En eski Homo sapiens DNA’sı incelendi: Modern insan, Neandertallerle tekrar tekrar karışmış

Çekya'nın Zlaty kun mağarasında bulunan bir modern insanın kafatası (Marek Jantač)
Çekya'nın Zlaty kun mağarasında bulunan bir modern insanın kafatası (Marek Jantač)
TT

En eski Homo sapiens DNA’sı incelendi: Modern insan, Neandertallerle tekrar tekrar karışmış

Çekya'nın Zlaty kun mağarasında bulunan bir modern insanın kafatası (Marek Jantač)
Çekya'nın Zlaty kun mağarasında bulunan bir modern insanın kafatası (Marek Jantač)

Araştırmacılar bulunan en eski modern insan (Homo sapiens) DNA'sını inceledi. Bulgular, Avrupa'ya gelen ilk insanların çoğunun soy ağacında Neandertallerin yer aldığını gösterdi.
İsrail'deki Tel Aviv Üniversitesi'nden paleogenetikçi Viviane Slon, araştırmanın modern insanların Neandertallerle ve soyu tükenmiş diğer akrabalarıyla birçok kez melezleştiğine dair kanıtlara bir yenisini eklediğini söyledi:
"Farklı zamanlar, farklı yerler... Tekrar tekrar melezleşmişler."

Genetik karışım
Yeni bulgular, 7 Nisan'da hakemli bilimsel dergi Nature'da yayımlanan iki araştırmada ortaya çıktı. Bu araştırmalar, Avrupa'da Homo sapiens ve Neandertaller arasındaki ilişkileri açıklığa kavuşturuyor.
Çalışmalardan biri Bulgaristan'daki Bacho Kiro Mağarası'nda bulunan bir dişe ve diğer kalıntılara dayanıyor. Diğer çalışma ise Çekya'da Zlaty kun isimli mağarada bulunan neredeyse eksiksiz bir kafatasına odaklanıyor.
Avrasya'daki ilk insanlar, günümüzdeki modern insanlar gibi Neandertal DNA'sı taşıyordu. Bilim insanları, bunun muhtemelen 50-60 bin yıl önce Ortadoğu'daki grupların melezleşmesinden kaynaklandığını düşünüyordu. Ancak sonraki araştırmalar, modern insanların Avrupa'da da Neandertallerle melezleştiğini gösterdi.
Bacho Kiro'da bulunan kalıntıları inceleyen araştırmacılar kalıntıların ait olduğu bireylerin soy ağacına, 6 veya 7 kuşak önce, yani görece yakın bir zamanda Neandertallerin dahil olduğunu ve iki insan grubu arasındaki bu melezleşmenin Avrupa'da yaşandığını ortaya koydu.
Çekya'daki diğer çalışmayı yöneten paleogenetikçi Johannes Krause ise Zlaty kun mağarasında kafatasının ait olduğu kadın bireyin Neandertal atalarının daha eskilere, muhtemelen 70-80 kuşak önceye dayandığını açıkladı.

Avrupa'ya gizemli göç
Avrupa'daki modern insan-Neandertal melezleşmesine dair ilk kanıt, 40 bin yıllık kalıntıları Romanya'da bulunan Oase 1 adlı tek bir bireyden gelmişti. Bu nedenle bilim insanları, bunun tesadüfi bir durum olabileceğini de göz önünde bulunduruyordu.
Bulgaristan'daki Bacho Kiro mağarasında bulunan kalıntıların yaşıysa 45 bin olarak belirlendi. Yeni keşif, Oase 1'in yalnızca bir tesadüfe işaret etmediğini düşündürüyor.
Bunun yanı sıra, genetik analize göre kalıntıların ait olduğu bireyler, Doğu Asya ve Amerika'da günümüzde yaşayan insanlarla Avrupa nüfusuna kıyasla daha yakın akrabaydı.
Araştırmanın yazarları, bu şaşırtıcı bulgunun Avrupa'ya yapılmış, bilinmeyen bir göçü ortaya çıkardığını belirtti:
"Bu bulgu, insanların o dönemde Avrupa'ya göç ettiğini gösteriyor. Daha önce genetik kayıtlarda bu göçe dair hiçbir veri görmemiştik."
Çekya'daki Zlaty kun mağarasında bulunan kafatasının da Bacho Kiro kalıntılarıyla hemen hemen aynı dönemden kaldığı ifade edildi. Araştırmanın yazarlarından, moleküler biyolog Mateja Hajdinjak, "Şu anda en eski insan genomlarına bakıyoruz" diye konuştu.
Ancak, Bacho Kiro kalıntılarıyla aynı dönemden kalmasına rağmen bu kafatası, modern Asya veya Avrupa popülasyonlarıyla aynı genetik bağları paylaşmıyor. Bu da bölgedeki nüfus hareketliliğini gözler önüne seriyor.
Araştırmanın başyazarı Kay Prufer, şimdi bu iki kalıntı setinin ait olduğu nüfusların birbiriyle nasıl ilişkilendiğini anlamayı umuyor.
Prufer, "Hiç tanımadıkları topraklara giren ilk Avrupalıların kim olduğunu bilmiyoruz" diyor ve ekliyor:
"Genomlarını analiz ederek, kendi tarihimizin zamana yenik düşmüş bir aralığına ışık tutuyoruz."
 
Independent Türkçe, Nature, Science Alert



Bataryalar için yeni bir malzeme geliştiren bilim insanlarından dünya rekoru

(Reuters)
(Reuters)
TT

Bataryalar için yeni bir malzeme geliştiren bilim insanlarından dünya rekoru

(Reuters)
(Reuters)

Andrew Griffin 

Bu çığır açıcı gelişme, sonunda katı hal bataryalarının üretimine ve yaygın kullanımına olanak sağlayabilir. Bunlar, alev alabilen mevcut lityum iyon bataryalardan daha fazla kapasiteye sahip olduğundan geleceğin kilit teknolojisi olarak görülüyor ve bir gün elektrikli arabalara ve diğer teknolojilere güç sağlamak için kullanılabilir.

Ancak katı hal bataryaları, imalat ve kullanım aşamasındaki çeşitli zorluklar nedeniyle henüz yaygın bir şekilde benimsenip üretilemiyor.

Araştırmacılar yeni bir malzemenin, artık bu sorunların bazılarını çözmeyi sağlayarak bu bataryaları gerçekten piyasaya sürmeye yönelik bir adım olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar lityumdan, daha önce bilinen tüm maddelerden yüzde 30 daha hızlı yeni bir malzeme üretti. Lityum, antimon ve skandiyumdan oluşan malzeme sadece rekor kırmakla kalmayıp başka pratik uygulamaların geliştirilmesinin de önünü açabilir.

Bulguları açıklayan makalenin yazarlarından Jingwen Jiang, "Keşfimizin geniş bir yelpazedeki diğer malzemelerde iletkenliği artırma yönünde daha geniş etkileri olabileceğine inanıyoruz" diyor. Araştırmacılar, yeni bataryaların geliştirilmesine yol açan aynı ilkelerin başka atılımlara da uygulanabileceğini öne sürüyor.

Münih Teknik Üniversitesi'nden Hubert Gasteiger, "Az miktarda skandiyum ekleyerek diğer element kombinasyonlarına model olabilecek yeni bir ilkeyi ortaya çıkardık" ifadelerini kullanıyor. 

Malzemenin batarya hücrelerinde kullanılabilmesi için hâlâ birçok test yapılması gerekse de iyimseriz.

Çığır açıcı adım, hakemli dergi Advanced Energy Materials'ta yayımlanan "Scandium Induced Structural Disorder and Vacancy Engineering in Li3Sb – Superior Ionic Conductivity in Li3−3xScxSbv" (Li3Sb'de Skandiyum Kaynaklı Yapısal Bozukluk ve Boşluk Tasarımı: Li3-3xScxSbv'de Üstün İyonik İletkenlik) başlıklı yeni bir makalede aktarılıyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/tech