Blinken, Afgan hükümetini Taliban ile müzakereye ikna etmek için Kabil’de

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani ile 15 Nisan’da Kabil’de bir araya geldi. (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani ile 15 Nisan’da Kabil’de bir araya geldi. (AFP)
TT

Blinken, Afgan hükümetini Taliban ile müzakereye ikna etmek için Kabil’de

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani ile 15 Nisan’da Kabil’de bir araya geldi. (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani ile 15 Nisan’da Kabil’de bir araya geldi. (AFP)

Joe Biden’ın 1 Mayıs’tan itibaren ABD güçlerini Afganistan’dan geri çekme yönündeki programını açıklaması, başta ABD olmak üzere Washington’ın müttefikleri ve karşıtları tarafından tepkiyle karşılandı. Cumhuriyetçi Parti liderlerinin açıklamaları, sadece eski Başkan Donald Trump yönetimi tarafından hazırlanan anlaşmanın uygulandığını duyurmasına rağmen Biden’ın kararını aykırı olarak nitelediler. Anlaşma, ile diğer müttefiklerle ‘asgari’ düzeyde güvenlik ve koordinasyon sağlanması için birkaç aylık bir ertelemeye tanık olmuştu. Bu durum NATO’nun Afganistan’daki misyonunu sona erdirmek için Washington ile paralel ve koordinasyon içinde birlikleri geri çekmeye yönelik birleşik bir karar vermesine de yol açtı.
DPA’ya göre ABD’den sonra NATO güçlerine en büyük ikinci katkıyı sağlayan Almanya da ağustos ortasına kadar ülkeden güçlerini geri çekecek. Savunma Bakanı Annegret Kramp Karrenbauer, telefon üzerinden gerçekleştirdiği bir basın konferansında, Alman milletvekillerini söz konusu plandan haberdar ettiğini belirtti.
ABD ve NATO’nun demokratik olarak seçilmiş Afgan hükümetini desteklemeye devam edeceklerine, ayrıca radikal İslamcılara karşı mücadelede eğitim ve öneri vermeyi sürdüreceklerine dair verdikleri güvenceler ise tatmin etmedi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’i Brüksel’deki NATO toplantılarının hemen ardından Afganistan’a gitmeye, Afgan hükümetini ‘Taliban ile müzakerelere’ ikna etmeye ve kuvvetleri geri çekme kararının yankılarına karşı temkinli olan vatandaşları rahatlatmaya yönelten sebebin de bu olabileceği belirtiliyor.
Blinken, Afganistan’da görev yapan ABD’li yetkililerin yanı sıra Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani ile de bir araya gelerek Biden’ın ‘ABD tarihindeki en uzun savaşa son verme’ zamanının geldiğine dair açıklamasını görüştü. Blinken, geri çekilme kararının ve ülkesinin Afganistan’da yürüttüğü görevlerin imajını olumlu göstermeye çalıştı. Bakan, 11 Eylül 2001 saldırılarından bu yana El-Kaide örgütü ve lideri Usame bin Ladin’i ortadan kaldırma ve Afgan topraklarını benzer saldırılar planlamak için kullanabilecek terör unsurlarından temizleme hedeflerine ulaşıldığını vurguladı.
Taliban Hareketi, geri çekilmenin ertelenmesine karşı çıkarak İstanbul’da 24 Nisan’da düzenlenecek toplantısıya katılmayacağını duyurdu. Taliban Sözcüsü geri çekilmenin geciktirilmesinin sonuçlarına dair uyarı yaptı. Ancak söz konusu tavrın ilkesel olduğu ve hareketin kendisini adeta bir kurban olarak göstermeye çalıştığı öne sürüldü.
ABD’nin kararının geri döndürülemez olduğunu biliniyor Washington, Afganistan’ın geleceğiyle ilgili gündemine bağlı kalmak için gelecek dört ay boyunca maruz kalacağı baskılara direnmeye çalışacak.
Diğer yandan Afganistan Ulusal Yüksek Uzlaşma Konseyi Başkanı Abdullah Abdulah geçen çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında, ‘uluslararası güçlerin geri çekilmesinin Afganistan’ın ölümünü müjdelemeyeceğini ve bu uluslararası yardımın başka şekillerde de devam edeceğini’ söyledi. Taliban’a ülkenin yeni bir savaşa kaymasını önleyecek ortak anlayışlara ulaşma çağrısı yaptı. Afganistan Halk Meclisi Başkanı Mir Rahman Rahmani’nin görüşü ise farklı oldu.  Uluslararası güçlerin geri çekilmesi için uygun olmayan bu zamanın, durumun daha da kötüleşmesine ve hatta iç savaşın patlak vermesine yol açacağına karşı uyardı. Doha’da Afganistan hükümetinin barış müzakerecilerine katılan bir yetkili tarafından DPA’ya yapılan açıklamada, söz konusu durumun ABD’nin müttefiklerine ilişkin yapabileceği en sorumsuz ve bencilce davranış olduğu dile getirildi. Yetkili, “Washington için savaşın sonu olabilir ama bunun bedelini Afgan ortaklar ödeyecek” dedi.
Uyarılar yalnızca Afganlar konusunda değildi. Öyle ki ABD’de Afganistan’daki savaşın henüz bitmediğine ve Washinton kuvvetlerinin geri çekilmesinin savaşın sona erdiği anlamına gelmediğine, aksine ‘ABD döneminin’ sonlandığına işaret ettiğinie yönelik yorumlar ve makaleler yayımlandı. Yapılan değerlendirmelerde Afganistan halkının savaşın devam etmesi nedeniyle acı çekeceği çünkü Taliban’ın ülkenin geleceği için ne planladığı konusunda niyetlerini gizlemediği uyarısı yapıldı.
Afgan hükümeti ile müzakerelerini geçen eylül ayından bu yana durduran Taliban, Birleşmiş Milletler (BM) istatistiklerine göre sadece bu yıl 500’den fazla insanın ölümüne neden olan saldırılarına devam etti. Hareket, Afganistan Devlet Başkanı’na istifa edip geçici ya da kendi kontrolünde olan bir hükümet kurması yönündeki çağrısını sürdürüyor.  Yapılan değerlendirmelerin bir kısmında “ABD halkı, Washington’ın 20 yıldır içinde bulunduğu bu savaşın anlamını yetkililerden öğrenme hakkına sahiptir” vurgusu ön plana çıkıyor. Analistlerin bir kısmına göre ABD’liler, kuvvetlerinin Afganistan’daki varlığının nedeninin, ‘bir ulus inşa etmekten mi yoksa teröristleri avlamaktan mı’ kaynaklandığını hiçbir zaman öğrenemedi. Ancak yapılan diğer yorular şu şekilde:
“Başkan Biden’ın Trump yönetiminin yapamadığını başarmak için önceliklerine ve Çin ve Rusya ile mücadeleye odaklanması, ABD’nin topu, Afganistan krizini sona erdirme sorumluluğunu üstlenmeleri için diğer bölgesel ve uluslararası güçlerin sahasına atmaya karar verdiğini gösteriyor.”
Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada ABD Başkanı Joe Biden’ın geçen çarşamba akşamı Afgan mevkidaşı Eşref Gani ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini duyurdu. Biden, Gani’ye ‘Afganistan’a kalkınma, insani yardım ve güvenlik yardımı sağlamaya devam etmek için ABD’nin desteğine dair güvence verdi. Biden ayrıca, Gani ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Afgan halkının barış içinde yaşamasına izin verecek siyasi bir çözüme ulaşmak için çaba sarf edilmesi gerektiğini vurguladı.



Piyasalar temkinli... Trump, Fed'i kontrol etmek için ‘gölge başkan’ mı kullanacak?

New York Borsası'nda bir yatırımcı (Reuters)
New York Borsası'nda bir yatırımcı (Reuters)
TT

Piyasalar temkinli... Trump, Fed'i kontrol etmek için ‘gölge başkan’ mı kullanacak?

New York Borsası'nda bir yatırımcı (Reuters)
New York Borsası'nda bir yatırımcı (Reuters)

Yatırımcılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın Fed Başkanı Jerome Powell'ı görevden alma girişiminin, merkez bankasının enflasyonla mücadele ve bağımsız hareket etme kabiliyetine olan piyasa güvenini zayıflatacağı için varlık fiyatlarına büyük bir darbe vurabileceğinden korkuyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre piyasalardaki bazı uzmanlar, böyle bir hareketin zaten zayıflamış olan dolara daha fazla zarar verebileceğini, hisse senetleri üzerindeki baskıyı artırabileceğini, tahvil getirilerini yükseltebileceğini ve potansiyel olarak finansal piyasalardaki gerilimi tırmandırabileceğini söyledi.

Dünyanın en güçlü merkez bankası olan Fed'in güvenilirliği tarihsel bağımsızlığına dayanıyor. Ancak bankayı faiz oranlarını istediği kadar hızlı düşürmediği için defalarca eleştiren Trump, gerektiğinde faiz oranlarını yükseltmeye daha az istekli ya da hızlı bir şekilde düşürmeye daha meyilli yeni bir başkanın enflasyonun hızını artırabileceği endişelerini dile getirdi.

CV Advisors'ın baş yatırım yetkilisi Elliot Dornbusch şunları söyledi: “Powell görevden alınırsa, piyasa bunu muhtemelen enflasyonist bir sinyal olarak yorumlayacaktır. Bu da uzun vadeli faiz oranlarını yükseltebilir ve doların küresel rezerv para birimi statüsünü zayıflatabilir.”

sdfrgt
ABD Başkanı Donald Trump, 2 Kasım 2017 tarihinde Beyaz Saray'da Jerome Powell'ı dinliyor. (Arşiv - Reuters)

Harris Financial Group'un yönetici ortağı Jamie Cox, ‘para politikasının siyasi bir araç olmadığını’ vurgulayarak, ‘Powell'ın görevden alınması halinde piyasaların şiddetli bir tepki göreceği’ uyarısında bulundu.

Bu korkuların yansımaları varlık fiyatlarında şimdiden hissedilmeye başlandı. Dolar pazartesi günü üç yılın en düşük seviyesine geriledi, hisse senetleri düştü, Standard & Poor's 500 endeksi şubat ayındaki zirvesinden yaklaşık yüzde 16 değer kaybetti ve gösterge ABD Hazine getirileri yükseldi.

Uzun vadeli ABD tahvillerinin getirileri pazartesi günü yükseldi. Powell'ın görevden alınması, yatırımcıların uzun vadeli tahvil tutmak için talep ettikleri ödül olan ‘vade primi’ üzerinde daha fazla baskı yaratabilir. Enflasyona yönelik piyasa beklentileri ise nispeten sabit kaldı.

Beyaz Saray Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett cuma günü yaptığı açıklamada, Trump ve ekibinin Powell'ı kovma olasılığını değerlendirdiğini söylerken, Trump pazartesi günü faiz oranlarının derhal düşürülmemesi halinde ekonominin yavaşlayabileceği uyarısında bulundu. Beyaz Saray aynı gün daha fazla yorum yapmayı reddetti.

Uzak bir senaryo ama konuşulmaya başlandı

Bazı yatırımcılar, yasal engellere rağmen Powell'ı görevden alma girişimini ciddiye almaya başladıklarını söyledi. ABD Başkanı’nın, başkan tarafından atanan ve Senato tarafından onaylanan Fed Başkanı’nı görevden almaya yasal olarak yetkili olup olmadığı halen belirsizliğini koruyor.

Yüksek Mahkeme şu anda Trump'ın diğer bağımsız kurumların üyelerini görevden alma girişimleriyle ilgili bir davayı değerlendiriyor.

Analistler, özellikle Trump'ın ticaret politikalarının beklenenden daha sert olması ve piyasalarda ciddi dalgalanmalara yol açmasının ardından, daha önce olası olmayan senaryoların daha olası hale geldiğine inanıyor. Tarifelerin açıklandığı 2 Nisan'dan bu yana Standard & Poor's 500 endeksi yüzde 9 düştü.

Natixis'in ABD baş ekonomisti Christopher Hodge, Trump'ın yorumlarının ardından yaptığı açıklamada, “Daha önce Trump'ın Powell'ı kovma ihtimalinin çok düşük olduğunu düşünüyordum, ancak güvenim aşınmaya başladı” dedi.

Stratejistler böyle bir hamlenin varlık fiyatları üzerinde geniş çaplı bir baskı yaratacağına inanıyor. Jackson Square Capital'in yönetici ortağı Andrew Graham, S&P 500'ün 4.835 puanın altına düşebileceğini, bunun da kapanışına göre yaklaşık yüzde 6'lık bir düşüşe eşdeğer olduğunu tahmin ediyor.

dfgthyju
New York'taki Nasdaq stüdyosu (EPA)

Chicago'daki Cresset Capital'in baş yatırım yetkilisi Jack Ablin, Trump'ın Fed'e sadık birini atamasının ve artan enflasyona rağmen faiz indirimlerine gitmesinin mevcut dalgalanmayı uzatabileceğini söyledi. “Hem hisse senetleri hem de dolar aşırı değerli, bu da onlara bu bağlamda düşmek için daha fazla alan sağlıyor” diyen Ablin, gösterge ABD hisse senedi endeksinin yüzde 10 ila 15 oranında aşırı değerli olduğunu düşünüyor.

Annex Wealth Management'ın baş ekonomisti Brian Jacobsen, böyle bir hareketin ‘ABD dolarına olan güveni artırmayacağını’ söylerken, World Investment Advisors'ın baş yatırım yetkilisi Nate Garrison, Powell'ın Fed'deki performansının tutarlı ve dengeli olduğunu belirtti. Garrison, “Sadece görevden alınma tehdidi bile piyasalar için çok tedirgin edici” dedi.

Powell'ın yerine kim geçebilir?

Trump'ın Powell'ı kamuoyu önünde eleştirme konusunda uzun bir geçmişi var. 2019'da onu ‘düşman’ olarak nitelendirdi, ancak son seçimi kazandıktan sonra onu değiştirmek gibi bir niyeti olmadığını söyledi.

Powell ise gelecek yıl mayıs ayında görev süresi dolmadan istifa etme niyetinde olmadığını ifade ederek, merkez bankasının faiz oranlarına ilişkin kararlar almadan önce, özellikle de gümrük tarifelerinden kaynaklanan enflasyonist baskılar ışığında, ekonomik verileri izlemeye devam edeceğini vurguladı.

Wall Street Journal'ın geçen hafta bildirdiğine göre Trump, Powell'ın yerine eski bir Fed üyesi olan Kevin Warsh'ı atamayı düşünebilir. Ancak habere göre Warsh, Powell'ın görev süresini tamamlaması gerektiğine inanıyor.

Capital Economics, potansiyel adayın Warsh kadar yetkin olması halinde piyasa tepkisinin bu kadar olumsuz olmayabileceğini, ancak bunun ‘Fed'in bağımsızlığını zayıflatmaya yönelik bir ilk adım’ olabileceğini, özellikle de diğer yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması halinde bunun ‘daha şiddetli bir piyasa tepkisine’ yol açacağını savundu.

Bazı piyasa katılımcıları ise Trump'ın en kolay seçeneğinin Powell yerine asıl karar verici olarak görülecek bir ‘gölge Fed başkanı’ yaratmak olacağına inanıyor. Ancak bu senaryo da tepkiyle karşılanabilir.

Tanglewood Total Wealth Management'ta makroekonomik stratejist olan Tom Bruce, “Eğer yeni Fed başkanı para politikasında gevşeme sinyali veriyor gibi görünürse, bu piyasalar için felaket olur” dedi.