Dünya genelinde Kovid-19’a bağlı ölümler 3 milyona yaklaştı

Avrupa’da dakikada 160 vaka… Hindistan salgının yeni odak noktası… Afrika aşı krizinde

Dünya genelinde Kovid-19’a bağlı ölümler 3 milyona yaklaştı
TT

Dünya genelinde Kovid-19’a bağlı ölümler 3 milyona yaklaştı

Dünya genelinde Kovid-19’a bağlı ölümler 3 milyona yaklaştı

Dünya genelinde Kovid-19’a bağlı ölümler 3 milyon sınırına yaklaşırken, virüse karşı aşılama kampanyaları, üretimin gecikmesi ve bazı ülkelerde iki aşının yan etkileri nedeniyle kullanımının geçici olarak askıya alınması gibi zorluklarla karşılaşıyor.
Fransa yakında, salgına bağlı can kayıplarında 100 bin sınırını aşan 8. ülke olabilir. Diğer yandan Hindistan’da sağlık yetkilileri, ülkenin salgının yeni bir odak noktası olması olasılığına dikkat çekerek, rekor seviyelere yükselen vaka sayılarına yönelik uyarılarda bulunuyor.
Hindistan, dün vaka sayılarında yeni bir rekor kırması, salgının bir sonraki odak noktası olabileceğine yönelik uyarı veriyor. Hindistan son 24 saat içinde 200 bin yeni vaka kaydetti. 1,3 milyarlık nüfusa sahip olan ülkede, Nisan ayının başından bu yana günlük vaka sayısının ikiye katlanması ile Hindistan vaka sayısı açısından Brezilya’yı geride bırakarak ikinci sıraya yerleşti.
Hintli doktorlar, 45 yaşın altında olan ve geçen yıla göre daha şiddetli semptomları bulunan vaka sayısı konusunda endişelerini dile getiriyorlar. Fransız basın ajansı AFP’ye konuşan Bombay Ulusal Hastanesi’nden Dr. Khosrav Bajan “12 ve 15 yaşın altındaki çocuklarda da semptomlar gözlemliyoruz. Geçen yıl neredeyse hiçbir çocukta semptom görülmemişti” ifadelerini kullandı. Ülkede salgının bu hızla yayılması, aşı yetersizliği nedeniyle aşılama hızına ayak uydurmakta zorlanıldığı bir zamanda geliyor. Ülkede şu ana kadar sadece 114 milyon doz aşı uygulandı.
Fransa’da ise, salgının devam etmekte olan üçüncü dalgası, Mayıs ayı ortalarında kapanmaların kaldırılmaya başlanmasına yönelik şüpheler uyandırırken, salgının ortaya çıkmasından bu yana hayatını kaybeden kişi sayısı 100 bine ulaştı. Ülkede yoğun bakımda tedavi gören Kovid-19 vakası sayısı 5 bin 900 kişiyi aştı. Bu sayı 2020 bahar döneminden bu yana kaydedilen en yüksek seviye oldu. Hükümet Sözcüsü Gabriel Attal “Üçüncü dalgayı atlatmadık” uyarısında bulundu.
Fransa diğer AB ülkeleri gibi, koronavirüse karşı aşılama sürecinde çeşitli zorluklarla yüzleşiyor. Ülke 200 bin doz Johnson&Johnson aşısı teslim alırken, ABD’li üretici firma Avrupa’daki aşı dağıtımının ertelendiğini duyurdu. Bu açıklama, Paris’teki durumu daha da karmaşık bir hale getirdi.
Johnson&Johnson şirketinin bu yılın ikinci çeyreğinde Avrupa Birliği’ne 55 milyon doz aşı teslim etmesi kararlaştırılmıştı, ancak şirket aşının uygulanması sonrasında kan pıhtılaşması görülen vakaların bildirilmesinin ardından tek dozluk aşısının teslimatını geciktireceğini duyurdu.
Avrupa İlaç Ajansı (EMA) şu anda aşının uygulanmasının ardından gözlemlenen kan pıhtısı vakalarını inceliyor. EMA’nın önümüzdeki hafta konu ile ilgili görüşünü yayınlaması bekleniyor. Diğer yandan, Belçika da Güney Afrika gibi, AstraZeneca aşısının kullanımını askıya alırken, Fransa 55 yaş ve üzeri kişilerde kullanılmasına karar verdi.

Avrupa’da 1 milyondan fazla can kaybı
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dün yaptığı açıklamada, Avrupa’nın Kovid-19 sebebiyle 1 milyondan fazla can kaybı kaydettiğini belirtti. WHO Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge “Geçen hafta, can kayıplarında 1 milyon sınırını aştık. Bölgemizdeki durum tehlikeli, her hafta 1,6 milyon, yani saatte 9 bin 500, dakika da 160 vaka bildiriliyor” ifadelerini kullandı. Kluge, Avrupa’daki 80 yaş üstü kişilerde Kovid-19’a bağlı can kaybı yüzdesinin yaklaşık yüzde 30’a düştüğünü belirterek bunu aşılama kampanyalarına bağladı. Bu oran geçtiğimiz Ocak ayında yüzde 62 olarak kaydedilmişti.
Fransız haber ajansı AFP'nin dün (Perşembe) resmi kaynaklara istinaden hazırladığı bilançoya göre, dünya genelinde 2 milyon 999 bin 976 kişiden fazla ölümle yol açan salgınla mücadelede aşılama ana silah olmaya devam ediyor. Rakamlar kaynaklara göre değişiklik gösterse de hepsi can kaybının 3 milyona yaklaştığını gösteriyor.
Özellikle aşı üreticilerinin vaat ettikleri aşıları teslim etmeyi geciktirmeleri sebebiyle, dünya çapında aşılama kampanyalarında büyük oradaki eşitsizlikler yaşanmaya devam ediyor.
Diğer yandan, İngiltere nüfusunun aşılanması sayesinde bu hafta temel gereklilik olmayan kafelerin açık alanlarını ve dükkanları yeniden açabilirken, Kamboçya Başbakanı Hun Sen ülkenin ‘ölümün eşiğinde’ olduğu uyarısında bulundu ve ülke sakinlerine, Başkent Punom Pen’de uygulanan kapanmaya riayet etme çağrısında bulundu.
Koronavirüse bağlı olarak 360 binden fazla can kaybı kaydederek, ABD’nin ardından dünyanın genelinde salgından en çok etkilenen ikinci ülke olan Brezilya’da, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) dün, hükümetin krizi karmaşa içinde yönetmesi sebebiyle ülkede bağışıklık konusunda bir felaketin yaşanmasına yönelik uyarılarda bulundu. MSF, “Salgının uygun bir şekilde ele alınmasına yönelik isteksizlik, binlerce Brezilyalının ölümüne neden oldu” ifadelerini kullandı.
Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da, Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Africa CDC) Direktörü Dr. John Nkengasong, kıtanın aşı yardımı yetersizliği sebebiyle bir krizde olduğunu, bu durumun aşılama kampanyalarını etkilediğini belirtti. Afrika kıtasının 55 ülkesi toplamda yaklaşık olarak 34 milyon 500 bin doz aşı aldı ve 13 milyon 900 bin dozu şu ana kadar uygulanabildi.



Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
TT

Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman’ı yeni Mossad başkanı olarak atama kararı, kurum içinde hayal kırıklığıyla karşılandı. Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Yediot Aharonot’tan aktardığına göre, mevcut ve eski yetkililer bu değerlendirmeyi yaparken, birçok isim seçimin ‘sürpriz olmadığını’ belirtti.

Yetkililer, Netanyahu’nun Mossad içinden desteklediği adayları geri planda bırakarak Goffman’ı tercih etmesinin, onun istihbarat deneyiminin yetersizliği ve görevi erken bırakma ihtimali konusunda endişe yarattığını bildirdi. Buna karşılık Netanyahu’ya yakın çevreler, Goffman’ın ‘sadakati, sağduyusu ve agresif düşünme tarzının’ göreve uygun olduğunu savunuyor.

Netanyahu’nun bu yılın başlarında Şin-Bet’in (Şabak) başına kurum dışından David Zini’yi getirmesinin ardından, üst düzey Mossad yetkilileri benzer bir yaklaşımın tekrarlanmasını bekliyordu. Yetkililere göre Netanyahu, kendisine agresif, sadık ve ideolojik olarak uyumlu gördüğü isimleri kurum dışından seçmeyi tercih ediyor.

Eleştirmenler, bu adımın Netanyahu’nun ‘elitler’ ve ‘derin devlet’ olarak nitelendirdiği kesimlere karşı yürüttüğü daha geniş mücadelenin bir yansıması olduğunu savunuyor. Destekçileri ise Goffman’ın ‘güvenilir, ketum ve sadık’ bir isim olduğunu belirtiyor.

Bazı kaynaklar, atama sürecine ilişkin olarak Goffman’ın karar alınmadan önce Netanyahu’nun eşi Sara Netanyahu ile gayriresmi bir ‘görüşmeye’ çıktığını iddia etti. Başbakanlık Ofisi ise bu iddiayı “tamamen asılsız” diyerek reddetti.

frgt
Soldan sağa: Savunma Bakanı Yisrael Katz, Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Netanyahu’nun Özel Kalem Müdürü Tzachi Braverman, Katar'daki saldırılar sırasında bir komuta merkezinde istişare ediyor. (Şin-Bet)

Bazı yetkililer, Goffman’ın akıcı Rusça konuşmasına karşın İngilizcesinin sınırlı olmasının, özellikle diplomatik temaslarda zorluk yaratabileceğini belirtiyor. Buna karşılık destekçileri, İngilizce hâkimiyetinin Mossad’ın temel görevleri açısından kritik bir gereklilik olmadığını savunuyor. Öte yandan, birçok üst düzey savunma yetkilisinin atamanın ardından kurum içinde bir istifa dalgası beklediği bildirildi.

Netanyahu’nun, görev süresi sona eren Mossad Başkanı David Barnea’nın önerdiği adayları göz ardı ederek, istihbarat çevrelerinde yükselmemiş olan Goffman’ı tercih ettiği belirtildi. Başbakan’ın kararını yakından takip eden kaynaklar, tercihin ‘sadakat’ ve ‘temkinli muhakeme’ ile şekillendiğini aktarırken, eski bir üst düzey savunma yetkilisi Goffman’ı ‘Netanyahu’ya son derece bağlı bir isim’ olarak tanımladı ve atamayı ‘şaşırtıcı’ olarak nitelendirdi.

Goffman’ın meslektaşları, onu ‘disiplinli bir subay’ olarak tanımlıyor; ayrıca tarih ve askeri strateji üzerine çokça okuduğu ifade ediliyor.

dfrgt
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea Kudüs'te (DPA)

Askeri istihbaratta görev yapmış üst düzey bir yetkili, Goffman’ın ‘kurnaz ve cesur bir isim’ olduğunu söylemekle birlikte, bir Mossad başkanından beklenen operasyonel istihbarat geçmişine sahip olmadığını ifade etti.

Yetkili, “Sadece Rusça ve İbranice konuşuyor; İngilizce tek kelime bilmiyor. General rütbesini sadece bir yıl taşıdı ve bu büyüklükte bir kurumu hiç yönetmedi” dedi.

Buna karşılık, Netanyahu’ya yakın kaynaklar eleştirileri kesin bir dille reddederek Goffman’ın atanmasını ‘mükemmel bir tercih’ olarak nitelendirdi. Aynı kaynaklar, Goffman’ın Rusça bilgisi ve bölgesel hâkimiyetinin, Moskova’daki hassas görevlerde onu ‘eşsiz kıldığını’ savundu. Ayrıca askeri sekreter olarak Netanyahu’nun en yakın güvenlik danışmanı hâline geldiğini ve Hizbullah’ın üst düzey isimlerine yönelik suikastlar ile bu yıl İran’a karşı yürütülen operasyonlar da dahil olmak üzere önemli gizli faaliyetlerde rol aldığını belirttiler.

Goffman’la yakın çalışan bazı yetkililer ise onu ‘agresif ve alışılmışın dışında düşünen biri’ olarak tanımlıyor. Goffman’ın söz konusu özelliklerinin Mossad için kritik değer taşıdığı düşünülüyor. Bir yetkili, “Başbakan’ın en güvendiği güvenlik yardımcısı oydu; ne Genelkurmay Başkanı ne de Savunma Bakanı, her şeyde Goffman vardı” dedi.

Goffman’ın İngilizce eksikliğini sorun görenler olsa da, destekçileri Mossad’ın ana ilgi sahalarının (İran, Suriye ve Lübnan) İngilizce gerektirmediğini, buna karşın Rusça bilgisinin Moskova’nın İran ve diğer düşman aktörlerle olan ilişkileri nedeniyle önemli bir avantaj sağladığını vurguluyor.

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in bu hafta Goffman’la görüşerek kendisini tebrik ettiği ve ordu olarak görev değişiminde destek vereceklerini söylediği açıklandı. Mossad’ın görevden ayrılan başkanı David Barnea’nın da Goffman’la konuşup başarı dilediği belirtildi. Netanyahu ise birçok adayla görüştüğünü, Goffman’ı ‘olağanüstü mesleki yetenekleri’ nedeniyle seçtiğini söyledi. Başbakan ayrıca Goffman’ın, 7 Ekim 2023’te Hamas saldırısı sırasında evinden çıkarak çatışmaya katıldığını ve ağır yaralandığını hatırlatarak rolünü övdü.


İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
TT

İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)

İran devlet televizyonu, İran'ın deniz tatbikatının ikinci gününde Umman Denizi'ne ve stratejik Hürmüz Boğazı yakınlarına büyük füzeler fırlattığını bildirdi.

AP’nin haberine göre İran anakarasının derinliklerinden füze fırlatan paramiliter "Devrim Muhafızları"nın, dün başlayan tatbikatlarda Umman Denizi ve Hürmüz Boğazı yakınlarında bulunan komşu bölgedeki hedefleri vurduğu belirtildi.

Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)

Füzelerin, menzili 2 bin kilometreye kadar ulaşan Qadr-110, Qadr-380 ve Kadir seyir füzeleri olduğunu belirten yetkili, Devrim Muhafızları'nın ayrıca 303 adlı bir balistik füze fırlattığını da belirtti, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Televizyon görüntülerinde, füzelerin fırlatıldığı ve hedeflerini vurduğu görülüyor.

İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.

Tatbikat, haziran ayında İsrail ile İran arasında yaşanan ve aralarında askeri liderler ve nükleer bilimcilerin de bulunduğu yaklaşık bin 100 kişinin ölümüne yol açan savaştan bu yana düzenlenen ikinci tatbikat. İran'ın füze saldırıları ise İsrail'de 28 kişinin ölümüne neden oldu.


Trump'ın yeni stratejisi, Amerikan varlığının dünyadaki konumunu belirlemeyi öngörüyor

Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa medeniyetinin silinmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunulduABD Başkanı Donald Trump, 8 Eylül 2025'te Washington D.C.'deki İncil Müzesi'nde Beyaz Saray Din Özgürlüğü Komisyonu'na hitap ediyor (Reuters)
Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa medeniyetinin silinmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunulduABD Başkanı Donald Trump, 8 Eylül 2025'te Washington D.C.'deki İncil Müzesi'nde Beyaz Saray Din Özgürlüğü Komisyonu'na hitap ediyor (Reuters)
TT

Trump'ın yeni stratejisi, Amerikan varlığının dünyadaki konumunu belirlemeyi öngörüyor

Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa medeniyetinin silinmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunulduABD Başkanı Donald Trump, 8 Eylül 2025'te Washington D.C.'deki İncil Müzesi'nde Beyaz Saray Din Özgürlüğü Komisyonu'na hitap ediyor (Reuters)
Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa medeniyetinin silinmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunulduABD Başkanı Donald Trump, 8 Eylül 2025'te Washington D.C.'deki İncil Müzesi'nde Beyaz Saray Din Özgürlüğü Komisyonu'na hitap ediyor (Reuters)

Trump yönetimi, uzun zamandır beklenen yeni stratejisinde, Amerika Birleşik Devletleri'nin uluslararası rolünün odak noktasını Latin Amerika ve göçle mücadeleye kaydıracağını duyurdu.

Bu sabahı yayınlanan yeni strateji, "küresel askeri duruşumuzu, dünyanın bizim bulunduğumuz bölgesine yönelik acil tehditleri ele alacak şekilde ayarlamayı ve son yıllarda veya on yıllarda ABD ulusal güvenliği açısından göreceli önemi azalan cephelerden uzaklaşmayı" taahhüt ediyor.

Belgeye göre Donald Trump liderliğindeki Amerika Birleşik Devletleri, dünya çapında kitlesel göçü sona erdirmeyi ve sınır kontrolünü "Amerikan güvenliğinin temel taşı" haline getirmeyi hedefliyor. "Ulusal Güvenlik Stratejisi" başlıklı belgede, "Kitlesel göç çağı sona ermelidir. Sınır güvenliği, ulusal güvenliğin en önemli unsurudur" ifadesi yer alıyor. Belgede ayrıca, "Ülkemizi yalnızca kontrolsüz göçten değil, aynı zamanda terörizm, uyuşturucu, casusluk ve insan ticareti gibi ulusötesi tehditlerden de korumalıyız" deniliyor.

Belgede ayrıca Avrupa medeniyetinin "silinme" riski konusunda uyarıda bulunularak, "mevcut eğilimler devam ederse, kıta 20 yıl veya daha kısa bir sürede tanınmaz hale gelecek" denildi. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre 33 sayfalık belgede, Latin Amerika'da "Amerikan üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi" çağrısı yapılıyor.

Trump yönetimi bugün yayınladığı "Ulusal Güvenlik Stratejisi" belgesinde hem Japonya'yı hem de Güney Kore'yi, Çin'e karşı kendini savunma çabalarında Tayvan'a daha fazla destek vermeye çağırdı.

Belgede, "Bu iki ülkeyi, düşmanları caydırmak ve Çin'in doğusundaki Tayvan'ı da içeren doğal bir adalar bariyeri olan ilk ada zincirini korumak için gerekli olan yeteneklere odaklanarak savunma harcamalarını artırmaya teşvik etmeliyiz" ifadesi yer aldı.