ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Stratejik Diyalog görüşmelerinin 3’üncü turu öncesinde Irak ile ilişkilerin geliştiğini vurguladı

Anthony Blinken (AFP-Arşiv)
Anthony Blinken (AFP-Arşiv)
TT

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Stratejik Diyalog görüşmelerinin 3’üncü turu öncesinde Irak ile ilişkilerin geliştiğini vurguladı

Anthony Blinken (AFP-Arşiv)
Anthony Blinken (AFP-Arşiv)

Irak’ta ABD’nin ülkedeki varlığıyla ilgili iç ihtilaflar sürerken, bugün (Çarşamba) Irak ve ABD arasında Stratejik Diyalog görüşmelerinin yeni turunun yapılması bekleniyor. Görüşmelerin birinci turu geçen yıl Haziran ayında başlarken, ikinci tur geçen yıl Ağustos ayında Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi’nin ABD ziyareti sırasında düzenlendi.
Bağdat ve Washington daha önce Irak’taki ABD güçlerinin sayısının azaltılmasıyla ilgili adımlar attı. Bu çerçevede Irak’ta sayıları 3 bin 500’e ulaşan Amerikan askerlerinden geçen yıl ve bu yıl içerisinde bin asker, ‘yeniden konuşlanma’ diye bilinen süreç kapsamında Irak’tan çekildi. ABD’nin Irak’ta bulunan iki üssünde (ülkenin batısındaki Anbar vilayetinde bulunan Ayn el-Esed Üssü ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin Erbil kentinde yer alan Harir Üssü’nde) geriye kalan Amerikan askerlerinden daha fazlasının çekilmesi beklenirken, Irak’ta ABD varlığına muhalefet eden tarafların (ki bunların çoğu Meclis çatısı altındaki Şii siyasi partiler ve İran yanlısı silahlı gruplardan oluşuyor) Stratejik Diyalog görüşmeleri üzerindeki baskıları artıyor.
Bu bağlamda, İran’ın Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani, kamuoyuna duyurulmayan ve iki gün süren Bağdat ziyaretini dün tamamladı. İran hükümetine ait Arapça yayın yapan El Alem televizyonunun aktardığına göre, Kaani, Irak ziyareti kapsamında önde gelen birkaç siyasetçi ve Iraklı yetkilinin yanı sıra bazı siyasi parti ve grup liderleri ile bir araya geldi. İran televizyonu Kaani’nin Bağdat’ta görüştüğü kişilerin isim ve unvanlarını yayınlamadı. Fakat görüşmelerdeki çeşitlilik, bu habersiz ziyaretin sadece silahlı grupların liderleriyle sınırlı kalmayarak başka çevreleri de kapsadığını gösteriyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Başkan Joe Biden yönetiminin Irak ile ilişkileri geliştirme, sürdürme ve iki ülkeyi birbirine bağlayan ortak noktaları vurgulama noktasında titiz çabalarını sürdürdüğünü söyledi. Blinken, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, ABD ve Irak ilişkilerinde kaydedilen ilerlemeye ışık tutacak ve geniş ortaklığı temsil eden tüm alanlarda çalışmanın sürdürüleceği Stratejik Diyalog çalışmaları sırasında Iraklı mevkidaşı Fuad Hüseyin ile konuşmayı sabırsızlıkla beklediğini dile getirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı geçen hafta Stratejik Diyalog görüşmelerinin 3’üncü turuyla, Irak’ı özellikle enerji alanında ve diğer ekonomik faaliyetlerde İran’dan bağımsızlaştırmayı ve Washington ile Bağdat’ın DEAŞ başta olmak üzere terörle mücadelesini sürdürmeyi amaçladıklarını vurgulamıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, geçen hafta Perşembe günü düzenlediği basın toplantısında, ABD’nin daha önceki Stratejik Diyalog görüşmelerinde imzalanan anlaşmaları Irak hükümeti ile ortaklık bağlamında değerlendirdiğini ve bugün yapılması kararlaştırılan Stratejik Diyalog turunun iki ülke arasındaki ortaklığı yenilemeyi ve görüşmenin başarıya ulaşmasını arzuladığını belirtti.



Libya, siyasi ve askeri bölünmüşlüğü sona erdirmek için ‘barışçıl bir çözümden’ bahseden Trump'ın kronik siyasi krizi çözecek ‘planını’ bekliyor

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)
TT

Libya, siyasi ve askeri bölünmüşlüğü sona erdirmek için ‘barışçıl bir çözümden’ bahseden Trump'ın kronik siyasi krizi çözecek ‘planını’ bekliyor

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)

Libya siyaset sahnesine, on yılı aşkın bir süredir kronik siyasi ve askeri bölünmüşlükten mustarip olan ülkede ‘barışçıl çözüme’ yol açacak bir ABD planının yaklaşmakta olduğuna dair bir beklenti atmosferi hâkim.

ABD Başkanı Donald Trump'ın detaylarına değinmeden bu planı açıklaması, özellikle de Afrika işlerinden sorumlu danışmanı Massad Boulos'un kısa süre önce ‘herkes için adil, eşitlikçi, şeffaf ve tatmin edici başkanlık seçimleri yapılması’ gerektiğinden bahsetmesinin ardından, Libyalı siyasetçi ve analistlerin beklentilerine geniş bir kapı açtı.

Radikal değişim

Bazı Libyalı siyasetçilerin gözünde ABD'nin krize çözüm yolu ‘radikal değişim’ seçeneğinden geçebilir. Bu bağlamda Libya-ABD Koalisyonu Başkanı Faysal el-Fituri, Trump yönetiminin ‘Libya'ya geniş yetkilere sahip özel bir başkanlık temsilcisi atayarak siyasi sahneyi tamamen yeniden şekillendirmek için Birleşmiş Milletler (BM) sürecine paralel çalışacağını’ öne sürdü.

El-Fituri bu senaryoya ilişkin vizyonunu açıklarken ‘çözümün önünde engel teşkil eden mevcut organların feshedilmesi ya da dondurulması ve daha önce herhangi bir yönetim organında yer almayan tüm Libyalı bileşenleri temsil eden bağımsız bir ulusal komite oluşturulması’ temeline dayandığını söyledi.

tyu7ı8
ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap dünyası ve Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos geçtiğimiz nisan ayında Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) Başkanı ile bir görüşme gerçekleştirdi. (UBH)

Libya’da iktidardaki siyasi organlar, Temsilciler Meclisi (TM), Devlet Yüksek Konseyi (DYK), batı ve doğu Libya hükümetleridir.

Daha önce Libyalı uzmanlar BM gözetiminde bir siyasi çözüm planı ortaya koymuş ve bu plan seçim yasaları, yürütme yetkisi ve kalıcı anayasa konularında çözüme ulaşmak üzere bir siyasi diyalog komitesinin oluşturulmasıyla sonuçlanmıştı.

Libya-ABD Koalisyonu Başkanı Faysal el-Fituri Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘Lübnan iç savaşını yatıştıran 1989 tarihli Taif Konferansı benzeri bir uluslararası konferans düzenlenmesi’ olasılığını değerlendirdi.

Ancak istikrarı engelleyenlerin yargılanması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) ve geçtiğimiz ekim ayında ABD Senatosu tarafından kabul edilen İstikrar Yasası'nın harekete geçirilmesini öneren el-Fituri'ye göre bu yol ‘havuç ve sopa’ yaklaşımından bağımsız olmayacaktır. El-Fituri, bunun karşılığında da ‘sıkı uluslararası şeffaflık koşulları altında yeni hükümeti desteklemek üzere dondurulmuş Libya fonlarının kademeli olarak serbest bırakılmasını’ önerdi.

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff daha önce Libya'da diplomatik başarı elde edileceğine dair güvenini ve iyimserliğini dile getirmiş, mayıs ayında The Atlantic'e verdiği röportajda Washington'un ‘Libya'da başarı elde edeceğini ve bunun yakında duyulacağını’ söylemişti.

Libyalı siyasi analist Eyyub el-Evceli, Amerikan çözümünün ‘tüm siyasi tarafların diyalog masasına oturması’ yoluyla geleceği ihtimalini zayıf görüyor. Şarku’l Avsat'a konuşan el-Evceli, ‘Trump yönetiminin Libya'daki krizin taraflarından birini ortadan kaldırırken, bir tarafı güçlendireceği ve en fazla bir yıl içinde başkanlık veya parlamento seçimlerine gitmek için çözümün anahtarlarını ona vereceği’ beklentisindeydi.

“Washington, Libya'yı güvenlik ve istikrarı bozacak ya da çatışmanın tarafları arasında bir savaşı ateşleyecek her türlü girişimden uzak tutmak istiyor” diyen el-Evceli, ABD'nin ‘krizin tarafları arasındaki farklılıkların derin olduğuna’ inandığına dikkat çekti.

Mevcut organların devrilmesini dışlamak

Buna karşılık TM Milletvekili Rebia Buras mevcut siyasi organların devrilmesi senaryosuna sıcak bakmıyor. “Trump yönetimi siyasi sürecin ayrıntılarından çok dengeleri yönetmeye ve ABD'nin Libya'daki çıkarlarını sağlamaya büyük önem verecektir” diyen Buras, Beyaz Saray'ın planının ‘pragmatik olacağını, demokrasi ve insan hakları konularından çok ekonomik anlaşmalara odaklanacağını’ düşünüyor.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Buras, herhangi bir planın başarısı ve sürdürülebilirliği için temel bir koşula işaret etti: ‘Libya halkının, dışarıdan dayatılan ve Libyalıların hak ve çıkarlarını dikkate almayan her türlü dikte ya da çözümden uzak, birleşik ve egemen bir devlet kurma arzusunu yansıtması.’

Bu arada gözlemciler, Libya'nın uluslararası nüfuz ve çıkar mücadelesinin bir parçası olması nedeniyle ABD'nin olası bir çözümünün Libya dosyasındaki bölgesel ve uluslararası aktörlerden soyutlanamayacağına inanıyor.

rfty6
Libya Temsilciler Meclisi'nin (TM) Bingazi'deki bir oturumundan (TM resmi sayfası)

Trablus Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Dr. Ahmed el-Atraş, ‘ABD'nin çözüm yolunun başarı şansının, uluslararası ve bölgesel güçlerin Libya'daki çıkarlarını ve nüfuzlarını paylaşmalarına yönelik düzenlemelerle birlikte bölge için yeni bir siyasi haritanın yeniden çizilmesi konusunda uzlaşmaya bağlı olduğuna’ inanıyor.

El-Atraş, ‘uluslararası sistemde aktif olan ve BM Güvenlik Konseyi'nin daimî üyesi olan ülkeler arasında ABD dış politikasına taktiksel olarak karşı çıkan bir akımdan’ söz etti.

El-Atraş, ‘bazı ülkelerin Libya'nın içişlerine müdahalesinin derinliğini, bölgedeki yabancı çıkarlar üzerinde ciddi yansımaları olabilecek güvenlik durumunun kırılganlığını ve fiili otoritelerin yabancı baskılara boyun eğme ve iktidara tutunma tehdidini’ örnek gösterdi.

Libyalıların görüşlerinin aksine, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi eski üyesi Ben Fishman Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ABD'nin Libya politikasında bir değişiklik olduğuna dair hiçbir kanıt görmediğini söyledi.

Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan Fishman, Massad Boulos'un 20 Haziran'da Berlin'de düzenlenen Libya konulu uluslararası toplantıya katılmamasına dayanarak Trump'ın Libya siyasi çözüm planıyla ilgili açıklamasının ‘geçici’ olduğunu düşünüyor.

Geçtiğimiz hafta Trump, Libya'nın da aralarında bulunduğu birçok ülkeye yüzde 30 gümrük vergisi getirmiş ve bunun Libyalılar üzerinde olumsuz yansımaları olmayacağını savunmuştu.

Libyalı ekonomist Ömer Zermuh, “Libya'nın ABD'ye ham petrol ve küçük bir oranda petrol türevleri dışında hiçbir emtia ihracatı yok. Trump'ın açıklamalarına göre petrol bu kapsamda değil” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zermuh, “Petrole gümrük vergisi getirilse bile Libya'nın yüksek kaliteli ham petrolü için alternatif pazarlar bulması zor değil” dedi.

Öte yandan Fishman'a göre bu karar, Libyalıların ABD'ye giriş vizelerini kısıtlayan önceki karar da göz önünde bulundurulduğunda, Boulos'un Libya'da ekonomik fırsatlar arama çabalarının önüne engeller koyuyor.