Doğa tutkunu, yetenekli bir kriket oyuncusu... Prens Philip’in hayatı!

İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in eşi Prens Philip (Reuters)
İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in eşi Prens Philip (Reuters)
TT

Doğa tutkunu, yetenekli bir kriket oyuncusu... Prens Philip’in hayatı!

İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in eşi Prens Philip (Reuters)
İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in eşi Prens Philip (Reuters)

Buckingham Sarayı, dün, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in eşi 99 yaşındaki Prens Philip'in hayatını kaybettiği açıkladı.

BBC, Prens Philip’in hayatı boyunca en önemli anları hakkında bir video hazırladı.

Prens Philip, 10 Haziran 1921 yılında Yunanistan’ın Korfu Adası’nda doğdu. Ailesinde Almanya, Danimarka, Rusya ve İngiltere’nin kraliyet aileleri üyeleri var.

Prens, eğitimine Paris’teki Saint Clound bölgesindeki MacJannet Okulu ile başladı. Yedi yaşında İngiltere’deki Mountbatten bölgesinde yaşayan akrabalarının yanına gitti ve Surrey’deki ilkokula devam etti.

Daha sonra, Kuzey İskoçya’da bulunan Gordonstoun yatılı okuluna gitti, spor derslerinde başarılı bir öğrenciydi.

2. Dünya Savaşı sırasında Prens Philip, HMS Valiant savaş gemisinde subay olarak görev yaptı.

Prens, polo sporu hayranıydı ve İngiltere’nin önemli polo oyuncularından biriydi.

Prens, yetenekli bir kriket oyuncusu olarak biliniyordu.

Prens Philip, Kraliçe Elizabeth ile Temmuz 1947 yılında nişanlandı ve çift 20 Kasım 1947 yılında evlendi.

Prens Philip ve Kraliçe II. Elizabeth’in Edward, Andrew, Anne ve Charles adında dört çocuğu var.

Hayatı boyunca doğayı korumakla ilgilenen Prens, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Başkanlığı görevini yaptı. Spor ve atletizme olan tutkusu hayatı boyunca devam etti.

Prens Philip, çoğu etkinlikte ve kutlamada eşine eşlik etti. Eşine olan desteğini ve sevgisini insanlara göstermekten çekinmedi.

95 yaşındayken, eşi II. Elizabeth’in 1952 yılında tahta çıkmasından bu yana 22 binden fazla resmi etkinliğe katıldıktan sonra insanlardan uzakta yaşamak istediğini açıkladı ve bu konuda eşinden destek aldı.

Prens Philip, 16 Şubat’ta Londra’daki VII. Edward Hastanesi’ne nakledildi. Buckingham Sarayı yaptığı açıklamada, Prens Philip’in tespit edilemeyen bir enfeksiyon için önleyici tedbir amacıyla söz konusu hastaneye nakledildiğini açıkladı.

Londra’daki St. Bartholomew hastanesine nakledildiğinde Prens, kalp rahatsızlığı nedeniyle ameliyat oldu ve 16 Mart tarihinde hastaneden taburcu oldu.



Yüzü dövmeli mumya bulan arkeologlar şaşkına döndü

(Temsili/Unsplash)
(Temsili/Unsplash)
TT

Yüzü dövmeli mumya bulan arkeologlar şaşkına döndü

(Temsili/Unsplash)
(Temsili/Unsplash)

Arkeologlar 800 yıllık bir And mumyasının yanaklarında ve kollarında daha önce hiç görülmemiş dövmeler bularak Güney Amerika'daki eski kültürel uygulamalara daha fazla ışık tuttu.

Tarih boyunca insanlar hakim güzellik standartlarına uymak, sosyal statü, grup aidiyeti ve hatta ritüel gibi nedenlerle vücutlarında değişiklikler yaptıkları yöntemleri benimsedi. Bu tür vücut modifikasyonları arasında dövme, hâlâ geniş çapta uygulanan bir kültürel pratik olarak varlığını sürdürüyor.

Ancak derinin yumuşak yapısı nedeniyle arkeolojik kayıtlarda günümüze ulaşan çok az dövmeli cilt örneği var.

Dövme izleri olan korunmuş ciltleri içeren mevcut kayıtların analizi, dünyadaki korunmuş dövmeli insan kalıntılarının en çok Güney Amerika'nın kıyı çöllerinde yer aldığını gösteriyor.

Bilim insanları bu nedenle Torino Üniversitesi Antropoloji ve Etnografya Müzesi'nde bulunan ve And Dağları'ndaki bir kazı alanında keşfedilen iyi korunmuş bir kadın mumyasını yakından inceledi.

Radyokarbon analizi, mumyanın 800 yıldan daha eski olduğunu ortaya çıkardı. Kadın MS 1215'le 1382 arasında bir dönemde yaşamış.

Araştırmacılar çıplak gözle görülemeyen dövmeleri tespit etmek için kızılötesi analiz yapan iki yeni teknik kullandı. Kulaktan ağza uzanan üç düz çizgi de dahil, mumyanın yüzünün her iki yanağında dövmeler bulunca şoke oldular.

Ayrıca el bileğinde S şeklinde bir dövme de saptadılar.

Görsel kaldırıldı.
Mumyanın sağ yanağı ve büyütülmüş hali (Journal of Cultural Heritage 2025)​​​​

X ışını floresansı ve Raman spektroskopisi gibi kimyasal analiz tekniklerini kullanarak dövmelerin demir minerali manyetit ve piroksen adlı başka bir mineralden geliştirilen pigmentlerle yapıldığını belirlediler. Analizler, literatürde en yaygın kullanılan dövme malzemesi olan odun kömürünün şaşırtıcı bir şekilde bulunmadığını ortaya koydu.

Araştırmacılar çalışmada şöyle yazıyor:

Sonuçlar hem nadir şekiller ve anatomik konumlar (yanaklardaki çizgiler ve bilekteki S benzeri işaret) hem de alışılmadık mürekkep bileşimini gösteriyor.

Öte yandan bu basit dövmeleri yorumlayıp belirli bir kültürle özdeşleştirmek zordu.

Güney Amerika dövmeleri genellikle eller, el bilekleri, ön kollar ve ayaklar üzerine yapılan daha karmaşık çizimler içeriyor. Yanak dövmelerine daha nadir rastlanıyor. Hatta bölgede bugüne kadar bulunan başka hiçbir antik dövme, mumyanın kolundaki "S" motifine benzemiyor.

Araştırmacılar dövmelerin genellikle giysilerle örtülmeyen vücut bölgelerinde yer aldığı düşünüldüğünde, bunların "dekoratif veya iletişim amacıyla" yapıldığından şüpheleniyor.

Ancak "şu anda, bunların tıbbi veya terapötik bir amacı ya da kültürel kökeni olduğunu söylemek mümkün değil" diye ekliyorlar.

Araştırmacılar şu ifadeleri kullanıyor: 

Sonuç olarak bu araştırma, özellikle Güney Amerika'da yaklaşık 800 yıl önceki antik dövme uygulamalarının incelenmesine aktif bir katkı sunuyor ve eski kültürlerin analizinde müze koleksiyonlarının rolünü vurguluyor.

Independent Türkçe