Suriyeliler, muhaliflerin kontrolündeki bölgelere göç ediyorlar

Halep’teki bir sebze pazarı.(AFP)
Halep’teki bir sebze pazarı.(AFP)
TT

Suriyeliler, muhaliflerin kontrolündeki bölgelere göç ediyorlar

Halep’teki bir sebze pazarı.(AFP)
Halep’teki bir sebze pazarı.(AFP)

Yerel para biriminin çöküşü, çoğu mal ve ilacı etkileyen fahiş fiyatlar ve rejimin çözüm bulamadığı ekmek ve yakıt krizlerinin eşlik ettiği kötüleşen ekonomi ve yaşam koşulları… Tüm bunlar Suriye'de rejim tarafından kontrol edilen bölgelerdeki sivilleri açlık veya hastalıktan ölme korkusuyla kaçmaya ve ülkenin kuzeyindeki ve batısında, muhaliflerin kontrolündeki bölgelere gitmeye itiyor.
Birkaç gün önce ailesiyle birlikte Afrin’e göç eden Humuslu 55 yaşındaki Ebu Halil duruma dair şu açıklamalarda bulundu:
“Bir torba ekmeğin, bir kilo domates veya bir kilo etin her Suriyeli ailenin hayali haline geldi. Rejimin ekonomik durumu, krizleri ve bunların insanların geçim kaynakları üzerindeki etkilerini çözememesi  sonucunda herkes muhaliflerin egemenliği altındaki bölgelere veya Suriye dışına kaçmayı düşünür hale geldi.”
Devlet memuru olan ve aylık yaklaşık 80 bin lira maaş alan Ebu Halil, yaşam ve ekonomik durumun kötüleşmesi nedeniyle temel ihtiyaçlardan yalnızca ekmeği güvence altına alabildiklerini söyledi. Bu maaşla yalnızca bir miktar ekmek, zeytinyağı, margarin ucuz sebze, meyve gibi temel ihtiyaçlar karşılanabildiğini söyleyen Ebu Halil sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu durum beni geçtiğimiz yıllarda rejim tarafından yerinden edilmeye zorlanan ve Afrin şehrine yerleşen akrabalarımla iletişim kurmaya yöneltti. Kurumlardan aldıkları insani yardımlar dışında ekonomik olarak istikrarlı bir yaşam sürdükleri, çalıştıkları ve yaşam gereksinimlerinin karşılanmasına katkı sağlayan ücretleri aldıklarını öğrendim. Bu durum, kısa bir süre önce beni 400 dolar ödeyerek Halep'in batısındaki Nebl ve Zehra bölgelerinde, kaçakçılar aracılığıyla 10'dan fazla aile eşliğinde bölgemden ayrılarak Afrin'de iş fırsatı aramaya sevk etti.
Diğer yandan fastfood restoranı sahibi Halepli 47 yaşındaki Ebu Muhammed de birkaç gün önce Afrin’e gidenlerden Ebu Muhammed, yaklaşık bir yıl önce restoranında her gün tavuk, sandviç, pizza yiyen müşterilerinin sayısının azalmaya başladığını söyledi. Fakat gelinen noktada restoranın çoğunlukla hali vakti yerinde müşterilere ev sahipliği yaptığına işaret etti. Bunun nedeninin vatandaşların yaşam koşullarının kötüye gitmesi olduğunu söyledi. Ayrıca halkın artık fiyatı 3 bin Suriye lirasına ulaşan fastfood yerine aileleri için bir paket ekmek ve diğer temel ihtiyaçları almayı yeğlediğini kaydetti. Bunun yanı sıra canlı tavuk, et, un ve sebze gibi temel gıda malzemelerinin fiyatlarının yükseldiğine ve alım gücünün düştüğüne dikkat çekti.
Ebu Muhammed, Afrin şehrine varıp istikrarlı ekonomik koşullara, yerli ve ithal tüm malların mevcudiyetine ve insanların iyi bir yaşama tanık olduğunu söyledi. Ayrıca çok sayıda çalışan istihdam eden atölyeler, aylık maaş veren özel şirketler olduğunu gördüğünü bu durumun kendisini şehir merkezinde yeni bir fastfood restoranı açıp çalışmalarına devam etme hazırlığına girmeye ittiğini ifade etti.
Yakın zamanda İdlib kırsalındaki Sarmada’ya göç eden galerici 55 yaşındaki Hamalı Ebu Mahir de şu açıklamalarda bulundu:
“Hama'daki ekonomik durumun kötüleşmesinden ve varlıklılara hakim olan milis liderlerinin dükkan ve ticaret ofislerinin sahiplerinin ardından, kalanlarımı kurtarmak için şehrimden kaçmaktan başka seçenek kalmadı. Halep şehrinde bir arkadaşımla görüştükten sonra, Halep'in batısındaki Zehra bölgesinde geceleri bana ve aileme yardım edecek bir kaçakçının numarasını aldım. Halep’in batısındaki Basuta bölgesine kadar bin 200 dolar ödedim.”
Temas bölgesine ulaşır ulaşmaz muhaliflerin etraflarını sardığını ve kendilerini bir sağlık merkezine götürerek koronavirüs (Kovid-19) testi yaptıklarını ifade etti. Kontrollerin ardından serbest bırakıldıklarını ve ardından Sarmada’ya ulaştıklarını söyleyen Ebu Mahir, araba alıp satmak için bir ofis açmayı düşündüğünü kaydetti.
Diğer yandan bir sivil savunma yetkilisi şu açıklamada bulundu:
“Suriye'nin kuzeyinde, rejim kontrolündeki bölgelerden çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere her gün yaklaşık 100 sivil Afrin'e ve temas hattı yakınına geliyor.”



İsrail, son saldırıların akabinde Batı Şeria'daki bazı bölgeleri kuşattı

Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)
Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)
TT

İsrail, son saldırıların akabinde Batı Şeria'daki bazı bölgeleri kuşattı

Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)
Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)

İşgalci İsrail askerleri, Filistinliler tarafından İsrail'in kuzeyinde ve Ramallah yakınlarında gerçekleştirilen saldırıların ardından, Batı Şeria'daki birçok şehirde yer alan köy ve beldeye boğucu bir kuşatma uyguladı. Bu saldırılar, çeşitli bölgelerde yerleşimciler tarafından Filistinlilere karşı her gün düzenlediği saldırılar ve işgalci İsrail güçleri tarafından gerçekleştirilen tutuklamaların devam ettiği bir dönemde gerçekleşti.

Filistinliler tarafından gerçekleştirilen son saldırılardan önce, İsrail'in Batı Şeria'daki saldırıları devam etti. Bu saldırılar sırasında çeşitli koşullarda birçok Filistinli öldü. İsrail, Filistinlilere yönelik baskınlarını, tutuklamalarını ve diğer saldırgan eylemlerini sürdürüyor.

Cuma günü İsrail'in kuzeyindeki Afula yakınlarındaki Beysan kentinde iki İsraillinin öldürüldüğü saldırının ardından, İsrail güçleri saldırının failinin geldiği Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesine boğucu bir kuşatma uyguladı.

fv
İsrail ordusunun dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde düzenlediği operasyon sırasında barikatlarla katılan bir yol (AP)

İşgalci İsrail güçleri, Kabatiya ve çevresindeki onlarca eve baskın düzenlerken birçok Filistinliyi gözaltına alarak sahada sorguya çekti. Gözaltına alınanların bir kısmı yakınlardaki gözaltı merkezlerine nakledildi. Gözaltına alınanlar arasında saldırılara karışanlardan Ahmed Ebu er-Rub'un ailesi, arkadaşları ve saldırıyla bağlantılı olduğundan şüphelenilen kişiler de vardı.

Baskın düzenlenen evlerin bazı odaları, ev sakinlerinin gözaltına alınmasının ardından askeri karargaha dönüştürüldü. Diğer evlerin sakinleri ise sokakların ve altyapının geniş çapta tahrip edilmesi ve beldenin yan girişlerinin çoğunun toprak setlerle kapatılması nedeniyle tamamen terk etmek ve bölgenin dışına kaçmak zorunda kaldı.

Öte yandan İsrail, Batı Şeria'nın merkezindeki Ramallah'ın kuzeybatısındaki yaklaşık 10 köye ve beldeye, Modi'in Illit Yahudi yerleşim biriminden 700 metre uzaklıktaki Hashmonaim kontrol noktası yakınlarındaki güvenlik çitine Filistinli silahlı bir kişinin ateş açtığı gerekçesiyle, herhangi bir can kaybı olmamasına rağmen, bir başka boğucu kuşatma uyguladı.

İsrail güçleri, Ni'lin köyünün ana girişini kapatarak insan ve araç giriş ve çıkışlarını engelledi. Kharbatha Bani Harith köyüne giden yol da kapatılırken bölge sakinlerinin giriş-çıkışları sırasında sıkı önlemler alındı. Atara askeri kontrol noktası da kapatıldı. Bunun sonucunda Filistinliler, Ramallah'ın kuzeybatısı ve batısındaki birkaç köye ve beldeye ulaşmalarını engelleyen ciddi bir trafik kriziyle karşı karşıya kaldı.

Filistin hükümetinin bir organı olan Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu, geçtiğimiz ekim ayında yayınladığı bir raporda Filistin topraklarını bölen kalıcı ve geçici bariyerlerin toplam sayısının, askeri kontrol noktaları ve kapılar dahil olmak üzere 916'ya ulaştığını bildirdi. Rapora göre bunların 243'ü 7 Ekim 2023'ten sonra inşa edilen demir kapılardı.

gbh
Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde düzenlenen operasyona katılan İsrail güçleri (AP)

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'un bildirdiğine göre Ramallah yakınlarında meydana gelen olayın milliyetçi bir saldırı değil, bir Filistinlinin kuş avına çıktığı bir olay olduğu sonradan ortaya çıktı. İsrail ordusu tarafından daha sonra yapılan açıklamada, kuş avı için kullanılan silaha el koymak ve soruşturma yapmak amacıyla avcıyı aramak için bölgeye uygulanan kuşatmanın devam ettiği belirtildi.

Tüm bunlar olurken Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde günlük olarak tutuklama kampanyaları da devam ediyor. Bu tutuklama kampanyalarında, çoğu El Halil’den olmak üzere en az 14 Filistinli tutuklandı. Bunların arasında bir kadın ve bir çocuk da vardı. Cuma akşamı İsrail'in kuzeyinde bir bölge sakini tarafından düzenlenen saldırının ardından operasyonun sürdürüldüğü Kabatiya beldesinde tutuklananlar bu sayıya dahil değil.

Öte yandan Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde yerleşimcilerin saldırıları devam ederken, yerleşimciler Ramallah'ın batısındaki Bil'in beldesi girişinde Filistinlilere ait araçlara saldırarak maddi hasara yol açtı. Nablus'un güneyindeki Akraba bölgesine bağlı Khirbet Yanoun yerleşim biriminde yerleşimcilerin düzenlediği başka bir saldırıda bir Filistinli yaralandı.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’na göre işgalci İsrail güçleri ve yerleşimciler kasım ayı boyunca 2 bin 144 saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırılardan 360’ı Ramallah ve el-Bireh illerinde, 348’i El Halil’de, 342’si Beytlahim’de ve 334’ü Nablus’ta meydana geldi.


Arap dünyasından İsrail'in Somaliland'ı tanıma kararına tepki

Cuma günü Somaliland'ın başkenti Hargeisa'da İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararını kutlayanlar (AFP)
Cuma günü Somaliland'ın başkenti Hargeisa'da İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararını kutlayanlar (AFP)
TT

Arap dünyasından İsrail'in Somaliland'ı tanıma kararına tepki

Cuma günü Somaliland'ın başkenti Hargeisa'da İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararını kutlayanlar (AFP)
Cuma günü Somaliland'ın başkenti Hargeisa'da İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararını kutlayanlar (AFP)

Somali, İsrail'in Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıma kararına karşı Arap ve İslam dünyasının desteğine güveniyor. Arap Birliği (AL), Somali’nin bu konudaki talebine dün acil bir delegeler toplantısı düzenleyerek yanıt verdi.

Somali'nin Kahire Büyükelçisi ve AL Daimi Temsilcisi Ali Abdi Avari, Şarku’l Avsat gazetesine verdiği demeçte, ülkesinin Tel Aviv'in açıklamasını reddetmek ve Somali'nin egemenliğini savunmak için Arap ve İslam düzeyinde harekete geçtiğini doğruladı. Bu adımlar arasında AL tarafından acil bir toplantı düzenlenmesi talebinin de olduğunu söyleyen Avari, ülkesinin diplomatik çabaları çerçevesinde yakında bir AL-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesi toplantısı yapılması çağrısında bulunduğunu belirtti.

İsrail'in ayrılıkçı Somaliland bölgesini tanıma kararı, Filistin Yönetimi, Hamas ve Mogadişu’nun, bu kararla Somaliland’ın İsrail'in yaklaşık iki yıl önce Gazze Şeridi’ndeki savaşın başlamasından bu yana sürdürdüğü Filistinlileri yerinden etme planı çerçevesinde Filistinliler için yeni bir sürgün yeri haline gelebileceği uyarısında bulunmalarına yol açtı.

Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in bu hamlesinin yerinden edilme meselesini yeniden gündeme getireceğinden ve Tel Aviv'in, yeniden inşa ve istikrar için somut planlar bulunmamasına rağmen, Batı Şeria ve Gazze'ye baskı uygulayarak bunu yapmaya zorlayacağından endişe duyduklarını ifade ettiler.

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in bu adımı karşısında alaycı bir tavırla dikkati çeken bir tutum sergiledi. Somaliland'ın bağımsızlığını tanımayacağını açıklayan Trump, “Somaliland'ın ne olduğunu gerçekten bilen var mı?” diye sordu.


Humus cami saldırısının kurbanları için yas tutarken DEAŞ yeniden tehdit ediyor

Humus cami saldırısının kurbanları için yas tutarken DEAŞ yeniden tehdit ediyor
TT

Humus cami saldırısının kurbanları için yas tutarken DEAŞ yeniden tehdit ediyor

Humus cami saldırısının kurbanları için yas tutarken DEAŞ yeniden tehdit ediyor

Humus şehrinde, Cuma namazı sırasında Vadi ez-Zeheb mahallesindeki İmam Ali bin Ebu Talib Camii'ne düzenlenen bombalı saldırının kurbanları için cenaze töreni düzenlendi. Çok sayıda insan ve yetkilinin katıldığı tören, sıkı güvenlik önlemleri altında gerçekleşti. DEAŞ'a bağlı aşırılıkçı grup "Saraya Ensar el-Sünne", bombalı saldırının sorumluluğunu yeniden teyit ederek, gelecekte benzer saldırılar düzenleme sözü verdi. Saldırıda 8 kişi hayatını kaybetti, 18 kişi yaralandı. Olay, Arap ve uluslararası alanda kınandı ve ülkedeki azınlıklar arasında artan korkulara yol açtı.

Güvenlik gelişmelerine paralel olarak, Suriye yetkilileri, Suriye-Lübnan sınırında yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken aralarında eski rejimin subaylarının da bulunduğu 12 kişinin yakalandığını duyurdu.

İlgili bir siyasi bağlamda, dün, Halep'te gerilimlerin tırmandığı bir dönemde, "Suriye Demokratik Güçleri" lideri Mazlum Abdi'nin, güçlerinin Suriye ordusuna entegrasyonuna ilişkin anlaşmanın pratik uygulaması hakkında görüşmek üzere önümüzdeki günlerde Şam'ı ziyaret edebileceğine dair çelişkili haberler ortaya çıktı.