Yemen hükümetinden Husilerin Marib'e yönelik saldırılarına kınama

Marib'de konuşlandırılan Yemen ordu güçleri. (AFP)
Marib'de konuşlandırılan Yemen ordu güçleri. (AFP)
TT

Yemen hükümetinden Husilerin Marib'e yönelik saldırılarına kınama

Marib'de konuşlandırılan Yemen ordu güçleri. (AFP)
Marib'de konuşlandırılan Yemen ordu güçleri. (AFP)

Yemen hükümeti, Husilerin Marib şehrindeki sivillere ve yerlerinden edilenlerin barındığı kamplara yönelik terörist saldırılarını kınadı. Ayrıca Taiz’in tamamen kurtarılması için kentteki Ulusal Ordu güçleri tarafından Husi milislere karşı yürütülen savaşın desteklenmesi çağrısında bulundu.
Yemen hükümetinin açıklamaları, Başbakan Muin Abdulmelik’in dün Marib Valisi Sultan el-Arade ve Taiz Valisi Nebil Şemsan ile yaptığı telefon görüşmeleri sırasında geldi. Görüşmelerle eş zamanlı olarak hükümet güçlerinin Marib'in batısında ve güneyinde, Husi saldırılarını püskürtmek için düzenlediği operasyonlar da hız kesmeden devam etti.
Resmi kaynaklar, Başbakan Muin Abdulmelik'in Marib Valisi Tümgeneral Sultan el-Arade ile yaptığı görüşmede askeri, güvenlik, hizmet ve sağlık konularında valilikteki son gelişmeler ve ayrıca Husilerin füze ve insansız hava araçlarıyla saldırılarından dolayı kaçarak kente sığınan mültecilere yönelik insani yardım konusunu ele aldı. 
SABA haber ajansı görüşmelerde Başbakan'a, askeri ve sahadaki durumun ayrıntılarının yanı sıra Ulusal Ordu, halk direniş güçleri ve aşiret liderlerinin halkın desteğiyle Husi milislerinin Marib çevresindeki intihar saldırılarını nasıl engellediğine dair bilgi verildiğini aktardı. Görüşmede ayrıca tüm Yemen topraklarının kurtuluşunu tamamlama ve anavatanı kötülüklerden kurtarma yolunda darbeci güçlerle mücadelenin devam ettiği vurgulandı.
Resmi kaynaklar Başbakan Abdulmelik’in valilikteki hizmet ve kalkınma koşullarının yanı sıra Kovid-19 salgınının ikinci dalgasıyla başa çıkmak için gösterilen çabalar, yerinden edilenlerin kamplarının Husiler tarafından füzeler ve insansız hava araçlarıyla hedef alınması ve bunun yeni bir göç dalgasına neden olması gibi konuları görüştüğünü aktardı.
Kaynaklara göre Yemen Başbakanı yaptığı açıklamada, Husi milislerin Marib'de sivillere ve sığınmacılara karşı yürüttüğü ve kamplarını hedef aldığı terör operasyonları, uluslararası çabalara ve barış için başlatılan hamlelere karşı aleni bir meydan okuma olarak nitelendirdi. Ayrıca açıklamada bu tür saldırıların İran’ın gündemine hizmet eden milislerin kanlı ve ırkçı projesinin gerçekliğini temsil ettiğini vurgulandığı bildirildi.
Abdulmelik, grubun Marib ve Yemen’in diğer bölgelerindeki sivillere ve yerinden edilenlere yönelik utanç verici ve sürekli eylemlerinin, barışa karşı isteksizliğini gösterdiğini belirtti.
Resmi kaynaklar Yemen Başbakanı’nın Marib’deki yerel yönetimin liderliğinin ve güvenlik ve yürütme kurumlarının hizmet ve kalkınma çalışmalarını yürütme, istikrar atmosferini sağlama ve önceliklerini belirlemede etkin performansına övgüde bulunduğunu ve hükümetin bu çabalara tam desteğini dile getirdiğini aktardı.
Başbakan Abdulmelik, Husi çetesi karşısında cesurca Yemen topraklarını savundukları için ordunun, halk direnişinin, aşiretlerin ve Yemen halkının çabalarına övgüde bulunurken aynı zamanda  İran projesine ve onun Yemen ve bölgedeki yıkıcı hedeflerine karşı koymak için Suudi Arabistan önderliğindeki Arap Koalisyonu’nun samimi desteğini de takdir ettiğini ifade etti. 
Resmi kaynaklara göre Başbakan ayrıca uluslararası toplumun sessizliğine karşılık Taiz kentinin Husi darbe milislerinden tamamen kurtarılmasını sağlamak ve şehre uygulanan kuşatmayı kaldırmak için mevcut savaşı desteklemek üzere yönetimin ve halkın çabalarının önemini vurguladı. Abdulmelik, ordunun ve direniş güçlerinin Taiz'in çeşitli cephelerinde yürüttüğü, kurtuluşu tamamlayacak, valiliği normal hayatına döndürecek ve vatandaşların acısını hafifletecek operasyonlara övgüde bulundu. Başbakan, Vali Nebil Şemsan’dan Kovid-19’un ikinci dalgasıyla başa çıkma çabaları, alınan önlemler, mevcut ihtiyaçlar ve gerekli devlet desteği gibi konuların yanı sıra valilikteki askeri, güvenlik ve hizmet yönünden koşullara ilişkin kapsamlı bir rapor aldı.
SABA tarafından aktarılan bilgilere göre Dr. Muin Abdulmelik, yerel yönetim liderlerinin mevcut zorluklarla başa çıkma ve bunların üstesinden gelme çabalarını takdir etti ve bu çabaları artırarak vatandaşların sıkıntılarını dinlemeye odaklanmaya çağırdı. Ayrıca yerel yetkililerin performansını takip ederek ödül ve ceza ilkesini harekete geçirmenin, çarşıdaki fiyatları denetlemenin ve böylece Ramazan Ayı’ndan yararlanarak fiyatları yükselten tüccarların faaliyetlerini önlemenin önemine işaret etti. 
Yemen Başbakanı, Halk Sağlığı ve Nüfus Bakanlığı ile koordineli olarak sağlık sektörünün kapasitesinin artırılması, gerekli malzemelerin sağlanması, ihtiyati ve önleyici tedbirlere hız verilmesi de dahil olmak üzere Kovid-19 salgını ile mücadele için gerekli tüm önlemlerin alınmasına yönelik yerel yönetime talimat verdi. 
Halk direniş güçlerinin desteklediği Yemen Ulusal Ordu güçleri salı günü İran destekli Husi milislerin Marib vilayetinin kuzeybatı cephesinde düzenlediği saldırıyı önlemeyi başardı.
Yemen Silahlı Kuvvetleri Medya Merkezi’nin askeri bir kaynaktan aktardığı habere göre hükümet güçleri, Husi milisler tarafından el-Cevf Kavşağı yakınlarındaki askeri alanlara başlatılan bir saldırıyı püskürttü. Ardında onlarca ölü ve yaralı bırakan grubu bölgeden kaçmaya zorladı. 
Kaynak, Ulusal Orduya bağlı topçuların Husilerin araçlarını ve takviye kuvvetlerini bombaladığını ve ağır ekipman ve can kayıplarına uğramalarını sağladığını söyledi. Ulusal Ordu güçlerinin, milislerin bölgeden kaçtıktan sonra geride bıraktıkları hafif silahları ve  mermileri  ele geçirdiklerini bildirdi.
Söz konusu gelişmeler, Yemen Genelkurmay Başkanı ve ortak operasyonlar komutanı Sağir Hammud bin Aziz'in Yedinci Askeri Bölge’deki Ragvan ve el-Muhaddara cephelerindeki operasyonların ilerleyişini teftişi sırasında yaptığı açıklamalarla eş zamanlı yaşandı.
Ordu medyasına göre Yemen Genelkurmay Başkanı, devleti ve meşru kurumlarını yeniden kurmak için terörist Husi milisleri ile bedeli ne olursa olsun mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.



Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.


Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Lazkiye'deki iç güvenlik güçleri, Suriye’deki devrimin başlangıcında savunmasız Suriye halkına karşı varil bombalarının kullanılmasını öneren eski rejimin askeri komitesinin üyesi olan Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’yi tutukladı.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), Lazkiye İç Güvenlik Komutanı Albay Abdulaziz el-Ahmed, Haffah bölgesindeki İç Güvenlik Müdürlüğü birimlerinin Terörle Mücadele Şubesi ile iş birliği içinde özel bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdiğini söylediğini ve birkaç gün süren dikkatli izleme ve takip sonucunda, Lazkiye kırsalındaki Lukmani köyünden pilot Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’nin tutuklandığını aktardı.

Albay Ahmed, Miyase'nin askeri rütbelerde yükseldiğini, teğmen pilot rütbesiyle mezun olduğunu ve 1982 yılında Hama Askeri Havaalanı’nda çalıştığını belirtti. Suriye devriminin başlangıcında Taftanaz Askeri Havaalanı'ndaki 63. Tugay'ın komutanlığına atanan Miyase, İdlib kırsalındaki Mestuma’daki hava ve kara harekât odalarıyla birlikte hedefleri belirlemekle görevlendirildi, böylece tüm bu noktalar daha sonra helikopterler tarafından hedef alınabilecekti.

Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)

Miyase, ön soruşturmalar sırasında, devrimin başlangıcında varil bombalarının kullanılmasını öneren askeri komitenin üyesi olduğunu itiraf etti. Ayrıca, çeşitli illerde varil bombaları ve deniz mayınlarıyla hedef alınacak yerlerin belirlenmesinden de sorumluydu.

Lazkiye iç güvenlik komutanı, masumların kanıyla lekelenmiş her suçluyu adalete teslim etmek ve yasalar uyarınca hesap vermelerini sağlamak için her türlü çabayı göstereceğine dair taahhüdünü teyit etti.

Bu operasyon, İçişleri Bakanlığı ve ilgili makamların, geçiş dönemi adaletinin uygulanması, mağdurların ve ailelerinin haklarının güvence altına alınması ve hiçbir suçlunun hesap vermekten kaçmaması ilkeleri temelinde, Suriye halkına karşı işlenen suçlara ve ihlallere karışan eski rejimin simalarının peşine düşme ve hesap sorma çabaları çerçevesinde gerçekleşti.