Eski Mossad Başkanı, Hamas ile doğrudan müzakere çağrısında bulundu

Eski Mossad Başkanı, Hamas ile doğrudan müzakere çağrısında bulundu
TT

Eski Mossad Başkanı, Hamas ile doğrudan müzakere çağrısında bulundu

Eski Mossad Başkanı, Hamas ile doğrudan müzakere çağrısında bulundu

İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad'ın eski başkanlarından Efraim Halevy, İsrail hükümetini Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) ile arabulucular yoluyla sürdürdüğü mevcut müzakereleri durdurarak doğrudan siyasi müzakerelere girmeye çağırdı.
Halevy, İsrail’in kuruluş yıl dönümü münasebetiyle Batı Kudüs’te İngilizce yayınlanan Jerusalem Post gazetesi ile Tel Aviv’de İbranice yayınlanan Haaretz gazetesine verdiği röportajda, “Hamas ile mücadelenin 20 yıldır yanlış yürütüldüğüne inanıyorum. Fikirlerim bugüne kadar değişmedi ve bu süre zarfında müzakere yapılması için çokça çağrıda bulundum. Oysa muhatabı etkilemek, daha iyi anlamak ve yaşanan olumsuzluklara karşı koymak için Hamas’la diyalog kurmanın faydası yadsınamaz. Benim bu yaklaşımım yıllar boyunca azınlığın görüşü oldu, ancak o zamandan beri Kamu Güvenliği Servisi’ndeki bazı yetkililer bu görüşleri benimsiyor ve siyasi yönetimin de bunun farkında olması gerekiyor" açıklamasında bulundu.
Bugün Hamas‘la uğraşmanın utanç verici olduğunu ifade eden Halevy, "Onlarla doğrudan müzakere etmeyiz, ancak onlara karşılıksız çok şey veririz. İlk büyük hibe, 2005 yılında taraflar arasında herhangi bir koordinasyon olmaksızın, tek taraflı olarak Gazze Şeridi’nden geri çekildiğimiz zaman verildi. İsrail'in bazı çevreleri geri çekilme durumuna pek alışkın olmasa da böyle yaptık. Bu, Hamas ve Filistin yönetimi ile yapılan herhangi bir müzakerenin sonucu değildi. Tek taraflı ayrıldık ve iş o noktada bitti, Hamas Gazze şeridinin kontrolünü ele geçirdi. Bu nedenle, onlarla müzakere etmek için bir neden yoktu. Bu geri çekilme onlar için bir hediyeydi. Hamas'a karşılıksız bir şey vermenin, bunun bedelini ödemek zorunda kalmadan onları Gazze'nin yöneticileri olarak tanımamıza yol açtığına inanıyorum" şeklinde konuştu.
2002 yılında Mossad’daki görevinden ayrılan Halevy, “İsrail, Hamas’ı yok edeceğini ve sileceğini söylemesine rağmen yıllarca Hamas ile gerçek bir çatışmaya girmekten ve savaşmaktan kaçındı” dedi.  Halevy açıklamasının devamında şunları söyledi: “2,5 milyon Filistinlinin sorumluluğunu üstlenmekten korkuyorduk. Hamas’la ilgili asıl sorun, onlarla şu anda müzakere ettiğimiz şekilde, üçüncü taraflar aracılığıyla müzakere etmeye devam mı edeceğiz yoksa doğrudan müzakerelere mi başlayacağız? Cevaplanması gereken asıl soru bu. Eğer üçüncü bir tarafınız varsa, siyasi ve güvenlik bedeliniz de var demektir. Karşılıksız hiçbir şey olmaz.”
İsrail ile Hamas arasında prensipte siyasi bir sorun olduğu görüşüne katılmadığını belirten Halevy sözlerini şöyle sonlandırdı: “Hamas, İsrail’in var olma hakkını tanımıyor ancak liderleri, üçüncü taraflarla yapılan birçok görüşmede, 1967 sınırları içerisinde kurulacak bir Filistin Devleti’ni kabule hazır olduklarını beyan etiler. Bu, 1967 sınırlarının aynı zamanda İsrail'in sınırları olduğunu kabul ettikleri anlamına geliyor. Bize Hamas’ın ortak olarak kabul edilemez olduğunu söyleyenler, çok fazla bedel ödemek zorunda kalmadan Hamas'ın ihtiyacı olanı almasını sağlıyor.”



Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
TT

Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)

Reuters'ın dün gördüğü bir diplomatik telgraf, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu taklit etmek için yapay zeka sesi kullanan bir kişinin, geçen ay ABD'nin en üst düzey diplomatı olduğunu iddia ederek üç dışişleri bakanı ve iki ABD yetkilisiyle temasa geçtiğini gösterdi.

Telgrafa göre, şahıs haziran ayı ortalarında, mesajlaşma uygulaması Signal üzerinden bakanlar, bir ABD eyalet valisi ve bir Kongre üyesi ile temasa geçmiş ve en az ikisi için sesli mesaj bırakmıştır. Bir seferinde de hedefi Signal üzerinden iletişim kurmaya davet eden bir kısa mesaj gönderilmiştir.

Telgrafta şu ifadeler yer aldı: “Sahtekar muhtemelen yapay zeka ile üretilmiş metin ve sesli mesajları kullanarak hedeflenen kişileri manipüle etmeye ve bilgi ya da hesaplara erişim sağlamaya çalışıyor.”

Bu girişimi ilk haber yapan Washington Post gazetesi oldu.

İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Dışişleri Bakanlığı bu olaydan haberdar ve şu anda bir soruşturma yürütüyor” dedi.

Yetkili, “Bakanlık, bilgilerini koruma sorumluluğunu ciddiye alıyor ve gelecekteki olayları önlemek amacıyla bakanlığın siber güvenlik duruşunu iyileştirmek için sürekli adımlar atıyor” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı'nın 3 Temmuz tarihli telgrafı tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına gönderildi ve personelin yabancı ortaklarını sahte hesaplar ve taklitçilik konusunda uyarması önerildi.

Bakanlık, “Bu kampanyadan Bakanlığa yönelik doğrudan bir siber tehdit söz konusu değildir, ancak hedeflenen kişilerin bilgilerinin ele geçirilmesi halinde üçüncü bir tarafla paylaşılan bilgiler risk altında olabilir” uyarısında bulundu.

Ne telgrafta ne de ABD'li yetkililer olayla ilgili bir şüpheli tanımlamadı, ancak telgrafta nisan ayında Rusya bağlantılı bilgisayar korsanları tarafından Doğu Avrupa'daki düşünce kuruluşları, aktivistler ve muhaliflerle eski Dışişleri Bakanlığı yetkililerini hedef alan ikinci bir hackleme girişimine atıfta bulunuldu.