Milyarderler Listesi güncellendi: Salgına rağmen servetleri 5 trilyon dolar arttı, 493 yeni isim girdi

Amazon kurucusu Jeff Bezos (Reuters)
Amazon kurucusu Jeff Bezos (Reuters)
TT

Milyarderler Listesi güncellendi: Salgına rağmen servetleri 5 trilyon dolar arttı, 493 yeni isim girdi

Amazon kurucusu Jeff Bezos (Reuters)
Amazon kurucusu Jeff Bezos (Reuters)

ABD iş dünyası dergisi Forbes'un Milyarderler Listesi'nde bu yıl rekor sayıda isim yer alırken, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına rağmen milyarderlerin toplam serveti 5 trilyon dolarlık artışla 13,1 trilyon dolara ulaştı.
Forbes'un bu yıl 35'inci kez yayımladığı Milyarderler Listesi'ne göre, salgın sürecinde milyarderlerin sayısı 660 kişi artarak 2 bin 755'e yükseldi.
Kovid-19 salgınına rağmen milyarder sayısı rekor seviyeye ulaşırken, Milyarderler Listesi'ne bu yıl 493 yeni isim girdi.
ABD'li e-ticaret devi Amazon'un kurucusu Jeff Bezos, 177 milyar dolarlık servetiyle 4'üncü kez dünyanın en zengin insanı oldu. Bezos'un serveti Amazon hisselerinin artmasının sonucu geçen yıla kıyasla 64 milyar dolar arttı.
Geçen yıl listede 31'inci sırada yer alan Tesla ve SpaceX'in kurucusu Elon Musk ise 151 milyar dolarlık servetiyle listede 2'nci sıraya yükseldi. Musk, Tesla hisselerindeki yüzde 705'lik yükselişle son bir yılda servetini 126,4 milyar dolar artırdı.
Milyarderler listesinin 3'üncü sırasında ise 150 milyar dolarlık servetiyle Louis Vuitton, Christian Dior ve Sephora gibi markaların sahibi Fransız iş insanı Bernard Arnault yer aldı.
Bu yıl dünyanın en zengin kadını ise 73,6 milyar dolarlık servetiyle kozmetik devi L’Oréal'ın varisi Fransız Francoise Bettencourt Meyers oldu.



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal