Husilerin kontrolündeki bölgelerde yaşayan Yemenliler kiraladıkları evlerden çıkarılıyor

Sana'daki Eski Şehir'e uzanan bir sokak. (Reuters)
Sana'daki Eski Şehir'e uzanan bir sokak. (Reuters)
TT

Husilerin kontrolündeki bölgelerde yaşayan Yemenliler kiraladıkları evlerden çıkarılıyor

Sana'daki Eski Şehir'e uzanan bir sokak. (Reuters)
Sana'daki Eski Şehir'e uzanan bir sokak. (Reuters)

Yemen Ibb Üniversitesi’nden bir profesörün, ev sahibinin kendisini aylık birikmiş kira borçları nedeniyle evden çıkarmasının ardından ailesiyle sokakta kalması Yemen’de Husilerin kontrolündeki bölgelerde yaşanan trajedilerin başka bir yönünü daha ortaya koyuyor. Bölge halkı ardı ardına dördüncü yıl da maaşlarını alamazken milisler, kiralarını ödeyemeyenleri hapisle veya bölgeden kovmakla tehdit ediyorlar.
Yemen hükümeti iki yıl önce Husi milislerin kontrolündeki bölgelerde sağlık sektöründe çalışanların ve üniversite profesörlerinin maaşlarını ödemeye başlamıştı. Ardından  öğretmenlerin maaşlarının ödenmesi ve böylece eğitim sürecinin devam etmesine yardımcı olmak için Suudi Arabistan ve BAE teşvik olarak yaklaşık 50 milyon dolar tahsis etmeyi garanti etti.
Ancak Husiler, ulusal para biriminin yeni baskısının dolaşımını engelledikten ve miktarın yüzde 45'i tutarında transfer ücreti uyguladıktan sonra bu sektörlerdeki çalışanları maaşlarını almaktan bir kez daha mahrum ettiler. Yemen Maliye Bakanlığı’na göre hükümet, bu ücretlerin Husilerin savaş çabalarının yeni kaynağı olmaması için bu bölgelere maaşları göndermeyi bıraktı.
Husilerin söz konusu adımları ve yardım kuruluşlarının çalışmalarına kısıtlamalar getirerek, yardımların bir kısmını çalması ve bazılarını savaşçılarının yararına kullanması, ABD'nin Husilerin kontrolündeki alanlarda yardım programlarını finanse etmeyi durdurmasına neden oldu. Dünya Gıda Programı (WFP) harekete geçerek yardım malzemeleri satın almak yerine nakite dayalı yeni bir yardım sistemini benimsemeye yönelirken Birleşmiş Milletler (BM) ise fon eksikliği nedeniyle yardım malzemelerinin miktarını yarıya düşürdü.
Tüm bu uygulamalar, gıda fiyatlarındaki artışa paralel olarak mal sahiplerinin aylık kira ücretlerini iki katına yükseltmesinin ardından bölge halkının çektiği acının artmasına ve konut kiraları dahil olmak üzere temel gereksinimlerini bile karşılayamamasına neden oldu.
Sana'daki Eğitim Bakanlığı’ndan bir çalışan iki gün önce yaptığı çağrıda, bir öğretmenin başkent Sana'nın güneybatısındaki bir mahkeme tarafından hapsedildiğini bildirdi. Öğretmene yönelik herhangi bir suçlama veya dava olmadığını, maaşların ödenmemesi nedeniyle birikmiş kira borçları yüzünden hapsedildiğini belirterek, diğer öğretmen arkadaşlarını yıllardır nesilleri yetiştirmek ve eğitmek için eğitim alanında çalışan öğretmenin yanında durmaya çağırdı. 
Söz konusu öğretmen yaptığı açıklamada, “Öğretmenler böyle ödüllendiriliyor” diyerek, mesajının öğretmene yardım etmek ve onu hapisten çıkarmak için Husi liderinin kardeşi olan darbe hükümetindeki Eğitim Bakanı'na ve ilgili herkese ulaşmasını diledi. 
Husiler, yaşanan son olaydan önce kira artışını engelleyen bir karar çıkarmıştı. Ancak mahalle sakinleri, Husilerin başkent valiliği tarafından alınan bu kararların sahte bir propaganda olduğunu iddia ediyorlar. Husi yetkililerin ve mahalle sorumlularının mülk sahipleriyle çıkar ilişkisi içinde olduklarını, ailenin ihtiyaç duyduğu bahanesiyle evlerin tahliyesi taleplerini yerine getirdiklerini belirttiler. Bölge halkına göre Husi yetkilileri, iki taraf arasında arabulucuk yapmak için mahallelere müdahale ederek kiracıların tahliye tehdidini durdurma karşılığında yüzde otuzu aşan ek bir meblağı artırmayı kabul ediyor. 
Bölge sakinleri Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda kiraların üç ay gecikmesi halinde mülk sahiplerinin dairenin tahliyesini talep etmek için döndüklerini ve ilçe yetkilisinin ek bir zam yapmak için müdahale ettiğini kaydettiler. Bu ödemeye karşı çıkıldığında ise mülk sahipleri mahkemeye başvurarak ilçe yetkilisini şahit gösteriyor ve evin boşaltılmasını talep ediyorlar. Mahkeme hakimi bir haftalık bir sürede evin boşaltılması için emir veriyor. Husi hakimleri kirasını ödemeyenleri ise mahkemeye çağırıyor ve borçların ödenmesini sağlayacak birini getirene kadar onları hapse atıyor.
Söz konusu uygulamalar, Sana'da inşaat çalışmalarının artmasıyla eşzamanlı gerçekleşiyor. Husi liderleri ve tüccarları, muhaliflerinin mülklerine ve devletin mal ve topraklarına el koyduktan sonra zenginlerin en önde gelenleri haline geldi. Çoğu kişiye göre Husiler, ele geçirdikleri parayı aklamanın yanı sıra başkentin demografik yapısını değiştirmeyi ve içinde büyük bir ırkçı, mezhepçi varlığı yerleştirmeyi hedefliyor.



Uluslararası Af Örgütü: İsrail'in Evin Hapishanesi'ne yönelik hava saldırıları "savaş suçu" teşkil edebilir

Kurtarma ekipleri, Tahran'daki İsrail hava saldırısının ardından hasar gören Evin Hapishanesi'nin enkazında arama yapıyor (Arşiv- AFP)
Kurtarma ekipleri, Tahran'daki İsrail hava saldırısının ardından hasar gören Evin Hapishanesi'nin enkazında arama yapıyor (Arşiv- AFP)
TT

Uluslararası Af Örgütü: İsrail'in Evin Hapishanesi'ne yönelik hava saldırıları "savaş suçu" teşkil edebilir

Kurtarma ekipleri, Tahran'daki İsrail hava saldırısının ardından hasar gören Evin Hapishanesi'nin enkazında arama yapıyor (Arşiv- AFP)
Kurtarma ekipleri, Tahran'daki İsrail hava saldırısının ardından hasar gören Evin Hapishanesi'nin enkazında arama yapıyor (Arşiv- AFP)

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) bugün yaptığı açıklamada, İsrail ile İran arasında 12 gün süren savaş sırasında haziran ayı sonunda Tahran'daki Evin Hapishanesi'ne düzenlenen hava saldırılarında “savaş suçu” işlendiği şüphesiyle soruşturma açılması çağrısında bulundu.

Açıklamada, “İsrail ordusu tarafından kasıtlı olarak gerçekleştirilen hava saldırıları (...) uluslararası insani hukuku ciddi şekilde ihlal etmekte olup, savaş suçu olarak soruşturulmalıdır” denildi. Sivil toplum örgütü açıklamasında, “İsrail ordusu, Evin Hapishanesi'ne çok sayıda hava saldırısı düzenledi. Saldırılarda onlarca sivil öldü ve yaralandı, hapishane kompleksinin en az altı yerinde büyük çaplı hasar ve yıkım meydana geldi” ifadeleri yer aldı.

Uluslararası Af Örgütü, verilerinin doğrulanmış videolara, uydu görüntülerine ve tanık ifadelerine dayandığını vurguladı. Örgüt, "herhangi bir hapishane veya gözaltı merkezinin sivil bir alan olduğu varsayılır ve Evin Hapishanesi'nin meşru bir askeri hedef olduğuna dair güvenilir kanıt yoktur" ifadesini kullandı.

İsrail, 13 Haziran'da İran'a büyük çaplı bir saldırı düzenleyerek iki ülke arasında 12 günlük bir savaş başlattı. Şarku’l Avsat’ın İran yargı raporundan aktardığına göre, 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlenen hava saldırısında tutuklular, aileleri ve idari personel de dahil olmak üzere 79 kişi hayatını kaybetti. İsrail, saldırılarında hapishaneyi hedef aldığını doğruladı.

Uluslararası Af Örgütü'ne göre, başkentinin kuzeyinde bulunan yüksek güvenlikli Evin hapishanesinde “1500 ila 2000 arasında mahkum” tutuluyordu.