Kraliyet üyeleri Prens Philip’i uğurladı

Prens Philip’in cenaze töreninden bir kare
Prens Philip’in cenaze töreninden bir kare
TT

Kraliyet üyeleri Prens Philip’i uğurladı

Prens Philip’in cenaze töreninden bir kare
Prens Philip’in cenaze töreninden bir kare

İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in eşi Edinburgh Dükü Prens Philip, dün yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle kısa süren bir törenle defnedildi.
Buckingham Sarayı’nın resmi sosyal medya hesapları, Prens Philip’in tabutunun Windsor Sarayı’ndan St George Şapeli’ne gelişini canlı yayınladı.
Cenaze aracına Prens Phillip’in çocukları Prens Charles, Andrew ve Edward ile Prenses Anne ve Kraliyet ailesinin diğer üyeleri eşlik etti.

Prens Philip’in torunu Prens Harry Kraliyet unvanlarından vazgeçtiği için sivil giyinmek zorunda olması nedeniyle, erkek Kraliyet üyeleri cenazeye askeri üniforma yerine sivil elbise ile katıldı.
Muhafız alayı ve bazı komutanların en önde bulunduğu korteji, Kraliçe 2. Elizabeth bir araçla takip etti.


Şapeldeki dini tören 15.00'da başlarken, cenaze törenine katılanlar maske takarak ve sosyal mesafeye dikkat ederek hareket etti.
Cenaze töreni salgın önlemleri nedeniyle 30 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Törende saygı duruşunda bulunuldu, top atışları yapıldı. Prens Phillip’in cenazesinin 15.45’te şapelde defnedilmesiyle tören sona erdi.
Salgın nedeniyle halktan Kraliyet Sarayı dışında toplanmaması istenmesine rağmen, birçok kişi Prens Philip’in anısına kapıya çiçekler bıraktı.

Yunanistan ve Danimarka Prensi unvanlarıyla doğan, ardından Edinburg Dükü olan Prens Philip, 73 yıllık evliliğinde monarşiye sadakatle hizmet ettiği bir yaşamın ardından kilisenin şapelinde özel bir bölümde geçici olarak defnedildi.

Kraliçe’nin de ölümünün ardından çift, Kraliçe’nin babası Kral 6. George Anıtı’ndaki son dinlenme yerine gömülecek.
Prens Philip’in 'Lilibeth' diye dediği eşi Kraliçe Elizabeth’in 95 yaşına girmesine günler varken, kaybettiği eşi 10 Haziran’da 100 yaşına girecekti.



Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
TT

Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, pazar günü Tahran'ın nükleer programı hakkında İran ile yapılacak yeni tur görüşmeler öncesinde, uranyum zenginleştirmenin ABD için "kırmızı çizgi" olduğunu vurguladı.

Taraflar, ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda anlaşmaya varmayı amaçlayan dördüncü tur görüşmelerini pazar günü Umman'da gerçekleştirecek.

Önceki turlarda olduğu gibi Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin liderliğinde gerçekleşmesi beklenen tur, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ın nükleer programıyla ilgili görüşmelerin başarısız olması halinde ülkeyi bombalayacağı uyarısında bulunduğu Ortadoğu ziyaretinin öncesinde gerçekleşecek.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Witkoff daha önce ABD'nin, İran'ın uranyumu yalnızca barışçıl sivil amaçlar için kullanılacak seviyelere kadar zenginleştirmeye devam etmesi konusunda esneklik gösterebileceğini ima etmişti.

Ancak Witkoff, dün Amerikan haber sitesi Breitbart'a verdiği röportajda sert bir tavır takınarak, "İran'da bir daha asla zenginleştirme programı olamaz" ifadesini kullandı.

"Bu bizim kırmızı çizgimizdir" diyen Witkoff, "Zenginleştirme yok" dedi ve "bu da sökmek anlamına geliyor, silahlandırmamak anlamına geliyor ve bu da (İran'daki) üç zenginleştirme tesisi olan Natanz, Fordow ve Isfahan'ın sökülmesi gerektiği anlamına geliyor" şeklinde konuştu.

ABD de dahil olmak üzere Batılı ülkeler uzun zamandır İran'ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçluyor. Tahran ise bu iddiayı reddederek, nükleer teknolojiye sahip olma hakkını savunuyor ve programının tamamen barışçıl amaçlı olduğunu belirtiyor.

1980'den bu yana diplomatik ilişkilerini kesen İran ile ABD, Umman'ın arabuluculuğunda 12 Nisan'da nükleer program konusunda görüşmelere başladı.

Üç tur görüşme düzenlendi; bunlardan ikisi Maskat'ta, biri de Roma'daki Umman diplomatik misyonunun merkezinde gerçekleştirildi. Amman'a göre dördüncüsü 3 Mayıs'ta İtalya'nın başkentinde yapılması planlanıyordu, ancak "lojistik nedenlerle" ertelendi.

Trump, çarşamba günü İran'ın barışçıl amaçlarla uranyum zenginleştirme yeteneğini sürdürüp sürdürmeyeceği sorulduğunda, konunun hala açık olduğunu söyledi.

Buna karşın, onun yönetimindeki yetkililer bu konuda farklı tutumlar benimsediler.

Başkan Yardımcısı J.D. Vance çarşamba günü, "İnsanların nükleer enerji isteyip istememesi umurumuzda değil" dedi. Bizim bununla bir sorunumuz yok ama nükleer silah elde etmenize olanak sağlayacak bir uranyum zenginleştirme programınız olamaz, "Çizgimizi burada çekiyoruz."

Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın sivil amaçlı bile olsa tüm zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

İran'ın nükleer programı konusunda yaşanan gerginlik, Trump'ın ABD'yi 2015'te Tahran'ın büyük güçlerle imzaladığı anlaşmadan çekmesi ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasıyla arttı.

Anlaşmada, yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin kısıtlanması öngörülüyor. ABD'nin çekilmesinden sonra İran bir yıl boyunca anlaşmaya bağlı kaldı, daha sonra yavaş yavaş geri çekildi.

Anlaşma, uranyum zenginleştirme için tavanı yüzde 3,67 olarak belirlemişti, ancak İran şu anda askeri kullanım için gereken yüzde 90'ın çok da uzağında olmayan yüzde 60 oranında zenginleştirme yapıyor.