Ebu Gayt: Arap Birliği, Irak halkının çıkarları için Bağdat’ın emrinde

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ve Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, dün, Bağdat'ta ortak bir basın toplantısı düzenledi (AP)
Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ve Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, dün, Bağdat'ta ortak bir basın toplantısı düzenledi (AP)
TT

Ebu Gayt: Arap Birliği, Irak halkının çıkarları için Bağdat’ın emrinde

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ve Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, dün, Bağdat'ta ortak bir basın toplantısı düzenledi (AP)
Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ve Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, dün, Bağdat'ta ortak bir basın toplantısı düzenledi (AP)

Arap Birliği (AL) Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile dün Bağdat’ta bir araya geldi. Ebu Gayt, Hüseyin’e "Birliğin, Irak halkının çıkarlarını koruyacak şekilde Bağdat’ın emrinde olduğunu" bildirdi. Irak Dışişleri Bakanlığı'nın daveti üzerine, Ebu Gayt, dün, Irak'a ziyaret gerçekleştirdi. Irak Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Ebu Gayt yoğun bir ziyaret programının bir parçası olarak, ülkedeki üst düzey liderler ve yetkililerle görüşecek. Bunun yanı sıra Ebu Gayt’ın, Erbil'e ziyareti sırasında Kürdistan bölgesi liderleriyle görüşmeler yapması da bekleniyor.
Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile Dışişleri Bakanlığı karargahında düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan ve Irak'ın bölgede ve Arap coğrafyasında oynadığı çok önemli role övgülerde bulunan Ebu Gayt, bölgedeki mevcut Irak performansını yakından takip ettiğini ve bu performansın özgüveni yansıttığını ifade etti.
Diğer yandan Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi: “Ebu Gayt ile "bölgeyi ilgilendiren konuları, Irak ile Arap Birliği arasındaki ilişkileri ve gelecekteki faaliyetleri" görüştük. Ayrıca Irak'ın mevcut dış politikasını ve Iraklı yetkililerin bölge ülkelerine yaptıkları ziyaretlerin sonuçlarını, özellikle Başbakan Mustafa el-Kazımi'nin Suudi Arabistan ve BAE'ye yaptığı son ziyaretleri ele aldık. Türkiye ve İran ile Irak-Arap ilişkilerinin yanı sıra Suriye'deki durumu da masaya yatırdık. İki ülke arasındaki coğrafi yakınlık göz önüne alındığında Suriye'deki durumun Irak'a net bir etkisi var ve Suriye dosyasında faal olan ülkelerle çözüm için etkili bir yol bulmak üzere çalışmak gerekiyor.”
Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih, Arap Birliği Genel Sekreteri ile yaptığı görüşmede, sorunları çözmek için diyaloğu destekleme ve bölgede güvenlik ve barışı tesis etmek için ortak Arap işbirliğini benimseme ihtiyacını vurguladı. Irak Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Görüşmede Irak ve bölgedeki siyasi ve güvenlik durumundaki gelişmeler, mevcut siyasi ve güvenlik durumunda Irak’ı çevreleyen zorluklar ve pandemi dosyasıyla ilgili sağlık sorunları ele alındı. Bunun yanı sıra söz konusu gelişmelerle yüzleşmede ortak dayanışma açısından gerekenler masaya yatırılırken güvenlik, istikrar, ekonomik işbirliği ve kalkınma fırsatlarının destekleyici yollarına doğru adım atılması ihtiyacının altı çizildi.”
Açıklamada Cumhurbaşkanı Salih’in şu sözlerine yer verildi: “Irak'ın çabaları sorunları çözmek için diyaloğu desteklemek, bölgedeki gerilimleri azaltmak, Irak'ın güvenlik ve istikrarının ayrılmaz bir parçası olarak bölgede güvenlik ve barışı tesis etmede ortak Arap işbirliğini benimsemek, ekonomik ve ticari işbirliğini geliştirmek ve yatırım ve kalkınma fırsatlarını desteklemek üzerine yoğunlaşacaktır. Irak'ın izlediği açıklık politikası, istikrarın temellerini sağlamlaştırmak için ortak diyaloglar yaratmanın önemini fark etmesinden kaynaklanmaktadır, çünkü Irak'ın istikrarı ve egemenliği, tüm bölgenin güvenliği ve halklarının çıkarları için vazgeçilmez bir unsurdur.”
Irak Cumhurbaşkanlığı’nın yazılı açıklamasında Ebu Gayt’ın Arap Birliği’nin Arap işbirliğini geliştirme ve güvenlik ve istikrar sağlama çabalarına ilişkin bir açıklama yaptığı belirtildi. Ebu Gayt, Birliğin, Irak hükümetinin terörizmle mücadele, ülkenin güvenliğini ve istikrarını artırma, ülkenin egemenliğini ve vatandaşlarının güvenliğini koruma çabalarına destek verdiğini ifade etti.
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi, dün, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt’ı kabul etti. Görüşmede, bölgesel ve uluslararası alanlardaki son gelişmeler ve çeşitli güncel Arap sorunları ele alındı.
Kazimi konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Arap Briliği’nin etkin varlığı ve Arap halklarına hizmet etmesini sağlayacak çalışma sistemleri geliştirilmeli. Irak, gerilim azaltma çabalarında daha büyük bir Arap rolünü desteklemek için bir sonraki Arap zirvesini düzenlemeyi dört gözle bekliyor. Irak, Yemen'de çatışmayı sona erdirmek adına ortaya konan girişimleri ve Lübnan’da zor koşulların üstesinden gelinmesi için Beyrut’u destekliyor. Bağdat ayrıca, Suriye'nin Arap Birliği’ne dönüşünü ve birlik içerisinde diyaloğa teşvik edilmesini de onaylıyor.”

 


Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde artık bir tampon bölge yok

Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
TT

Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde artık bir tampon bölge yok

Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)

Halil Musa

İsrail ordusu, ‘ileri savunma cephesi’ kurmak amacıyla Suriye'nin işgal altındaki toprakları Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgede askeri üsler kurmaya devam ediyor. Bu üsler, tampon bölgenin ötesine geçerek Golan Tepeleri’nin doğusundaki Suriye topraklarının derinliklerindeki köylere kadar ilerliyor.

Söz konusu askeri üsler, Şeyh Dağı'nın (Hermon Dağı) kuzeyinden batıya doğru Dera'nın batı kırsalındaki Yermuk Havzası’na kadar uzanan Suriye-Ürdün-İsrail sınır üçgeninde yer alıyor.

İsrail'in 8 Aralık 2024 tarihinden bu yana Suriye’de işgal ettiği toprakların yüzölçümü 500 kilometrekareyi aşarak Golan Tepeleri’nin yarısı kadar bir alana ulaştı.

En büyük ve stratejik açıdan en önemli üs, deniz seviyesinden 2 bin 814 metre yüksekliğindeki Şeyh Dağı'nın zirvesinde yer almakta ve başkent Şam’a, Lübnan'ın Bekaa Vadisi’ne ve İsrail’in kuzeyine hâkim bir konumda.

İsrail ordusu, bu üssü Suriye ordusunun geçen yılın sonunda Esed Beşşar rejiminin düşüşüyle birlikte çekilmeden önce kullandığı yerlerde kurdu.

Üs, 1974 yılında İsrail ile Suriye arasında imzalanan Ayrışma Anlaşması ile kurulan tampon bölgenin dışında yer alıyor.

Her sabah Şam'da

Birkaç ay önce üssü ziyaret eden İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın her sabah Şam'daki başkanlık sarayında gözlerini açtığında İsrail Savunma Ordusu'nun onu Şeyh Dağı'nın tepesinden izlediğini ve bizim burada, Suriye’nin güneyindeki tüm güvenlik bölgesinde Golan Tepeleri ve Celile halkını onun tehditlerinden korumak için bulunduğumuzu hatırlayacak” ifadelerini kullandı.

İsrail’in söz konusu askeri üslerinde, İsrail ordusunun üç tugayı konuşlu. Bu tugaylar 210. Bölgesel Bashan Tümeni'ne bağlı. İsrail, Şeyh Dağı'nın eteklerinden Dera’nın batı kırsalındaki Hamma bölgesine (Yermuk Nehri havzası) kadar uzanan 70 kilometre uzunluğundaki tampon bölge boyunca 10'dan fazla askeri üs kurdu.

Üsler, Cibata el-Haşeb, el-Hamidiye, Kuneytra, Kahtaniye, Tel Kuna, Tel el-Ahmer eş-Şarki ve Tel el-Ahmer el-Garbi köylerine kuruldu.

jı8uk

İndependent Arabia’ya konuşan kaynaklar, İsrail ordusunun şu anda Kenitra kırsalındaki Kudna kasabası yakınlarındaki Tel Ahmer’in doğusunda bir askeri üs inşa ettiğini ve bu üssün Tel Ahmer'in batısındaki başka bir askeri üsse ekleneceğini söyledi.

İsrail ordusu, bu askeri üslerin yakınlarındaki evleri yıkıyor. Son haftalarda, Kuneytra kırsalında yer alan Hamidiye köyünde 16 evi yıktı.

İsrail ordusu, Dera’nın batı kırsalında güvenlik ve askeri operasyonlar yürütmek üzere Mariye beldesi yakınlarında bir askeri üs kurdu.

İsrail, bu üsleri kurarak ordusunun bölge üzerindeki kontrolünü güçlendirmeyi ve iki taraf arasındaki ‘çatışmayı önleme anlaşmasına’ aykırı olarak Suriye'nin güneyinde yeni bir gerçeklik oluşturmayı hedefliyor.

Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF), Kuneytra’daki başlıca karargahı ve Nebe el-Fevvar köyündeki başka bir karargahı ile Şeyh Dağı eteklerindeki diğer karargahları aracılığıyla tampon bölgede çalışmalarını sürdürüyor.

Dişleri olmayan bir ülke Suriye

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Suriye’nin Golan Tepeleri’nde kontrol ettiği bölge, bin 800 kilometre karelik yüzölçümüyle Suriye'nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde birini oluşturuyor. İsrail 1967 yılında Golan Tepeleri’nin bin 160 kilometre karelik kısmını ele geçirmişti. Son aylarda ise kontrolünü 500 kilometre karelik bir alana daha genişletti.

İsrail ordusu bu üsler aracılığıyla kuzeyde Şeyh Dağı'ndan güneyde sınır üçgenine kadar uzanan onlarca Suriye köyüne baskınlar ve aramalar düzenleyerek, ‘terörizmin altyapı tesisleri’ olarak adlandırdığı yerleri hedef alıyor ve ‘kuzey cephesinden gelebilecek tehditleri önlemek’ için askeri faaliyetlerde bulunuyor.

İsrail ordusu, birkaç gün önce ‘Suriye'nin güneybatısındaki Ummu el-Lahs ve Ayn el-Bustali bölgelerinde İran'a bağlı dört silahlı kişiyi’ tutukladığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, ‘İsrail'in kuzey sınırlarının güvenliğini sağlamak için tampon bölgede ve ona yakın birkaç ek noktada faaliyet gösterildiği’ belirtilirken nerelerde konuşlandığına değinmekten kaçındı.

Suriyeli kaynaklara göre İsrail ordusu birkaç hafta önce bu köylerde, özellikle de Yermuk Havzası'nda bulunan Dera ilinin batı kırsalında ve Kuneytra kırsalında nüfus ve sosyal araştırmalarını tamamladı.

İsrail ordusu, Suriye'nin güneyindeki güvenlik bölgesinin silahsız ve tehditlerden arındırılmış olmasını sağlamak amacıyla Suriye'de süresiz olarak kalmaya hazır olduğunun altını çizdi.

Suriyeli stratejist Fayez el-Esmer, “İsrail, Beşşar Esed rejiminin düşüşünü fırsat bilerek Suriye'yi dişsiz ve pençesiz hale getirmeye ve Golan Tepeleri’ndeki kontrol alanını genişletmeye çalışıyor” yorumunda bulundu.

Tel Aviv'in bunun durumun perde arkasında Ayrışma Anlaşması dışında yeni bir anlaşma dayatmak istediğini düşünen Esmer, “Bu anlaşma, Tel Aviv'e tampon bölgede erken uyarı istasyonları kurma ve güvenliğini sağlama bahanesiyle bölgeye ABD askerleri konuşlandırma imkanı verecek” dedi.

Suriyeli stratejist, İsrail’in Ahmed eş-Şara liderliğindeki yeni Suriye yönetimine güvenmediği için tıpkı 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'e düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu gibi bu kez Suriye topraklarından yeni bir saldırı düzenlenmesinden çekindiğini söyledi.

1974 tarihli Ayrışma Anlaşması’nın çöküşü

Stratejist Anan Vehbi ise İsrail'in bu üsler aracılığıyla güvenlik tehditlerine karşı önleyici saldırılar düzenlemeye dayanan yeni çatışma kuralları dayatmak istediğini düşünüyor. Bu yeni üslerin çatışmanın devam etmesini sağlamak, ancak büyük bir savaşa değil, düşük yoğunluklu bir çatışmaya yol açmak amacıyla kurulduğunu söyleyen Vehbi, “İsrail ordusunun bu bölgelerden çekilmesini imkânsız görüyorum, çünkü Tel Aviv bu bölgelerden hareketle Suriye'nin güneybatısının tamamında güvenlik hakimiyeti kurmak istiyor” değerlendirmesinde bulundu.

8ı
Netanyahu, Golan Tepeleri konusunda Ayrışma Anlaşması’nın çöktüğünü açıkladı (Reuters)

Öte yandan Suriye Dışişleri Bakanlığı, Tel Aviv'in Şam ile ilişkilerin ‘normalleştirilmesi’ konusundaki ilgisini dile getirmesinin ardından, Suriye'nin 1974 yılında İsrail ile imzalanan Ayrışma Anlaşması’na geri dönmek için ABD ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı.

Suriyeli yetkililer, İsrail'in Suriye'nin askeri cephaneliğine yüzlerce hava saldırısı düzenlemesi ve Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra ülkenin güneyine girmesinin ardından ‘tansiyonu düşürmek için’ İsrail ile dolaylı müzakereler yürüttüğünü kabul etti.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suriye ve İsrail'in ABD'nin arabuluculuğunda ‘sınırlarında sükuneti yeniden tesis etmeyi amaçlayan’ ciddi görüşmeler yaptığını doğruladı.

Suriye'den resmi bir kaynak ise ‘İsrail ile barış anlaşması imzalanacağına dair açıklamalar yapmak için zamanlamanın doğru olmadığını, ancak Tel Aviv'in 1974 tarihli anlaşmaya tam olarak uyması ve işgal ettiği bölgelerden çekilmesi halinde yeni anlaşmaların müzakere edilebileceğinden söz edilebileceğini’ söyledi.