Sisi: Mısır’ın su güvenliği Arap ulusal güvenliğinin bir parçasıdır

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Tunuslu mevkidaşı Kays Said (Mısır haber ajansı MENA)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Tunuslu mevkidaşı Kays Said (Mısır haber ajansı MENA)
TT

Sisi: Mısır’ın su güvenliği Arap ulusal güvenliğinin bir parçasıdır

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Tunuslu mevkidaşı Kays Said (Mısır haber ajansı MENA)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Tunuslu mevkidaşı Kays Said (Mısır haber ajansı MENA)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Tunuslu mevkidaşı Kays Said ile Arap ulusal güvenliğinin bir parçası olarak değerlendirdiği Mısır’ın su güvenliği konusunu görüştüklerini ve Mısır'ın su haklarının önemli bir mesele olarak korunması gerektiğini vurguladı.
Alman haber ajansı DPA’ya göre Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Tunus Cumhurbaşkanı ile Kahire'deki cumhurbaşkanlığı sarayı el-İttihadiye’de düzenlediği ortak basın toplantısında şu açıklamayı yaptı:
“Tunus Cumhurbaşkanı, Mısır’ın Nahda Barajı’nın doldurulması ve işletilmesine ilişkin adil ve kapsamlı bir anlaşmaya varma çabalarını takdir etti. Ayrıca Afrika sahasında ortak eylem olanaklarını ve Mısır ve Tunus'un bu konuda oynadıkları önemli rol ışığında Afrika eylemini nasıl destekleyeceğimizi tartıştık.”
Sisi açıklamasında, mevkidaşı Kays Said ile birlikte Arap sahasında gündeme getirilen sorunları da ele aldıklarını belirterek, ortak Arap eylemini desteklemenin, Arap ulusal güvenliğini korumanın, Arap ülkelerinin toprak bütünlüğünü, istikrarını ve bağımsızlığını korumanın, ulusal devlet kavramını pekiştirerek, Arap ülkelerinin içişlerine her türlü dış müdahale girişimlerini reddetmenin önemini vurguladıklarını kaydetti.

Sisi, iki devletli çözüm ilkesinin uygulanmasına dikkat çekti
Cumhurbaşkanı Sisi ayrıca, kendisinin ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in Arap dünyasının temel sorunu olan Filistin davasını desteklemek için sürdürülen Arap çabalarının önemini vurgulayarak, iki devletli çözüm ilkesinin uygulanmasını ve 4 Haziran 1967 sınırlarına göre başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını sağlamanın önemine dikkat çektiklerini belirtti.
Sisi açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanı Kays Said ile Libya krizindeki gelişmeleri ele aldık ve bu kriz karşısında Arap rolünü harekete geçirme ihtiyacını vurguladık. Libya'da kurulan yürütme otoritesini memnuniyetle karşıladık. Ayrıca geçiş dönemini yönetmede rolünü oynamasına imkan verecek şekilde her türlü desteği sağlamaya ve bu yılın sonunda yapılması planlanan seçimlerin zamanında yapılması için destek vermeye hazır olduğumuzu teyit ettik. Aynı zamanda, ülkeye yönelik dış müdahalenin sona ermesi, tüm yabancı güçlerin, paralı askerlerin, savaşçıların ve teröristlerin ülkeden çıkarılması, bu sayede de tam ve arzu edilen istikrarın yeniden tesis edilmesini sağlamak ve kardeş Libya halkının egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve yeteneklerini korumak için destekte bulunacağımızı vurguladık.”
Sisi, Tunus Cumhurbaşkanı’na hitaben şu açıklamayı yaptı:
“Tunus'un BM Güvenlik Konseyi'nde Arap bir üye olarak oynadığı rolü ve Arap davalarını desteklemek için gösterdiği çabaları takdir ediyoruz. Bizim ve Arap ulusumuzun ortak çıkarları doğrultusunda iki ülkemiz arasında daha yakın bir işbirliği arzuluyorum. Tunus'a ve kardeş halkına hayır, istikrar ve refah diliyorum. Bir kez daha, ikinci ülkeniz Mısır'a hoş geldiniz demek istiyorum."



İsrail'in çekilme planları nedeniyle Gazze'deki ateşkes görüşmeleri "başarısız" oldu

 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

İsrail'in çekilme planları nedeniyle Gazze'deki ateşkes görüşmeleri "başarısız" oldu

 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)

Konuyla ilgili bilgi sahibi iki Filistinli kaynağa göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 40'ını askeri kontrolü altında tutan bir çekilme haritası sunma ısrarı nedeniyle Gazze'deki ateşkes müzakereleri ‘çıkmaza’ girmiş durumda.

AFP'ye konuşan kaynaklardan biri, “Doha'daki müzakereler, İsrail'in dün sunduğu ve Hamas'ın reddettiği Gazze Şeridi'nin yüzde 40'ından fazlasında askeri güç bulundurmayı içeren, İsrail ordusunun yeniden konuşlandırılması ve yeniden konumlandırılmasını öngören bir çekilme haritasında ısrar etmesi nedeniyle çıkmaza girmiş durumda ve karmaşık zorluklarla karşı karşıya” dedi.

İkinci kaynak ise “İsrail yok etme savaşını sürdürmek için oyalama ve anlaşmayı bozma politikasını sürdürüyor” ifadesini kullandı.

Gazze ateşkes müzakereleri, Hamas'ın İsrail'i engellemekle suçladığı ve ABD ile İsrail'in görüşmelerde bir ilerleme kaydedileceği ve birkaç gün içinde anlaşmaya varılacağı yönündeki iyimser söylemleri arasında Katar'ın başkenti Doha'da yedinci gününe girdi.

Geçtiğimiz pazar gününden bu yana Doha'da devam eden müzakerelerin ortasında Netanyahu perşembe günü yayınladığı bir videoda Hamas'ın silahsızlandırılmasını, askeri kabiliyetlerinin olmamasını ve bölgeyi yönetmemesini şart koşarak bunlar olmadan Gazze Şeridi'nde anlaşma ihtimalini dışladı ve savaşa geri dönme tehdidinde bulundu. Netanyahu, “Bu müzakereler yoluyla elde edilebilirse iyi olur, aksi takdirde kahraman ordumuzun gücüyle başka yollarla elde edeceğiz” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar perşembe günü Avusturya gazetesi Die Presse'ye verdiği röportajda, müzakerelerin geleceği için bir başka koşul öne sürerek Hamas liderlerinin sürgüne gönderilmesinin ‘savaşı sona erdirecek çözümün bir parçası olabileceğini’ belirtti.

Geçtiğimiz perşembe günü televizyonda yayınlanan bir röportajda Netanyahu birkaç gün içinde bir anlaşmaya varılacağı umudunu dile getirerek şunları söyledi: “50 esir halen Hamas tarafından tutuluyor ve bunlardan sadece 20'sinin hayatta olduğuna inanılıyor. Şu anda yaşayanların yarısının ve ölülerin yarısının çıkarılmasını öngören bir anlaşmamız var, yani 10 yaşayan insanımız ve yaklaşık 12 ölen rehinemiz kalacak, ancak onları da çıkaracağım. Umarım birkaç gün içinde bunu sonuçlandırabiliriz.”

Geçen hafta Netanyahu ile Beyaz Saray'da iki kez görüşen Trump, ateşkesin yakın olduğu söylemini yineleyerek bu haftayı olası bir tarih olarak belirledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü yaptığı açıklamada bir anlaşma için ‘büyük umutları’ olduğunu ifade etti.