Yemenliler Sana’da gaz krizi yaşarken, Husileri gazı tekelleştirmekle suçluyor

Husi grup gaz fiyatlarına yüzde 80 zam yaparak resmi yollarla olan satışını durdurdu.

Bir esnaf Sana’nın meşhur pazarlarından birinde müşterisine tezgahındaki el emeği ürünleri tanıtırken. (Reuters)
Bir esnaf Sana’nın meşhur pazarlarından birinde müşterisine tezgahındaki el emeği ürünleri tanıtırken. (Reuters)
TT

Yemenliler Sana’da gaz krizi yaşarken, Husileri gazı tekelleştirmekle suçluyor

Bir esnaf Sana’nın meşhur pazarlarından birinde müşterisine tezgahındaki el emeği ürünleri tanıtırken. (Reuters)
Bir esnaf Sana’nın meşhur pazarlarından birinde müşterisine tezgahındaki el emeği ürünleri tanıtırken. (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) raporları Ramazan Ayında yaklaşık 20 milyon Yemenlinin yemek bulamayacağını öngörüyor. Söz konusu rapor, başkent Sana’da ev tipi gaz konusunda yaşanan krizle eş zamanlı geldi. Husi grubun Yemen hükümetinin kontrolünde olan Marib şehrindeki gaz fiyatlarına kıyasla kendi kontrolü altında bulunan bölgede fiyatları yüzde 80 artırdığı bildirildi.
Sana’daki yerel kaynaklar Şarku’l Avsat’a, gaz krizi ve yüksek fiyatların geçtiğimiz Cumartesi gününden bu yana devam ettiğini doğruladı. Kaynaklar bu durumun Husi grup kontrolünde bulunan bölgelerdeki milyonlarca insanı olumsuz etkilediğini bildirdi.
Kaynaklar son günlerde ortaya çıkan gaz krizinin ani bir şekilde büyüdüğünü söyledi. Bu durumun Husiler tarafından gazın karaborsada yüksek fiyatla satılmasından kaynaklandığı belirtildi.
Ev tipi gaz tüplerinin dağıtımından sorumlu Husi grup liderinin, hafta sonundan bu yana bir kriz bahane ederek, başkent Sana’daki semtlere ve mahallelere tüp dağıtımını engellediği bildirildi. Bu durum, Ramazan’ın başlaması ve gaza olan talebin artması sonucu bir çok aileyi karaborsaya başvurmaya sevk etti.
Kaynaklar Husi grup liderleri, denetçileri ve onlarla iş birliği yapan kimselerin, gazları stoklayıp fiyatlarını yükseltmek amacıyla söz konusu krizi uydurduklarını söyledi. Söz konusu durumun, resmi istasyonlarda devam eden petrol ürünleri eksikliği ile eş zamanlı geldiği bildirildi. Petrol ürünlerinde yaşanan eksiklik, Sana’nın sokaklarına ve mahallelerine yayılmış durumda olan karaborsadan oldukça yüksek miktarlar karşılığında tedarik ediliyor.
Yemen halkı karaborsadaki yüksek fiyatların yanı sıra, ev tipi tüplerde yaşanan gaz krizinden de şikayet ediyor. Bölge sakinleri, Ramazan’ın gelişiyle birlikte yaşanan krizin, yaşadıkları kötü ekonomik ve yaşam koşulları sebebiyle çektikleri acıları daha da artıracağını bildirdiler.
Sana sakinleri Husi grubu, gaz krizinin yanı sıra art arda krizler yaratmakla suçluyor. Eğitim sektöründe hizmet veren Muhammed A., “Bugün Yemen halkı, Husi grubun bu uydurma krizlerin ardında olduğunun ve bunlardan kazanç sağladığının tamamen farkında” ifadelerini kullandı.
Muhammed sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milisler genellikle her yıl Ramazan Ayında olduğu gibi vatandaşların çektiği acıları artırmak için kriz üstüne kriz uyduruyorlar. Bu defa da gaz krizini uydurdular. Söz konusu krizin ardında da, gazı karaborsada yüksek fiyatlara satarak kar elde etmeyi amaçlayan başka krizler uyduruyorlar. 20 litrelik bir tüpün karaborsa fiyatı 12 bin küsür Riyal. (1 dolar yaklaşık 600 riyale eşit)”
Darbe döneminde Husiler birden fazla kez kasıtlı olarak gaz tüplerini stokladı ve resmi fiyatlarla yapılan satış sürecini durdurdu. Yemen halkının çektiği acılar ve bu durumdan sağladığı yasa dışı kazancı artırma noktasında tüm yakıt ürünleri ve diğer temel ve sağlık hizmetlerinin fiyatlarına yüksek miktarlarda zam uyguladı.
Ekonomistler milislerin her fırsatta akaryakıt ve ev tipi gazı stoklayarak fiyatlarını artırmaya yöneldiğine ve böylece günlük milyarlarca dolar kazandıkları karaborsa politikasına girdiklerine dikkat çekti.
Uzmanlar milislerin bu uygulamalarını, özellikle Ramazan ve bayram gibi dini dönemlerde, temel ihtiyaçları el altında depolayarak ve yüksek fiyatlara kendi kontrolü altında bulunan bölgelerdeki vatandaşa karşı uyguladıkları yüzlerce adaletsiz uygulamalardan biri olarak değerlendirdi.
Sana ve diğer Husi kontrolü altında bulunan bölgelerdeki vatandaşlar, uzun süredir, milislerin denetiminde karaborsada fahiş fiyatlara satılan tüpler nedeniyle, ev tipi tüp temin etme noktasında yaşadıkları zorluklardan şikayet ediyor.
İran destekli darbeci milisler söz konusu krizleri uydurmaya devam ederken birçok Yemenli, özellikle Ramazanın gelişiyle birlikte maaşlarındaki kesintiler ve ürünlerdeki benzeri görülmemiş zamlar nedeniyle zor yaşam koşullarından şikayet ediyor.
Dünya Gıda Programı (WFP), iki gün önce yaptığı açıklamada, 20 milyon Yemenlinin bu yıl Ramazan Ayında yiyecek yemek bulamayacağından duyduğu endişeyi dile getirdi.
WFP raporunda, gıda ve ev tipi tüplerde yaşanan kriz, fahiş fiyatlar ve bölgede devam eden çatışmanın bölgedeki yaşam koşullarını oldukça zorlaştırdığı bilgisi yer aldı.
Program milyonlarca Yemenlinin hayatta kalma noktasında yeterli yiyeceğe sahip olamayabileceğini belirtti. Ülkenin tüm bölgelerine sınırsız erişim sağlanmasının önemini vurguladı.
Öte yandan program her ay 10 milyondan fazla Yemenlinin temel gıda ihtiyacının karşılandığını bildirdi.



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.