Kovid-19, sadece enfeksiyonun tedavi edilmesi ile bitmiyor

İyileşen hastalar, aylar geçmesine rağmen bazı semptomlar yaşamaya devam ediyor

Mutasyonlu türün yayıldığı İngiltere’de aşı kampanyası devam ediyor. (Reuters)
Mutasyonlu türün yayıldığı İngiltere’de aşı kampanyası devam ediyor. (Reuters)
TT

Kovid-19, sadece enfeksiyonun tedavi edilmesi ile bitmiyor

Mutasyonlu türün yayıldığı İngiltere’de aşı kampanyası devam ediyor. (Reuters)
Mutasyonlu türün yayıldığı İngiltere’de aşı kampanyası devam ediyor. (Reuters)

Şu ana kadar dünya genelinde 2,8 milyon kişinin hayatını kaybetmesine ve 130 milyon kişinin enfekte olmasına neden olan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ortaya çıkmasından bu yana bir yıldan fazla bir süre geçti. Tüm ülkeler, iyileştirici bir tedavi bulunmamasının sebebiyle krizin üstesinden gelmek için tek seçenek haline gelen aşıya güvenmek zorunda kalırken, hastalığı atlatan kişilerin çoğu iyileşme dönemlerinden aylar sonra Kovid-19’un enfeksiyonun geride bıraktığı semptomlarla mücadele ediyorlar. Bu semptomları kontrol altına alamayan ve iyileştiremeyen çoğu sağlık sisteminin üzerinde yük oluşmasına rağmen, hastalar virüsün yayılmasına yönelik tablo ve istatistiklerde yer almıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) bağlı Avrupa Sağlık Sistemleri ve Politikaları Gözlemevi Kovid-19 ile enfekte olan kişilerin yüzde 25’inin teşhislerinden en az bir ay sonra devam eden semptomların olduğunu ve yüzde 10’unun ise dört ay sonra bu semptomların etkisi altında kalmaya devam ettiğini tahmin ediyor. Gözlemevi tarafından yayınlanan son periyodik raporda, Avrupa sağlık sistemlerinin çoğunun artık fiziksel ve psikolojik tedavi ihtiyacı duyan hastaları karşılayamadığı konusunda uyarıda bulundu.
Şarkul Avsat, İsviçre’deki en modern sağlık merkezlerinden biri olan Cenevre’deki üniversite hastanesinden, Nörolojik Bozukluklar Rehabilitasyon Bölümü’nü ziyaret etmek ve salgının ortaya çıkmasının üzerinden bir yıldan fazla bir süre geçmesinin rağmen iyileşen kişilerde kalan semptomları gözlemlemek için özel izin alıyor ve geçen yılın ortalarından bu yana rehabilitasyon desteği alan kişilerle ile görüşüyor.
Ana salon girişine doğru giden koridorun bir köşesinde, yaklaşık 60 yaşlarında olan Genevieve’i görüyoruz. Genevieve yoğun bakım ünitesinde geçirdiği iki ayın ardından   kaslarındaki güçsüzlük nedeniyle tekerlekli sandalye kullanıyor. Birkaç metre ileride, 24 yaşında genç bir kız olan Sheila, bir matın üzerinde oturarak enfeksiyonla geçirdiği yaklaşık bir yılın ardından nefes alma yeteneğini geliştirmek üzere kaslarını güçlendirmek ve eklem ağrılarını hafifletmek için egzersizler yapıyor.
Nörolojik Bozukluklar Rehabilitasyon Bölümü Direktörü Dr. Marina Weber “Bu hastalık enfeksiyonun atlatılması ile bitmiyor. Hala, şiddetli bir enfeksiyon sonrası iyileşenler ve yoğun bakım ünitelerinde tedavi görenler haricinde, iyileşme sonrası semptom görme ihtimali olan hastaların tam özelliklerini bilmiyoruz.” dedi. Üniversite hastanesine katılmadan önce bir nörolojik hastalık araştırma merkezini yönetiminde görev alan Weber sözlerine şu ifadeleri ekledi:
“Merkez’de, kalp, böbrek ve solunum sistemi rahatsızlıkları ve iskemik kalp hastalığının yanı sıra bağışıklık sisteminin sinirleri yok etmesine ve felcin oluşmasına neden nadir semptomlar dahil olmak üzere Kovid-19’un neden olduğu 250’den fazla riskli nörolojik bozukluk görülen vakayı tedavi ettik.”
Beyin cerrahı Rischar Ferrer, yoğun bakım ünitelerinde bir haftadan fazla tedavi gören hastaların, özellikle de yaşlı veya uzun süre solunum cihazına bağlı kalanların büyük çoğunluğunun genel kas güçsüzlüğü, anlama güçlüğü, hafıza zayıflığı ve odaklanma bozukluğundan muzdarip olduğunu söyledi.
Haftada üç kez tedavi için Nörolojik Bozukluklar Rehabilitasyon Bölümü’ne gelen Genevieve şunları söylüyor:
“Yoğun bakım ünitesinde uyandığımda hareket etmekten, yemek yemekten, konuşmaktan, hatta bir şeylere kulak vermekten aciz durumdaydım. Bugün rehabilitasyon sayesinde biraz hareket edebiliyorum ancak hala yardım olmadan ayakta duramıyor ve yürüyemiyorum.”
Dr. Ferrer, kortizon tedavisi gerektiren birçok zatürre vakası olduğunu ve bu hastaların çoğunun tamamen iyileştiğini söylüyor. Şiddetli veya hafif enfeksiyon geçirmiş vakalarda görülen, belirlenmemiş ve uzun vadeli süren diğer semptomlar bulunuyor. Bilimsel çevreler bu semptomları sınıflandıramadı ve ortaya çıkış nedenleri de netlik kazanmadı. WHO uzmanları bu semptomları “Kronik Kovid” olarak adlandırdı ve Uluslararası Hastalık Sınıflandırması’nda yer verdi.
Dünyanın çeşitli bölgelerinden 23 araştırmaya istinaden yapılan yeni bir çalışma, iyileşen hastaların yüzde 80’inin enfeksiyonun ardından, yorgunluk (yüzde 58), şiddetli baş ağrısı (yüzde 44), odaklanamama ve dikkatsizlik (yüzde 27) ve bağışıklık sistemi bozuklukları (yüzde 25) gibi bazı semptomlardan muzdarip olduklarını belirtti. Doktorlar, kronik kovid hastalarının çoğunun klasik klinik test ve analizlerde enfeksiyon belirtisi göstermediklerini ve bunun şu anda söz konusu semptomların neden ortaya çıktığını belirlenmesini engel olduğunu söylüyorlar.
Geçen yılın Mart ayında virüse yakalanan genç hemşire Valerie şunları söylüyor:
“Enfeksiyondan iyileşmemin ardından işe geri döndüm ancak bir haftadan fazla dayanamadım. Tam bir iş günü çalışmaya dayanamıyordum. Bugün enfekte olduğum zamana göre daha kötü durumdayım. Bitmeyen yorgunluk, kaslarda ağrı, şiddetli baş ağrısı ve tekrarlayan bulantı nöbetleri yaşıyorum. Sadece bir mail yazmak için bir saatten fazla bir zamana ihtiyaç duyuyorum.”
Söz konu çalışma, bu semptomların gençlerin çoğunun çalışmasını engellediğini ve enfeksiyonu atlatan gençlerin yüzde 30’unun en temel günlük ihtiyaçlarını yapmak için bile yardıma ihtiyaç duyduklarından gösteriyor.
Bu semptomlar için şu ana kadar mevcut olan tek tedavi, semptomlarının şiddetini hafifleten ilaçlar ve uzun süre, uzman doktor kadrosu ve çoğu sağlık sisteminin yokluğunu çektiği alt yapı gerektiren rehabilitasyon sürecidir.
WHO, genellikle “tıbbi refah” olarak sınıflandırılan rehabilitasyon tedavilerine daha fazla özen gösterilmesi gerektiği konusunda birçok defa uyarıda bulunmuştu. WHO ayrıca Kovid-19’un özellikle de enfeksiyon öncesinde depresyon veya anksiyete bozukluğu olanlarda neden olduğu psikolojik ve zihinsel yan etkilerinin tedavisine daha fazla özen gösterilmesi ve kaynak sağlanması çağrısında bulunmuştu.



Netflix izleyicileri seçti: 2025'in en büyük hayal kırıklığı hangisi?

İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)
İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)
TT

Netflix izleyicileri seçti: 2025'in en büyük hayal kırıklığı hangisi?

İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)
İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)

Netflix izleyicileri, bu yıl yayımlanan yapımlar arasından "en hayal kırıklığı yaratan dizileri" seçti. Listede yer alan bir dizi ise aldığı görece yüksek puanlara rağmen tepkilerin odağına yerleşti.

Bir Reddit kullanıcısı, diğer izleyicilere "2025'in en kötü ya da en hayal kırıklığı yaratan Netflix dizileri hangileri?" sorusunu yöneltti. Kullanıcı, paylaşımında "Bu yıl Netflix'te iyi diziler olduğu kadar, platformun sömürdüğü ya da çok kötü şekilde ürettiği için insanları öfkelendiren pek çok yapım da var" ifadelerini kullandı.

Aynı izleyici, kendi tercihini Squid Game'in üçüncü sezonundan yana yaparken, "Siz ne düşünüyorsunuz? Lütfen oylayın ve paylaşın" çağrısında bulundu.

Romantik drama "izlenemez" diye nitelendirildi

Tartışmada en çok öne çıkan yapımlardan biri ise sürpriz biçimde Nobody Wants This'in ikinci sezonu oldu. Bazı izleyiciler diziyi "izlenemez" diye nitelendirdi.

Romantik drama türündeki dizi, 2024'te yayımlanan ilk sezonuyla hem eleştirmenlerin hem de izleyicilerin beğenisini kazanmıştı. 

Dizi, agnostik bir podcast yayıncısı olan Joanne'in (Kristen Bell), haham Noah'yla (Adam Brody) yaşadığı ilişkiyi konu alıyordu. Derin bağlarına rağmen çift, birbirinden son derece farklı yaşam tarzları nedeniyle ilişkilerini sürdürmekte zorlanıyordu. Bu çatışma, ilk sezonda ele alınmış ve yapım Rotten Tomatoes'ta eleştirmenler nezdinde yüzde 95'lik etkileyici bir başarı yakalamıştı.

Ancak ekimde yayımlanan ikinci sezon için tablo tersine döndü. İzleyiciler, dizinin "cazibesini kaybettiğini" savunurken, eleştirmenler de yeni sezonun seyirciye taze bir hikaye sunmak yerine ilk sezonun olay örgüsünü tekrar ettiğini belirtti.

Sonuç olarak ikinci sezon, izleyicilerden yüzde 53'lük bir puan alabildi. Eleştirmenler ise daha cömert davranarak diziye yüzde 79'luk beğeni puanı verdi. Bu tablo, dizinin genel eleştirmen ortalamasını yüzde 87'ye düşürdü; bu hâlâ saygın bir oran olsa da izleyici tepkilerini yumuşatmaya yetmedi.

"Kimse üçüncü sezonu istemiyor"

Sosyal medya tartışmasında bir izleyici, "İlk sezonu çok sevmiştim. İkinci sezon aynı hikayeyi tekrar edip durdu" derken, bir diğeri şöyle yazdı: 

Birinci sezon harikaydı, ikinci sezon ise izlenemezdi. Kimse üçüncü sezonu istemiyor.

Başka bir kullanıcı ise, "İkinci sezon inanılmaz derecede kötüydü, ortada doğru düzgün bir hikaye yoktu. Ben bu diziyi bıraktım" ifadelerini kullandı. 

Bir başka izleyici de "Üç bölüm dayanabildim ve bıraktım. İlk sezon mükemmeldi. Yazık oldu" dedi. 

Tartışmaya katılan son bir kullanıcıysa, "Katılıyorum, ikinci sezon berbattı. Joanne dayanılmaz bir karaktere dönüştü" diye yazdı.

Tüm bu sert eleştirilere rağmen Nobody Wants This, gelecek yıl üçüncü sezonuyla ekrana dönmeye hazırlanıyor. Yeni sezonun, dizinin ilk sezonundaki beğeni düzeyini yakalayıp yakalayamayacağı ise şimdiden merak konusu.

Independent Türkçe, Daily Record, Mirror


Ünlü oyuncu 8 yaşındaki kızından aldığı kariyer tavsiyesini anlattı

Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)
Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)
TT

Ünlü oyuncu 8 yaşındaki kızından aldığı kariyer tavsiyesini anlattı

Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)
Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)

Sigourney Weaver, kariyerine dair yerinde bir tavsiyeyi beklenmedik bir kaynaktan aldığını anlattı.

Yaratık (Alien) serisinin yıldızı, Vanity Fair'a verdiği röportajda, kızı Shar'ın kendisine 2003 yapımı Kuyu'daki (Holes) kötü karakteri canlandırmasını önerdiğini söyledi.

Weaver, "Kuyu'nun benim için özel bir yeri var çünkü kızım Shar, o dönem yaklaşık 8 yaşındaydı ve okulda bu kitabı okuyordu" diyerek anlattı:

Bir gün yanıma geldi ve 'Anne, kitabımda gerçekten korkunç bir kadın var, onu sen oynamalısın' dedi.

5 Oscar adayı Sisteki Goriller'le (Gorillas in the Mist) de tanınan Weaver, bu önerinin kendisini duygulandırdığını dile getirdi. 

"Kitaptan bir adım geri çekilip bana, 'Gerçekten berbat bir karakter var ve onu sen oynamalısın' diyebilmesiyle gurur duymuştum" ifadelerini kullanan Üç Oscar adayı yıldız ekledi: 

Sanırım bundan keyif alacağımı biliyordu.

Filmde Weaver, Green Lake isimli ıslah kampının başındaki Louise Walker karakterini canlandırmıştı. Walker, bir grup çocuğu, kayıp bir kanun kaçağının hazinesini bulma planı kapsamında sürekli çukur kazmaya zorlayan acımasız bir yöneticiydi.

Weaver, canlandırdığı karakterle ilgili şöyle dedi: 

Bir çocuğun gözünden bakıldığında tam anlamıyla kabus gibiydi.

76 yaşındaki Weaver, kariyerine hız kesmeden devam ediyor. Ünlü oyuncu şu sıralar Avatar: Ateş ve Kül'de (Avatar: Fire and Ash) izleyici karşısına çıkıyor. 

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Vanity Fair


Avatar serisi 6 milyar doları geçti, Cameron rekorları zorluyor

71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
TT

Avatar serisi 6 milyar doları geçti, Cameron rekorları zorluyor

71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)

James Cameron'ın Avatar evrenine dönüşü, gişede güçlü bir karşılık bulmaya devam ediyor.

Çeyrek asır içinde üçüncü kez sinemaseverler, Pandora'ya uzanan yeni bir yolculuk için dünya genelinde salonlara akın ediyor. Bu kez yolculuğun adresi, Avatar evreninin yeni filmi Ateş ve Kül (Avatar: Fire and Ash).

Cameron imzalı yapım, pazar günü itibarıyla küresel gişede yaklaşık 760,4 milyon dolara ulaştı. Bu toplamın 542,7 milyon doları uluslararası pazarlardan elde edildi.

Filmin ikinci hafta sonunda denizaşırı gişeye eklediği hasılat 181,2 milyon dolar oldu. Bu tablo, yüzde 25'lik bir düşüşe işaret ederken; Çin hariç tutulduğunda kayıp yüzde 15'le sınırlı kaldı. Bazı kilit pazarlarda ise artış kaydedildi.

20th Century Studios ve Disney ortak yapımı bilimkurgu üçlemesinin üçüncü halkası, 2025'in dünya genelinde en çok hasılat yapan 5. yapımı konumunda. Avatar serisinin üç filmi toplamda ise küresel ölçekte 6 milyar dolar barajını aşmayı başardı.

Ateş ve Kül, Çin'de de 100 milyon dolar eşiğine dayanmış durumda. Film, bugün itibarıyla 99,6 milyon dolarlık hasılatla bu sınıra çok yaklaşırken, 2025'te Çin pazarında bu başarıya ulaşan yalnızca ikinci Hollywood yapımı olmaya hazırlanıyor. İlk sırada ise yine Disney imzalı Zootropolis 2 (Zootopia 2) bulunuyor.

Avatar: Ateş ve Kül, Jake ve Neytiri'nin oğulları Neteyam'ın ölümünün ardından gelişen olaylara odaklanıyor. Film, aynı zamanda Kül Halkı diye bilinen ve Mangkwan adlı ateş klanına liderlik eden Varang karakteriyle yeni ve ürkütücü bir tehdidi tanıtıyor. 

Başrolleri paylaşan Sam Worthington ve Zoe Saldaña'nın yanı sıra Stephen Lang, Jack Champion, Sigourney Weaver ve Britain Dalton kadroya geri dönerken; Oona Chaplin ve David Thewlis seriye yeni katılan isimler arasında yer alıyor.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Deadline