Lübnan bankaları, mali çöküşten siyasi otoriteyi sorumlu tuttu

Lübnan bankaları, mali çöküşten siyasi otoriteyi sorumlu tuttu
TT

Lübnan bankaları, mali çöküşten siyasi otoriteyi sorumlu tuttu

Lübnan bankaları, mali çöküşten siyasi otoriteyi sorumlu tuttu

Lübnan Bankalar Birliği beklenmedik bir adımla kendisine yöneltilen suçlamalara ilişkin sert tepki gösterdi. Zira Cumhurbaşkanı Mişel Avn son olarak geçen çarşamba günü Bankalar Birliği’ne suçlamada bulunmuştu. Birlik, bankacılık sektörünün maruz kaldığı durumdan politikacıları sorumlu tuttuğu ayrıntılı bir açıklama yaparak önyargıların ve gerçekleri gösteren koşulları ortadan kaldırdığını bildirdi. Bankalar Birliği, devletin Merkez Bankası’ndan ödünç aldığı fonları geri öder ödemez mevduat sahiplerinin paralarını iade etme taahhüdünde bulundu.
Birliğin genel sekreterliği tarafından 8 Nisan akşamı dağıtılan açıklamada, ülkede yaşananların ve yaşanacakların sorumluluğu devlete yüklendi. Son 30 yıldır bakanlık açıklamalarının, ulusal para biriminin sabitlendiği yönünde olduğuna dikkat çekildi. Bankaların, devleti Merkez Bankası’na yatırılan paradan borç almaya zorlamadığı ve Eurobond ihraç etmeye karar verenin de kendileri olmadığı vurgulandı. Aynı şekilde Merkez Bankası hesaplarına döndüğüne hiç tanık olmadıkları hazine avanslarının karar ve yasalarını çıkaranların da bankalar olmadığı belirtildi. Benzer şekilde aktarılana göre diğer sektörlerde olduğu gibi enerji sektörüne sübvansiyonlar veya harcamalar için çerçeveler belirleyen de bankalar değildi.
Diğer yandan açıklamada, devletin bankalar sayesinde kamu sektörünün her kategorisine maaş verebildiği ifade edildi. Aynı zamanda her yıl kamu hazinesinin yararına vergi tahsilatının en yüksek yüzdesini ödeyen ve Lübnan’ın varlığını ve uluslararası itibarını koruyan tarafın da bankalar olduğu vurgulandı. Politikacıların, ‘Lübnan ve Lübnanlıların çıkarları için gerçek bir tehlike oluşturarak ülke ile dünya arasındaki finansal iletişimi kesmeye çalışıyorlarmış gibi’ Lübnan bankalarını, boykot etme ve kuşatma çağrılarının tuhaf olduğu aktarıldı.
Açıklamanın devamında u ifadelere yer verildi:
“Kötü politikalar belirleyenler, sorumsuz vergi ve gümrük politikalarını onaylayanlar, ülkede rastgele istihdam kararları verenler, ödemeler dengesindeki açığı biriktirenler bankalar değildir. Devletin ekonomik vizyonunu ve doğru planlama yapmasını da engellememektedirler.”
Açıklamada ayrıca hissedarların ve yatırımcıların elde ettiği kârların adilliğine de değinildi:
“Bankalar, mevduat sahiplerinin birikimlerini elde etme haklarına her zaman uymaktadır ve bundan yükümlüdür. Devlet, merkez bankasından ödünç aldığı fonları iade ettiğinde, hakları doğrudan sahiplerine iade edebileceğini teyit etmektedir. Bununla birlikte bu durum, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakereye temel oluşturacak, yardım ve yatırımların serbestleştirilmesine izin verecek rasyonel ve uygulanabilir bir plan geliştiren homojen bir hükümetin oluşturulmasını gerektirmektedir. Bunun, siyasi otoritenin görevinin aksiyomlarından biri olmaya devam ettiği biliniyor. Kısacası, siyasi kriz, yol açtığı bozulma ve boşluk, Lübnan’daki finans ve bankacılık krizinin ana nedeni olmaya devam ediyor.”



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.