Lübnan Müftüsü: Kötü niyetli eller hükümetin oluşumunu engelliyor

Müftü, Lübnan’da devletin iflasının ve ekonomik çöküşün sorumlularının siyasetçiler olduğunu vurguladı

Müftü Şeyh Abdullatif Deryan
Müftü Şeyh Abdullatif Deryan
TT

Lübnan Müftüsü: Kötü niyetli eller hükümetin oluşumunu engelliyor

Müftü Şeyh Abdullatif Deryan
Müftü Şeyh Abdullatif Deryan

Lübnan Sünnileri Müftüsü Şeyh Abdullatif Deryan, “Lübnan’da anayasal bir kriz yok. Aksine ülke tekelleşmenin, çöküşün ve Batı-Doğu eksenlerine bağımlılığın kurbanı” açıklamasında bulundu. Hükümetteki bakanlıkların üçte birinin tek bir tarafa (Hristiyanlara) verilmesi talebiyle ilgili olarak, kota sistemini savunan siyasi tarafları eleştirirken, isim vermeden Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a atıfta bulundu. Şeyh Deryan, Lübnan hakkında Arap ülkelerinin çabalarını ve Fransız girişimini engellemeye çalışan kötü niyetli ellere de dikkati çekti.
Deryan, mübarek Ramazan ayı vesilesiyle Lübnanlılara hitaben yaptığı açıklamada, “Bu yıl Ramazan, diğer yıllardaki gibi değil. Daha önce vatandaşlar, Ramazan ayı içerisinde veya dışında olsun geçim kaynakları ve hareketleri açısından bu günlerde gördükleri gibi ciddi sıkıntılara tanık olmamış olabilirler. Şu an, her alanda kapsamlı bir çöküşün yaşandığı bir zaman. Ramazan ayı geliyor, ülke ve halk, ekonomik, geçim, sağlık, salgın, siyasi ve sosyal meselelerin karıştığı üst üste gelen krizler içindedir” dedi.
Müftü, “Krizler, dünyanın tüm ülkelerinde meydana gelir ve bazen büyük ve felaket düzeyindedir. Ancak Lübnan dışındaki dünyanın tüm ülkelerinde, devlet krizden kurtulmak için çabalamaktadır, kurtuluş için bir umut olmaktadır. Çıkmazdan çıkmak yöneticilerin gitmesi ve diğerlerinin gelmesiyle mümkün. Lübnan dışında her yerde böyle oluyor. Yöneticiler; felaketin sebebi onlardır. Pozisyonlarına ve hatta vatandaşların kaderlerine fazlaca bağlılar. Liman trajedisi gibi bir trajedinin yaşandığı ve yetkililerin, lüks koltuklarında oturduğu bir ülke duydunuz mu? Bankaları kapalı olan ve siyasi sistemi, vatandaşların mevduatlarının üçte ikisinin devletin cebine girmesine veya yurtdışına kaçırılmasına izin veren ve herhangi bir yetkilinin bunlardan sorumlu tutulmadığı modern bir ülke duydunuz mu?” ifadelerini kullandı.
Şeyh Deryan, sorumsuz yetkililere de yönelerek, “Ülkenin sorumlu bir hükümete sahip olması zor bir talep mi? Uzun aylar geçti. Hala anayasal ilkelerden, ortak şekilde oluşum ve yıkımlardan, bakanlıkların üçte birinin bir tarafa verilmesinden ve benzer konulardan bahsedenler var. Ülkenin bu özel koşullarda, başkanını atayan Temsilciler Meclisi’ne karşı sorumlu bir yürütme otoritesine ihtiyacı var. Hala bir hükümete ihtiyaç duyulmadığını, çünkü yolsuzların ve şu ana kadar hesap vermeyenlerin bilindiğini söyleyenler var. 2008’den beri, bazı tarafların tüm hükümet eylemlerine katılımlarına rağmen kimse bir şey sormadı. Evet, çöküşü durdurmak, yeniden inşa etmek, yardım için uluslararası topluma yönelmek amacıyla mücadele yöntemini açıklayan mevcut hükümete kimse hesap sormuyor” dedi.
Şeyh Abdullatif Deryan, “Taleplerimizi iletebileceğimiz muhatap bir hükümet istiyoruz. Kendini temize çıkartan, güç gösterileri ve kota hakları hususunda iddialar değil! Ülke anayasal bir kriz içerisinde değil. Aksine tekelciliğin, çöküşün, bölgesel eksenlere bağımlılığın, kurumların kasıtlı olarak tahrip edilmesinin ve vatandaşların geçimine, istikrarına ve güvenliğine saldırının kurbanıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetin kurulması önündeki engellere de değinen Lübnan Müftüsü, “Uzlaşmazlık, kibir, katılık sahtecilik ve anayasanın ihlaline dur deyin. Ülke, tehlike altında. Bunun nedeni ise hükümetin doğumunu ertelemek ve resmi kurumları bozmaktır. Bencilliğinizden ve kişisel çıkarlarınızdan vazgeçin. Lübnan, artık daha fazla yıkıma ve çöküşe tahammül edemez. Bir hükümet kurmanın her gün gecikmesi hem ülke hem de vatandaş için bir kayıptır. Gerekli olan şey, hükümeti kurma yoluna engel koymak değil, kolaylaştırma sağlamak veya engelleri kaldırmaktır. Kardeş Arap çabalarını ve Fransız girişimini engellemek için gizli şekilde çalışan kötü niyetli eller, benzeri görülmemiş bir siyasi şantaj operasyonu gerçekleştirmeye çalışıyorlar” dedi.
Arap dünyasına da yardım çağrısı da yapan Şeyh Deryan, “Bizi sıkıntıda unutmamanıza alıştık. Desteğiniz ve yardımlarınızla size güveniyoruz. Bizden vazgeçmeyin ve halkı kaosa terk etmeyin ki Lübnan ve Lübnanlıların kötülüğünü isteyenlerin ekmeğine yağ sürülmesin” açıklamasında bulundu.



Güney Lübnan'a savaş ve yerinden edilme atmosferi geri dönüyor

İsrail hava saldırısının hedef aldığı Dibbin kasabasından dumanlar yükseliyor (Ulusal Haber Ajansı)
İsrail hava saldırısının hedef aldığı Dibbin kasabasından dumanlar yükseliyor (Ulusal Haber Ajansı)
TT

Güney Lübnan'a savaş ve yerinden edilme atmosferi geri dönüyor

İsrail hava saldırısının hedef aldığı Dibbin kasabasından dumanlar yükseliyor (Ulusal Haber Ajansı)
İsrail hava saldırısının hedef aldığı Dibbin kasabasından dumanlar yükseliyor (Ulusal Haber Ajansı)

Güney Lübnan sakinleri, İsrail'in şiddetli ve yaygın hava saldırılarının yeniden başlamasıyla dün bir savaş ve yerinden edilme atmosferi yaşadı. İsrail ordusu, Hizbullah altyapısına ev sahipliği yaptığını iddia ederek, beş kasabaya uyarılarda bulunarak sakinleri evlerini boşaltmaya çağırdı.

Bu saldırılar, Hizbullah'ın, 27 Eylül 2024'te İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın öldürülmesinin birinci yıldönümünü anmaya hazırlandığı sırada gerçekleşti.

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, "Uluslararası topluma, özellikle de düşmanlıkların durdurulması anlaşmasına destek veren devletlere, İsrail'e saldırılarını derhal durdurması için azami baskı yapmaları çağrısında bulundu."

Öte yandan, İsrail'in elindeki Lübnanlı tutukluların serbest bırakılması için devam eden müzakereleri yakından izleyen Lübnan kaynakları, Kıbrıs hükümetinin tutukluların serbest bırakılması konusunda arabuluculuk yapmaya istekli olduğunu bildirdi.


Trump, İngiltere ziyaretini milyar dolarlık anlaşmalarla tamamladı

ABD Başkanı Donald Trump ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer, 18 Eylül 2025'te İngiltere'nin Chequers kentinde iki ülke hükümetleri arasında bir mutabakat zaptı imzaladı. (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer, 18 Eylül 2025'te İngiltere'nin Chequers kentinde iki ülke hükümetleri arasında bir mutabakat zaptı imzaladı. (AP)
TT

Trump, İngiltere ziyaretini milyar dolarlık anlaşmalarla tamamladı

ABD Başkanı Donald Trump ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer, 18 Eylül 2025'te İngiltere'nin Chequers kentinde iki ülke hükümetleri arasında bir mutabakat zaptı imzaladı. (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer, 18 Eylül 2025'te İngiltere'nin Chequers kentinde iki ülke hükümetleri arasında bir mutabakat zaptı imzaladı. (AP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın İngiltere'ye yaptığı tarihi ziyaretini, Başbakan Keir Starmer ile geniş kapsamlı bir teknoloji anlaşması imzalayarak tamamladı. Bu hamle, dış politikadaki görüş ayrılıklarına rağmen iki müttefik arasındaki ilişkinin gücünü yansıtıyor.

Transatlantik Teknoloji Ortaklığı'nın (TTPP) imzalanması, Trump'ın Birleşik Krallık'a yaptığı ikinci resmi ziyaret sırasında Birleşik Krallık'ta yapılan bir dizi yatırım duyurusunun doruk noktasıydı. Bu duyurular arasında Microsoft'un 2028 yılına kadar bulut altyapısı ve yapay zeka projelerine 30 milyar dolar yatırım yapma taahhüdü de yer alıyordu.

Starmer ve Trump, Chequers kırsalında düzenlenen ortak basın toplantısında ikili ilişkilerin gücünü vurguladı ve ABD başkanı ziyareti "büyük bir onur" olarak nitelendirdi.

Şubat 2022'den beri devam eden Ukrayna-Rusya savaşıyla ilgili olarak, İngiltere Başbakanı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin üzerindeki baskının "yoğunlaştırılması" gerektiğine inanıyordu. Trump ise Başkan Putin'e duyduğu "hayal kırıklığını" dile getirdi.

ABD Başkanı, bir diğer dış politika meselesinde, ABD'nin Afganistan'daki Bagram Hava Üssü'nü "geri alma" girişimlerini açıkladı. Üssün, ABD'nin "en önemli ekonomik ve askeri rakibi" olarak nitelendirdiği Çin'e yakınlığı göz önüne alındığında stratejik öneme sahip olduğunu yineledi.


Fransa, Mali ile terörle mücadele iş birliğini askıya aldı ve iki diplomatı sınır dışı etti

Mali'de iktidardaki askeri cunta lideri Assimi Goita (ortada), Bamako'da Bağımsızlık Günü'nü anma amaçlı düzenlenen askeri geçit töreninde... 22 Eylül 2022 (AP)
Mali'de iktidardaki askeri cunta lideri Assimi Goita (ortada), Bamako'da Bağımsızlık Günü'nü anma amaçlı düzenlenen askeri geçit töreninde... 22 Eylül 2022 (AP)
TT

Fransa, Mali ile terörle mücadele iş birliğini askıya aldı ve iki diplomatı sınır dışı etti

Mali'de iktidardaki askeri cunta lideri Assimi Goita (ortada), Bamako'da Bağımsızlık Günü'nü anma amaçlı düzenlenen askeri geçit töreninde... 22 Eylül 2022 (AP)
Mali'de iktidardaki askeri cunta lideri Assimi Goita (ortada), Bamako'da Bağımsızlık Günü'nü anma amaçlı düzenlenen askeri geçit töreninde... 22 Eylül 2022 (AP)

Fransız diplomatik kaynak AFP'ye yaptığı açıklamada, Paris'in Mali ile terörle mücadele iş birliğini askıya aldığını ve ağustos ayında Bamako'da bir Fransız diplomatın tutuklanmasının ardından iki Malili diplomata ülkeyi terk etme emri verdiğini söyledi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre kaynak, Malili diplomatların Fransa'yı terk etmek için cumartesi gününe kadar sürelerinin olduğunu belirtirken, Mali'nin Bamako'daki Fransız büyükelçiliğinde çalışan "beş çalışanı" pazar günü ülkeden ayrılmalarının ardından istenmeyen kişi ilan ettiğini belirtti.