Aşı patentleri tekelinde olan şirketlere yönelik baskılar artıyor

İrlanda'nın başkenti Dublin'de bir doz Kovid-19 aşısı hazırlayan hemşire (Reuters)
İrlanda'nın başkenti Dublin'de bir doz Kovid-19 aşısı hazırlayan hemşire (Reuters)
TT

Aşı patentleri tekelinde olan şirketlere yönelik baskılar artıyor

İrlanda'nın başkenti Dublin'de bir doz Kovid-19 aşısı hazırlayan hemşire (Reuters)
İrlanda'nın başkenti Dublin'de bir doz Kovid-19 aşısı hazırlayan hemşire (Reuters)

Çoğu zengin ülkede devam eden Kovid-19’a karşı aşılama kampanyalarının yetersizliği ve bu kampanyaların fakir ülkelerde çok yavaş ilerlemesiyle birlikte, sağlık ve ilaç endüstrisindeki patentlerin geçici olarak iptali konusundaki tartışmalar da geri döndü.  Birçok cephede, aşı üretme ve dağıtma haklarını tekelleştiren bir grup ülkeye karşı protestolar arttı.
Sağlık ve insani yardım alanında faaliyet gösteren bir dizi sivil toplum örgütü dün (Pazartesi) yayınladıkları ortak açıklamada, salgın sona erene kadar Kovid-19’a karşı aşı üretimine yönelik patentlerden vazgeçilmesi çağrısında bulundu. Bunun üretimi günde 12 milyon dozdan 60 milyon doza çıkaracağını ve bu şekilde on binlerce hayatı kurtaracağını belirttiler. Ancak ilaç üreten şirketler, etkili ilaç ve aşı geliştirmeye devam etmenin tek yolunun, şirketler arasındaki rekabeti ve bilimsel araştırmaların en üst düzeyde sürdürülmesini garanti ettiğini düşündükleri patent sistemini korumak olduğunda ısrar ediyorlar.
 İtalya, İspanya, Almanya ve Belçika'nın Avrupa bölgesel otoriteleri, geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi’nden sistemi üzerindeki çalışmayı geçici olarak askıya almak veya pandeminin sonuna kadar istisnai olarak aşı üretimi için zorunlu patentlerden vazgeçmeye karar veren şirketler için tazminat formülü oluşturmak amacıyla patent sisteminin gözden geçirilmesini talep etmişti. Ancak, zengin ülkelerde yüksek mali ve ekonomik etkiye sahip olan büyük ilaç firmaları bu eğilime karşı çıkarak, ilaç üreten firmaların mümkün olan en yüksek miktardaki dozları mümkün olan en kısa sürede dağıtma konusunda diğerlerinden daha fazla endişe duyduklarını belirttiler. Ayrıca, dünyada aşı üretebilecek teknik yeterliliğe sahip olan fabrika sayısının 12’yi geçmediğini ve bu firmalardan bir kısmının Hindistan ve Güney Afrika gibi bu yeteneklere sahip ülkelerle anlaşmalar imzaladığını vurguladılar. Avrupalı ​​ilaç şirketlerinden bir sözcü yaptığı açıklamada, AstraZeneca aşı dozlarının yüzde 30'unun, fakir ülkelere dağıtmak amacıyla Hint şirketi Serum tarafından üretileceğini ve Avrupa Birliği'nin şu anda bu şirketi üretiminin bir kısmının Avrupa'ya ihraç edilmesine izin vermek için incelemeye devam ettiğini kaydetti. Sözcü ayrıca, büyük şirketler patentlerden vazgeçerse bu aşıları üretebilecek fabrikaların olmayacağını vurguladı.

Kusurlu rekabet
Sınır Tanımayan Doktorlar, zengin ülkelerin aşıların çoğunu tekelleştirmeye devam ettiklerini ve ihtiyaçlarını aşan miktarlarda satın almak için birbirleriyle rekabet ettiklerini ifade etti. Bu ülkeler her on saniyede bir aşı dozu dağıtırken, fakir ülkelerde nüfusun sadece yüzde 10'u bu yıl aşı alabilecek. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) GAVI aşı ittifakı ve Salgın Hastalıklara Hazırlık Buluşları Koalisyonu (CEP) ile işbirliği içinde yürüttüğü COVAX stratejisinin fakir ülkelere aşı ulaştırılması konusunda yeterli olmayabileceği konusunda uyardı. Bu durumun pandemiyi ortadan kaldırmaya yönelik çabaları geciktireceğini ve salgının pek çok bölgede endemik olmasına katkıda bulunabileceğini belirten UNICEF, bunun Kovid-19’un etkilerinden çok daha kötü sağlık, sosyal ve ekonomik sorunlara yol açabileceğini vurguladı.
 Oxfam örgütü, laboratuvarların ve büyük ilaç şirketlerinin Kovid-19’a karşı aşılar geliştirmek için hükümetlerden 10 milyar doları aşan büyük mali yardım aldığına dikkati çekerek şu soruyu sordu: “Şirketlerin fikri mülkiyet haklarını hükümetlerle paylaşması mantıklı değil mi? Ya da bu haklardan geçici olarak vazgeçmesi?” Büyük ilaç şirketlerinin aşı geliştirme, üretme ve dağıtma kararlarında tek başına karar aldıklarını belirten Oxfam, hükümetlerin son zamanlarda istikrarlı bir artışa tanık olunan bu aşıların fiyatlarının belirlenmesini etkileyememesi konusunda uyardı. 
 İlaç firmaları, kendilerine yöneltilen suçlama ve eleştirilere, ileride yeni ilaçların geliştirilmesini sağlamak için patentlerin şart olduğunu söyleyerek yanıt verdi.
Geliştirilmesi ortalama on yıl süren ve maliyetinin en az 3 milyar dolar olduğu ilaç geliştirme yarışında firmaları, risk almaya iten şeyin fikri mülkiyet hakları olduğunu hatırlatan şirketler, 10 bin bileşik üzerinde test ve analizler yapıldıktan sonra bu ilaçlardan sadece birinin ilaç olarak neredeyse gelişme aşamasına gelebildiğine dikkati çektiler. Ancak salgın sırasında patent sistemini kaldırma kampanyasına liderlik eden Avrupa Parlamentosu üyesi Luigi Martina, ilaç şirketlerinin patentlerin yeni ilaçlar geliştirmek için araştırmaya yatırım yapmanın tek garantisi olduğu iddiasının bahaneden başka bir şey ve doğru olmadığını ifade etti. İlaç şirketlerinin antibiyotikler ve nüfusun düşük bir yüzdesini etkileyen hastalıklar gibi artık araştırma yapmakla ilgilenmediği birçok alan olduğunu hatırlatan Martina, onlar için etkili tedaviler geliştirilmesi amacıyla araştırma ve deneylere devam etmeleri için istisnai teşviklere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. 
 
Patent sistemi
Hindistan ve Güney Afrika geçen sonbaharda Dünya Ticaret Örgütü'ne (WTO) Kovid-19’a karşı tıbbi malzeme ve aşıların patent sistemine tabi tutulmamasını amaçlayan bir teklif sunmuştu. Ancak AB bu teklife karşı çıktı ve WTO’da yürürlükte olan çalışma kurallarına göre kararın alınmasına hazırlık olarak genel tartışmaya taşınmasını reddetti. WTO Direktörü Ngozi Okonjo, 90'dan fazla ülke tarafından kabul edilen bu öneriyle ilgili tartışmanın devam etmesini desteklediğini ifade ederken, ABD Temsilciler Meclisi Demokrat Başkanı Nancy Pelosi, Başkan Biden yönetiminin WTO’ya sunulan öneriyi destekleyeceği ve ilaç şirketlerini buna yanıt vermeye ikna etmek için müdahale edeceği bir yasa tasarısı sundu. 
 Ancak Kovid-19’a karşı aşı üreten üç Amerikan şirketi  Pfizer, Moderna ve Johnson&Johnson, Kongre'deki Cumhuriyetçi azınlığın da karşı çıktığı bu öneriyi kesin olarak reddettiklerini ifade ettiler. Gözlemciler, şirketleri aşı patentlerini terk etmeye zorlamanın çok zor olduğuna ve savaşın, aşı fiyatlarının düşürülmesi konusunda bir anlaşmayla ve belki de vaat edilen aşı miktarlarını sunamayan ülkelere bunları yerel olarak üretmelerine izin verilmesi ve gelişmekte olan ülkelere aşı üretme yeteneklerini geliştirmeleri için yardım sağlama yoluyla sona erebileceğine inanıyorlar. 
 İlaç alanında patentlerin uygulanmadığı tek zaman, eski Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula’nın Amerikan şirketleri tarafından üretilen AIDS'i tedavi etmek için anti-viral ilaçlar üretmeye karar vermesi oldu. Bu karar, Amerikan yönetimi ile çatışmaya yol açtı ve halen mahkemelerde şirketlerle yasal bir savaş olarak devam ediyor.



Black Sabbath veda konserine Marilyn Manson'ın mesajı damga vurdu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Black Sabbath veda konserine Marilyn Manson'ın mesajı damga vurdu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Black Sabbath'ın veda konseri, provokatif rockçı Marilyn Manson'ın mesajı nedeniyle tartışmalara yol açtı.

Açıklama, Alice in Chains, Tom Morello, Yungblud ve Metallica gibi grupların performansları arasında yayımlanırken, müzik dünyası Sabbath ve solisti Ozzy Osbourne'un mirasını kutladı.

Gerçek adı Brian Warner olan Manson, mesajın sosyal medyada paylaşılan videosunda, Osbourne ve Black Sabbath hayranı olarak büyüdükten sonra onlarla nasıl aynı sahneyi paylaştığını anlattı.

"Bu video aracılığıyla burada olmak büyük bir onur, tebrikler ve seni çok seviyorum Ozzy" diyerek heavy metal efsanesini bir arkadaş diye tanımladı.

Manson'ın videosu, One Assassination Under God Tour kapsamında Birleşik Krallık'ta vereceği ilk konserin kampanya grupları ve bir milletvekilinin baskısı üzerine iptal edilmesinden iki hafta sonra yayımlandı.

Kendisini tecavüz, cinsel saldırı ve yaralamayla suçlayan 4 kadın tarafından dava edilen Manson, tecavüz, cinsel saldırı ve fiziksel taciz iddialarını her zaman şiddetle reddetti.

Kaliforniya'daki savcıların zamanaşımının gerçekleştiğini tespit etmesi üzerine, hakkında açılan dava bir yıl süren soruşturmanın ardından bu yılın ocak ayında düşürülmüştü.

Konserin canlı yayınını izleyen bazı hayranlar Warner'ın etkinliğe dahil edilmesine duyduğu büyük öfkeyi dile getirdi.

Öfkeli bir hayran, övgü videosunu gördükten sonra X'te "Marilyn Manson'ı s***yim, o b**tan biri" diye yazdı.

Black Sabbath'ın bu olağanüstü gösterisinde yer alması utanç verici.

Başka bir hayransa "Black Sabbath yayınındaki Marilyn Manson, defolsun gitsin" dedi.

Başka bir izleyici, "Iyy, Marilyn Manson, Sabbath yayınına çıkıyor. Lanet olsun bu adama" diye yazdı.

2021'de aralarında eski kız arkadaşı Hollywood oyuncusu Esme Bianco'nun da bulunduğu çok sayıda kadın tarafından cinsel saldırıyla suçlanmasının ardından Manson, plak şirketi Loma Vista'dan, rezervasyon ajansı CAA ve uzun süredir menajerliğini yapan Tony Ciulla'yla birlikte çıkarılmıştı.

Brighton'nda geçen ay yapılması planlanan Manson konseri, kampanyacıların ve bir parlamento üyesinin yoğun baskısı üzerine aniden iptal edilmişti.

Rock yıldızının gösterisinin 29 Ekim'de Brighton Centre'da yapılması planlanıyordu.

Ticketmaster üzerinden çevrimiçi bilet satın almaya çalışan hayranlar cumartesi günü iptalin teyit edildiği bir mesajla karşılaştı.

Mesajda, "Bu etkinlik iptal edilmiştir. Bilet satışları durdurulmuştur ancak diğer tarihler için bilet bulunabilir" yazıyordu.

Haziranda Brighton Pavilion'un Yeşiller Milletvekili Sian Berry, Brighton ve Hove şehir konseyi lideri Bella Sankey'e yazdığı açık mektupta ekimdeki konserin iptal edilmesi çağrısında bulunmuştu.

Mağdur destek grupları ve Sussex Üniversitesi öğrenci birliği tarafından ortaklaşa imzalanan mektupta şu ifadelere yer verildi

Brighton ve Hove'da hayatta kalan pek çok kişi ve onları destekleyen kuruluşlar, bu rezervasyon ve bunun şehir merkezini ziyaret eden diğer kişiler, yerel sakinler ve daha geniş anlamda toplum üzerindeki etkileri konusunda ciddi endişelere sahip olacaktır.

The Independent, cevap hakkı için Black Sabbath etkinliğinin arkasındaki organizatör Live Nation'la iletişime geçti.

Independent Türkçe