İçişleri Bakanlığı, yeni kısıtlama tedbirleri hakkında sıkça sorulan 9 soruya yanıt verdi

Fotoğraf (AFP)
Fotoğraf (AFP)
TT

İçişleri Bakanlığı, yeni kısıtlama tedbirleri hakkında sıkça sorulan 9 soruya yanıt verdi

Fotoğraf (AFP)
Fotoğraf (AFP)

İçişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Kabine Toplantısı'nda açıkladığı yeni koronavirüs tedbirleri hakkında vatandaşların sıkça sorduğu 9 soruya yanıt verdi.
'Kısmi Kapanma Tedbirleri İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular' başlığıyla yayınlanan soru ve cevaplar şu şekilde:

1. Sendikalar tarafından genel kurul vb. geniş katılımlı aktiviteler yapılabilir mi?
"Sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile birlikler ve kooperatifler gibi sendikaların da genel kurul dahil yapacakları geniş katılımlı her türlü etkinliklerine 17 Mayıs 2021 tarihine kadar izin verilmeyecektir."

2. Hafta içi günlerde de sokağa çıkmalarına kısıtlama getirilen 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız ile 18 yaş altı gençler ve çocukların şehirlerarası seyahatleri nasıl olacaktır?
"Genelge ile 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız ile 18 yaş altı gençler ve çocuklara hafta sonlarının tamamında, hafta içi günlerde ise belirli saatler haricinde (65 yaş ve üzeri için 10.00-14.00; 18 yaş altı için 14.00-18.00) sokağa çıkma kısıtlaması getirildiğinden;
65 yaş ve üzeri vatandaşlarımızın hafta içi veya hafta sonu ayrımı olmaksızın sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerdeki özel araç veya toplu ulaşım araçlarıyla yapacakları şehirlerarası toplu ulaşım faaliyeti izne tabi olup seyahat izin kurullarından izin alınması gerekmektedir.
18 yaş altı gençler ve çocuklarımızın ise yanlarında veli veya vasileri bulunmak kaydıyla sınırlama getirilmeyen yaş gruplarının tabi olduğu kurallar çerçevesine şehirlerarası seyahatlerini gerçekleştirebilirler."

3. Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde zorunlu hali bulunmayan vatandaşlarımızın (65 yaş ve üzeri ile 18 yaş altında kalanlar hariç) şehirlerarası seyahatleri nasıl olacaktır?
"Herhangi bir zorunlu hali (taburcu olma veya doktor randevusu bulunma, yakınının vefatı, bulunduğu şehirde kalacak yerinin olmaması, merkezi sınavlara katılım, askerlik hizmetini tamamlama, sözleşmeye davet yazısı alma ve cezaevinden salıverilme) bulunmayan vatandaşlarımızın sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerdeki şehirlerarası seyahatleri ancak toplu ulaşım araçlarını (uçak, otobüs, tren, gemi vb.) kullanmak suretiyle mümkün olabilecektir. Şehirlerarası seyahat edeceğini bilet, rezervasyon kodu vb. ile ibraz eden kişiler seyahat güzergahı ve zamanı ile sınırlı olacak şekilde sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacaktır."

4. Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmayan zaman dilimi içerisinde özel araçla seyahat edilebilecek mi?
"Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerin dışında kalan (sokağa çıkma ile ilgili herhangi bir kısıtlama bulunmayan) zaman aralıkları içerisinde kalmak kaydıyla özel araçlarla şehirlerarası seyahat yapılabilecektir. Ancak bu tür özel araçlarla şehirlerarası seyahatlerin sokağa çıkma kısıtlamasının başlama saatlerine göre planlanması gerekmekte olup varış şehrine ulaşılamamış olsa bile sokağa çıkma kısıtlamaları sırasında seyahat izin belgesi olmaksızın şehirlerarası seyahatin sürdürülmesine müsaade edilmeyecektir."

5. Mali müşavirler sokağa çıkma kısıtlamasından muaf mıdır?
"Serbest mali müşavirleri genel olarak sokağa çıkma kısıtlamalarına tabidirler. Ancak kurumlar vergisi beyannamesinin 30 Nisan 2021 tarihine kadar verilmesi gerekliliği nedeniyle mali müşavirler ile çalışanları, 17-18 Nisan ile 24-25 Nisan 2021 Cumartesi ve Pazar günlerine mahsus olmak üzere sokağa çıkma kısıtlamalarından muaf tutulacaklardır.
Öte yandan bu muafiyet genel bir muafiyet olmayıp sadece muafiyet nedenine bağlı olarak mali müşavirler ile çalışanlarının ikametlerinden iş yerlerine gidiş ve gelişleri ile sınırlıdır. Aksi durumlar muafiyetin kötüye kullanımı olarak değerlendirilerek idari/adli yaptırımlara konu edilecektir."

6. Herhangi bir tören, nikah merasimi ya da düğün yapılmaksızın evlenme işlemleri yapılabilir mi?
"Tören, nikah merasimi ya da düğün yapmaksızın resmi evlenme işlemlerinin gerçekleştirilmesinde herhangi sakınca bulunmamaktadır. Ancak ilgili genelgemizde açıkça belirtildiği şekilde 17 Mayıs 2021 tarihine kadar nişan, kına, tören, nikah merasimi ya da düğün yapılmasına kesinlikle müsaade edilmeyecektir."

7. Dinleme tesislerinde yer alan yeme-içme yerlerinde masada servis şeklinde hizmet verilebilir mi?
"İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca izin verilen, yerleşim birimleri sınırları dışındaki karayolları kenarlarında bulunan ve şehirlerarası seyahat edenlerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik dinlenme tesislerinde bulunan yeme-içme yerleri sadece şehirlerarası seyahat edenlere hizmet sunulması ve aynı masada ikiden fazla kişiye servis açılmaması kaydıyla masada servis şeklinde hizmet verilebilecektir."

8. Seyahat acentaları, profesyonel turist taşıma araçları ile profesyonel turist rehberleri genelge ile hafta sonları belirli saatler için getirilen kısıtlamalardan muaf mıdır?
"Turistik faaliyetler kapsamında geçici/kısa bir süreyle ülkemizde bulunan yabancı turistler hafta sonları uygulanacak olan sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulduklarından ülkemize gelen yabancı turistlere yönelik tur ve transfer hizmetlerini sağlayacak seyahat acentaları, profesyonel turist taşıma araçları (turist taşıma aracı belgesi olanlar) sürücüleri ile turistlere yönelik rehberlik faaliyetlerini yürütecek profesyonel turist rehberleri (turist rehberi kokartı ve kimlik kartı sahibi olanlar) sadece yabancı turistlere hizmet sunmak ve yetkili seyahat acentasından görev bölgesi, görevin amacı ve yolculuk güzergâhını veya tur programını içerecek şekilde bir belge almak kaydıyla belirli süre ve günlerde uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarından muaftır."

9. Aynı zamanda kuaför ve güzellik merkezi/salonu hizmeti sunan iş yerleri ne şekilde çalışacaktır?
"Genelge ile güzellik merkezlerinin/salonlarının faaliyetlerine 17 Mayıs 2021 tarihine kadar geçici olarak ara verildiğinden hem kuaför hem de güzellik merkezi/salonu niteliğinde olan iş yerleri Ramazan ayı boyunca sadece kuaförlük hizmeti sunabilecekler, güzellik merkezi/salonu hizmetlerini ise sunamayacaklardır."
 
Independent Türkçe



Musk, DOGE’dan pişman: “Bir daha uğraşmam”

Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)
Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)
TT

Musk, DOGE’dan pişman: “Bir daha uğraşmam”

Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)
Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)

Elon Musk, Hükümet Verimliliği Bakanlığı'nda (DOGE) geçirdiği süreyi değerlendirdi.

Musk, 2017-2019'ta İç Güvenlik Bakanlığı'nda basın sözcüsü yardımcısı olarak görev yapan Katie Miller'ın podcast'ine katıldı.

Teknoloji milyarderi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray Özel Kalem Müdür Yardımcısı Stephen Miller'ın eşiyle yaptığı söyleşide, DOGE'un tartışmalı federal bütçe kesintilerine dair şunları söyledi:

Biraz başarılı olduk. Bir dereceye kadar başarılı olduk. Hiç mantıklı olmayan, tamamen israfa yol açan birçok fonlamayı durdurduk.

Trump'ın seçim kampanyasına yaptığı desteklerle gündeme gelen Musk, ABD Başkanı tarafından DOGE'un başına getirilmişti.

Yönetimin ilk 5 ayında federal kurumlarda gerçekleştirdiği kesintilerle tartışma yaratan Tesla CEO'su, nisanda yaptığı açıklamada elektrikli otomobil şirketiyle ilgilenmek için DOGE'da geçirdiği süreyi azaltacağını duyurmuş, mayısta da görevden ayrılmıştı.

DOGE'un kesintileri nedeniyle binlerce federal çalışanın işine son verilmesi ABD'de tepki çekmişti. ABD'nin yanı sıra bazı Avrupa şehirlerinde de Tesla'ların kundaklandığı bildirilmişti.

Salı günü yayımlanan podcast'te Musk, bir daha DOGE gibi bir projenin başına geçmek istemediğini belirtti:

DOGE'la uğraşmak yerine, esasen şirketlerim üzerinde çalışmalıydım. Böylece ürettiğimiz arabaları kundaklamazlardı.

Space X CEO'su, DOGE'un başına geçtikten sonra katıldığı bir konferansta Nazi selamı verdiği iddiasıyla da yoğun eleştirilerin hedefi olmuştu.

Analistlere göre Tesla'nın net kârının bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 71 oranında düşmesinde, Musk'ın DOGE’a odaklanması büyük rol oynamıştı.

Teknoloji milyarderiyle ABD Başkanı'nın arası, Trump'ın tartışmalı vergi indirimi tasarısı nedeniyle bozulmuştu. Sosyal medya üzerinden atışmaların ardından ikili daha sonra "dostluk mesajları" paylaşmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Axios


‘Tek bir tık bir ülkeyi yıkmaya yeter’... İsrailli bir yetkiliden ‘nadir’ uyarı

Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)
Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)
TT

‘Tek bir tık bir ülkeyi yıkmaya yeter’... İsrailli bir yetkiliden ‘nadir’ uyarı

Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)
Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)

İsrail Ulusal Siber Güvenlik Müdürlüğü Başkanı Yossi Karadi, nadir görülen bir uyarıda bulunarak, siber tehditlerin ülkeleri anında çökme noktasına getirebileceğini söyledi. Şarku’l Avsat’ın Yediot Ahronot’tan aktardığına göre Karadi, elektrik, su, trafik ışıkları ve hastane ağlarına yapılan siber saldırıların artık savaş aracı haline geldiğini ve bu saldırıların çoğunlukla saldırganın kimliğini gizlemek için vekil gruplar üzerinden gerçekleştirildiğini belirtti. Karadi dün Tel Aviv Üniversitesi’nde düzenlenen Siber Güvenlik Haftası konferansında yaptığı konuşmada, son altı ayda İsrail’in yürüttüğü savunma faaliyetlerinden bir kısmını paylaştı ve ‘ilk siber savaş’ olarak nitelendirdiği durumun endişe verici bir tablosunu çizdi.

Karadi, “Giderek savaşların dijital alanda başlayıp biteceği bir çağa doğru ilerliyoruz” dedi ve ‘dijital kuşatma’ terimini tanıttı. Karadi, bu senaryoda enerji santrallerinin duracağı, trafik ışıklarının çalışmayacağı, iletişim sistemlerinin çökeceği ve su kaynaklarının kirlenebileceğini vurgulayarak, “Bu hayali bir gelecek senaryosu değil, oldukça gerçekçi bir eğilim” ifadesini kullandı.

Karadi, dijital kuşatma kavramının sadece çekici bir ifade olmadığını, 15 yıl süren bir gelişimin sonucu olduğunu belirtti. Geçmişte devletler arasındaki siber savaşların çoğunlukla sessiz casusluk veya yalnızca askeri tesisleri hedef alan operasyonlar olduğunu söyleyen Karadi, son yıllarda durumun değiştiğini ve yeni düşmanın yalnızca sır çalmayı değil, sivil yaşamı kesintiye uğratmayı amaçladığını ifade etti.

Yediot Ahronot’a göre, siber savaşların başlangıç noktası olarak kabul edilen olay, 2010 yılında Stuxnet virüsünün ortaya çıkmasıydı. Yabancı raporlara göre virüs, İran’ın Natanz Nükleer Tesisi’ndeki santrifüjleri hedef almak için İsrail ve ABD tarafından kullanılmıştı ve yalnızca belirli endüstriyel kontrol birimlerini etkileyerek sivil bilgisayarlar veya alakasız altyapıya zarar vermekten kaçınıyordu.

Karadi, dönüm noktasının ise geçen on yılın ortalarında Doğu Avrupa’da yaşandığını belirtti. Rus hacker grubu Sandworm, teorik olarak mümkün görülmeyen bir adım atarak Ukrayna elektrik şebekesini hackledi ve yüz binlerce evi dondurucu soğukta karanlığa gömdü. Bu olaydan sonra siber operasyonlar, yalnızca askeri hedeflere yönelik silahlar olmaktan çıkarak, sivil nüfusu hem psikolojik hem fiziksel olarak etkileme aracına dönüştü. Ayrıca, 2017’de Kuzey Kore’ye atfedilen WannaCry fidye yazılımı saldırısının, siber silahların nasıl kontrolden çıkabileceğini gösterdiği ve dünya genelinde hastaneler ile acil servisleri rastgele etkileyerek felce uğrattığı ifade edildi.

Bir Amerikan siber güvenlik şirketi, Sandworm siber hack grubunun faaliyetlerini tespit etti. (Reuters)Bir Amerikan siber güvenlik şirketi, Sandworm siber hack grubunun faaliyetlerini tespit etti. (Reuters)

Tehlikeli bir artış

Karadi, İran’ın siber terör doktrinini benimsemiş olmasının tehlikeli bir örneğini paylaştı: 2020 yılında İsrail su şebekesindeki klor seviyesini değiştirmeye yönelik girişim, başarılı olsaydı kitlesel zehirlenmeye yol açabilirdi.

Karadi, o tarihten bu yana İran’ın siber saldırılarının İsrail’de sivil altyapıyı hedef aldığını, hastaneler, alarm sistemleri ve elektrik şebekesine yönelik tekrar eden girişimlerin bu kapsamda olduğunu belirtti.

Hastanelere yönelik saldırıların yeni bir boyut kazandığını vurgulayan Karadi, yakın zamanda Shamir Tıp Merkezi’ne yapılan siber saldırıyı örnek gösterdi. Saldırının arkasında, sıradan bir suç örgütü gibi görünen ‘Qilin’ adlı bir grup bulunuyordu. Karadi, bu durumun devletlerin, sorumluluğu gizlemek için vekil siber gruplar aracılığıyla saldırılar düzenlemesi trendini gösterdiğini ve bunun yalnızca İsrail’e özgü olmadığını aktardı. ABD ve Avrupa istihbarat raporları da benzer eğilimleri doğruluyor.

Çin’de de ‘Volt Typhoon’ gibi grupların, kâr amacı gütmeden ABD’nin kritik altyapısına sızmalar yaparak olası bir gelecekteki saldırıya hazırlık yaptıkları tespit edilmiş durumda.

Karadi, İran saldırılarında karma bir taktik gözlendiğini söyledi: Weizmann Enstitüsü’ne bir füze atılırken, aynı zamanda güvenlik kameralarına sızılarak çarpma anı gerçek zamanlı olarak kaydedildi ve psikolojik etkisi artırıldı. Aynı zamanda çalışanlara tehdit mesajları ve sızdırılmış kişisel bilgiler gönderildi.

Bu yöntem, Ukrayna savaşında görülen siber saldırılarla benzerlik taşıyor; Rus hackerlar, internet servis sağlayıcılarını hedef alarak bilgi akışını engelliyor ve korku yayıyordu.

Konuşmasını yapay zekâ çağının getirdiği fırsatlar ve risklerle tamamlayan Karadi, “Dijital sistemlere tamamen bağımlılık ve yapay zekâdaki hızlı gelişim, büyük fırsatlar sunuyor, ancak saldırganlara da sınırsız hareket alanı sağlıyor” uyarısında bulundu.

Yediot Ahronot gazetesi, Karadi’nin mesajını özetleyerek, “Gelecek savaşta klavye, roketten daha az öldürücü olmayacak” ifadeleriyle duyurdu.


İran'ın başkentinde aylardır ilk kez yağmur yağdı

Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)
Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)
TT

İran'ın başkentinde aylardır ilk kez yağmur yağdı

Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)
Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)

İran'ın başkentinde aylardır ilk kez bugün yağmur yağdı ve bu durum, yüzyılı aşkın süredir en kurak sonbaharını yaşayan ülke için rahatlama getirdi.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardı habere göre kuraklık, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın, başkent çevresindeki barajları dolduracak kadar şiddetli yağmur yağmazsa, İran'ın aralık ayı sonuna kadar hükümetini Tahran dışına taşıması gerekebileceği uyarısında bulunmasına yol açmıştı.

Meteorologlar bu sonbaharı ülke genelinde 50 yıldan fazla süredir yaşanan en kurak sonbahar olarak tanımladı; bu durum, 1979 İslam Devrimi'nden bile öncesine denk geliyor ve tarım için büyük miktarda suyu verimsiz bir şekilde tüketen sistemi daha da zorluyor. Ajans, su krizinin ülkede siyasi bir mesele haline geldiğini, özellikle de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, iki ülke arasında geçen haziran ayında 12 gün süren bir savaş yaşanmasına rağmen, İran'a bu konuda defalarca yardım teklifinde bulunmasının ardından bu durumun daha da belirginleştiğini belirtti.

20 Mayıs 2025'te Tahran dışındaki Lar Barajı'nın uydu görüntüsü (Planet Labs - AP)20 Mayıs 2025'te Tahran dışındaki Lar Barajı'nın uydu görüntüsü (Planet Labs - AP)

Netanyahu, 2018'de yayınlanan bir tanıtım videosunda İran halkına şahsen seslenerek, "milyonlarca insanın hayatını tehdit eden ciddi su kıtlığı" sorununu ele almak üzere Farsça bir internet sitesinin açılışını duyurdu. İranlıların su ihtiyaçlarına yardımcı olmayı amaçlayan yeni bir İsrail girişimi olan "İran Halkı İçin Yaşam"ı şahsen desteklemeye hazır olduğunu belirtti. Batı Kudüs'teki ofisinde çekilen video, Netanyahu'nun bir tuz arıtma tesisinden geldiğini iddia ettiği kaptan kendine bir bardak su doldurmasıyla başlıyor. Ardından İranlıların karşı karşıya olduğu vahim su krizinden bahsediyor.

Netanyahu, 12 günlük savaşın ardından geçen ağustos ayında İranlılara mesajını yineleyerek şunları söyledi: “Liderleriniz 12 günlük savaşı bize zorla dayattılar ve ezici bir yenilgiye uğradılar. Her zaman yalan söylüyorlar.” Sözlerine şöyle devam etti: “İran'da her şey çöküyor. Bu kavurucu yazda, çocuklarınız için temiz, soğuk su bile yok. Bu, İran halkına karşı gösterilen en büyük ikiyüzlülük ve saygısızlıktır. Bu durumu hak etmiyorsunuz.”