Washington aşıların uluslararası düzeyde paylaşılması için ‘seçenekleri inceliyor’

Gail Smith, Kovid-19 ve Sağlık Güvenliği Küresel Koordinatörü (AP)
Gail Smith, Kovid-19 ve Sağlık Güvenliği Küresel Koordinatörü (AP)
TT

Washington aşıların uluslararası düzeyde paylaşılması için ‘seçenekleri inceliyor’

Gail Smith, Kovid-19 ve Sağlık Güvenliği Küresel Koordinatörü (AP)
Gail Smith, Kovid-19 ve Sağlık Güvenliği Küresel Koordinatörü (AP)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Başkan Joe Biden yönetiminin gelecek aylarda diğer ülkelerle daha fazla yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı paylaşmak için seçenekleri incelediğini belirtti. Blinken, "Covid 19" ve sağlık güvenliğine küresel bir yanıt için koordinatör atandığını duyurdu.
Dışişleri Bakanı Blinken, Dışişleri Bakanlığı’nda ve Ulusal Güvenlik Meclisi’nde de görev yapmış olan ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) eski müdürü Gayle Smith’in Kovid-19’a Küresel Yanıt ve Sağlık Güvenliği Koordinatörü” olarak atanması ile ilgili yaptığı konuşmada Smith’in, “Halk sağlığı tehditlerine yanıt verme konusunda büyük bir deneyime sahip” olduğunu belirtti. Smith’in yıllarca sıtma, verem ve AIDS ile mücadele ederek çalışmasının ardından 2014’de ABD’nin Ebola krizine verdiği yanıtta öncülük ettiğini hatırlattı.
Blinken, ABD’de 2020 yılı Şubat ayında koronavirüse bağlı olarak ilk ölümün kaydedilmesinden bu yana, 30 milyondan fazla ABD’liyi enfekte eden salgının ülkede 550 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden olduğunu ifade etti ve “Virüse karşı güvende olan kimse yok” ifadelerini kullandı. Blinken, göreve gelmesinin ardından ilk 100 günde 100 milyon doz aşı uygulamayı hedefleyen Başkan Joe Biden yönetimi için “Kovid-19’un durdurulmasının en önemli öncelik” olduğunu söyledi. Biden’ın göreve gelmesinin 58. gününde bu hedefe ulaşılmasının ardından yeni hedefin ilk 100 günde 200 milyon doz aşının uygulanması olduğunu sözlerine ekledi. Blinken, Mayıs ayı sonuna kadar ABD’nin ülkedeki tüm yetişkinler için yeterli aşı kaynağına sahip olacağını belirtti ve aşıların etkinliğinin son derece güven verici olduğunu belirtti.
Blinken ayrıca, “Bu, ABD’lilerin sosyal mesafeye uyarak maske takmaya ve sıra geldiğinde aşı olmaya devam etmelerinin tam zamanı” dedi ve sözlerini şu ifadeler ile sürdürdü:
“ABD’deki 332 milyon insanın tamamını yarın aşılasak bile, virüs dünyanın dört bir yanında çoğalmaya devam ettiği sürece tamamen güvende olamayacağız.”
“Kovid-19 salgınının durdurulması için dünyanın yer yerinde iş birliği yapılmasının gerektiğini” vurgulayan Blinken, “Gerek aşıların geliştirilmesi, gerekse hükümetlerin, şirketlerin ve uluslararası kurumların salgını tamamen sona erdirmek için büyük çaplı ve halk sağlığı çabalarının sürekli sağlanması için araya toplama açından, yeryüzünde bizim yapabileceğimizi yapabilen bir ülke yok” ifadelerini kullandı. Blinken, daha önce görülmemiş küresel sürecin yoğun bir diplomasi gerektirdiğini ve “Bu anın ABD liderliğini gerektirdiğini” vurguladı. Dışişleri Bakanı “Birçok ülkenin ABD’in daha fazlasını yapmasını istediğini ve bazılarının koronavirüsten kaynaklanan acil durumların büyüklüğü ve kapsamı nedeniyle umutsuzluklarının giderek arttığını biliyorum” diyerek ekledi; “Sizi duyuyoruz, mümkün olduğu kadar hızlı hareket edeceğimize söz veriyorum.”
Blinken, Dışişleri Bakanlığı’nın “İnsanlık tarihindeki en ölümcül salgınlardan biri olan bu salgına son verilmesine yardım etmeye” odaklandığına dikkat çekti ve Başkan Joe Biden yönetiminin Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) geri dönülmesi gibi sağlık alanında attığı adımlara atıfta bulunarak, ABD’nin “küresel sağlık” konusunda en büyük bağışçı olduğunu belirtti. Daha fazla aşı üretilmesi ve mümkün olan en kısa sürede insanlara uygulanması için üretim kapasitesini artırma konusunda çalışarak, güvenli ve etkili olduğu kanıtlanan aşılarının dağıtılacağına yönelik sözü verdi. Blinken ülkesinin, neler olduğunun öğrenilmesi ve tekrar yaşanmaması için bu salgının kökenine yönelik kapsamlı ve şeffaf bir araştırma yapılması için baskı uygulamaya devam edeceğini belirterek diğer devletlere şeffaflık, bilgi alışverişi ve uluslararası uzmanlara gerçek zamanlı erişim taahhüdünde bulunma çağrısı yaptı.



Beyaz Saray: Amerika ve Ukrayna'nın barış anlaşması konusunda iki noktada anlaşamadığı belirtiliyor

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, gazetecilere yaptığı açıklamadan bir kare (EPA)
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, gazetecilere yaptığı açıklamadan bir kare (EPA)
TT

Beyaz Saray: Amerika ve Ukrayna'nın barış anlaşması konusunda iki noktada anlaşamadığı belirtiliyor

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, gazetecilere yaptığı açıklamadan bir kare (EPA)
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, gazetecilere yaptığı açıklamadan bir kare (EPA)

Beyaz Saray Sözcüsü Karolyn Leavitt, dün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump ile Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenskiy arasında bu hafta herhangi bir görüşme planlanmadığını söyledi.

Reuters'a konuşan kaynaklar, Zelenskiy'nin bu hafta Trump ile Ukrayna'daki savaşı sona erdirme planının hassas yönlerini görüşmek üzere Amerika Birleşik Devletleri'ne gidebileceğini söyledi.

Leavitt, Washington ve Kiev'in Rusya'nın Ukrayna'daki savaşını sona erdirme amaçlı olası bir anlaşma konusunda verimli görüşmelerde bulunduğunu ve hâlâ "sadece iki anlaşmazlık noktası" olduğunu ifade etti.

Fox News'in The Story programına verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump'ın savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varma olasılığı konusunda iyimser olduğunu belirtti.

Leavitt, özellikle Cumhuriyetçi Parti içinden Başkan Donald Trump'a yöneltilen, Trump'ın Ukrayna'daki çatışmayı sona erdirme çabalarında Rusya'ya karşı taraflı davrandığını eleştirilerine yanıt verdi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Beyaz Saray sözcüsü, "Amerika Birleşik Devletleri'nin bu savaşı sona erdirmek için her iki tarafla da eşit şartlarda çalışmadığı" fikrinin tamamen yanlış olduğunu belirtti.

Levitt, Trump'ın, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle başlayan savaşı sona erdirmek için bir plan üzerinde çalışma olasılığı konusunda "iyimserlik ve umut" ifade ettiğini söyledi.

Benzer bir bağlamda, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün yaptığı açıklamada, ABD ve Avrupa ile görüşülen önerilen barış planının "doğru" noktalar içerdiğini, ancak Amerikalı mevkidaşı Donald Trump ile görüşeceği hassas konular olduğunu söyledi.

Zelenskiy, dün akşam televizyonda yaptığı konuşmada, "Cenevre görüşmelerinin ardından, şu an itibarıyla daha az madde var- artık 28 değil- ve bu çerçeveye önemli sayıda doğru unsur dahil edildi" dedi.

Zelenskiy, "Ekibimiz bugün yeni taslak adımlar hakkında bir rapor sundu ve bu gerçekten doğru bir yaklaşım. Hassas konular ve en hassas noktalara gelince, bunları Başkan Trump ile görüşeceğim" ifadesini kullandı.

ABD yönetiminin önerdiği plana göre Moskova'nın hak iddia ettiği doğu Ukrayna'daki Donetsk ve Luhansk bölgeleri ile Rusya'nın 2014'te ilhak ettiği Kırım Yarımadası, ABD de dahil olmak üzere "fiilen Rus toprağı olarak tanınacak".

28 maddelik Amerikan planı, iki güney bölgesinin, Herson ve Zaporijya'nın bölünmesini öngörüyor. Kiev mevcut formülü kabul ederse, NATO'ya katılma hedefinden de vazgeçmeli ve bunu anayasasına dahil etmelidir.

Planda ayrıca Ukrayna ordusunun 600 bin askerle sınırlandırılması, NATO'nun Ukrayna'ya asker konuşlandırmaması, ancak Avrupa savaş uçaklarının Kiev'i korumak için Polonya'da konuşlandırılması öngörülüyor.


Trump, yapay zeka temelli bilimsel araştırmaları hızlandırmak için “Genesis Misyonu” kararnamesini imzaladı

Trump, Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde imzaladığı bir başkanlık kararnamesini elinde tutarken (Arşiv - Reuters)
Trump, Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde imzaladığı bir başkanlık kararnamesini elinde tutarken (Arşiv - Reuters)
TT

Trump, yapay zeka temelli bilimsel araştırmaları hızlandırmak için “Genesis Misyonu” kararnamesini imzaladı

Trump, Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde imzaladığı bir başkanlık kararnamesini elinde tutarken (Arşiv - Reuters)
Trump, Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'nde imzaladığı bir başkanlık kararnamesini elinde tutarken (Arşiv - Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, araştırmaları hızlandırmak ve bilimsel atılımlar gerçekleştirmek için yapay zekayı (AI) kullanmaya yönelik olan ‘Genesis Mission’ isimli ulusal girişimi başlatan kararnameyi imzaladı.

Genesis Mission, yapay zeka kullanarak kamu araştırmalarından bilimsel veriler toplayabilen bir platform oluşturmayı amaçlıyor. Başkanlık kararnamesine göre bu alan yeni yapay zeka modellerinin geliştirilmesine, araştırmanın belirli aşamalarının otomatikleştirilmesine ve yeni hipotezlerin test edilmesine olanak tanıyacak.

ABD Enerji Bakanı Chris Wright, telefonla düzenlediği basın toplantısında çip devleri Nvidia ve AMD'den bahsetti. Ayrıca, bulut bilişim şirketleri Dell ve HP'nin de projenin ortakları olduğunu belirten Bakan Wright, başka şirketlerin de projeye katılacağını kaydetti.

Genesis Mission girişimi, laboratuvarlar ve devlet kurumları arasında veri toplamanın yanı sıra platform kullanıcılarına yeterli bilgi işlem gücü sağlamak için büyük bulut altyapılarının kullanılmasını da öngörüyor. Dün yayınlanan başkanlık kararnamesi, Enerji Bakanlığı'na, nükleer füzyondan yarı iletken üretimine kadar çeşitli alanlarda keşifleri hızlandırmak için ülkenin süper bilgisayarlarını, federal bilimsel veri setlerini ve araştırma tesislerini bir araya getiren entegre bir yapay zeka platformu kurma yetkisi veriyor.

Kararname metninde, “ABD, yapay zeka geliştirme alanında küresel teknolojik üstünlük için rekabet ediyor” deniyor. Yapay zeka, ‘bilimsel keşif ve ekonomik büyüme için önemli bir sınır’ olarak tanımlanıyor. Girişimin merkezinde, araştırmacılara yüksek performanslı bilgi işlem kaynaklarına, yapay zeka modelleme araçlarına ve bilimsel modelleri eğitmek ve araştırmaları otomatikleştirmek için geniş federal veri koleksiyonlarına erişim sağlayacak olan Amerikan Bilim ve Güvenlik Platformu yer alıyor.

Öncelikli alanlar arasında ileri imalat, biyoteknoloji, biyomalzemeler, nükleer enerji, kuantum bilişim ve yarı iletkenler bulunuyor. Tüm bunlar, ABD'nin Çin'den artan rekabetle karşı karşıya olduğu alanlar. Başkanlık kararnamesi, hassas araştırmaların güvenliği için sıkı siber güvenlik önlemleri alınarak özel şirketler, üniversiteler ve ulusal laboratuvarlarla iş birliği yapılmasını öngörüyor.


Tayvan Başbakanı: Çin'e geri dönmek Tayvan halkı için bir seçenek değil

Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)
Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)
TT

Tayvan Başbakanı: Çin'e geri dönmek Tayvan halkı için bir seçenek değil

Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)
Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)

Tayvan Başbakanı Chu Jung-tae, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde Pekin'in Tayvan üzerindeki egemenlik iddialarını güçlendirmesinin ardından bugün yaptığı açıklamada, adanın 23 milyonluk nüfusu için Çin'e geri dönmenin bir seçenek olmadığını söyledi.

Şi dün Trump'a, II. Dünya Savaşı'nın sonunda "Tayvan'ın Çin'e dönmesinin" Pekin'in dünya düzeni vizyonunun önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tayvan'ın demokratik olarak seçilmiş hükümeti, Çin'in bu tutumunu şiddetle reddediyor.

Chu, parlamento dışında gazetecilere yaptığı açıklamada, Tayvan'ın "tamamen bağımsız ve egemen bir ülke" olduğunun tekrar vurgulanması gerektiğini söyledi. "Ülkemizin 23 milyonluk nüfusu için (geri dönmek) bir seçenek değil, bu çok açık" ifadelerini kullandı.