ABD Çin, İran, Rusya ve Kuzey Kore'ye karşı uyardı

Hizbullah ABD’nin iç bölgelerine saldırabilir, Pekin altyapıya saldırıda ‘bulunabilir’.

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines ve CIA Direktörü William Burns (AP)
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines ve CIA Direktörü William Burns (AP)
TT

ABD Çin, İran, Rusya ve Kuzey Kore'ye karşı uyardı

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines ve CIA Direktörü William Burns (AP)
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines ve CIA Direktörü William Burns (AP)

ABD istihbarat servislerinin direktörleri, Washington düzenlenen ve ‘İstihbaratın Oscar Töreni’ olarak bilinen bir oturumda Kongre üyeleriyle bir araya getirdiler. Genellikle yıllık olarak düzenlenen bu oturum, Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü Christopher Wray’den Ulusal Güvenlik Teşkilatı ve Savunma Güvenliği direktörlerine kadar tüm ABD istihbarat servislerini bir araya getiriyor. Oturum yalnızca eski Başkan Donald Trump döneminde geçtiğimiz yıl düzenlenemedi. Oturumda ABD’nin güvenliğine yönelik çeşitli tehditlere değinilirken Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore’den gelebilecek tehditler konusunda uyarıda bulunuldu.
İstihbarat servislerinin ABD Kongresi’ne sundukları raporda Çin tehlikesine dikkat çekildi. Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines konuya ilişkin olarak, “Çin, neredeyse bir seviyeye kadar bize rakip oldu. Uluslararası standartları değiştirmeye çalıştığı için ABD’ye birçok alanda, özellikle ekonomi, askeri ve teknik alanlarda meydan okuyor” ifadelerini kullandı.

Çin
İstihbarat servisleri tarafından hazırlanan 27 sayfalık rapor, ‘her ne kadar Çinli liderler, konu kendi çıkarlarına olduğunda, Washington ile gerilimi kontrol etmek için taktiksel fırsatlardan yararlanmaya çalışacak olsalar da’ Pekin'in ABD'nin küresel nüfuzunu sınırlama çabalarına devam edeceğine işaret ediyor. İstihbarat yetkilileri, Çin'in ‘aşı diplomasisi’ olarak tanımladıkları yöntemle uluslararası nüfuzunu dayatmaya devam edeceğini ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelede başarısını sergileyeceğini düşünüyorlar.
İstihbarat servisleri, Pekin’in Hindistan üzerinden komşularıyla gerginliği tırmandırmaya devam etmesini, Güney Çin Denizi'nde ona meydan okuyanları sindirmesini, Tayvan çevresindeki askeri varlığını artırmasını ve çeşitli ekonomik ve askeri alanlarda Rusya ile iş birliği yapmasını bekliyorlar. Rapor, Çin'in nükleer silahlanmaya hızla ve kapsamlı bir şekilde devam edeceğini ve nükleer silahların yayılmasını sınırlandırmaya yönelik uluslararası anlaşmaları görmezden geleceğini belirtiyor.
Raporda ayrıca Çin'in gözetleme ve casusluk faaliyetlerinde teknoloji kullanımı bakımından ABD'yi geçmesi tahmin ediliyor. Pekin'in ABD’deki temel altyapıyı geçici olarak istikrarsızlaştıran siber saldırılar düzenleyebileceğine işaret edildi.
Kovid-19 salgınıyla ilgili olarak ise Haines, ABD istihbarat servislerinin virüsün ortaya çıkış nedenini henüz bilmediğini vurgulayarak, iki temel teoriye işaret etti. Bunlardan ilki, virüsün yarasalar gibi hayvanlardan kaynaklanmış olabileceği, ikincisi ise, bir laboratuar hatası sonucu virüsün dışarıya sızmış olabileceğiydi.

İran ve vekalet savaşları
İstihbarat yetkilileri, İran'ın önümüzdeki yıl gerginliği tırmandırabileceği ve Irak'ın İran'ın emelleri için başlıca sahaya dönüşebileceği konusunda uyardılar. Haines, Tahran’ın Suriye’de sürekli var olmaya ve Yemen’de istikrarı bozmaya çalışacağını söyledi. İstihbarat raporunda ise İran'ın bu gerginliği esasen ABD'nin saldırılarına yanıt vermeye hazır olup olmadığına ilişkin değerlendirmesine ve ABD yönetiminin nükleer anlaşmaya dönüşü karşılığında sunabileceği tavizlere dayandıracağına işaret edildi. Raporda, “İran, ABD’nin baskısıyla mücadeleye kararlı, ancak Tahran kontrolden çıkabilecek herhangi bir büyük çatışmaya karşı temkinli davranıyor” ifadeleri yer aldı.
Yetkililer, özellikle yaptırımlar kaldırılmazsa Tahran’ın nükleer silah elde etme faaliyetlerini artırmaya devam edeceğine inanıyorlar. Bu faaliyetler arasında uranyum zenginleştirme oranının yüzde 60’a çıkarılması ve hızlı bir şekilde nükleer silah elde etmek amacıyla bir ağır su reaktörü inşa edilmesi yer alıyor. İstihbarat raporunda ayrıca, “Tahran'a yönelik yaptırımlar kaldırılmazsa; İranlı yetkililerin uranyum zenginleştirmesini yüksek seviyelere çıkarmak veya yeni bir ağır su reaktörü inşa etmek gibi seçenekleri göz önünde bulundurması muhtemeldir. Bu adımlar, İran'ın nükleer silaha sahip olması için gereken süreyi hızlandıracaktır” denildi.

Hizbullah
Raporda, Hizbullah’ın İran ve milisleriyle iş birliği içinde ABD’ye karşılık vermek amacıyla terörist eylemler düzenlemek için yeteneklerini geliştirmeye devam ettiğine işaret edildi. Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin ardından Hizbullah’ın ABD’nin Lübnan ve Ortadoğu’daki nüfuzuna karşı koyma çabalarını hızlandırdığı ve aynı şekilde ABD’nin Lübnan ve bölgedeki çıkarlarına saldırabilme kabiliyetine sahip olduğu belirtilen raporda ayrıca Hizbullah’ın ABD içinde saldırı planları yaptığına işaret edildi. Yetkililer Ortadoğu bölgesi hakkında da konuştu ve Irak’a değindiler. Yetkililer, Irak hükümetinin, Amerikan güçlerini Irak’tan çıkmaya zorlamak için ABD’nin çıkarlarını hedef alan saldırılar düzenlemeye devam edecek olan DEAŞ terör örgütüyle ve İran destekli Şii milislerle mücadele edeceğini düşünüyorlar. Rapor, Irak'taki mevcut durumu protesto eden gösteriler nedeniyle Amerikalıların orada karşılaşabilecekleri tehditler konusunda uyarıda bulunuyor. Suriye ile ilgili olarak ise raporda, Suriye krizinin önümüzdeki yıllarda da artarak devam edeceğine ve oradaki Amerikan güçlerine yönelik tehditlerin de aynı şekilde süreceğine işaret edildi. Raporda, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in tüm ülkenin kontrolünü yeniden ele geçirmekte zorlanacağı, bunun da krizi çözmek için her türlü ciddi müzakereyi engelleyeceği ve kendisi için Rusya ve İran'ın desteğine başvuracağı belirtildi. Rapor, Kürtlerin özellikle de ABD güçlerinin bölgeden çekilmesi halinde Esed rejiminden, Rusya'dan ve Türkiye'den gelen artan baskılarla karşı karşıya kalacağına işaret etti.
Raporda Libya ile ilgili olarak da ülkede kaydedilen sınırlı siyasi, ekonomik ve güvenlik alanındaki ilerlemeye rağmen, istikrarsızlığın ve iç savaşın yeniden patlak vermesi riskinin bu yıl oldukça yüksek olduğu belirtildi.
Etiyopya'daki etnik çatışmaya da değinen raporda, Sudan'daki geçiş hükümeti içinde yaşanan güç mücadelesi, Somali'de devam eden istikrarsızlık ve Sahel bölgesinde terörizmin yükselişi konularında da uyarı yapıldı.

Rusya
Öte yandan istihbarat yetkilileri, Rusya'nın ABD güçleriyle doğrudan bir çatışma istemediğini öne sürdüler. Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, çatışmaya yol açabilecek kışkırtıcı bir adım olmaksızın ABD’nin çıkarlarını tehdit etmek için fırsatlar aramaya devam edeceğini vurguladılar. Raporda, Rusya'nın Ukrayna'yı istikrarsızlaştırma, Suriye ve Libya'da askeri destek sağlama çabalarının yanı sıra Venezuela ve Küba'da ilerleme kaydetmeye devam ettiğine işaret edildi.

Kuzey Kore
Rapora göre Pyongyang'ın nükleer silah programı, ABD için bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Raporda, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un nükleer testlerin yeniden başlaması ve balistik füzelerin fırlatılması da dahil olmak üzere düşmanca ve istikrarsızlaştırıcı adımlar atabileceğine dikkat çekildi.



"Amerikan paralı askerleri, yardım kuyruğundaki Filistinlileri katlediyor"

GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)
GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)
TT

"Amerikan paralı askerleri, yardım kuyruğundaki Filistinlileri katlediyor"

GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)
GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)

ABD'li güvenlik şirketlerine bağlı paralı askerlerin Gazze'de yardım almaya çalışan Filistinlileri öldürdüğü iddiaları gündemden düşmüyor.

ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım bölgelerinde görev yapan eski güvenlik görevlilerinden biri, paralı askerlerin savunmasız sivillere ateş açtığını savunuyor.

Kimliğinin gizli kalması koşuluyla BBC'ye konuşan görgü tanığı, paralı askerlerin hiçbir tehdit oluşturmayan aç Filistinlilere makineli tüfeklerle saldırdığını ileri sürüyor.

Kaynak, bir paralı askerin, erzak dağıtım noktasından yavaş ayrıldıkları gerekçesiyle kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan bir gruba makineli tüfekle ateş açtığını iddia ediyor.

GHF'nin yardım bölgelerinde görev yapmış paralı asker, şahit olduğu bir diğer olayı da şöyle anlatıyor:

Paralı askerler kalabalığa 15 ila 20 el ateş açtı. Filistinli bir adam yere düştü, hareketsiz kaldı. Orada duran diğer paralı asker de 'Vay canına, sanırım bir tane vurdun' dedi. Sonra da gülüştüler.

Kaynak, olayın GHF'ye raporlandığını fakat yöneticilerin Filistinli adamın "yorgun düşüp bayılmış ya da ayağı takılmış" olabileceğini savunduğunu iddia ediyor.

Ayrıca paralı askerlere standart operasyon prosedürleri verilmediğini ve bir ekip liderinin kendilerine "Tehdit altında hissederseniz öldürmek için ateş edin" dediğini savunuyor. Kaynak, GHF'nin kültürünü şöyle özetliyor:

Gazze'ye gidiyoruz, o yüzden kural yok. Ne istiyorsanız onu yapın.

Diğer yandan ABD-İsrail destekli yardım kuruluşu, bir dönem kendileriyle çalışmış bu kişinin iddialarının gerçeği yansıtmadığını iddia ediyor.

Amerikan haber ajansı Associated Press de dünkü haberinde, ABD'li paralı askerlerin gerçek mermi kullandığını ve Filistinlileri öldürdüğünü yazmıştı. GHF bu haberi de yalanlamıştı.

Bunlara ek olarak eski Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell, Amerikan paralı askerlerinin bir ayda 550 Gazzeliyi öldürdüğünü savunmuştu.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Öte yandan İsrail-Hamas arasında ateşkes görüşmeleri de hızlandırıldı. Suudi Arabistan merkezli medya kuruluşu Şark News'ün aktardığına göre Hamas, silah bırakma meselesinde "esnek" davranabilir.

Filistinli örgütün, Katar ve Mısır aracılığıyla silah kaçakçılığına son vermeyi, Gazze Şeridi'ndeki silah üretim faaliyetlerini durdurmayı ve mevcut silah stoklarını başka bir yerde depolanması için teslim edebileceği savunuluyor. Hamas'ın İsrail ve ABD'nin 60 günlük ateşkes teklifine henüz yanıt vermediği aktarılıyor.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel, AP