Berlin toplantısının gündeminde Yemen’de barışın sağlanması var

Maas, Husilerin Marib saldırısını eleştirirken Griffiths müzakerelere dönüşün önemini vurguladı.

Lenderking (solada) Maas (ortada) ve Griffiths dün Berlin’de basın toplantısı düzenlediler. (Reuters)
Lenderking (solada) Maas (ortada) ve Griffiths dün Berlin’de basın toplantısı düzenlediler. (Reuters)
TT

Berlin toplantısının gündeminde Yemen’de barışın sağlanması var

Lenderking (solada) Maas (ortada) ve Griffiths dün Berlin’de basın toplantısı düzenlediler. (Reuters)
Lenderking (solada) Maas (ortada) ve Griffiths dün Berlin’de basın toplantısı düzenlediler. (Reuters)

Almanya’nın başkenti Berlin dün, Kuveyt, İsveç ve Avrupa Birliği’nin (AB) yanı sıra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) beş daimi üyesinin de çağrısıyla, Yemen’deki savaşı sona erdirmek için uluslararası çabaları desteklemeye yönelik bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Toplantıya, Yemen’de barışı sağlanma fırsatlarının yakalama çağrısında bulunan BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, Husilerin Marib saldırısını kınayan Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve ABD’nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking katıldı. Toplantıya ilişkin herhangi bir açıklama ise yapılmadı. Maas ve Griffiths toplantı öncesinde yaptıkları açıklamada hedefin savaşı durdurmak ve siyasi diyalogu yeniden kurma çabalarına uluslararası desteği seferber etmek olduğunu vurguladılar.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, ABD’nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking’in dün Almanya’ya yaptığı ziyarette siyasi görüşmelerin yeniden başlaması ve Marib’teki saldırıların derhal sona erdirilmesi de dahil Yemen’deki savaşa kalıcı bir çözüm bulmanın önemi noktasında görüş bildirdiğini aktarıldı. Söz konusu toplantıya BM Yemen Özel Temsilcisi’nin yanı sıra Almanya, Kuveyt, İsveç ve AB ile BMGK’dan da yetkililer katıldı.
Lenderking üçüncü ziyaretinden sonra temaslarına yeniden başladı. Bu bağlamda temsilci dün Berlin’de Alman Dışişleri Bakanı ile bir toplantı yaptı. Ayrıca AB yetkilileri ve BMGK daimi üye devletlerin temsilcileriyle çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi.
Yapılan açıklamalarda, tartışmaların uluslararası toplumun insani yardımlar ve önceki taahhütlerin takibi de dahil olmak üzere Yemen halkının çektiği acıları hafifletme noktasında atabileceği adımlara ışık tuttuğu belirtildi.
Ayrıca şubat ayında göreve gelen Lenderking’in bu süre zarfında dördüncü kez Körfez ziyareti yapacağına işaret edildi.
BM Yemen Özel Temsilcisi Griffiths ile koordinasyon içinde, üst düzey hükümet yetkilileriyle müzakereler yapmak üzere Lenderking’in bölgeye yarın ulaşacağı bilgisi verildi. Müzakereler barış anlaşmasını teşvik etmeye yönelik ortak uluslararası çabalara ve Yemen’deki insani durumu iyileştirme çalışmalarına odaklanmaya devam edecek. Yapılan açıklamada, ABD elçisinin gezisi sırasında Husilerle görüşüp görüşmeyeceğine ilişkin ise bilgi verilmedi.
Diğer yandan Almanya, Husileri Yemen’deki kötüleşen insani durum ve siyasi müzakerelerin sekteye uğramasından sorumlu tuttu. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, “Husilerin Marib’e yönelik saldırıları, insani durumu daha da derinleştirmekle tehdit ediyor” açıklamasını yaptı.
Husilerin siyasi çözüm çabalarını engellediğine dikkat çeken Maas, BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths ile ortak düzenlenen basın toplantısında siyasi çözüme geri dönme yönünde görüş solduğunu söyledi. Meselenin, çatışan tarafların bu duruma uymasına bağlı olduğunu belirten Maas, Almanya’nın Suudi Arabistan ve Yemen hükümetinin savaşı durdurma noktasındaki ciddi tutumuna dikkat çekti. Çatışmalardan Husileri sorumlu tuttu.
Almanya Dışişleri Bakanı, Yemen’de saldırıların engellenme ihtimalinin çok uzak göründüğü ve sahadaki durumun kötüleşmeye devam ettiğini belirtmesine rağmen savaşa siyasi bir çözüm bulma çabalarının devam etmesi gerektiğini, çözümün askeri olmadığını vurguladı.
Almanya aylardır BM’nin çabalarını destekleme noktasında Yemen’deki arabuluculuğa öncülük ediyor. Başkent Berlin Husiler ve meşru Yemen hükümetinin temsilcileri arasında görüş birliği sağlama noktasında toplantılara ev sahipliği yapıyor.
Griffiths, Maas ile gerçekleştirdiği basın toplantısında BM tarafından sunulan ateşkesin sağlanmasını ve uzun süredir kuşatma altında olan Taiz de dahil olmak üzere kuzey ile güney arasındaki ana yolun açılmasını hedefleyen bir plan açıkladı.
Taiz uzun yıllardır Husiler tarafından kuşatma altında tutuluyor. Bölge halkı, yiyecek ve ilaç sıkıntısı çekiyor. Halkın bölgeden ayrılmasına ise izin verilmiyor.
Griffiths, BM’nin kuzey ile güney arasındaki ana yolu açma amacının tüm bölgelere insani yardım ulaştırmak ve sivillerin serbest dolaşımlarını sağlamak olduğunu söyledi.
Ayrıca Husiler tarafından kontrol edilen Sana Havalimanı’nın yeniden açılması ile gelirlerinin kamu sektöründe çalışanların maaşlarına eklenmesi şartıyla, Hudeyde Limanı üzerinden mal ve petrol teslimatına izin verilmesi gerektiğini kaydetti.  “Savaşı sona erdirmek için BM himayesinde siyasi diyaloga başlamak amacıyla olumlu bir atmosfer oluşturmak istiyoruz. İnsani konularda anlaşma sağlanacağını umuyoruz” ifadesini kullandı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü geçen hafta sonunda yaptığı açıklamada, ülkesinin Yemen’deki insani durumun kötüleşmesinden son derece endişe duyduğunu söyledi. Sözcü, toplantıda ateşkesi sağlama, taraflar arasında güven inşa etme ve siyasi diyaloga geri dönme noktasında BM çabalarına destek vermeye odaklanılacağını söyledi. Açıklamasına şyle devam etti:
“Durum çok zor gibi görünse de diplomatik girişimlere her zaman yer vardır. Çıkmazdan kurtulmak için uluslararası toplum tarafından diplomatik çabalara destek sağlanmalıdır.”
Almanya geçen ay Fransa, İtalya, İngiltere ve ABD ile birlikte, Husilerin Marib’e ve Suudi Arabistan’a düzenlediği saldırıların tehlikeli bir şekilde artmasını kınayan bir bildiri yayınlamıştı. Bildiride, Marib’e yönelik saldırıların insani dramı derinleştirdiği vurgulanmıştı. Ayrıca Suudi Arabistan, Umman Sultanlığı ve uluslararası toplum tarafından BM himayesinde yürütülen müzakerelerin savaşı sona erdirme noktasında en iyi yol olduğu bildirilmişti.
Batılı ülkeler de Husilere barış çağrısı yaparak Batılı ülkelerin Suudi Arabistan’ın güvenliğini sağlama ve Yemen sınırlarında istikrarı yeniden tesis etme noktasındaki taahhütlerini yinelediler.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Lenderking bir süre önce, Yemen’de siyasi çözümü sağlamak için bir dizi ABD’li yetkili ile görüşmelerde bulundu. Bu kapsamda Lenderking’in bölgede 17 gün süren son gezisinde, Körfez Arap ülkelerinin liderleri ve Griffiths ile görüşmeler yaptığı bildirildi. Ayrıca İran’daki yetkililerle de bir araya geldiği kaydedildi.
ABD’nin Yemen dosyasına ilişkin pozisyonunun, mevcut yönetimin 11 Şubat 2021’de Husi grubu terörizm listesinden çıkarması ile BM’nin önerileri doğrultusunda çalışma noktasında özel bir elçi atama yönünde olduğu belirtiliyor.
Blinken, 13611 İcra Kararı uyarınca 5 Husinin daha yaptırımlar listesine eklendiğini bildirdi. Söz konusu karar, eski ABD Başkanı Barack Obama’nın 2012 yılında Yemen’de barış, güvenlik ve istikrarı tehdit eden kişilere yaptırım uygulanmasını öngören kararın uzantısı olarak alındı. Biden yönetimi 2 Mart’ta 13611 İcra Kararı uyarınca 2 Husi liderini daha yaptırımlar listesine eklemişti.



İsrail'in Gazze'nin doğusundaki et-Tabiin okulunu bombalaması sonucu 9 Filistinli hayatını kaybetti

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Nuseyrat Mülteci Kampı’nda İsrail hava saldırısı sonucu meydana gelen yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Nuseyrat Mülteci Kampı’nda İsrail hava saldırısı sonucu meydana gelen yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

İsrail'in Gazze'nin doğusundaki et-Tabiin okulunu bombalaması sonucu 9 Filistinli hayatını kaybetti

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Nuseyrat Mülteci Kampı’nda İsrail hava saldırısı sonucu meydana gelen yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Nuseyrat Mülteci Kampı’nda İsrail hava saldırısı sonucu meydana gelen yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, dün (Çarşamba) Gazze şehrinin doğusundaki bir okulu hedef alan İsrail hava saldırısında dokuz Filistinlinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, ‘işgalcilerin şafak vakti Gazze şehrinin doğusundaki et-Tabiin okulunu bombalaması sonucu dokuz sivilin yaşamını yitirdiği’ belirtildi.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, ekiplerinin dokuz ölüyü enkaz altından çıkarmasının birkaç saat sürdüğünü bildirdi. Sivil Savunma Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, Gazze vilayetindeki ekiplerin yakıt eksikliği nedeniyle ‘sadece bir kurtarma aracıyla çalıştığı’ ifade edildi. Ayrıca İsrail, sivil aygıtın çalışmalarını durdurmakla suçlandı.

Diğer yandan İsrail ordusu yaptığı açıklamada, Cibaliye Mülteci Kampı’na ve Gazze şehrinin kuzeyindeki Beyt Lahiya kasabasına onlarca hava saldırısı düzenlediğini doğruladı.

Hamas ise yaptığı açıklamada, ‘Beyt Lahiya ve Cibaliye'deki katliamların ve açlığın durdurulması için acilen harekete geçilmesini’ talep etti.

Açıklamada, “Terörist Siyonist ordu, halkımıza karşı en iğrenç ve korkunç suçları işlerken, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki suç teşkil eden askeri operasyonunu 55. gün üst üste sürdürüyor. Siyonist düşmanın ana ortağı ve destekçisi olan ABD yönetimi, Gazze Şeridi'nde halkımıza karşı işlenen canice suçların ve soykırım savaşının tüm sorumluluğunu taşımaktadır” denildi.

Gazze Şeridi'ndeki savaş 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'in güneyine yönelik eşi benzeri görülmemiş saldırısının ardından patlak verdi.

Saldırıda, Filistin topraklarında tutulurken ölen ya da öldürülen esirler de dâhil olmak üzere, çoğu sivil bin 207 kişi hayatını kaybetti.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alındı. Bunlardan 97'si halen Gazze Şeridi'nde tutulmakta olup, İsrail ordusu 34'ünün öldüğünü açıkladı.

Filistin tarafında ise, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından güvenilir kabul edilen Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail'in geçen yıl 7 Ekim'deki saldırıya cevaben Gazze Şeridi'nde başlattığı askeri operasyondan bu yana çoğu sivil olmak üzere en az 44 bin 282 kişi hayatını kaybetti.

Hamas, dün erken saatlerde İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından ‘Gazze Şeridi'ndeki her türlü ateşkes çabasıyla iş birliği yapmaya’ kararlı olduğunu bildirdi.