Şam hastaneleri artan vakalar nedeniyle eşi görülmemiş bir baskı altında

Bir kadın Şam’daki Muvasat Hastanesi’nde koronavirüs hastası olan yakınına refakat ediyor (AFP)
Bir kadın Şam’daki Muvasat Hastanesi’nde koronavirüs hastası olan yakınına refakat ediyor (AFP)
TT

Şam hastaneleri artan vakalar nedeniyle eşi görülmemiş bir baskı altında

Bir kadın Şam’daki Muvasat Hastanesi’nde koronavirüs hastası olan yakınına refakat ediyor (AFP)
Bir kadın Şam’daki Muvasat Hastanesi’nde koronavirüs hastası olan yakınına refakat ediyor (AFP)

Suriye’de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayıları hızla artarken, başkent Şam’daki en büyük hastanelerinden birinin acil servisinde koronavirüse yakalanan yaşlı bir kadın bitkin halde  yoğun bakım ünitesinde yatakların boşalmasını bekliyor.
AFP’ye göre El-Muvasat Hastanesi doktorlarından Esma Spinney (26), güçlükle nefes alan yaşlı kadına ilk müdahaleyi yaparak, oksijen almasını sağladı.
Hasta ve yakınlarının oluşturduğu kalabalık sonucu sosyal mesafe kuralının kalmaması nedeniyle iki maske takan Dr. Spinney, “Solunum cihazı gerektiren birçok vaka bize geliyor ve çoğunun yoğun bakıma ihtiyacı var. Onlar için hiçbir şey yapamadığımız anlar oluyor ve gözlerimizin önünde ölüyorlar” dedi.
Sağlık Bakanlığı tarafından salgının başlamasından bu yana geçtiğimiz ay yapılan ilk resmi açıklamada, Şam hastanelerinde koronavirüs hastalarına tahsis edilen yoğun bakım yataklarının doluluk oranının yüzde 100’e ulaştığı ifade edildi. Hatta, yoğun bakımdaki hastaların başkent dışındaki hastanelere nakledildiği bildirildi.
Vaka sayılarındaki hızlı artış, hükümeti kalp hastalarının başka hastanelere sevk edilmesi koşuluyla koronavirüs hastalarının kalp cerrahisi hastanelerinde tedavi edilmesi yönünde karar almaya itti.

Genç doktor, günden 40’tan fazla vaka aldıklarını ve bunun kapasitelerinin çok üzerinde olduğu söyledi.
Vaka sayısındaki artış, sıkı bir karantina uygulamanın zor olduğu ekonomik kriz nedeniyle engellenemedi.
Salgının başlangıcından bu yana, Suriye topraklarının üçte ikisinden azını oluşturan rejim kontrolündeki bölgelerde 19 binden fazla vaka ve bin 274 can kaybı kaydedildi.
Doktorlar ve uluslararası kuruluşlar, vaka sayısının açıklanan resmi rakamlardan çok daha fazla olduğuna inanıyor. 
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), bunu Suriye genelindeki sınırlı testlere ve çok sayıda asemptomatik veya hafif semptomatik vakanın tespit edilmemesine bağlıyor.

Muvasat Hastanesi Müdürü Essam el-Emin, “Resmi rakamlar hastanelerde ve yolcular için yapılan PCR testlerinin sonuçlarını yansıtıyor” diyerek, uzman bir doktora göründükten sonra evde iyileşen çok sayıda orta ve hafif vakadan bahsetti.
Hastane, izolasyon bölümündeki 70’den fazla yatağa ek olarak, koronavirüs hastaları için yoğun bakım bölümlerinin yaklaşık yüzde 50’sini tahsis etti.
Hastanelerin sadece ağır vakaları kabul ettiğini söyleyen Emin, “Suriye bir savaş ve kuşatma durumunda. Bu nedenle çok sayıda teste sahip değil” diye konuştu.
Suriye hükümeti, Ocak ayında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) aracılığıyla COVAX girişimine katılmak için bir anlaşma imzaladı.
COVAX, ilk aşamada rejimin kontrolündeki bölgelerin yanı sıra ülkenin kuzeydoğusunda Kürt unsurların kontrol ettiği bölgeye 912 bin doz AstraZeneca aşısı sağlayacak.
Şam aşıların bu ay gelmesini beklerken, WHO Şam Direktörü Akcemal Mactamiova, aşı sevkiyatının en az Mayıs ayına kadar erteleneceğini söyledi.
OCHA ve WHO tarafından yayınlanan ortak raporda ise, ilk aşıların en geç bu yılın ikinci çeyreğinde yapılacağı belirtildi.

Hastane doktorlarından Ali Rostom, yoğun bakım ünitesindeki bir hastanın iyileşmesi nedeniyle rahat bir nefes alarak, başka bir ağır hasta için hayatta kalma fırsatı oluştuğuna sevindi.
On yıllık savaş, birçok sektörün yanı sıra personel sıkıntısı çeken tıp sektörünü de büyük ölçüde etkiledi.



Salih Müslim: Dünya Türkiye’nin operasyonlarına için yeşil ışık yakmayacak

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)
TT

Salih Müslim: Dünya Türkiye’nin operasyonlarına için yeşil ışık yakmayacak

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim, Türkiye'nin İsveç'in NATO'ya üyeliğini kabul etmesi karşılığında Kürtlere yönelik operasyonlarının desteklenmesinin de aralarında bulunduğu şartlarını, Kürtlerin bekasına yönelik bir savaş ilanı olarak değerlendirdi. Müslim, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Türkiye, tarafların tarafsızlık politikasını reddetmelerinden ötürü Kürt halkının çektiği sıkıntıları anlayan uluslararası güçlere her türlü baskıyı uyguluyor. Öyle ki Ankara, Kürtlerin bekasına karşı yürüttüğü savaşta, başta NATO olmak üzere tüm güçleri kendi tarafına çekmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.

PYD ile başta İsveç olmak üzere Avrupa ülkeleri arasında herhangi bir düşmanlık olmadığını vurgulayan Müslim, Ankara'nın, Suriye'nin kuzeydoğusunda Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve PYD liderliğindeki askeri güçlerin kontrolü altındaki bölgelere yönelik operasyonlarına yeşil ışık yakılması ihtimalini dışladı.

Müslim, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye'nin Kürtlere yönelik saldırılarının karşılığında müzakerelerden bir şey kazanabileceğini düşünmüyorum. Çünkü Erdoğan, tüm dünyanın onun bombardımanlarına razı olacağına inanıyor, ama beklediğini alamayacak.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg arasında 11 Temmuz’da Litvanya'nın Vilnius kentinde gerçekleşen üçlü görüşme sırasında, Türkiye’nin İsveç'in NATO'ya katılımını onayladığını duyurdu. Müslim, bu kararın Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerine ilişkin beklenen sonuçları hakkında yaptığı değerlendirmede, Özerk Yönetim tecrübesi ve bu bölgelerin 10 yıl önce Suriye yönetiminin kontrolü dışında örgütlenmesi sayesinde Rojava'da (Suriye Kürdistanı) başarılı bir model oluşturduklarını belirterek, “Güçlerimizin disiplini sonucunda, ABD ve Uluslararası Koalisyon güçlerini bizimle askeri ortaklık yapmaya iten halkımızın kazanımlarını savunacağız” dedi.

Kürt halkını hedef alan saldırılara karşı Kürtlerin ulusal birliğinin sağlanmasını isteyen ve tüm Kürt tarafları, Kürt birliğinin önündeki en büyük engel olan partizanlık ve tek taraflı çıkarlardan uzak durmaya çağıran Müslim, “Ulusal birliği sağlamak isteyen Kürt partileri çıkarlarını bir kenara bırakmalı” şeklinde konuştu. Suriyeli siyasetçi, ulusal birliği sağlamaya ve muhalefetteki Kürt Ulusal Konseyi de dahil olmak üzere tüm Kürt taraflarla diyalog kurmaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.

Müslim, Özerk Yönetimin ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki bölgeleri yönetmek için Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile birlikte çalışmak istediklerini, ancak ENKS’nin Türkiye destekli Suriyeli muhalefet koalisyonundaki varlığının buna engel olduğunu söyledi. Müslim, diyalog kapısının bir şeyler yapmak ve bu cesareti göstermek isteyen tüm siyasi güçlere açık olduğunun da altını çizdi.

Türk siyasetine ve Kürtlerle savaş politikasına karşı uyarıda bulunan PYD Eş Başkanı, “Türkiye, Türkiye'deki Kürt şehirlerini ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) topraklarındaki Kürt şehirlerini yakıp yıkıyor. Bunun DEAŞ'ın Rojava bölgelerine yaptıklarından hiçbir farkı yok. Bu politikalar, bir iç ekonomik krizin yansımasıdır” şeklinde konuştu.

PYD’nin resmi internet sitesi üzerinden pazar günü konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Suriye sorununun çözümüne yönelik arabuluculuk çalışmalarında önemli rol oynayan İsveç halkına ve kurumlarına saygı ve takdir ifade edildi. Açıklamada, “Partimiz (PYD), İsveç'in ve halkının çıkarlarına zarar verecek herhangi bir eylemde bulunmamıştır. Türkiye'nin, İsveç'in tüm dünyada demokrasiye destek veren insani duruşunu etkilemek için uyguladığı baskıyı kınıyoruz” denildi.

Türkiye’nin artan operasyonları

Türkiye, geçtiğimiz haziran ayı başlarından bu yana DEAŞ'e karşı savaşında ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon güçleri tarafından desteklenen Özerk Yönetim ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgeleri hedef alan hava saldırılarını artırdı.

Geçtiğimiz haziran ayının sonlarında silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile Özerk Yönetimin önde gelen isimlerinin bulunduğu bir araç hedef alındı. Araçta Kamışlı Kantonu Eş Başkanı Yusra Derviş ile yardımcısı Liman Şiveş ve aracı kullanan Fırat Tuma öldü, Kamışlı Kanton Eş Başkanı Gabi Şamun ise ağır yaralandı.