezervuarı doldurmanın ilk aşamasının tamamladığını duyurdu. Etiyopya ayrıca önümüzdeki temmuz ayında ikinci dolum aşamasına geçmeyi planladığını bildirdi.
 Müzakereleri sürdürme çağrısı, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin Mısır'ın Nil suyundaki payını tehlikeye atmayacağı yönündeki uyarısının ardından geldi. Sisi, Nahda Barajı'ndaki gelişmelerle ilgili yaptığı açıklamada, "Kimseyi tehdit etmiyoruz ama kimse Mısır'dan bir damla su alamaz. Aksi takdirde bölge kimsenin hayal edemeyeceği bir istikrarsızlığa şahit olur” dedi.
 Mısır ve Sudan, yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma imzalamadan önce baraj gölünü doldurmaya başlamaması konusunda Etiyopya’yı uyardılar. Hartum, barajın doldurulmasının su tesislerini ve barajlarını, özellikle de Nahda Barajı'na yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki er-Roseires Barajı’nı etkileyeceğini belirtti. Aynı zamanda bu durumun, Mavi Nil ve Nil Nehri kıyılarında yaşayan 20 milyondan fazla Sudanlı’nın hayatını da tehdit ettiği vurgulandı.
 Sudan hükümeti, Afrika Birliği (AfB), Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve ABD’den oluşan dörtlü bir arabuluculuk mekanizması teklifinde bulunmuştu. Mısır teklifi kabul ederek güçlü bir şekilde desteklerken Etiyopya, AfB’nin tek taraflı arabulucuğunu savundu. AfB’nin bunun için resmi bir talep almadığını ve medya aracılığıyla bilgi edindiğini bildirdi.
 Diğer yandan ABD’nin Sudan Özel Temsilcisi Donald Booth, görüşlerini almak ve barajla ilgili anlaşmazlığı müzakere yoluyla bir çözüme ulaştırmak için arabuluculuk yapmak üzere Hartum, Kahire ve Addis Ababa arasında ziyaretler düzenledi. Basında çıkan haberlere göre Addis Ababa Büyükelçi Booth'a, Sudan ve Mısır tarafından iki ülkenin su çıkarlarına tehdit olarak değerlendirildiği için karşı çıkıldığı halde önümüzdeki temmuz ayında barajın doldurulması konusunda kararlı olduğunu bildirdi. Sudan Dışişleri Bakanı Meryem el-Mehdi, Booth ile önceki gün görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Etiyopya'nın barajı ikinci doldurma aşamasınının tamamlanmasına kadar zaman kazanmak için "hile yaptığını" söyledi.
 Bakan Mehdi, Etiyopya'nın tutumunu eleştirerek, “Bu sessiz kalınacak bir durum değil” ifadesini kullandı. Etiyopya’nın tek taraflı adımlarının iki ülke arasındaki güveni tehdit ettiğini belirten Mehdi, ABD Büyükelçisi’ne Washington yönetiminin müzakerelere müdahale etme ve Etiyopya’nın üç taraflı yasal bir anlaşmaya varmadan önce barajı dolum işlemine başlamasını engelleme çağrısında bulundu.
 Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan da Nahda Barajı konusunda Etiyopya’nın tutumunu ve ülkenin doğu sınırlarında yaşanan gerginliği kınadı. Burhan, AfB Barış ve Güvenlik Konseyi'nden çatışmaya müdahale etmesini ve Afrika Kıtası’nın tüm sorunlarına Afrikalıların kendi çabalarıyla çözüm bulma rolünü yerine getirmesini talep etti. Burhan, ülkesini ziyaret eden Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Konseyi'nden bir heyetle cuma günü yaptığı görüşmenin ardından Nahda Barajı meselesi ve doğu sınırlarındaki durumun, AfB ve kendisine bağlı Güvenlik ve Barış Konseyi’nin Afrika sorunlarına çözüm bulmak için daha fazla rol oynaması gerektirdiğini vurguladı.
 AfB Barış ve Güvenlik Konseyi'nden bir heyet, Kenya'nın Afrika Birliği Daimi Temsilcisi Jean Njeri Kamau başkanlığında, Sudan'daki demokratik geçişi ve hükümetin ülkeyi ileriye taşımak için sarf ettiği çabaları desteklemek için ülkeyi ziyaret etti. Ayrıca ziyaretin birkaç gün süreceği bildirildi.
 AfB Barış ve Güvenlik Konseyi nisan ayı dönem başkanı Muhammed İdris Ferah yaptığı açıklamada, Konsey’in ülkede barış ve istikrarı sağlamak için  bir sonraki aşamada Sudan'ı destekleme konusundaki kararlılığını vurguladı. Sudan'ın karşı karşıya olduğu zorluklara rağmen elde ettiği başarılara atıfta bulunarak özellikle Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ile Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey örgütünün (SPLM-N) Güney Kordofan lideri Abdulaziz el-Hulu arasında imzalanan İlkeler Beyannamesi’ne dikkat çekti. Ferah ayrıca, Egemenlik Konseyi Başkanı'nın Kıta’nın sorunlarına Afrikalıların kendi çabalarıyla çözüm bulmayı amaçlayan Afrika mekanizmasını harekete geçirerek Afrika Birliği'nin rolünü yerine getirmesine ve mevcut aşamanın gerekliliklerine ayak uydurmaya istekli olduğunu gösterdiğini söyledi. Ayrıca Konsey’in Sudan'daki güncel gelişmeleri yakından takip ettiğini ve gerekli desteği sağlayacağını vurguladı.



Birleşmiş Milletler: Hızlı Destek Kuvvetleri katliamında en az 1000 kişi öldü

15 Nisan'da Hızlı Destek Kuvvetleri'nin Zemzem mülteci kampına düzenlediği saldırıların ardından yerinden edilmiş insanlar eşeklerin çektiği bir arabayla taşınıyor (Reuters).
15 Nisan'da Hızlı Destek Kuvvetleri'nin Zemzem mülteci kampına düzenlediği saldırıların ardından yerinden edilmiş insanlar eşeklerin çektiği bir arabayla taşınıyor (Reuters).
TT

Birleşmiş Milletler: Hızlı Destek Kuvvetleri katliamında en az 1000 kişi öldü

15 Nisan'da Hızlı Destek Kuvvetleri'nin Zemzem mülteci kampına düzenlediği saldırıların ardından yerinden edilmiş insanlar eşeklerin çektiği bir arabayla taşınıyor (Reuters).
15 Nisan'da Hızlı Destek Kuvvetleri'nin Zemzem mülteci kampına düzenlediği saldırıların ardından yerinden edilmiş insanlar eşeklerin çektiği bir arabayla taşınıyor (Reuters).

Birleşmiş Milletler'in Perşembe dün yayınladığı bir raporda, geçen nisan ayında Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kuzey Darfur'daki iç göçmenler için kurulan Zemzem kampına düzenlediği saldırıda 1000'den fazla sivilin öldürüldüğü ve bunların yaklaşık üçte birinin yargısız infaza uğradığı belirtildi.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) raporunda, 11-13 Nisan tarihleri ​​arasında gerçekleşen HDK saldırısında "katliamlar, tecavüz, diğer cinsel şiddet eylemleri, işkence ve kaçırma" olaylarının işlendiği ifade edildi. OHCHR, "en az 1013 sivilin öldürüldüğünü" vurguladı.

Bir diğer gelişmede, HDK dün Sudan'ın Nil Eyaleti'ndeki çeşitli şehirleri hedef alan büyük ölçekli bir insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenledi. Düzinelerce İHA’nın kullanıldığı saldırı, büyük bir elektrik santralini vurdu, iki kişinin ölümüne ve Sudan'ın büyük şehirlerinde yaygın elektrik kesintilerine neden oldu.

Askeri bir kaynak ve görgü tanıkları Şarku’l Avsat’a, Nil Eyaleti'ndeki Atbara, Ad-Damir ve Berber şehirlerine düzenlenen saldırıda yaklaşık 35 İHA’nın kullanıldığını bildirdi. İHA saldırısı, Atbara'daki el-Muqran elektrik santralindeki elektrik transformatörlerine önemli hasar verdi ve Hartum, Nil Nehri ve Kızıldeniz eyaletlerinde tamamen elektrik kesintisine yol açtı.


HDK Güney Kordofan'da şiddeti artırdı ve Dilling'deki askeri hastaneyi bombaladı

Birleşmiş Milletler helikopteri, öldürülen askerlerin cesetlerini Abyei'ye taşıdı (dolaşımda)
Birleşmiş Milletler helikopteri, öldürülen askerlerin cesetlerini Abyei'ye taşıdı (dolaşımda)
TT

HDK Güney Kordofan'da şiddeti artırdı ve Dilling'deki askeri hastaneyi bombaladı

Birleşmiş Milletler helikopteri, öldürülen askerlerin cesetlerini Abyei'ye taşıdı (dolaşımda)
Birleşmiş Milletler helikopteri, öldürülen askerlerin cesetlerini Abyei'ye taşıdı (dolaşımda)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Güney Kordofan eyaletindeki operasyonlarını yoğunlaştırdı. Cumartesi günü eyalet başkenti Kadugli'deki bir BM yerleşkesini hedef alarak altı Bangladeşli barış gücü askerini öldürdüklerine dair çelişkili raporların ardından, dün geri dönerek kuşatma altındaki eyaletin ikinci büyük şehri Dilling'deki bir askeri hastaneyi bombaladı; 7 kişi öldü, 12 kişi de yaralandı.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir hastane sağlık çalışanı, kurbanların hastalar ve refakatçileri olduğunu belirterek, askeri hastanenin "askeri personelin yanı sıra şehrin sakinlerine ve çevredeki bölgelere de hizmet verdiğini" belirtti.

Aynı bağlamda, BM ekipleri, Sudan hükümetiyle koordinasyon içinde, cumartesi günü Kadugli'deki bir BM yerleşkesini hedef alan insansız hava aracı (İHA) saldırısında öldürülen ve yaralanan UNISFA barış güçlerinin tahliyesini dün gerçekleştirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre şehirde Sudan ordusu ile HDK arasında tırmanan çatışmalar nedeniyle UNISFA'nın tüm birliklerini ve personelini Kadugli'den tahliye etmeyi düşündüğüne dair sürekli haberler geliyor.


Washington, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki olaylar nedeniyle Ruanda'yı ‘bölgeyi savaşa sürüklemekle’ suçluyor

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden askerler Burundi'nin Gatumba köyüne geldi. (Reuters)
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden askerler Burundi'nin Gatumba köyüne geldi. (Reuters)
TT

Washington, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki olaylar nedeniyle Ruanda'yı ‘bölgeyi savaşa sürüklemekle’ suçluyor

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden askerler Burundi'nin Gatumba köyüne geldi. (Reuters)
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden askerler Burundi'nin Gatumba köyüne geldi. (Reuters)

ABD dün, Ruanda’nın Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusundaki çatışmaya müdahil olmasını kınadı. Ruanda’ya yönelik eleştiriler, silahlı 23 Mart Hareketi’nin (M23) bölgede yeni bir saldırı başlatmasının ardından geldi. Söz konusu saldırı, Kinşasa ve Kigali’nin Washington’da birkaç gün önce imzaladığı anlaşmanın akabinde gerçekleşyor.

ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz, BM Güvenlik Konseyi toplantısında yaptığı açıklamada, “Son haftalarda Başkan Trump’ın himayesinde ilerleme kaydedilmesi gerekirken, Ruanda bölgeyi daha fazla istikrarsızlığa ve savaşa sürüklüyor” dedi.

4 Aralık’ta Washington’da Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile Ruanda arasında Başkan Trump’ın himayesinde imzalanan barış anlaşmasının ardından Waltz, şiddetin yeniden başlamasından dolayı ülkesinin son derece endişeli olduğunu vurguladı. Waltz, Ruanda’nın Kongo’nun doğusunda meydana gelen gelişmelerdeki rolünün boyutunu da sert bir şekilde eleştirdi.

ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz, BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında (Reuters) ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz, BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında (Reuters)

Waltz, Ruanda’nın M23 hareketine maddi, lojistik ve eğitim desteği sağladığını ve 1 Aralık’tan itibaren yaklaşık 5 ila 7 bin Ruandalı askerle Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde M23’ün yanında savaştığını açıkladı. Waltz, söz konusu sayının saldırının ilerleyişine bağlı olarak artabileceğine de işaret etti.

Waltz ayrıca, “Son aylarda Ruanda, M23’ü desteklemek için Kuzey ve Güney Kivu bölgelerine çok sayıda kara-hava füzesi ve diğer gelişmiş ağır silahlar yerleştirdi” dedi. Waltz, M23 ve Ruanda’nın intihar dronları ve topçu kullanımını artırdığına dair güvenilir bilgiler bulunduğunu ve bu kapsamda Burundi’ye de saldırılar düzenlendiğini vurguladı.

M23 hareketi, ocak ayında Goma ve şubat ayında Bukavu kentlerini ele geçirmişti. Waltz, Ruanda’nın desteğiyle M23’ün, aralık başında ülkenin doğusundaki Güney Kivu eyaletinde, Burundi sınırı boyunca yeni bir saldırı başlattığını belirtti.

M23 çarşamba günü, yüz binlerce nüfusa sahip Uvira kentini ele geçirdi. Bu kontrol, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile Burundi arasındaki kara sınırını da M23’ün denetimine soktu; bu durum, Kinşasa’nın Bujumbura üzerinden sağladığı askeri desteği de kesmiş oldu.

Bu gelişmeler ışığında, BM Genel Sekreteri’nin Barış Operasyonlarından Sorumlu Yardımcısı Jean Pierre Lacroix, yeni saldırının “bölgesel bir patlamanın hayaletini uyandırdığını ve sonuçlarının tahmin edilemez olduğunu” belirterek, çatışmanın daha da genişleme riski konusunda ciddi endişe duyduğunu ifade etti.

Meşru müdafaa hakkı

Lacroix, komşu ülkelerden gelen silahlı güçlerin ve grupların doğrudan veya dolaylı müdahalesi ile sınırları aşan göçmen ve savaşçı hareketlerinin, bölgesel bir patlama riskini büyük ölçüde artırdığını belirtti. Lacroix ayrıca, M23’ün daha fazla alanı kontrol etmesi ve paralel yönetimler kurmasının, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin kademeli olarak çözülmesine yol açabileceği konusunda endişelerini dile getirdi.

BM Güvenlik Konseyi’nde birçok üye ülke bölgesel gerilimi artırma endişesi dile getirirken, Burundi’nin BM Daimî Temsilcisi Zephyrin Maniratanga, ülkesinin ‘meşru müdafaa hakkını saklı tuttuğunu’ belirtti ve Ruanda’yı topraklarını bombalamakla suçladı.

Maniratanga, “Bu sorumsuz saldırılar devam ederse, iki ülke arasında doğrudan bir çatışmayı önlemek zor hale gelecek” dedi.

Buna karşın Ruanda’nın BM Daimî Temsilcisi Martin Ngoga, ülkesinin Burundi ile savaş niyetinde olmadığını vurguladı ve hem Bujumbura’yı hem Kinşasa’yı ateşkesi ihlal etmekle suçladı.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Therese Kayikwamba ise BM Güvenlik Konseyi’nin ‘somut önlemler almamasını’ eleştirdi.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusundaki Kuzey Kivu eyaletinin Goma kentinde 23 Mart Hareketi (M23) üyeleri (Reuters)Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusundaki Kuzey Kivu eyaletinin Goma kentinde 23 Mart Hareketi (M23) üyeleri (Reuters)

Kayikwamba şubat ayında BM Güvenlik Konseyi’nin Ruanda güçlerinin geri çekilmesini ve ateşkese uymasını talep eden kararına rağmen ‘yeni bir kentin düştüğünü, paralel bir yönetimin güçlendiğini, binlerce ailenin yerinden edildiğini ve bazı ailelerin ise öldürülme, tecavüz ve yıldırmaya maruz kaldığını’ belirtti. Kayikwamba, Ruanda’ya yaptırımlar uygulanması çağrısını da yineledi.

Fransa'nın BM Daimî Temsilcisi Jerome Bonnafont ise BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelere, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki BM barışı koruma gücünün ‘özellikle ateşkesin denetlenmesi dahil olmak üzere tüm barış çabalarını desteklemesini sağlayacak’ bir karar tasarısı önerdiğini açıkladı.