Washington’ın Şam ile normalleşme ve yaptırımları kaldırma koşulları arasındaki fark

Ekim 2019’da görüntülenen Fırat’ın doğusundaki bir ABD askeri devriyesi. (AFP)
Ekim 2019’da görüntülenen Fırat’ın doğusundaki bir ABD askeri devriyesi. (AFP)
TT

Washington’ın Şam ile normalleşme ve yaptırımları kaldırma koşulları arasındaki fark

Ekim 2019’da görüntülenen Fırat’ın doğusundaki bir ABD askeri devriyesi. (AFP)
Ekim 2019’da görüntülenen Fırat’ın doğusundaki bir ABD askeri devriyesi. (AFP)

Washington’ın Caesar (Sezar) Yasası yaptırımlarının kaldırılması için 7, Şam ile ‘normalleşme’ için de 6 şartı var. Bunların 4’ü 2011 öncesine dayanıyor. ABD’nin Suriye’de 9 baskı aracını kullanarak ve nüfuz ederek ulaşmak istediği 5 hedef bulunuyor. Yaklaşık 3 ay önce iktidara gelen ABD Başkanı Joe Biden’ın yönetimi için Suriye meselesinin bir öncelik olmadığı doğrulandı. Zira Ulusal Güvenlik Konseyi’ndeki Ortadoğu yetkilisi Brett McGurk’un özel temsilci olarak atanmadan önce Suriye’ye yönelik politikanın ‘yüzeysel bir incelemesini’ yaptığı bir dönemde, Biden’ın henüz Suriye ekibi de kurulamadı.
Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Kongre’deki bazı temsilciler tarafından Suriye’ye özel bir temsilci atanmasını talep eden yazılı mektuba henüz yanıt vermedi. Ancak ilki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) insani yardımla, ikincisi de DEAŞ ile mücadeleyle ilgili olmak üzere iki toplantıya başkanlık etti. Toplantılar, şu an bu iki meselenin öncelik olduğunu gösteriyor.

Yaptırımların kaldırılması
ABD kaynaklarına göre en yenisi geçen haziran ayında uygulanmaya başlayan ve 114 Suriyeli isim ve 2 kuruluşun yer aldığı Caesar Yasası olmak üzere farklı yönleri içeren ABD yaptırım listesinde 600’den fazla Suriyeli isim ve çok sayıda kuruluş mevcut. Yaptırımlara dahil edilen 600 kişi arasında, Avrupa yaptırım listelerinde bulunan 350 isim ve kuruluş da var. Aynı şekilde geçen ayın ortalarında İngiltere, Avrupa Birliği’nden (AB) ayrıldıktan sonra kendi listesini yayınladı ve listeye altı isim ve kuruluş dahil edildi.
Biden yönetimi, iktidara geldiğinden beri insani yardım akışını etkilememek ve koronavirüs ile mücadele etmek için Suriye ve dünyadaki yaptırımları gözden geçirmeye başladı. Hazine Bakanlığı, iki gün önce yaptırımların ilaç, gıda ve insani yardımı olumsuz etkilememesi gerektiğini duyurdu. Bu açıklamayla hükümet bölgelerine insani yardım sağlayan Arap partilerine ve devletlerine katkıda sağlarken, Washington da Suriyelilere insani yardımı finanse etmek için sağlanan yaklaşık 50 milyar dolar da dahil 10 yıl içinde 13 milyar dolar sağladığı bildirildi.

Yaptırımların kaldırılmasına yönelik yorumlar
Yaptırımların kaldırılması, 2019 ve 2020 yıllarında Viyana’da kamuya açık olmayan ABD-Rusya müzakerelerinin ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un 2019 sonunda Washington’a ziyaretinin ana odak noktasıydı. Müzakerelere yakın Batılı bir yetkilinin Şarku’l Avsat’a aktardığına göre Rus tarafı, yaptırımlardan son derece rahatsız ve birçok vesileyle ‘yaptırımların Suriye’yi boğacağı ve devletin çökmesine yol açacağı’ görüşünde.
Rus tarafına göre ABD’nin yanıtı, Caesar Yasası yaptırımlarının kaldırılmasının Şam, Moskova ve Tahran’da ‘yasanın yedi şartını uygulama’ kararı olduğu yönündeydi. Öyle ki ABD Başkanı, 180 günü geçmeyen yenilenebilir süreler için bu yasada öngörülen cezaların tamamını, bir kısmını veya bu unvanı taşıyan herhangi bir değişiklikte öngörülen cezaların uygulanmasını askıya alma hakkına sahip. Yine de bu durum ancak Başkan’ın bir dizi kriterlerin karşılandığına karar vermesiyle olası. Kriterler ise şu şekilde:
- Suriye üzerindeki hava sahası artık Şam hükümeti veya Rusya Federasyonu tarafından sivil nüfusu hedef almak için kullanılmayacak.
- Suriye, Rusya Federasyonu ve İran hükümetleri tarafından kuşatılan bölgeler artık uluslararası yardımdan mahrum bırakılmayacak. Bu bölgelere düzenli insani yardım ulaştırılması sağlanacak.
- Suriye hükümeti, Beşşar Esed rejimine bağlı hapishanelerde zorla tutulan tüm siyasi tutukluları serbest bırakacak. Ayrıca uygun uluslararası insan hakları örgütleri tarafından soruşturmalar yürütülmesi amacıyla hapishanelere tam erişim izni verilecek.
-Suriye, Rusya Federasyonu ve İran güçleri artık sağlık tesislerini ve okulları kasıtlı olarak hedef almayacak.
-Şam, kimyasal silahların geliştirilmesini yasaklayan ve nükleer silahların yayılmasını sınırlayan anlaşmaların yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmek için adımlar atacak.
- Şam yönetimi, Suriyelilerin güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönmesine izin verecek.
- Suriye hükümeti, Esed rejimi tarafından işlenen savaş suçlarının faillerini gerçekten sorumlu tutacak adımlar atacak.
Batılı yetkili ayrıca yasanın hükümlerindeki herhangi bir değişikliğin Kongre’nin onayını gerektirdiğini aktardı.

Normalleşme koşulları
ABD kaynaklarına göre yaptırımların kaldırılması için daha önceki koşullar, eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ve yardımcısı Joel Robben’in desteğiyle eski Dışişleri Bakanı Mark Pompeo tarafında formüle edilen bir plan uyarınca, eski ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin ortaya koyduğu ‘Şam ile normalleşme’ koşullarından farklı. Bu koşullar ise şu maddeleri içeriyor:
- Terörizme desteğin durdurulması
- İran Devrim Muhafızları’na ve Hizbullah’a desteğe son verilmesi.
- Komşu ülkelerin tehdit edilmemesi.
- Kitle imha silahlarının terk edilmesi.
- Mültecilerin ve yerlerinden edilenlerin gönüllü dönüşünün sağlanması.
- Savaş suçlularına karşı mücadele.
Kaynaklar, ilk dört hedefin Washington ve Şam arasında diplomatik temsilin olduğu 2011 öncesine dayandığına dikkati çektiler. Fırat’ın doğusundaki eski ABD Temsilcisi William Robak, Trump yönetimi için belirlenen siyasi hedefleri şöyle sıraladı:
- DEAŞ’ı hezimete uğratmak ve geri dönüşünü engellemek.
-  2254 sayılı Uluslararası Kararın uygulanmasına yönelik Birleşmiş Milletler (BM) sürecini desteklemek.
- İran’ın Suriye’den geri çekilmesi.
-  Rejimin kitle imha silahları kullanmasının engellenmesi kimyasal silahlardan vazgeçmesi.
- İnsani krize yanıt vermek.
- Suriye halkının ülke içinde ve dışında çektiği acıyı hafifletmek.

Baskı araçları
Biden iktidara geçtiğinden beri ABD yönetimi, askeri olarak Suriye’nin kuzeydoğusunda kalacağına dair net sinyaller gönderdi. ABD’li yetkili konuya dair şunları söyledi:
“McGurk gibi Trump’ın Fırat’ın doğusundan çekilme kararını eleştirenlerin çoğu mevcut yönetimin etkili isimlerinden oluşuyor. Bu nedenle ABD’lilerin Fırat’ın doğusunda kalacakları söyleniyor.”
Askeri mevcudiyet, belirtilen siyasi hedeflere ulaşmanın ana araçlarından biri olarak kabul ediliyor. Moskova ve Şam üzerindeki ‘baskı araçları’ müdahaleci veya pasif yöntemleri içeriyor. Bu yöntemler şöyle sıralanıyor:
- ABD’nin 500 ila 800 asker ve gelişmiş askeri teçhizatla donatılmış olan, Fırat’ın doğusunda ve Tanf üssündeki konuşlanması.
- Suriye’nin dörtte birini ve stratejik zenginliğinin yüzde 90’ını kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri’nin 100 bin unsurunu ve yerel grupları desteklemek.
- Rejime karşı ekonomik yaptırımlar.
- Yaklaşık 84 kurum ve ülkeden uluslararası diplomatik nüfuz için platformu sağlayan, DEAŞ’a karşı Uluslararası Koalisyon. –
- BMGK ve BM platformu aracılığıyla diplomatik etki.
- Şam’la Arap ya da Avrupa arasındaki ​​normalleşme çabalarını engellemek.
- İsrail saldırılarına istihbarat ve lojistik destek.
- Suriye’nin kuzey ve kuzeybatısındaki (Fırat’ın doğusu hariç) Türk askerî harekâtı.
- Suriye’nin yeniden inşasını ve buna Arap ve Avrupa ülkelerinin katılımını engellemek.   
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı, Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer vermişti:
“Suriye’de siyasi geçiş sürecinin başlangıcına tanık oluncaya kadar ekonomik yaptırımlar uygulamayı sonlandırmayacağız. Hiçbir düzeyde normalleşme olmayacak ve yeniden yapılanma çabalarını asla desteklemeyeceğiz.”
Biden yönetimi devraldığından bu yana yaptırım listeleri çıkarma hızının yavaşlaması dikkat çekici. Dahası ekibi Arap ve Avrupa ülkeleriyle normalleşmeyi veya yardımı durdurmak ve diplomatik izolasyonu sıkılaştırmak için liderlik çabalarında bulunmadı. Bu durum, Moskova ve Şam’ın genişlemeye ve sızmaya çalıştığı birleşik konumda bir çatlağa yol açtı.
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad’ın 7 Avrupalı bakanı ‘diyalog çağrısı yaptığı’ mesaj ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Şam’ı Arap Birliği’ne dahil edilmesi için Arap ülkelerine ziyareti, bu durumu test eden son iki örnek oldu.



Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonunda yakınlarını kaybedenler, Filistinli örgütün kara para aklamasını sağladığı gerekçesiyle kripto devi Binance'e dava açtı.

306 ABD vatandaşının açtığı ve pazartesi günü kamuoyuyla paylaşılan davada, Hamas'ın saldırısında hayatını kaybeden, yaralanan veya rehin alınan kişilerin yakınları Binance'in yaptırımları deldiğini savunuyor. 

Davacılar, kripto borsasının Hamas, Hizbullah, Filistin İslami Cihad Örgütü ve İran Devrim Muhafızları'nın platform üzerinden 1 milyar dolardan fazla para transferi yapmasına göz yumduğunu iddia ediyor. 

Bu tutarın en az 50 milyon dolarının Gazze savaşını başlatan 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından transfer edildiği belirtiliyor. 

ABD'nin Kuzey Dakota eyaletinde açılan davada, sözkonusu örgütlerin Binance'i kullanarak şüpheli hesaplar üzerinden kara para akladığı ileri sürülüyor. Bu örgütlerin hepsi ABD'nin yaptırım listesinde yer alıyor. 

Şikayette "CZ" diye de anılan Çinli iş insanı Changpeng Zhao'nun kurduğu kripto borsasına dair şu ifadeler yer alıyor: 

Binance yasadışı faaliyetler için kasıtlı olarak bir sığınak şeklinde faaliyet gösteriyor. Bugüne dek Binance'in temel iş modelini anlamlı biçimde değiştirdiğine dair hiçbir gösterge yok.

Şirketin açıklamasında davanın detaylarına ilişkin yorum yapılmazken "uluslararası alanda tanınan yaptırım yasalarına tam olarak uyulduğu" savunuldu. 

Kasım 2023'te ABD Adalet Bakanlığı, kara para aklamayı önleme ve yaptırım yasalarının ihlali nedeniyle Binance'le 4,3 milyar dolarlık bir uzlaşmaya varmıştı. Bu rekor tutar şirket tarafından kurumsal olarak ödendi. CZ ise aynı anlaşma kapsamında CEO'luk görevinden ayrılmış ve şirketten bağımsız olarak 50 milyon dolarlık kişisel para cezasını ödemeyi kabul etmişti.

Amerika'da yürütülen ceza yargılamasının ardından Zhao'ya gerekli kara para aklama kontrollerini uygulamadığı gerekçesiyle 4 ay hapis cezası verildi ve iş insanı bu cezasını tamamen çekerek tahliye edildi. Geçen ay ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan af kararıyla da yeniden CEO'luğa dönmesi önündeki engeller kaldırılmış oldu.

Independent Türkçe, Times of Israel, Reuter


BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
TT

BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın bölgenin ekonomisini mahvettiğini ve Filistin topraklarının ‘bekasını’ tehdit ettiğini belirterek, uluslararası ‘acil’ müdahale çağrısında bulundu.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayınlanan yeni bir raporda, Gazze'nin yeniden inşasının maliyetinin 70 milyar doları aşacağı ve onlarca yıl sürebileceğini belirtildi. Raporda, savaş ve ablukanın ‘Filistin ekonomisinde eşi benzeri görülmemiş bir çöküşe’ neden olduğu uyarısında bulunuldu.

Askeri operasyonların hayatta kalmanın her temel unsurunu önemli ölçüde zayıflattığı ifade edilen raporda, “Gazze Şeridi, gıdadan barınmaya ve sağlık hizmetlerine kadar insan eliyle yaratılmış bir uçuruma itildi” denildi.

Sistematik bir şekilde devam eden yıkımın, Gazze'nin kendini yaşayabilir bir alan ve toplum olarak yeniden inşa etme yeteneğini zedelediği belirtilen raporda, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların İsrail'in güneyine düzenlediği saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 221 kişi ölürken İsrail, Gazze Şeridi’ne  iki yıl süren yıkıcı bir savaş başlattı.

cdvfgthy
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’na geri dönen yerinden edilmiş Filistinlilerin görüldüğü havadan çekilmiş bir fotoğraf (AFP)

BM’nin güvenilir kabul ettiği Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre İsrail, Hamas'ın saldırısına misilleme olarak Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava ve kara saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 69 bin 756 Filistinliyi öldürdü.

Savaş, Gazze Şeridi'nde büyük yıkıma ve BM’nin bazı bölgelerde kıtlık ilan etmesine neden olan bir insani krize yol açtı.

UNCTAD raporuna göre Gazze Şeridi'ndeki yıkımın boyutu, ard arda ekonomik, insani, çevresel ve sosyal krizleri tetikleyerek, bölgenin gelişme düzeyindeki düşüşü tam bir yıkıma dönüştürdü.

Raporda, çift haneli büyüme ve önemli dış yardım desteğine rağmen, Gazze'nin 7 Ekim 2023 öncesi refah düzeyine geri dönmesinin onlarca yıl sürebileceği vurgulandı.

UNCTAD, koordineli uluslararası yardım, havale işlemlerinin yeniden başlatılması ve ticaret, hareket ve yatırım kısıtlamalarını hafifletmeye yönelik önlemleri bir araya getiren kapsamlı bir kurtarma planı çağrısında bulundu.

Gazze halkı ‘ciddi ve çok boyutlu bir yoksullukla’ karşı karşıya kalırken, UNCTAD, Gazze'deki her bireye yenilenebilir ve koşulsuz aylık nakit transferi sağlayan kapsamlı bir acil temel gelir programının başlatılmasını istedi.

Raporda, Gazze ekonomisinin 2023-2024 döneminde yüzde 87 oranında küçüldüğü ve kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 161 dolar gibi cüzi bir rakama gerilediği, bu rakamın da küresel olarak en düşük oranlardan biri olduğu belirtildi.

Öte yandan Batı Şeria'da durum o kadar vahim olmasa da raporda ‘şiddet, Yahudi yerleşim birimlerinin inşasındaki hız ve işçi hareketliliğine getirilen kısıtlamaların’ buranın ekonomisini vurduğu ve UNCTAD'ın verileri kaydetmeye başladığı 1972 yılından bu yana en kötü ekonomik gerilemeye yol açtığı ifade edildi.


Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)

Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinin Mevasi bölgesinde, bugün (Salı) sabah saatlerinde etkili olan yoğun yağışlar sonucu çok sayıda sığınmacı çadırı sular altında kaldı.

d
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici kampta, Filistinli çocuklar yağmurdan korunmaya çalışıyor (AFP)

Filistin Haber Ajansı WAFA bölgede çok sayıda çadırın yağmur suları nedeniyle zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Kurtarma ekipleri su baskınından etkilenen çadır alanlarına müdahalelerini çeşitli noktalarda sürdürüyor.

csdfrg
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta, yağmur sonrası eşyalarını düzenleyen Filistinli bir aile (AFP)

Gazze Şeridi genelinde şiddetli sağanak yağış ve fırtınalarla birlikte sığınmacı kamplarında ek olumsuzluklara yol açmaktadır.

Öte yandan, 15 Kasım’da meydana gelen yağışlar sırasında da binlerce çadırın su baskını nedeniyle zarar görmüştü.

sd
Filistinliler, sular altında kalan sokaklardan, eşek arabalarıyla geçiyor (DPA)