İngiltere’nin Yemen Büyükelçisi Aron: Suudi Arabistan Yemen’in gerçek dostu, İran yalnızca sorun çıkarıyor

Şarku’l Avsat’a konuşan İngiliz diplomat savaşı durdurmanın, Tahran’ın etkisini azaltacağını söyledi.

İngiltere’nin Yemen Büyükelçisi Micheal Aron. (Şarku’l Avsat)
İngiltere’nin Yemen Büyükelçisi Micheal Aron. (Şarku’l Avsat)
TT

İngiltere’nin Yemen Büyükelçisi Aron: Suudi Arabistan Yemen’in gerçek dostu, İran yalnızca sorun çıkarıyor

İngiltere’nin Yemen Büyükelçisi Micheal Aron. (Şarku’l Avsat)
İngiltere’nin Yemen Büyükelçisi Micheal Aron. (Şarku’l Avsat)

İngiltere’nin Yemen Büyükelçisi Micheal Aron Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “İran’ın Yemen’deki etkisinin azaltılması ancak savaşın durdurulması ve taraflar arasındaki uzlaşmayla sağlanabilir. Bu durum Tahran’ın rolünün, ülkede yalnızca sorun çıkarmak olduğunu göstermekte” ifadelerini kullandı.
Söz konusu açıklamalar, kapsamlı bir ateşkes ve Yemen tarafları arasındaki siyasi istişarelerin bir an önce yeniden başlaması noktasında yoğun bölgesel ve uluslararası çabalar kapsamında geldi.
Suudi Arabistan geçtiğimiz günlerde Yemen krizini sona erdirme noktasında yeni bir girişim olarak, Sana Havalimanı’nın bölgesel ve uluslararası uçuşlara açılacağını ve Hudeyde limanının gelirlerinin Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde Yemen Merkez Bankası’nın ortak hesabına yatırılacağını duyurmuştu.
İngiltere’nin Yemen Büyükelçisi Micheal Aron, Husiler de dahil olmak üzere Yemenlilerin, İran’ın hedefinin yalnızca sorun çıkarmak olduğunu daha sonra anlayacaklarını açık bir şekilde ifade etti. Husilerin İran’dan ayrılması noktasındaki inancını bir kez daha tekrarladı.
Aron Şarku’l Avsat’a, “Yemen’de İran hakkında çok fazla görüş var. Bazıları İranlıların Husiler üzerinde etkisi olduğunu söylüyor. Ancak İranlılar örgütü kontrol etmiyorlar” açıklamalarını yaptı.
Ayrıca Aron, “Bazıları Husilerin İran’ın kendilerine dikte ettiği her şeyi uyguladığını söylüyor. Açıkça görünen bir şey var ki o da, savaş devam ettiği sürece, İran’ın Yemen’deki etkisinin de artacağıdır” dedi.
Aron sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi yapılması gereken şey savaşı durdurmaktır. Ancak savaş durduğunda İran’ın etkisinin azaltılması mümkün olacak. Böylece Suudi Arabistan’ın Yemen’in gerçek dostu olduğu ortaya çıkacak.”
Büyükelçi, Suudi Arabistan’ın Yemen’in yeniden inşası noktasında kaynaklarını ve gücünü kullanacağını belirtti. Ayrıca, “Husiler dahil olmak üzere tüm Yemenliler İran’ın Yemen’deki hedeflerinin sadece sorun çıkarmak olduğunu anlayacaklar” dedi.
Aron, “Bu sebeple hala Yemen’deki İran etkisinin büyük ölçüde azaltılabileceğine ve Husilerin İran’dan ayrılabileceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Aron, Husilerin Yemen’in başkenti Sana üzerinde devam eden kontrolünün, Yemen’deki İran nüfuzunu artıracağı konusunda uyardı. Husilerin, Yemen toplumu ve okullardaki müfredatı değiştirdikleri, üniversiteleri kontrol altına alarak eğitimlerini değiştirdikleri, çocukları zorla savaş cephelerine sürükledikleri ve eğitim almaları için çocukları İran’ın Kum kentine gönderdiklerine işaret etti.
Büyükelçi Şarku’l Avsat’a verdiği önceki demeçte şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bu, Yemen toplumu için bir felaket. Husiler Yemen toplumundaki koşulları değiştirdi. Gün geçtikçe, soruna bir çözüm bulunamaması, savaşın durdurulamaması ve Yemen toplumunun yeniden inşa edilememesi durumunda kuzeydeki İran etkisi giderek artacak.”
İran, Yemen’deki Suudi barış girişimini reddeden dünyadaki tek ülke. Söz konusu girişim savaşı sona erdirme ve barışı yeniden tesis etme noktasında bölgesel ve uluslararası arenada oldukça ses getirmişti.



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.