Lübnan Merkez Bankası, hesaplarının denetimini kolaylaştırmak için makbuz sunmayı kabul etti

Siyasi zorluklar, finansal reform girişimlerini engelliyor.

Lübnan Merkez Bankası’nın Beyrut’taki ana binası. (Reuters)
Lübnan Merkez Bankası’nın Beyrut’taki ana binası. (Reuters)
TT

Lübnan Merkez Bankası, hesaplarının denetimini kolaylaştırmak için makbuz sunmayı kabul etti

Lübnan Merkez Bankası’nın Beyrut’taki ana binası. (Reuters)
Lübnan Merkez Bankası’nın Beyrut’taki ana binası. (Reuters)

Lübnan Merkez Bankası’nın Merkezi Konseyi’nin denetim sürecine olan bağlılığını onaylaması ve gerekli belge ve bilgiler güvence altına alınarak gelecek cuma gününden itibaren bir dizi adım atılması kararı sonrasında siyasi hesaplar, Lübnan devlet kurumlarının hesaplarındaki cezai denetimlerle ilgili teknik ayrıntılara baskın geldi.
Hükümetle sözleşme yapan ‘Alvarez & Marsal’ın sorusuna Lübnan yasalarıyla çelişmesi dolayısıyla yanıt vermeyi kabul etmeyen Merkez Bankası hesaplarında yürütülecek olan adli denetim, geçen sonbaharda daha da karmaşık bir duruma sahne oldu. Siyasi güçler, bakanlıkların ve devlet idarelerinin, konseylerinin ve organlarının tüm hesaplarının incelenmesine dayalı bir çözüme ulaşmıştı. Bu bağlamda geçen aralık ayında parlamentoda, yetkililerin hesaplarındaki bankacılık gizliliğini bir yıllığına kaldıran ve şirketin hesaplarının denetlenmesine izin veren bir yasa çıkarıldı.
6 Nisan’a kadar sözleşme yapılan şirketle herhangi bir görüşme yapılmamıştı. Merkez Bankası’ndaki Merkezi Konseyi, ‘Zoom’ uygulaması üzerinden gerçekleştirilen ve Merkez Bankası’ndaki hükümet komitesinin yanı sıra Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası, Alvarez & Marsal denetim şirketi temsilcilerinin katıldığı toplantıda açıklama yaptı. Konsey, denetim sürecini doğrularken, özellikle bankacılık gizliliğinin kaldırılması için bir yasanın çıkarılmasından sonra şirketin talep ettiği belge ve bilgilerin güvenliğini sağlamak üzere gelecek cuma gününden itibaren ay sonuna kadar bir dizi adım atılacağını belirtti.
Merkez Bankası’nın hükümet yetkilisine en geç gelecek cuma gününe kadar güncellenmiş bir bilgi listesi sunması ve hazırlığı nisan ayı sonrasına kadar uzayacak bir süre sonrası belgeleri belirtmesi kararlaştırıldı. Aynı şekilde Merkez Bankası’nın, sözleşmenin yeniden aktive edilerek şirkete teslim edilmesi şartıyla, hükümet yetkilisinin kullanımına sunulması için gerekli belgeleri toplaması kararı alındı.
Bankacılık kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, prensip olarak yasanın Temsilciler Meclisi’nde yürürlüğe koyulmasının ardından herhangi bir engelin bulunmayacağının varsayıldığını aktardı. Kaynakların açıklamasında “Merkez Bankası, yetkileri dahilinde iş birliği yapıyor ve kendisinen kaynaklı herhangi bir engel yok” ifadesi kullanıldı.
Alvarez & Marsal şirketi, adli muhasebe denetimi için Maliye Bakanlığı ile imzalanan anlaşmayı ‘şirketin görevini yerine getirmesi için gereken bilgi ve belgeleri elde edememesi’ nedeniyle feshetmeye karar verdi. Maliye Bakanlığı, ‘Merkez Bankası, bakanlıklar, fonlar ve kamu kurumlarının hesaplarının cezai incelemesini’ takip etmek için yasanın parlamentoda onaylanmasından sonra geçen ocak ayında şirketle bağlantı kurmuştu. Bankacılık kaynakları, önceki görevin tüm bakanlıkları ve departmanları kapsayacak şekilde genişletilmesinden sonra eski sözleşmenin artık geçerli olmadığını aktardılar. Kaynakların açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Sözleşmenin şekli değişmeli. Ancak ne tür sözleşmelerin yapılacağını, yeni bir sözleşme mi yoksa sadece önceki sözleşmede bir değişiklik mi olacağını öğrenmek için müzakereleri beklemeliyiz. Müzakereler ayrıca adli denetleme şirketine verilecek yetkilerin bilinmesine ve sözleşmenin niteliği, süresi ve maliyetinin bilinmesine yol açacaktır.”
Mesele, siyasi güçler arasındaki siyasi çatışma çemberine giren teknik ayrıntılardan etkilenmemiş gibi görünüyor. Adalet Bakanı Marie Claude Necm, 6 Nisan’da Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, ‘cezai denetimin bir tavsiye değil, bir karar olduğunu’ söyledi. Bakan şu an çok geç kalınmadığını vurguladığı açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Geçen kasım ayından bu yana, sözleşmenin yasanın değiştirmesine gerek duymadığını tekrarladım. İstifa eden hükümetin toplanmasını ve Lübnan Merkez Bankası’na hesap verebilirlik cezası altında acil uygulama yapılması için emir vermesini talep ettim. Ya da cumhurbaşkanı ve başbakanın aynı anda yazılı bir uyarı yapmasını istedim.”
Diğer yandan Özgür Yurtsever Hareket karşıtları, harekete mensup bakanlara verilen bakanlıklar da dahil olmak üzere devletin tüm kesimlerini kapsaması beklenirken, sadece Merkez Bankası’nın hesaplarına odaklanıldığını savundular. Milletvekili George Ataullah’a göre Özgür Yurtsever, muhaliflerini denetimin sürmesini istememekle ve bazı siyasi güçleri de engelleri devam ettirmekle suçladı. Özgür Yurtsever ayrıca bazı güçleri de ‘Merkez Bankası Başkanı’na, kendisinden istenen bilgileri denetimle görevlendirilen şirkete vermemesi için baskı yapmakla’ suçladı.
Diğer yandan 8 Mart güçlerine yakın kaynaklar, denetim projesinin önündeki engellerin siyasi olduğunu kabul etmiyorlar. Kaynaklar, tüm bakanlıkların, konseylerin, organların ve Merkez Bankası hesaplarının cezai olarak denetlenmesine izin veren yasayı onaylanması konusunda, parlamentonun tavrının net olduğunu aktardı. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, denetimin ‘popülizmden uzakta’ yapılması çağrısında bulundu. Enerji Bakanlığı hesapları da dahil tüm sektörleri, bakanlıkları ve departmanları içermesi şartıyla herkesin hesapların adli denetimine bağlı olduğunu hatırlatan kaynaklar, elektrik finansmanı krizinin, hazinede toplam Lübnan mali açığının yarısına yakın bir oranda açığa neden olduğuna dikkat çekti.
Adli muhasebe denetimi, Lübnan’ın Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakeresinin gerektirdiği sonuçlardan biri. Denetim, IMF tarafından ekonomik ve mali reform yolunu takip etmek için belirlenen koşullar dahilinde yer alıyor.



Sudan'da savaş mağdurları için yeni bir kamp: Tavile

TT

Sudan'da savaş mağdurları için yeni bir kamp: Tavile

Sudan'da savaş mağdurları için yeni bir kamp: Tavile

Sudan'ın batısındaki Kuzey Darfur'da bulunan Tavile kasabası, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki son çatışmaların ardından el-Faşir şehri, Zemzem ve Ebu Şuk kamplarından bombardımandan kaçan binlerce yerinden edilmiş insanın akın etmesiyle savaş mağdurları için yeni bir kampa dönüştü.

Yerinden edilmiş kişilerin işleriyle ilgilenen yerel bir gönüllü kuruluş olan Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi'ne göre Tavile bölgesi, yerinden edilmiş kişilerin açıkta, son derece kötü koşullarda, yiyecek, içme suyu ve hatta battaniye olmadan kalabalık bir şekilde bulunmaları nedeniyle ciddi bir baskı altında.

Şarku’l Avsat’a konuşan Komite Sözcüsü Âdem Rical şu ifadeleri kullandı: “Şu anda acil müdahalelere ihtiyaç duyulması nedeniyle bölgede olağanüstü hâl ilan etme sürecindeyiz. En büyük zorluk, temel hizmetlerin ve yaşam için gerekli malzemelerin eksikliği ve binlerce kişi şu anda açıkta olduğu için çadır gibi barınma malzemelerinin sağlanmasıdır. El-Faşir ile Zemzem ve Ebu Faruk kamplarını bu zor koşullarda terk edebilen siviller, sadece giydikleri kıyafetlerle, bazıları hayvanların çektiği ilkel arabalarla ve her şeye muhtaç bir şekilde, kendilerine yardım etmek için sınırlı bir yerel gönüllü müdahalenin ortasında kaldılar.”

Yerinden edilmeye giden yolda yaşanan trajediler

Rical, yerinden edilmiş kişilerin, yerlerinden edilmelerine giden yolda acı ve korkunç koşullar yaşadıklarını ve ‘HDK’ye bağlı bazı silahlı adamlar tarafından çeşitli ihlallere, cinayetlere ve hırsızlıklara maruz kaldıklarını’ bildirdiklerini söyledi. Rical, “İfadelerinde bize aşırı açlık ve susuzluk nedeniyle çok sayıda ölüm yaşandığını ve bazı çocukların yerinden edilme yolculuğu sırasında ebeveynlerini kaybettiğini anlattılar” dedi.

Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi’nin verilerine göre Tavile, nisan ayı başında el-Faşir ve çevresindeki kamplarda yeniden başlayan şiddetli çatışmalardan bu yana 281 binden fazla yerinden edilmiş kişiyi kabul etti. Bölgede yaşayanlarla birlikte toplam sayı bir milyondan fazla kişiye ulaştı.

Tavile, Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'in yaklaşık 65 kilometre batısında yer alıyor. El-Faşir ülkenin batısında Sudan ordusu tarafından kontrol edilen son büyük şehir ve bir yıldan uzun bir süredir HDK tarafından kuşatılmıştı.

Komite Sözcüsü Âdem Rical, “Tavile’de güvenlik durumu istikrarlı, ancak insani ihtiyaçlar yerel halkın, ulusal insani yardım kuruluşlarının ve buradaki yetkililerin kapasitesinin ötesinde” dedi.

Rical, yerel toplum liderlerinin yerinden edilenlere yardım sağlamak için girişimler başlattığını, ancak sayılarının çok fazla olması ve giderek artması nedeniyle ihtiyaçları yeterince karşılayamadıklarını söyledi.

frgtyu
HDK'nin 15 Nisan'da Kuzey Darfur'daki yerinden edilmiş kişiler için kurulan Zemzem Kampı’na düzenlediği saldırının ardından binlerce kişi bölgeden ayrılmak zorunda kaldı. (Reuters)

Rical, Tavile'nin el-Faşir ve çevresindeki kamplardan yerinden edilmiş insanları kabul eden bir nokta haline geldiğini ve önemli bir kısmının Cebel Marra'daki Fanga, Golo ve Nertiti'deki diğer komşu bölgelere kaçmaya devam ettiğini söyledi. Yerel halk ve ulusal kuruluşların yanı sıra gönüllü acil servisler, yerinden edilenlere yardım etmek için mısır unu, bakliyat, içme suyu ve battaniye sağlıyor. Ancak bu yardım, el-Faşir ile Zemzem ve Ebu Şuk kamplarından çok sayıda kişinin ihtiyaçlarını karşılama konusunda sınırlı kalıyor.

El-Faşir acı çekiyor

Şarku’l Avsat'a konuşan çeşitli kaynaklara göre, Zemzem Kampı sakinlerinin yaklaşık yüzde 70'i, yüzlerce sivilin öldürülmesi ve yaralanmasıyla sonuçlanan HDK'nin son saldırısının ardından Tavile bölgesine ve eyaletteki diğer bölgelere göç etti. Kaynaklar, el-Faşir'de, Zemzem ve Ebu Şuk kamplarında kalanların gıda, içme suyu ve ilaç sıkıntısı nedeniyle çok kötü insani koşullarla karşı karşıya olduklarını söyledi. Aynı kaynaklar, Sudan ordusu ve müttefik silahlı mücadele hareketlerinin ortak gücünün, el-Faşir'den ayrılmalarını engellemek için ailelerin önüne engeller koymaya devam ettiğini, askeri operasyonların ve karşılıklı topçu atışlarının artmasına ve şehir üzerindeki uzun süreli kuşatma nedeniyle yiyecek ve içme suyu elde etmenin zorluğuna rağmen onları tehdit altında kalmaya zorladığını belirtti.

Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi bu hafta başında, Sudan ordusunun askeri istihbaratının Ebu Şuk Kampı’ndaki onlarca gönüllü lider ve aktivisti HDK ile iş birliği yaptıkları suçlamasıyla tutukladığını açıkladı.

Şarku’l Avsat tarafından elde edilen bilgilere göre Çad ile olan Adre Sınır Kapısı, Tavile'de yeni yerinden edilmiş insanlara insani yardım ulaştırılması için açıldı. Çeşitli kaynaklara göre, son birkaç gün içinde gıda maddeleri, ilaçlar ve barınma malzemeleri yüklü birçok tır bölgeye geldi, ancak çok sayıda yerinden edilmiş insan nedeniyle bu yardımlar yetersiz kalıyor.

Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi, Tavile bölgesinde acil durum ilan etmek üzere olduğunu bildirerek, uluslararası ve yerel kuruluşları Kuzey Darfur'dan gelen binlerce yerinden edilmiş kişinin hayatını kurtarmak için acilen harekete geçmeye çağırdı.