Latin Amerika’da Kovid-19 vaka sayısı 25 milyonu aştı

Bölge salgından en çok etkilenen ülkeler arasında Avrupa ve ABD’den sonra üçüncü sırada yer aldı.

Latin Amerika’da Kovid-19 vaka sayısı 25 milyonu aştı
TT

Latin Amerika’da Kovid-19 vaka sayısı 25 milyonu aştı

Latin Amerika’da Kovid-19 vaka sayısı 25 milyonu aştı

Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde Cuma günü Kovid-19 vaka sayısı 25 milyonu geçti. Salgının hızla yayılması, bazı ülkelerin aşılama kampanyalarıyla birlikte seyahat ve hareket konusunda yeni kısıtlamalar getirmesine neden oldu. Fransız haber ajansı (AFP) tarafından elde edilen verilere göre, bölgedeki vaka sayısı 25 milyonu aştı. Böylece bölge, salgından en çok etkilenen ülkeler arasında Avrupa (44,2 milyon vaka), ABD ve Kanada'dan  (31,5 milyondan fazla) sonra üçüncü sırada yer aldı. 
 AFP’nin elde ettiği verilere göre Latin Amerika ve Karayipler'deki can kayıpları ise 788 bini aştı. Bölge, yaklaşık 936 bin kişinin koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiği Avrupa'dan sonra can kaybında ikinci sıraya yükseldi. Güney Amerika'daki Kovid-19 vaka sayısı son aylarda P1 denilen ve virüsün daha bulaşıcı bir versiyonu olan Brezilya varyantının yayılması nedeniyle arttı. Yeni tür ilk kez kıtanın en büyük ülkesi Brezilya'da tespit edilmesinin ardından diğer ülkelerde de yayıldı. Pan Amerikan Sağlık Örgütü (PAHO) yetkilisi Sylvain Aldighieri, bu hafta yaptığı açıklamada, “P1 mutasyonunun daha hızlı yayıldığını fark ettik" dedi.
 Bölgede salgının merkez üssü haline gelen Brezilya’da sadece Mart ayında Kovid-19 kaynaklı 66 bin 500 ölüm kaydedildi. Ülkede şu ana kadar kaydedilen toplam can kaybı 325 binden fazla oldu. Hükümetin kısa süre önce yayınladığı verilere göre Brezilya'nın ardından 294 binden fazla ölümün kaydedildiği Meksika geliyor. 
Hükümetler, hastanelerin ve yoğun bakım ünitelerinin dolmasının ardından 34 ülke ve bölgeden oluşan ve yaklaşık 600 milyon kişinin yaşadığı bölgede salgının yayılımını sınırlamak için bir dizi yeni kısıtlama getirildiğini duyurdu.
Şili geçen Perşembe günü tüm sınırlarını kapatırken, Bolivya da benzer bir karar alarak Brezilya ile olan sınırlarının bir haftalığına kapatıldığını duyurdu. Peru, Paskalya Bayramı’nda tam kapanma kararı aldı. Dört günlük bir ulusal karantina süreci uygulayan Peru, virüsün mutasyonlarının ülkeye ulaşmasını engellemek için Brezilya, İngiltere ve Güney Afrika'dan tüm uçuşları durdurdu. Ekvador Devlet Başkanı ise, "genel felaket" olarak nitelendirdiği salgına karşı yeni kısıtlamalar getirildiğini açıkladı. Hastane doluluk oranlarının artmaya devam etmesiyle birlikte
Rio de Janeiro şehri cuma günü, iki hafta önce yürürlüğe giren sokağa çıkma yasağını bir süre daha uzattı.
Brezilya sınırındaki dokuz ülkeden biri olan küçük Uruguay hükümeti bile, Aralık 2019'da salgının ortaya çıkmasından bu yana uzun süredir salgını kontrol altına almada bir örnek olarak kabul edilmesine rağmen vaka ve ölüm sayısında önemli bir artışa tanık oldu. Ülkede Perşembe günü günlük 35 ölümle rekor kırılırken, toplam can kaybı binin üzerine çıktı. 3,5 milyonluk nüfusa sahip olan bu ülke, topraklarında P1 mutasyonunun kaydedildiğini duyurdu. Ülkedeki ölümlerin yüzde 80'i 2021'in ilk üç ayında kaydedilirken, sadece Mart ayında 400 ölüm kaydedildi.
Aşılama kampanyalarında ise bazı ülkeler endişe verici bir durum yaşıyor. 212 milyonluk nüfusa sahip Brezilya’da nüfusun sadece yüzde 8'ine ilk doz aşı yapılırken, iki doz aşı olanlar nüfusun yüzde 2,3'üne tekabül ediyor. Gözlemciler, aşılamalardaki yavaşlığı Başkan Jair Bolsonaro'nun salgının ciddiyetini küçümseyen tutumuna bağlarken, bu durumun ilaç şirketleriyle pazarlıklarda gecikmeye yol açtığını belirtiyor.
PAHO Direktörü Carissa F. Etienne, bu hafta yaptığı açıklamada Latin Amerika bölgesinde salgının yayılmasını sınırlamak için yeterli aşı olmadığını belirterek, maske, el yıkama ve sosyal mesafeye odaklanmaya devam edilmesi çağrısında bulundu. Etienne açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"İhtiyati tedbirler alınmazsa, bölgemiz son zamanlarda görülenden daha büyük bir yayılma durumu ile karşılaşabilir. Öyleyse olabildiğince açık konuşayım. Salgının önemli ölçüde yayıldığı yerler için ana tavsiyelerimi iki kelimeyle özetleyebilirim: Evde kalın.”



İsrail'in aşırı sağcı liderleri Gazze'yi turistik bir ‘rivieraya’ dönüştürme planlarını tartışıyor

İsrailli bakanlar Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich (AFP)
İsrailli bakanlar Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich (AFP)
TT

İsrail'in aşırı sağcı liderleri Gazze'yi turistik bir ‘rivieraya’ dönüştürme planlarını tartışıyor

İsrailli bakanlar Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich (AFP)
İsrailli bakanlar Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich (AFP)

İsrail'in aşırı sağcı liderlerinden bazıları dün, Gazze'yi turistik bir ‘rivieraya’ dönüştürmeyi tartışmak üzere halka açık bir toplantı düzenledi. Öte yandan Filistinli halk ise giderek kötüleşen bir insani krizle karşı karşıya.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre ‘Gazze Rivierası: Vizyondan Gerçeğe’ başlığıyla düzenlenen toplantı, İsrail parlamentosunun en radikal üyelerinden bazılarının desteğiyle Knesset'te gerçekleştirildi.

Toplantıya, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Gazze Şeridi'nde Yahudi yerleşimini en çok savunan isimlerden biri olan aktivist Daniela Weiss gibi isimler katıldı.

Toplantının başlığı, şubat ayında savaşın tahrip ettiği bölgeyi Filistinlileri tahliye edip ABD'nin kontrolü altına aldıktan sonra Ortadoğu'nun Rivierası’na dönüştürmeyi öneren ABD Başkanı Donald Trump'ın önerisini anımsatıyor.

Söz konusu öneri, uluslararası arenada ve Arap dünyasında kınama ile karşılandı ve Filistinlilerin zihninde, 1948'de İsrail devletinin kurulmasıyla birlikte yaklaşık 700 bin Filistinlinin yerinden edilmesine yol açan Nekbe anılarını canlandırdı.

Dünkü toplantıda katılımcılar, Gazze Şeridi'nde kalıcı bir Yahudi varlığını yeniden tesis etmek için Weiss tarafından hazırlanan planı tartıştılar.

Ayrıntılı plan, 1,2 milyon yeni yerleşimci için konut birimleri inşa edilmesini, sanayi ve tarım alanlarının geliştirilmesini ve kıyı turizm komplekslerinin kurulmasını öngörüyor.

2005 yılında, İsrail'in 1967 savaşında işgal ettiği Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde bulunan sekiz İsrail yerleşim yeri, İsrail güçlerinin bu bölgeden çekilmesiyle birlikte yıkıldı.

Son yirmi yıldır, İsrail toplumunun bir kesimi Gazze Şeridi'nde yeniden yerleşim talep ediyor. Bu talepler, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güney yerleşimlerine benzeri görülmemiş bir saldırı düzenlemesiyle daha da güçlendi ve bu saldırı, Gazze Şeridi'nde şu anda devam eden savaşın fitilini ateşledi.