"Aşılar çöpe gidiyor" dediği iddia edilen Prof. Dr. Tükek: Şu an ziyan olma durumu söz konusu değil, aşı yapılacaklar 6'lı gruplar halinde alınıyor

"Yeterli miktarda BioNTech aşısı bulunmadığından, bazı kişilerin ikinci dozda SinoVac aşısı yaptırmak zorunda kaldığı" iddialarına ilişkin ise Prof. Dr. Tükek, "İki dozun da aynı marka aşıdan yapılması uygun olur" yanıtını verdi (Pixabay)
"Yeterli miktarda BioNTech aşısı bulunmadığından, bazı kişilerin ikinci dozda SinoVac aşısı yaptırmak zorunda kaldığı" iddialarına ilişkin ise Prof. Dr. Tükek, "İki dozun da aynı marka aşıdan yapılması uygun olur" yanıtını verdi (Pixabay)
TT

"Aşılar çöpe gidiyor" dediği iddia edilen Prof. Dr. Tükek: Şu an ziyan olma durumu söz konusu değil, aşı yapılacaklar 6'lı gruplar halinde alınıyor

"Yeterli miktarda BioNTech aşısı bulunmadığından, bazı kişilerin ikinci dozda SinoVac aşısı yaptırmak zorunda kaldığı" iddialarına ilişkin ise Prof. Dr. Tükek, "İki dozun da aynı marka aşıdan yapılması uygun olur" yanıtını verdi (Pixabay)
"Yeterli miktarda BioNTech aşısı bulunmadığından, bazı kişilerin ikinci dozda SinoVac aşısı yaptırmak zorunda kaldığı" iddialarına ilişkin ise Prof. Dr. Tükek, "İki dozun da aynı marka aşıdan yapılması uygun olur" yanıtını verdi (Pixabay)

Bir yılı aşkın süredir tüm dünyada etkisini sürdüren yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınını kontrol altına alabilmek için bilinen en etkili yöntem aşılama.
Ancak aşı üretimi ve dağıtımı planları 2020 senesinde tamamlandığından, aşıyı çeşitlendirmede çeşitli sıkıntılar yaşanıyor.
Türkiye'de ağırlıklı olarak Çin menşeili SinoVac aşısı uygulanırken, son haftalarda Türk bilim insanları Özlem Türeci ve Uğur Şahin'in kurucu ortakları olduğu BioNTech firmasının da aşısı yapılmaya başlandı.
Ancak son günlerde yeni tedarikte sıkıntı olduğu gerekçesiyle BioNTech aşısının ikinci dozunun uygulanamadığı da öne sürüldü.
Hatta İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek'in aşı randevusu alıp gitmeyenler nedeniyle bazı BioNTech aşılarının ziyan olduğunu söylediği de iddia edildi.
Pek çok haber organı, bugün Tükek'in söylediği öne sürülen sözleri, "Aşılar çöpe gidiyor" başlığıyla haberleştirdi.

"Amacım hastaların aşı randevusuna uymalarının önemine dikkat çekmekti"
Konuya ilişkin Independent Türkçe'den Lale Elmacıoğlu'na konuşan Prof. Dr. Tufan Tükek, geçmişten örnek vererek, çok kısa süreli bir zaman dilimini kastettiğini belirtti.
Asıl amacının hastaların randevuya uymalarının önemine dikkat çekmek olduğunu savunan Tükek, mevcut durumda aşıların ziyan edilmesinin önüne geçmek için uygulanan prosedürü de anlattı. 

"Uygulanamayan aşı boşa gidiyordu ama o işi çözdüler"
BioNTech aşılarının uygulama zorluğu bulunduğunu, bunların başında ise bozulmamaları için eksi 70 derecede saklama koşulu ve eritildikten sonra hemen uygulama zorunluluğunu sayan Tufan Tükek, "Aşılar 6 doz halinde geliyor, yani 6 farklı kişiye uygulanabiliyor. Diyelim 6'lı aşıyı erittiniz, yarım saat arayla randevu verilen 6 kişiye yapmak gerekli. İlk 3'ünü yaptınız, eğer 4'üncü kişi gelmezse, yeniden hızlıca aşı randevusu oluşturamayacağınız için, uygulanamayan aşı boşa gidiyordu ama o işi çözdüler" dedi. 

"Gelmeyen olursa, kişi sayısı tamamlanana kadar 6’lı aşıyı açmıyorlar"
"Aşıların ziyan olmasının önüne nasıl geçiliyor?" sorusuna Prof. Dr. Tükek, başka bir randevunun öne çekilerek hızlıca kişi sayısının tamamlandığını dile getirerek, "Onu da şöyle çözdüler, hastaları artık 6'şarlı gruplar halinde, aynı anda alıyorlar. Gelmeyen olursa, kişi sayısı tamamlanana kadar 6'lı aşıyı açmıyorlar. Başka bir randevuyu öne çekiyorlar, kişi sayısını 6'ya tamamlayınca aşıyı uyguluyorlar" şeklinde konuştu.

"İki dozun da aynı marka olması gerekiyor"
"Yeterli BioNTech aşısı temin edilemediğinden ikinci dozda SinoVac uygulananların olduğu" iddiasını da değinen Tufan Tükek, şunları söyledi:
"Birinci ve ikinci dozda farklı aşıları uygulamayı doğru bulmuyorum, aksini pek mümkün görmüyorum çünkü antikor üretimi bakımından iki aşının aynı marka olması gerekiyor. Aksi halde 'iki ayrı tek aşı' yapılacak. Bu konuda da herhangi bir çalışma yok."

"BioNTech tek dozdan sonra da antikor üretimi konusunda iyi"
Çeşitli çalışmalarda, BioNTech'in tek dozdan sonra da antikor üretimi konusunda iyi olduğunun görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Tükek, "Ama yine de 2 doz uygulanması daha doğru" yorumunu yaptı.
"İkinci doz için BioNTech aşısı bulunamazsa ne yapılacak?" sorusuna ise İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, "Ona göre bir planlama zaten yapılmıştır diye düşünüyorum" yanıtını verdi.  



Dünyanın en büyük dinozor ayak izi alanı bulundu

7 bin 485 metrekarelik alanda farklı türden dinozorların bıraktığı çeşitli izler bulundu (PLOS One)
7 bin 485 metrekarelik alanda farklı türden dinozorların bıraktığı çeşitli izler bulundu (PLOS One)
TT

Dünyanın en büyük dinozor ayak izi alanı bulundu

7 bin 485 metrekarelik alanda farklı türden dinozorların bıraktığı çeşitli izler bulundu (PLOS One)
7 bin 485 metrekarelik alanda farklı türden dinozorların bıraktığı çeşitli izler bulundu (PLOS One)

Bugüne kadarki en büyük dinozor ayak izi alanı keşfedildi. 

Karada yaşayan canlılar ömürleri boyunca yeryüzüne izler bıraksa da bunların çoğu kısa süre içinde yok oluyor. 

Ancak zaman zaman belirli koşullar sağlandığında, antik dönemlere dair yeni bilgiler sunan bu izler çağlar boyunca varlığını sürdürebiliyor.

Dinozor izleri bakımından zengin olan Bolivya'da bugüne kadar görülmemiş sayıda ayak izi bir arada bulundu.

Paleontologlar, Torotoro Ulusal Parkı'ndaki Carreras Pampa ayak izi alanını kataloglayarak 16 bin 600 ayrı dinozor izi tespit etti. Bunlar, 1321 patika (aynı dinozorun bıraktığı birden fazla iz) ve 289 tekil izden oluşuyordu. 

Bilim insanları ayrıca dinozorların yüzerken bıraktığı 1378 iz de saptadı. Carreras Pampa'da ayrıca pençe ve kuyruk izleri de bulundu.

Bulguları hakemli dergi PLOS One'da dün (3 Aralık) yayımlanan çalışmaya göre bunların hepsi, bilinen tüm etobur dinozorları ve modern kuşları içeren teropod grubuna ait. 

Yaklaşık 70 milyon yıllık izler, dinozorların yeryüzünden silinmesinden sadece birkaç milyon önce bırakılmıştı.

Çalışmanın yazarları yaptıkları açıklamada şu ifadeleri kullanıyor:

Bu alan, bölgenin geçmişine çarpıcı bir bakış sunuyor. Sadece bu bölgeden kaç dinozor geçtiğini değil, aynı zamanda bu bölgeden geçerken neler yaptıklarını da gösteriyor.

Araştırmacılar Carreras Pampa alanının, bir zamanlar sığ bir tatlı su gölünün kıyı şeridi olduğunu söylüyor. Yumuşak ve karbonat bakımından zengin çamur, izlerin korunması için benzersiz bir ortam sunmuştu.

Ayrıca izlerin korunduğu katmanın, büyük ölçüde kalsiyum karbonat ve ince taneli silikatlardan oluşmasının korunmaya katkı sağladığını belirtiyorlar. Bu, üzerine basıldığında derin bir girinti oluşturacak kadar yumuşak, ancak bir tortu tabakasıyla örtüldüğünde fosilleşmesini sağlayacak kadar sert bir yüzey oluşturmuştu.

İzlerin bu kadar çok olması, yakınlarda yaşayan hayvanların göl kenarında sık vakit geçirdiği ve muhtemelen buranın değerli bir kaynak olduğuna işaret ediyor. 

İki yöne de giden izlerin büyük bir kısmının 10 santimetreyle 30 santimetre arasında değişmesi, pek çok türün burada yaşadığını gösteriyor.

Bunlar küçük ila orta büyüklükteki dinozorlar tarafından bırakılırken, daha büyük hayvanlara ait çok az iz vardı. Patikaların yalnızca biri, muhtemelen bir tondan daha ağır bir hayvana aitti.

Bilim insanları ayrıca dinozorların yumuşak bir zeminde batmamaya çalışırken kuyruklarının yüzeyle temas etmesiyle kuyruk izlerinin oluştuğunu düşünüyor.

Carreras Pampa hem en yüksek sayıda izi bir arada barındırması hem de dinozorların davranışlarına ışık tutması nedeniyle artık en önemli iz alanlarından biri kabul ediliyor.

Araştırmacılar makalede şöyle yazıyor:

Koruma kalitesi, olağanüstü yüksek sayıda iz ve kaydedilen davranış çeşitliliği, Carreras Pampa iz alanını dünyanın en önemli dinozor izi alanlarından biri haline getiriyor.

Independent Türkçe, Science Alert, IFLScience, PLOS One


Antik Roma askerlerinin "evcil maymunlarıyla" ilginç ilişkisi ortaya çıktı

Antik Roma elitlerinin egzotik hayvanlara özel bir ilgisi varmış (Unsplash)
Antik Roma elitlerinin egzotik hayvanlara özel bir ilgisi varmış (Unsplash)
TT

Antik Roma askerlerinin "evcil maymunlarıyla" ilginç ilişkisi ortaya çıktı

Antik Roma elitlerinin egzotik hayvanlara özel bir ilgisi varmış (Unsplash)
Antik Roma elitlerinin egzotik hayvanlara özel bir ilgisi varmış (Unsplash)

Antik Roma askerlerinin yurtdışından getirdikleri maymunları evcil hayvan olarak beslediği ve primatların da kendilerine ait evcil hayvanları olduğu tespit edildi.

Daha önceki çalışmalarda, Vezüv Yanardağı'nın patlamasıyla Pompeii'de ölen bir hayvan da dahil, başka Roma yerleşimlerinde maymun iskeletleri bulunmuştu.

Ancak Macaca sylvanus türündeki bu primatlar Roma İmparatorluğu sınırları içinden geliyordu ve elitler tarafından nispeten kolay erişilebiliyorlardı.

Polonya'daki çeşitli kurumlardan araştırmacılar, Kızıldeniz'deki antik liman Berenike'de bulunan üç düzine maymun mezarını inceleyerek bu hayvanların farklı bölgelerden geldiğini saptadı.

Hint şebeği ve Macaca radiata türündeki hayvanlar Hindistan'ın güney ve kuzeyinden geliyordu. Bu keşif, Roma topraklarına Hindistan'dan canlı hayvan taşındığına dair ilk zooarkeolojik kanıtı sunuyor.

Mezarlığın Berenike'deki bir Roma askeri üssüne yakın konumu, bu egzotik hayvanların subaylar ve üst sınıfa mensup kişiler tarafından beslendiğini düşündürüyor.

Bulguları hakemli dergi Journal of Roman Archaeology'de yayımlanan çalışmaya göre mezarlar, Roma askerlerinin bu primatları epey önemsediğini gösteriyor.

Örneğin MS 1. yüzyılın başlarına tarihlenen bir maymun iskeleti, bir domuz yavrusunun kalıntıları, bir çift büyük deniz kabuğu, bir sepet ve "tuhaf bir şekilde katlanmış, bez bebeği andıran bir bez parçası"yla birlikte keşfedildi.

Bu eşyaların maymuna ait sayıldığı, domuz yavrusunun da onun evcil hayvanı olabileceği düşünülüyor.

Bir diğer maymun, bir köpek ve bir kedi yavrusuyla birlikte defnedilirken, başka bir yerde insanlardaki gibi mezar taşı vardı.

Bilim insanları mezarlardaki nesnelerin muhtemelen maymunların hayattaki en değerli eşyaları olduğundan ve hayvanların öbür dünyaya geçişlerine yardımcı olma amacıyla gömüldüğünden şüpheleniyor.

Araştırmacılar bu özel muamelenin, Romalıların primatları "yarı-insan statüsünde" görme eğiliminde olduğunu yazan Yaşlı Plinius'un metinleriyle açıklanabileceğini söylüyor.

İncelenen iskeletlerde yaygın yetersiz beslenme izlerine rastlanması, Romalıların bu hayvanlara yeterli bakım sağlamadığını gösteriyor.

Mezarlarda hayvanları zapt etmek için kullanıldığı düşünülen tasmaların yanı sıra statü göstergesi olabilecek yiyecek ve kabuklar da bulundu.

Bilim insanları Asya'dan gelmiş bir primata sahip olmanın da bir statü sembolü olduğunu tahmin ediyor. Yazarlar şu ifadeleri kullanıyor:

 Tasmalı bir Hint şebeğine sahip olmak, sahibine egzotik toprakların kaşifi gibi görünmenin; olağanüstü deneyim ve bağlantılara sahip biri diye anılmanın prestijini kazandırmış olmalı.

Independent Türkçe, IFLScience, Ancient Origins, Journal of Roman Archaeology


Charlie Kirk'ün eşi silah yasalarını hâlâ destekliyor

Charlie Kirk, 10 Eylül'de Utah Valley Üniversitesi'nde öğrencilerle tartışırken vurulmuştu (Benjamin Hanson/Middle East Images/AFP)
Charlie Kirk, 10 Eylül'de Utah Valley Üniversitesi'nde öğrencilerle tartışırken vurulmuştu (Benjamin Hanson/Middle East Images/AFP)
TT

Charlie Kirk'ün eşi silah yasalarını hâlâ destekliyor

Charlie Kirk, 10 Eylül'de Utah Valley Üniversitesi'nde öğrencilerle tartışırken vurulmuştu (Benjamin Hanson/Middle East Images/AFP)
Charlie Kirk, 10 Eylül'de Utah Valley Üniversitesi'nde öğrencilerle tartışırken vurulmuştu (Benjamin Hanson/Middle East Images/AFP)

Erika Kirk, Turning Point USA'in kurucusu olan eşi Charlie Kirk'ün önceki aylarda uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesine rağmen ABD Anayasası'nın İkinci Değişikliği'ni hâlâ desteklediğini söyledi.

37 yaşındaki dul kadın, eşinin ölümünün "bir silah sorunu olmadığına" inandığını da sözlerine ekledi. Çarşamba günü New York Times'ın Dealbook Konferansı'nda konuşan Kirk, kocasının katilini tetikleyen şeyin siyasi bölünmeler olduğunu ifade etti.

"Tüm bunlar, her zaman şiddete başvuracak bireyler olabileceğini fark etmemi sağladı" dedi. Kirk "Ve korktuğum şey, farklı bir görüşü duymak istemediklerinde şiddetin çözüm olduğunu düşündükleri bir çağda yaşıyor olmamız" ifadelerini kullandı.

Sözlerine "Bu bir silah sorunu değil, bu bir insan sorunu, son derece insani bir sorun" diye devam etti. 

Bu bir ruh sorunu.

Ayrıca eşinin silahlı şiddet sonucu öldürülmesine rağmen ABD Anayasası'nın İkinci Değişikliği'ne desteğini de yineledi.

Charlie Kirk, American Comeback turu kapsamında 10 Eylül'de Utah Valley Üniversitesi kampüsündeki öğrencilerle tartışırken suikasta kurban gitmişti.

İnternet fenomeni ve podcast yayıncısı, silahlı şiddetle ilgili bir soruyu yanıtlarken boynundan vurularak hayatını kaybetmişti.

Bir öğrenci, "Son 10 yılda Amerika'da kaç kişinin toplu saldırı düzenlediğini biliyor musunuz?" diye sormuştu.

Kirk, "Çete şiddeti dahil mi, değil mi?" diye yanıt vermişti.

Birkaç saniye sonra bir kurşun fenomeni vurmuştu.

Katilini bulmak için başlatılan geniş çaplı insan avının sonucunda 22 yaşındaki Tyler Robinson tutuklanmıştı. 22 yaşındaki Robinson henüz nitelikli cinayet suçlamasıyla ilgili suçlu veya suçsuz olduğuna dair bir beyanda bulunmadı.

Erika Kirk, eşinin anma töreninde katilini kamuoyu önünde affetmişti. New York Times etkinliğinde konuşan Kirk, bunu "kötülüğe bağlanmamak" için yaptığını açıkladı.

Kirk "Zayıf olduğumdan değil, suikastçının yaptığının doğru olduğunu düşündüğümden değil" diye açıkladı. 

Tam tersi. Bağışlamak... Haksızlığa uğramış olanlarınız, birini affetmenin nasıl bir his olduğunu bilirsiniz. Ve bir bakıma bu insanı zehirden kurtarıyor ve berrak bir şekilde düşünmesini, kalbinin özgür olduğu, kötülüğe bağlanmadığı bir an yaşamasını sağlıyor.

Kirk'ün anma etkinliğine katılan 90 bin kişiden biri olan Donald Trump, Turning Point USA'in kurucusu veya eşinin aksine, rakiplerinden "nefret ettiğini" söylemişti.

fgthy
Erika Kirk, Donald Trump'ın da katıldığı bir anma etkinliğinde eşinin katilini kamuoyu önünde affetmişti (AP)

ABD Başkanı "Affedersin. Affedersin Erika. Ama şimdi Erika ve tüm grup benimle konuşabilir ve belki de beni bunun doğru olmadığına ikna edebilirler ama rakiplerime tahammül edemiyorum" diye espri yapmıştı.

Trump ayrıca Kirk'ün ölümünden "radikal sol" siyaseti sorumlu tutmuştu ancak podcast yayıncısını vuran kişinin ideolojisi hâlâ bilinmiyor.

Erika Kirk, eşinin ölümünden bu yana üye sayısında artış görülen kuruluşun CEO'su oldu.

Kirk'ün suikastından sonraki hafta 54 binden fazla öğrenci, sağcı aktivist gruba katılmak umuduyla Turning Point USA'yle iletişime geçmişti.

Independent Türkçe