ABD’li yetkili, Baabda Sarayı’nda Hizbullah devlet kurumlarını baltalamasını eleştirdi

Cumhurbaşkanı Mişel Avn David Hale ve ABD’nin Beyrut Büyükelçisi ile bir araya geldi (Dalati ve Nahra)
Cumhurbaşkanı Mişel Avn David Hale ve ABD’nin Beyrut Büyükelçisi ile bir araya geldi (Dalati ve Nahra)
TT

ABD’li yetkili, Baabda Sarayı’nda Hizbullah devlet kurumlarını baltalamasını eleştirdi

Cumhurbaşkanı Mişel Avn David Hale ve ABD’nin Beyrut Büyükelçisi ile bir araya geldi (Dalati ve Nahra)
Cumhurbaşkanı Mişel Avn David Hale ve ABD’nin Beyrut Büyükelçisi ile bir araya geldi (Dalati ve Nahra)

ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı David Hale, dün de Lübnan’daki görüşmelerine devam etti. Görüşmelerde, İsrail ile sınırların belirlenmesinin yanı sıra hükümet ve reform meselesi kilit konular arasında yer aldı. Ülkesinin yardım etmeye hazır olduğunu belirten Hale, Lübnan meselesinin, ABD- İran müzakereleriyle bağlantılı olmadığını belirtti. Aynı şekilde Hizbullah’ın silahlarını elinde tutması ve bunun Lübnan’daki koşullara yansımasını da eleştirdi.
Hale’nin görüşmeleri, Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ı, geçici hükümet başbakanı Hassan Diyab’ı, Maruni Patriği Beşara er-Rai’yi ve Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca’yı kapsadı. Caca, Diyab ve Rai görüşmeleri sonrasında herhangi bir açıklama yapılmadı. ABD’li yetkili, ülkedeki durumdan da Lübnanlı yetkilileri sorumlu tuttu. Hizbullah’ın ve arkasında bulunan İran’ın Lübnan’da hükümet kurulmasını engellediğini belirten Hale, Cumhurbaşkanı Avn’ın görüşme sırasında bir talebi olarak, Lübnan ve İsrail arasındaki sınırın çizilmesi konusunda ABD’li uzmanlardan yardım sağlanma olasılığına dikkati çekti.
David Hale, Lübnanlı liderlerle uzayan siyasi krizi ve kötüleşen ekonomik koşulları görüştüğünü de dile getirirken, “Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in talebi üzerine, Başkan Joe Biden yönetiminin Lübnan halkına yönelik devam eden bağlılığını ve Lübnan’da istikrar ve refah sağlanması için ortak arzumuzu teyit etmek için Lübnan’a geldim” dedi.
ABD’li temsilci, “Lübnan halkı acı çekiyor. Çünkü Lübnanlı liderler, ülkenin çıkarlarını ilk sıraya koyma, artan toplumsal ve ekonomik sorunları ele alma sorumluluklarını yerine getiremediler. İnsanlar hayatlarını kaybetti. Artık temel sağlık hizmetlerine erişemiyorlar ve ailelerini geçindirmek için mücadele ediyorlar” ifadelerini kullandı.
Daha önceki Lübnan ziyaretlerini ve Lübnanlı yetkililerin yerine getirmediklerini vaatlerini hatırlatan Hale, “Lübnan’ı Aralık 2019’da ve Ağustos 2020’de ziyaret ettim. O dönemler tüm Lübnan halkından kesin bir değişim çağrısı duydum. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve bu tür zorluklara neden olan yaygın yolsuzluk ve kötü yönetimin sona ermesi gibi bu talepler, evrenseldir. Bu talepler karşılanmış olsaydı, Lübnan bugün muazzam yeteneklerini gerçekleştirme yolunda olacaktı. Ancak şimdiye kadar çok az ilerleme kaydedildi. Ama çok geç değil” açıklamasında bulundu.
Hale, ‘Lübnan liderlerinden yeterli esneklik gösterilmesi ve devam eden çöküşün seyrini tersine çevirmek için çalışmaya istekli ve kabiliyetli bir hükümet kurulması’ çağrısını yinelerken, “Artık bir hükümet kurmanın ve önüne engeller koymamanın zamanı geldi. Şu an kapsamlı bir reformun zamanı. ABD ve uluslararası toplum yardım etmeye hazırdır. Ancak Lübnanlı ortaklarımız olmadan anlamlı hiçbir şey yapamayız. Reform gündeminin ilerlemesini engellemeye devam edenler, ABD ve ortaklarıyla ilişkilerini riske atıyor, kendilerini cezalandırıcı eyleme maruz bırakıyorlar. İlerlemeyi kolaylaştırmak için çalışanlara gelince, güçlü desteğimizden emin olabilirler” dedi.
İran ve Hizbullah’a yönelik eleştirilerinden bulunan Hale: “Hizbullah’ın tehlikeli silahlar biriktirmesi, kaçakçılık, diğer yasadışı ve yolsuzluk faaliyetleri yapması meşru devlet kurumlarını baltalamaktadır. Lübnanlıları barışçıl ve müreffeh bir ülke inşa etme yeteneğinden mahrum etmektedir. Devlete karşı bu meydan okumayı ve Lübnan siyasi yaşamındaki bu bozukluğu besleyen ve finanse eden İran’dır. Bu durum, beni ABD’nin İran’ın nükleer programı konusundaki müzakerelerini canlandırma konusuna getiriyor. İran’la nükleer anlaşmaya karşılıklı olarak uyum sağlamak bizim çıkarımıza ve bölgesel istikrarın yararınadır. Ancak bu, sadece işimizin başlangıcı olacaktır. İran’ın istikrarsızlaştırıcı davranışının diğer unsurlarına döndüğümüzde, ABD Lübnan’daki çıkarlarını ve dostlarını terk etmeyecektir” ifadelerini kullandı.
Hale, ABD’nin, bu görüşmelerde başlatılan temele dayanarak Lübnan ve İsrail arasındaki deniz sınırı müzakerelerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu vurguladı. Bu müzakerelerin, Lübnan için önemli ekonomik faydaların kapılarını açma potansiyeline sahip olduğunu belirten ABD’li yetkili, “Bu, ülkenin karşı karşıya olduğu ağır ekonomik kriz gölgesinde çok önemlidir. Ve gerekirse, hepimizi bilgilendirmek için uluslararası uzmanlar getirilebilir” dedi.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Mişel Avn da ‘Lübnan ve İsrail arasındaki deniz sınırlarının çizilmesi ve ABD’nin dürüst ve adil bir arabulucu pozisyonuyla rolünü tamamlanması’ hususlarında müzakerelere devam etmenin önemine dikkati çekti. Avn, Lübnan’ın, çıkarlarına göre, uluslararası hukuka ve anayasal ilkelere uygun olarak pozisyonunu geliştirme hakkına sahip olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre ise Cumhurbaşkanı Avn, ‘uluslararası uzmanların hattın sınırlarını belirleme konusunda akreditasyonunun sağlanması, ayrıca Kariş sahasında ve komşu sularda petrol veya doğalgaz faaliyetleri yürütmeme ve herhangi bir arama çalışması başlatmama taahhüdü verilmesi’ çağrısı yaptı. Lübnan’ın egemenliğini, haklarını ve menfaatlerini ihmal etmeyeceklerini vurgulayan Mişel Avn, “Sınırların çizilmesi, Lübnanlılar arasında bir uzlaşma konusu olmalıdır” dedi.
Cumhurbaşkanlığının tavrına aşina olan kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, ABD’li temsilcinin hükümet şeklinde bahsetmediğini belirtti. Kaynaklar, temsilcinin daha çok ekonomiyi canlandırma planına ‘yardım ve destek’ kapısını açacak reformların önceliğine değindiğini söyledi. Kaynaklar, sınırların çizilmesi meselesiyle ilgili olarak ise Avn’ın, müzakerelere devam etmenin önemi konusunda istekli olduğuna dikkat çekti. Kararnameyi imzalamamasının Lübnan’ın konumunu zayıflatacağı yönündeki söylemleri de reddeden kaynaklar ayrıca, “Avn, sınır belirleme kararnamesinin gidişatıyla ilgili olarak hala aynı tavrı benimserken, Başbakan Hassan Diyab ise kabine toplantısı çağrısı yapmayı reddediyor” dedi.
Öte yandan Hale, Diyab ile görüşmesi sırasında ABD yönetiminin yeni bir hükümet kurulamamasından dolayı endişe duyduğunu belirtti. Başbakanlıktan yapılan açıklamaya göre iki yetkili, Lübnan’daki ekonomik ve toplumsal durumu ele aldı. Bu bağlamda Diyab, ülkenin ‘çeşitli krizlerle başa çıkmak için bir hükümetin kurulmasına ve hükümet tarafından hazırlanan bir plana dayalı olarak reform çalıştayı başlatılmasına’ ihtiyaç duyduğunu vurguladı.

 


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.