ABD Sezar Yasası’nın Suriyelilere yardımları engellemediğini iddia ediyor

Suriye’nin kuzeydoğusunda gezen bir Amerikan askeri devriye aracı (AFP)
Suriye’nin kuzeydoğusunda gezen bir Amerikan askeri devriye aracı (AFP)
TT

ABD Sezar Yasası’nın Suriyelilere yardımları engellemediğini iddia ediyor

Suriye’nin kuzeydoğusunda gezen bir Amerikan askeri devriye aracı (AFP)
Suriye’nin kuzeydoğusunda gezen bir Amerikan askeri devriye aracı (AFP)

ABD Hazine Bakanlığı Pazartesi günü, sivil toplum kuruluşları ve yabancı finans kurumları da dahil olmak üzere ABD vatandaşı olmayan kişilere Sezar Yasası’nı uyguladığı ikincil yaptırımların uygulanmasıyla ilgili bir bildiri yayımladı.
Bakanlık yaptığı açıklamada, Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC) tarafından geçtiğimiz yılın ortasında uygulamaya koyulan Sezar Yasası kapsamında, ABD vatandaşı olan kişilerin böyle bir işlem için ofisten özel talepte bulunmadığı sürece, ABD vatandaşı olmayan kişilerin cezaya tabi olmayan işlerine bakmayacağını açıkladı.
Suriye meselesini yakından takip eden gözlemciler, Suriye’ye insani yardım sağlama sürecinde karşılaşılan zorluklar kapsamında, Washington’un bazı mali ve ticari işlemlere yönelik yaptırımlarını azaltma olasılığının bir göstergesi olarak ve önümüzdeki Temmuz ayında BM lisansının sona ereceği sınır geçişleri konusunu ele almadan önce bazı anlaşmalar yapılacağını vurguladı.
Washington’daki Suriyeli muhalefet kaynakları, ABD’li yetkililerle, kovid-19 salgınıyla mücadele de büyük acılar çeken Suriye halkına yaptırımların uygulanması noktasında, rejimin bir silahı haline gelmemek için neler yapılabileceği konusunda bir görüşme gerçekleştirdi.
Hazine Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, sivil toplum kuruluşları ve yabancı finans kurumları da dahil olmak üzere ABD vatandaşı olmayan kişilerin, 2019’da Suriyeli sivilleri koruma noktasında tasarlanan Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımlara maruz kalma riskine girmeyeceği belirtildi. Bir faaliyette bulunma veya bu tür faaliyetler için işlemleri ve ödemeleri kolaylaştırma yetkisi, söz konusu yasanın genel lisans kapsamına göre yalnızca ABD vatandaşlarına verilmekte.
Yapılan açıklamada, Suriye’nin insani yardım ve ticaretle ilgili genel ruhsat listesine alınabilmesi için Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi tarafından 16 Nisan 2020 tarihinde yayımlanan bilgi formunun gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi.
Sezar Yasası’nın 7425. maddesinin sivil toplum kuruluşlarını destekleme noktasında çeşitli hizmetleri görevlendiren bazı istisnalarla birlikte, kovid-19’la mücadelede insani yardım ve ticaret ile ilgili yardımların nasıl sağlanacağını açıkladığı belirtildi.
Yapılan açıklamada, Sezar Yasası’nın 7425. maddesinin Genel Ruhsat Yasası kapsamına girmeyen faaliyetler noktasında insani bir ayrıcalık sağladığı bildirildi. Ayrıca ABD vatandaşı olmayan kişilere yönelik direktifin, Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi tarafından yönetilen diğer yaptırım programları kapsamındaki işlemler ve faaliyetler için geçerli olmadığı vurgulandı. Söz konusu faaliyetler Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi’nin (OFAC) terörizmle ilgili 13224 sayılı Başkanlık Kararnamesi ve Suriye’deki duruma ilişkin 13894 sayılı kararname hükümleri uyarınca yaptırımlar listesinde bulunan kimseleri kapsıyor. Bu kimselerin OFAC tarafından muaf tutulmadığı sürece söz konusu faaliyetlerde bulunamayacağı bildirildi.
Washington’un Sezar Yasası’nın uygulanmasından bu yana, Suriye rejimine ve rejim müttefiklerinden yaklaşık 110 kişi ve kuruluşa yaptırım uyguladığı belirtildi.



Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
TT

Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani'nin açıklamaları, yardımcısı Muhsin el-Mendelavi ile yaşadığı tartışmanın ardından siyasi krize yol açarak dün yapılması planlanan oturumun ertelenmesine neden oldu.

El-Meşhedani, ‘Irak'ın kimliği’ olarak tanımladığı şeyin anayasa metninde belirtildiği gibi ‘Arap Birliği'nin kurucu üyesi’ olmakla ilişkilendirilmesini kınamış ve açıklamasında ‘bu kimliğin binlerce yıl öncesine dayandığını’ belirtmişti.

Söz konusu kimliğin bu bağlantıyla nitelendirilmesine ilişkin bir soruya cevaben el-Meşhedani, bu bağlantıyı tamamen uygunsuz bularak ‘saçma’ kelimesini kullandı ve siyasi bir krize yol açtı.

Oturumun ertelenmesine, yapılmaması konusunda ısrar etmesine ve açıklamalarını geri çekmemesine rağmen el-Meşhedani bugün X platformunda “Gerçek bir sınav anında Sünni bloklar başkan etrafında kenetleniyor” diye yazdı ve meclis başkanına destek vermek için parlamento merkezinde toplanan Sünni milletvekillerine atıfta bulundu.

Irak'ın siyasi geleneğine göre meclis başkanlığı Sünni güçlerin elindeyken, Kürtler cumhurbaşkanlığı, Şiiler ise başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu, yardımcısıyla patlak veren krizi kontrol altına almak amacıyla Sünni kampı dışından el-Meşhedani'ye desteğini açıklayan ilk siyasi bloklardan biri oldu.

İnşa ve Kalkınma Bloğu Sözcüsü Firas el-Meslemavi yaptığı basın açıklamasında, “Cabbar el-Kenani, Muhammed es-Sayhud, Kazım et-Tuki ve Murtaza es-Saadi'nin de aralarında bulunduğu 5 milletvekilinden oluşan blok liderliği, oturumu etkileyen sözlü tartışmalarla ilgili olarak parlamento içinde yaşananların koşullarını belirlemek üzere Temsilciler Meclisi Başkanlığı ile kapalı bir toplantı gerçekleştirdi” dedi.

El-Meslemavi, “Yaşananlar, meclis başkanlığının toplu olarak sorumlu olduğu bir emsal teşkil ediyor. Çünkü en yüksek yasama otoritesi olan yasama kurumunun başkanlığını ve üyelerini düzenleyen usul kuralları ve Temsilciler Meclisi yasası vardır. Bu nedenle bir blok olarak çözümlerle birlikteyiz ve oturumları düzenlemek ve önemli yasaları geçirmek için uygun yolları destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sudani liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu’nun el-Meşhedani ve yardımcılarıyla görüşmesi, parlamentodaki Sünni blokların el-Meşhedani'yi destekleyici bir tutum sergilemek üzere bir araya gelmesinin ardından gerçekleşti.

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)

Yanlış anlama

Sünni bir siyasetçiye göre, ‘el-Meşhedani'nin açıklamaları herhangi bir belirsizlik içermiyor, ancak Şii güçlerin yardımcısını bu yöne iten kasıtlı bir iradesi olduğu anlaşılıyor’.

Adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan Sünni siyasetçi, “El-Meşhedani ile pek çok konuda aynı fikirde olmasam da, Irak'ın kimliği ve anayasal olarak Arap Birliği üyeliğiyle ilişkilendirilmesi konusunda söyledikleri doğru. Hatalı olan Irak anayasasını hazırlayan taraftır” dedi.

Söz konusu tartışma, Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin el-Meşhedani'yi telefonla arayarak “Irak'a hakaret ettin” demesiyle başladı.

Telefon görüşmesiyle yetinmeyen el-Mendelavi tartışmayı sürdürmek üzere el-Meşhedani'nin ofisine gitti ve ‘Irak'ın kimliği’ hakkındaki açıklamalarına itiraz etti. El-Meşhedani ise “Irak, Arap Birliği kurumundan daha büyüktür, 7 bin yıllıktır ve kimliğini onlarca yıllık bir kurumdan alması makul değildir” şeklinde yanıt verdi.

El-Meşhedani'nin Arap Birliği'ne ilişkin açıklamaları, meclis başkanlığı ile ilişkilerde bardağı taşıran son damla gibi görünse de el-Meşhedani televizyonda yaptığı açıklamalarda, Irak'ta önümüzdeki ay gösteriler düzenleneceğini ve bir güvenlik sorunu yaşanması halinde ‘acil durum hükümetine’ gidilebileceğini söylemek gibi başka önemli konuları da gündeme getirdi. ABD'nin Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile ilgili olarak tüm siyasi liderlere mesaj gönderdiğini de doğrulayan el-Meşhedani, ABD'nin yaklaşımının Halk Seferberlik Güçleri’ni yapılandırmak değil, güvenlik güçlerine entegre etmek olduğunu belirtti.

‘Boşluğu doldurmak’

Araştırmacı Yahya el-Kubeysi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Devlet içindeki Sünni temsiliyeti sadece bir boşluğu dolduruyor, çünkü bu boşluğu Şii siyasi aktörler yönlendiriyor.”

El-Kubeysi'ye göre bu durum, Federal Yüksek Mahkeme'nin Irak Temsilciler Meclisi eski Başkanı Muhammed el-Halbusi'yi görevinden alma ve parlamentodan ihraç etme kararına kadar uzanıyor.

El-Kubeysi, “Bu karar anayasal ya da yasal bir argümana dayanmıyordu; daha ziyade siyasi bir karardı. Federal Yüksek Mahkeme de bu kararı almak için bir araçtı” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Seyf es-Saadi'ye göre ‘Temsilciler Meclisi'nin krizi 61. madde ve fıkralarında öngörülen yasama sürecinden sapması ve siyasi bloklar ile liderlerinin meclisin genel gidişatını kontrol etmesidir. Tüm sorumluluk meclis başkanlığına atfedilemez; aksine Temsilciler Meclisi Başkanı’nın sorumluluğu milletvekillerinin sorumluluğunu tamamlayıcı niteliktedir. Milletvekillerinin çoğu kendi bloklarının direktiflerini takip etmekte ve başkanlarının kararlarına uymamakta, bu da parlamento içinde tıkanıklığa yol açmaktadır.’

Es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘beşinci parlamento döneminin sona erdiğini ve halen yürütme makamının performansını denetleyecek anayasal bir dayanaktan yoksun olduğunu’ ifade etti.