İran nükleer tesisi Natanz saldırısının sabotaj operasyonu olduğu ve İsrail siyasi taraflarının Mossad’ın patlamayla bir bağlantısı olduğunu ifade eden bilgiler sızdırılması sonrasında İsrail ordusunda ve istihbaratında yer alan birçok eski general, siyasi liderlerine karşı ‘onları sorumsuz olmakla suçlayan’ benzeri görülmemiş bir saldırı başlattı. İsrail’in ABD yönetimi ve İran ile çatışmaya girdiği uyarısı yapan generaller, “Tahran ile bir savaş çıkması halinde ABD’nin desteği olmadan tek başımıza kalacağız” dedi. Natanz’daki patlama, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Yahudi Devleti ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin arasındaki görüşmenin da ana odak noktasıydı. Netanyahu, Austin’e İsrail’in nükleer silahlı bir İran’a izin vermeyeceğini belirtti.
Mossad’ın eski Başkan Yardımcısı Ram Ben-Barak, Natanz patlaması ve diğer hassas operasyonlarda İsrail’in rolü hakkında yayınlananların, ulusal çıkarlara ihanet etme anlamına gelen ‘sorumsuz ve aptalca bir eylem’ olduğunu ifade etti. Eski İsrail Genelkurmay Başkan Yardımcısı ve Meretz Partisi’nden Knesset üyesi Yair Golan da Netanyahu’yu, İsrail’in İran’daki saldırılardaki rolünü ifşa eden ve son olarak Natanz tesisindeki saldırına yönelik sızıntıların kişisel olarak arkasında olmakla suçladı. Netanyahu’nun yeni bir İsrail hükümeti kurma çabalarının ve beşinci seçimlere aday olma ihtimalinin arkasında bunu, kendi siyasi ve kişisel çıkarlarına hizmet etmek için yaptığını söyledi. Yair Golan, “Netanyahu, büyüsünü kaybetti. Konuşulanların, yalnızca İsrail’in faaliyetlerini ifşa etmekle ilgili değil, daha çok siyasi hırslara hizmet etmeyi amaçlayan güvenlik girişimleriyle ilgili olmasından korkuyorum. Üçüncü seçim turundan sonra koronavirüs pandemisi bir cankurtaran halatıydı. İran da dördüncü turdan sonra bir can simidi mi? Böyle bir durumda Başsavcı Avichai Mandelblit’e, Netanyahu’yu şu anda görevlerini yerine getiremeyeceği bir noktaya ihraç etmeye çağırıyorum” dedi.
Yediot Ahronot gazetesinin güvenlik yetkililerinden aktardığına göre İran hedeflerine yönelik İsrail’e atfedilen saldırılarla ilgili son sızıntılar, güvenlik servisleri ve üst düzey güvenlik yetkilileri ile koordine edilmedi ve önceden onaylanmadı
Patlamanın hikayesi
İsrail medya organları ve yabancı basın, ‘kimliklerini açıklamayı reddeden İsrail kaynaklarına dayanarak’, Natanz’daki nükleer tesise yönelik sabotajın siber sabotajla sınırlı olmadığını doğruladı. Daha ziyade reaktörün kalbine ve yerin derinliklerine (yerin 8 metre altında) yerleştirilen patlayıcı cihazların patlatıldığı belirtildi. Bu operasyonun sanıldığından çok daha büyük olduğunu ve sadece elektrik kesintilerine yol açmakla kalmayıp, aylarca işleri aksatacağını söyleyen medya organları, büyük bir zararın oluştuğunu ve santrifüjleri de etkilediğini vurguladı.
Netanyahu destekli ‘Israel Hayom’ gazetesinde askeri bir analist olan Yoav Limor, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının, ‘İsrail’den yüksek düzeyde istihbarat ve askeri ihtiyat gerektirdiğine’ dikkat çekti. Limor, “Buna paralel olarak Biden yönetimiyle olan ilişkilerin kötüye gitmesi nedeniyle karmaşık hale gelmiş bu tırmanan savaşa nasıl devam edileceğine dair bir karar verildi” dedi.
Açıklama ve sızıntılara atıfta bulunan analist, “En azından İsrail tarafında düzgün bir performans sağlamak için gerekli olan şey, hükümetin şahinlerinin yeni bir hükümet kurmadan önce eksenleri bir kenara bırakıp koordineli bir cephe yürütmesidir” ifadelerini kullandı. Yoav Limor, İran’ın İsrail saldırılarında cevap vereceği yönündeki tahminler ortasında İsrail güvenlik organlarının, olası bir darbeyi ‘geri püskürtmek’ için tetikte olduğunu belirtti.
Limor, “Uranyum zenginleştirme tesisindeki sabotajdan İsrail sorumluysa, bununla ilgili bir rapor ABD’lilere iletilmiştir” diyerek, ABD yönetiminin İsrail’in son haftalarda İran’a yönelik saldırılarına yönelik hoşnutsuzluğu dile getirdiğini de vurguladı. Yoav Limor, “Görünüşe göre ABD, İsrail’e ‘Tahran’la yeni bir sayfa açma girişimlerini engellemesiyle’ ilgilenmediğini ima etti. İran ile büyük güçler arasındaki görüşmelerin yeniden başlamasından birkaç gün sonra, hassas bir zamanda gelen mevcut sabotaja Biden yönetiminin nasıl tepki vereceği belli değil” dedi.
Aynı şekilde Yediot Ahronot gazetesinin editörü Itamar Eichner, “Tehlikeli bir bahis” başlıklı bir makale yayınladı. Eichner, makalesinde “Görünüşe göre İsrail, nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma ve Tahran’a uygulanan yaptırımları iptal etme yolunda Avrupa’nın arabuluculuğuyla yürütülen ABD ile İran arasındaki temasları bozmak için her şeyi yapıyor” ifadelerine yer verdi. Eichner, Biden yönetimindeki bir yetkilinin ilk İsrail ziyareti olarak ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in İsrail’e gelişiyle paralel şekilde, Natanz’daki saldırıyı ‘kritik bir saldırı’ olarak değerlendirdi. Itamar Eichner, “Austin’in ziyareti, ABD’nin ‘İsrail’in Viyana’da İran’la olan diplomatik yolu yeniden canlandırma çabalarını hedef alma niyetinde olmadığından’ emin olmak istediği yönünde bir mesaj taşıyor” dedi.
Editör, “İsrail, bu noktada tehlikeli bir bahse giriyor; İran’a karşı gelecekteki olası saldırılar bölgeyi ateşe verirken İsrail, ABD desteğine sahip değil. Sorunlardan biri de başarılı saldırıların ardından İsrail’in gevezeliklerinin, daha sonra daha ağır bir bedel ödeyebilmesidir. Eğer İsrail’e atfedilirse Natanz’daki saldırının, Beyaz Saray’da bununla nasıl başa çıkılacağı konusunda başka fikirler doğurması olasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Netanyahu, 12 Nisan’da ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile bir araya geldi. Yapılan açıklamaya göre Netanyahu, “Biz sadece müttefik değiliz, bir ailenin çocuklarıyız. Bu sözde o kadar çok gerçek var ki, insanlarımız bunu içgüdüsel olarak anlıyor” dedi. İsrail Başbakanı, Austin’e hitaben “Bildiğiniz gibi ABD ve İsrail arasındaki güvenlik ortaklığı, birbirini takip eden ABD yönetimleri aracılığıyla sürekli genişledi. İş birliğimiz, ABD ve İsrail’in karşı karşıya olduğu birçok tehdidin üstesinden gelmek için hayati önem taşıyor. Siz, bu tehditler hususunda ABD ordusuna bağlı Merkez Askeri Bölge Komutanlığı’ndaki seçkin hizmetlerinizden iyi şekilde bilgilendiriliyorsunuz. Ortadoğu’da, İran’daki fanatik rejimin oluşturduğu tehditten daha büyük, daha ciddi ve daha acil bir tehdit yok. İran, beş kıtada dünyanın dört bir yanındaki teröristleri desteklemeye devam ediyor ve her yerde sivilleri tehdit ediyor. İran, nükleer silahları ve onları fırlatmak için gereken füzeleri üretme çabalarından asla vazgeçmedi. İran, her zaman ve kötü bir şekilde İsrail’in imha edilmesi çağrısında bulunuyor ve bu amaca yönelik çalışıyor. Sayın Bakan, ikimiz de savaşın dehşetini biliyoruz. İkimiz de savaşı önlemenin önemli olduğunun farkındayız ve ikimiz de İran’ın nükleer silaha sahip olmasına izin verilemeyeceği konusunda hemfikiriz. İsrail Başbakanı olarak politikam net; İran’ın İsrail’i yok etmeyi amaçlayan soykırım planını gerçekleştirmek için nükleer kapasite elde etmesine izin vermeyeceğim. İsrail, kendisini İran'ın saldırganlığından ve terörizminden korumaya devam edecek” açıklamasında bulundu.
ABD’li Bakan ise, “İki ülkeyi ilgilendiren bazı güvenlik konularını Netanyahu ile görüşmekten mutluluk duydum. ABD yönetiminin İsrail’e ve İsrail halkına güçlü bir şekilde bağlı olduğunu belirtmek istiyorum. Bölgede çeşitli tehditlerle karşı karşıya olduğumuz için İsrail’deki yetkililerle yüz yüze görüşmek benim açımdan bu yüzden önemliydi” ifadelerini kullandı. Lloyd Austin, “İsrail ile güçlü ve yakın ilişkilerimiz, Ortadoğu’da bölgesel istikrar ve güvenlik açısından önemlidir. İkimiz de ABD ve İsrail arasındaki stratejik ortaklığı artırmak için birlikte çalışmamız gerektiği konusunda hemfikiriz. Bu nedenle, bölgesel tehditlere ve diğer güvenlik sorunlarına karşı uzun vadeli savunma ortaklığımızı derinleştirmenin ve genişletmenin çeşitli yollarını ele aldık. Pentagon’un İsrail, Arap ve İslam ülkeleri arasındaki normalleşmeye yönelik diplomatik çabalara verdiği desteği garanti ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan İsrail güvenlik kaynakları, İran’ın İsrail saldırılarına cevap vereceğinden emin olduklarını yayınladı. Kaynaklar, İran’ın, ‘zarar vermek ve kaçırma faaliyetleri yürütmek’ amacıyla İsrail vatandaşlarını farklı ülkelere seyahat etmeleri için cezbetmeye çalıştığını belirtti. İsrail Genel Güvenlik Kurumu Şin-Bet (Şabak) ve Mossad ajansı, İran istihbarat birimlerinin ‘yabancı şahıslarla ticari bağlantıları olan ve yurtdışına seyahat etmeye alışkın İsrail vatandaşlarıyla iletişim kurmak için sosyal ağlarda sahte hesaplar kullandığını’ iddia ettikleri bir açıklamada bulundular.
Açıklamada, İran istihbarat ajanlarının, Instagram platformunda, iş ve turizm alanında çalışan kadınlar kılığında sahte hesaplar aracılığıyla İsrail vatandaşlarıyla iletişime geçtiği iddia edildi. Açıklamaya göre söz konusu ajanlar, iş adamlarıyla yurtdışında toplantıları koordine ettiler ve onları ticari ve romantik olan çeşitli bahanelerle toplantılara ikna etmeye çalıştılar.