Rusya’dan Hariri’nin hükümet kurma çabalarına destek

Rusya Başbakanı Mihail Mişustin dün Moskova’da Hariri’yi karşılarken (AFP)
Rusya Başbakanı Mihail Mişustin dün Moskova’da Hariri’yi karşılarken (AFP)
TT

Rusya’dan Hariri’nin hükümet kurma çabalarına destek

Rusya Başbakanı Mihail Mişustin dün Moskova’da Hariri’yi karşılarken (AFP)
Rusya Başbakanı Mihail Mişustin dün Moskova’da Hariri’yi karşılarken (AFP)

Lübnan’da hükümeti kurmakla görevlendirilen Saad Hariri, kötüleşen ekonomik krizle yüzleşme konusunda Rusların desteğini aldı. Kremlin’in bu desteği, Hariri’nin, Rusya Başbakanı Mihail Mişustin’in daveti üzerine Moskova’ya yaptığı ziyaret sırasında geldi. Şarku’l Avsat’ın diplomatik bir kaynaktan edindiği habere göre, Kremlin Hariri’nin Başbakan adaylığı için destek veriyor.
Hariri’nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile doğrudan bir görüşme yapması bekleniyordu. Ancak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının yarattığı koşullar ve Putin’in ikinci doz aşı yaptırması sebebiyle taraflar yalnızca telefonda görüşebildi.
Kremlin’den yapılan açıklamada, Putin'in, yaklaşık 50 dakika süren telefon görüşmesi sırasında Rusya'nın Lübnan'ın egemenliğine, istikrarına ve toprak bütünlüğüne destek verdiği belirtildi. Açıklamada, Hariri'nin Putin'e Lübnan'daki iç siyasetteki gelişmeler, yeni bir hükümet oluşturmak ve ekonomik krizin üstesinden gelmek için alınan önlemler hakkında bilgi verdiğini sözlerine ekledi. Kremlin’den yapılan açıklamada, tarafların yaptığı görüşme sırasında gündemdeki bölgesel konuları ele aldığını belirterek, Lübnan’da yaşayan yerinden edilmiş Suriyelilerin ülkelerine güvenli bir şekilde geri dönmeleri için uygun koşulları yaratmak adına birlikte çalışmaya hazır olduklarını söyledi.
Açıklamada, görüşme sırasında ticaret ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi, koronavirüs ile mücadelede ilgili departmanlar arasındaki temasların yoğunlaştırılması ve Lübnan’a Rus aşılarının tedarik edilmesi gibi konuların ele alındığı aktarıldı.
Hariri'nin Rusya ile ilişkilerden sorumlu danışmanı George Şaban Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada,  Putin ile yapılan görüşmenin olumlu olduğunu, Lübnan’daki durumun kötüleşmesinin devam etmesini önlemek için hükümet kurma ve çalışma çabalarında Hariri'ye verdiği desteği teyit ettiğini söyledi. Görüşme sırasında Hariri’nin Lübnan’daki mevcut siyasi ve ekonomik durumu açıkladığını ifade eden Şaban, ABD ile İran arasındaki çatışmanın şiddetlenmesinin bölge üzerine etkilerinin de masaya yatırıldığını vurguladı.



AB'nin Azerbaycan politikası muhaliflerin tepkisini çekiyor

Vladimir Putin'e baskı uygulamaya çalışan uluslararası toplum, Aliyev yönetiminin BM, Kızılhaç ve BBC'nin Bakü ofislerini kapama kararlarına etkili tepki gösteremiyor (Reuters/Arşiv)
Vladimir Putin'e baskı uygulamaya çalışan uluslararası toplum, Aliyev yönetiminin BM, Kızılhaç ve BBC'nin Bakü ofislerini kapama kararlarına etkili tepki gösteremiyor (Reuters/Arşiv)
TT

AB'nin Azerbaycan politikası muhaliflerin tepkisini çekiyor

Vladimir Putin'e baskı uygulamaya çalışan uluslararası toplum, Aliyev yönetiminin BM, Kızılhaç ve BBC'nin Bakü ofislerini kapama kararlarına etkili tepki gösteremiyor (Reuters/Arşiv)
Vladimir Putin'e baskı uygulamaya çalışan uluslararası toplum, Aliyev yönetiminin BM, Kızılhaç ve BBC'nin Bakü ofislerini kapama kararlarına etkili tepki gösteremiyor (Reuters/Arşiv)

Geçen ay Azerbaycan'da bir aktiviste vatana ihanetten 15 yıl hapis cezası verilmesi üzerine arkadaşları hem Bakü yönetimine hem de Avrupa Birliği'ne (AB) ateş püskürüyor.

21 yıllık İlham Aliyev iktidarının en sert cezalarından birini alan 30 yaşındaki doktora öğrencisi Behruz Samedov kendisine yönelik suçlamaları reddediyor. 

AB'nin bu konuda sessiz kalmasına tepki gösteren arkadaşları, Samedov'un kısa süre önce intihar girişiminde bulunduğunu vurguluyor.

Azerbaycan'daki muhalifler, Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşıyla birlikte Rus doğalgazına alternatif arayışlarını artıran Brüksel'in Bakü'yü "çok önemli bir ortak" diye nitelediğini hatırlatıyor. 

BBC, ülkedeki muhaliflerden birinin AB için "Bakü'yle flört edebilirler ama sessizliğin de bir maliyeti var" dediğini aktarıyor. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayımcısına konuşan Aliyev karşıtları, ülkedeki seçimlerin ve basın özgürlüğünün şaibeli olduğunu ve muhalefetin baskı altında tutulduğunu söylüyor. 

Avrupa Parlamentosu geçen sene Bakü'ye yaptırım uygulanması ve doğalgaz ithalatının sınırlandırılması için çağrı yapsa da AB liderleri kamuoyu önünde Aliyev'i eleştirmekten kaçınıyor. 

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas'ın nisanda yaptığı Bakü ziyareti de tepki çekti. 

En az 21 gazeteci tutukluyken Kallas'ın AB-Azerbaycan ilişkilerinin "muhteşem bir potansiyel" taşıdığını söylemesi, eleştiri oklarını ona yöneltti.  

Tutuklu gazetecileri yasadışı yollarla yurtdışından fon almakla suçlayan Aliyev, "Ülke medyasını dış mihraklardan korumalıyız" diyor. 

Avrupa Parlamentosu'ndaki sosyal demokratlar grubuna danışmanlık yapan, eski Letonya Dışişleri Bakanlığı çalışanı Eldar Mamedov ise AB'nin Aliyev'e açık çek verdiğini savunuyor:

Muhaliflerin tutuklanması ve baskı uzun süredir Bakü-Brüksel ilişkilerini geriyor. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısından beri bu mesele adeta gündemden silindi.

BBC, yanıt hakkı çerçevesinde iletişime geçtiği AB sözcülerinden birinin bu iddiaları reddettiğini bildiriyor:

Sivil alanın daralmasından endişeliyiz. Sırf temel haklarını kullandıklarından, keyfi olarak gözaltına alınanların serbest bırakılması için Bakü'ye sesleniyoruz. AB hem kamuoyu önünde hem de özel görüşmelerde endişelerini her seviyede durmaksızın dile getiriyor.

Azerbaycan, AB'nin doğalgaz ithalatının henüz yalnızca yüzde 4,3'ünden sorumlu. 

Ancak bazı Avrupa ülkeleri Türkiye'den geçen Güney Gaz Koridoru'na bel bağlıyor.

Bulgaristan'ın doğalgaz ihracatının yüzde 40'ından fazlası Azerbaycan'dan sağlanırken, İtalya ve Yunanistan için bu oran yüzde 15'i buluyor. 

Uzmanlar doğalgaz kaynaklarını çeşitlendirmek isteyen AB'nin, Moskova-Bakü arasındaki gerginliğin Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla ortaya çıkan diğer ülkelere örnek olmasını da umduğunu söylüyor.

Adı ve görevinin açıklanmaması koşuluyla BBC'ye konuşan üst düzey Avrupalı diplomatlarsa Bakü'ye karşı ellerinde sağlam bir koz olmadığını vurguluyor. 

Independent Türkçe, BBC, AP