Kulaklarınızı iyi açın ve okuyun!

Kitap dinlemenin zamanı yoktur (Pixabay)
Kitap dinlemenin zamanı yoktur (Pixabay)
TT

Kulaklarınızı iyi açın ve okuyun!

Kitap dinlemenin zamanı yoktur (Pixabay)
Kitap dinlemenin zamanı yoktur (Pixabay)

Hela Kerim
Hangimiz uykuya dalarken dede ve büyükannelerimiz ya da anne ve babalarımızın okuduğu ya da anlattığı hikâyelerle uyuyakalmadı ki. Bu genellikle henüz okumayı bilmediğimiz zamanlardaydı.
Uykudan önce masal ve hikâyeler, çocukların hayallerinin dehlizlerine girişti ki hala da öyle. Anlatıcının sesinin kesilmesiyle birlikte rüyaların eşiğinden içeri adım atılır.
Anlatı, çocuğun küçük kafasında hayal gücünün iplerini çözebilmesi için anlatıcının istediği gibi sunulduğu için bu, her insanın çocukluğundan itibaren kültürüyle ilk tanışması sayılabilir.

Yaşayan bir hikâye anlatıcısı
Sesli hikâyeler, hiç de yeni bir durum değil. Hikâye anlatıcısı, her zaman mahalle kahvehanelerinde eski hikâyeler anlatır. Erkekler, oturup hikâyeleri dinler ve karakterlerle ilgili taraf tutarlar.
Hikâye anlatıcısı, cebinde bazen küçük kamışlar taşır ve zaman zaman ritimli bir şekilde masaya vurur. Hikâyeyi açıklamak ya da olayları canlandırmak için bazı fiziki hareketler yapar. Dinleyicilerin, destekleyici, kızgın veya itiraz içeren yorumlarına kulak verir. Ses tonu ile tüm duyguları dinleyiciye geçirir. Karakterleri taklit ederek sesi yükseltip alçaltır. Hikâye anlatıcısı, okuma oranlarının düşük olduğu köy ve şehirlerde popüler bir kültürün temsilcisiydi.
Radyoların yaygınlaşmasıyla birlikte hikâyeler bölümler şeklinde yayınlanmaya başladı. Radyolardaki bu hikâyeler, birden fazla kişi tarafından seslendirilir. Özellikle de diyaloglarda ses değişiyordu. İnsanlar, bu bölümleri pembe dizi gibi izler ve bekler hale geldiler.
Hikâye anlatıcılığı mesleği, eğitimin yayılmasından sonra unutulup gitti. Kadim miraların anlatıldığı kitaplarda kaldı. Ancak başka bir yolla yeniden ortaya çıkmış görünüyor. Okunan kitaplar, roman ve hikâyelerden, siyasi, ekonomik, edebi, felsefi ve diğer alanlardan kitaplara ulaştı. Dinleyiciler, bir gruptan yalnızca bir kişiye düştü. Bir radyo, şarkı veya program dinler gibi istedikleri her yerde dinleyebiliyorlar.

Okunan ve dinlenen arasında   
Parasını daima kitap satın almaya yatırdığını söyleyen Gassan Haddad, kitap okumayı çok sevdiğini ifade ediyor. Haddad, her gün işe giderken yanına aldığı kitabı okuduğunu ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadığını belirtiyor. Telefon ya da tablet ekranlarından kitap okumanın kendisini çekmediğini söyleyen Haddad, yaşının ilerlemesiyle birlikte okuma gözlüğü kullanmak zorunda kaldığını ve otobüste kitap okurken başının dönmeye başladığını ifade ediyor. Bunun üzerine kızının ona bir sesli kitap uygulaması yükleyip kendisine bir kulaklık verdiğini söylüyor. Evde Wi-fi ile sesli kitaplar indirip yolda dinlediğini anlatıyor.
Sesli kitap fikrinden hoşlanan Gassan, daha önce okuduğu romanları sık sık dinlediğini, çünkü okuyucuların performanslarının romanlara farklı bir boyut kattığını söylüyor. Ancak bazı seslendirmelerin insanın dikkatini dağıtacak derecede aşırıya gittiğini düşünüyor. “Bu şiir değil, bir okuma” diyen Gassan, “Bir fikri iletmek için okumaya duygu verilmesine karşı değilim ama bazı seslendirmelerde abartıya kaçılıyor” diyor. Haddad, sesli kitap dinlerken daha sevecen ve etkileşimli bulduğu için kadın seslerini tercih ettiğini dile getiriyor.
Ancak her şeye rağmen Gassan, ‘okumanın’ gözbebeği olduğunu söylüyor. Evde veya kafelerde kitapları yavaş okuduğunu ancak yolda zaman geçirmek için kitap dinlediğini söylüyor.

Modern çözüm
Nadiye Kablan, sesli kitapların modern dönemde bir çözüm olarak ortaya çıktığını söylüyor. Bilgisayar karşısında sayılar ve isimlerle geçen zorlu bir iş gününün ardından okuma yapmak için zamanının olmadığını ifade ediyor.
Nadiye, çoğunlukla sesli kitap dinlerken uyuyor ve daha çok İngilizce seslendirmeler tercih ediyor. Seslendirmenin kadın ya da erkek olmasının onun için bir önemi olmadığını söylüyor. Kablan, “Ne zaman hislenmem gerektiğine ben karar veririm. Okuyucu tarafsız, düzgün ve net bir okuyuşa sahip olmalı. Duygu verip beni ses tonu ile etkilemesine gerek yok. İstiyorsa kitap seslendirmeyi bırakıp oyunculuk yapabilir. Etkiyi oluşturması gereken kullanılan kelime ya da verilen fikirdir” diyor.
Nadiye dikkati dağıldığı için araç kullanırken sesli kitap dinlemek yerine yolda şarkı, podcast veya haber dinlemeyi tercih ediyor.
Kablan’a göre sesli kitaplar, okuma yazma bilmemeler, meşguliyet, gözle ilgili sorunlar yaşayanlara kadar çeşitli nedenler kitap okuyamayan insanlar için güzel bir çözüm olduğuna dikkat çekiyor. Annesinin yemek pişirdiği süre boyunca duygusal hikâyeler dinlediğini bildiriyor. 

Okumanın alışkanlıkları
Rebi ed-Dika’nın kitap okuma konusunda belirli alışkanlıkları var. Kitap onun için herhangi bir elektronik veya ses cihazından çok daha fazla şey ifade ediyor. Sayfaları çevirmek ve ona dokunmak Rebi için çok şey ifade ediyor. Kitap ve kahvesini alıp kanepeye geçtiği zaman hissettiklerinin sesli kitap tarafından telefi edilemeyeceğini söylüyor. Dika, “Birbirleri ile kıyaslanamazlar. Okumak için elime bir cihaz alsam gerilirim ve aldığım zevki kaybederim” diyor.
Rebi, daha önce kitaplarını arkadaşlarıyla paylaşmaktan mutlu olduğunu ancak şu an defalarca okumuş olsa da tek birini bile kimseye vermek istemediğini dile getiriyor. Elini attığı zaman kitabının kitaplığında olmasını sevdiğini söylüyor.
Nayef Hasan, bazı kitapların özellikle de felsefi, ekonomik ve kitapların dinlemekle yetinilemeyeceğini söylüyor. Bu tür kitapların ikinci bir okumaya ihtiyacı olduğunu ifade eden Hasan, referans olarak başvurmak, üzerinde düşünüp fikri anlamak ve analiz etmek gerektiğine dikkat çekiyor. Kitabı genellikle yanında kalemle okuduğunu belirten Hasan dikkatini çeken ifadelerinin altını çizip daha sonra geri dönmek üzere kenar boşluklarına notlar aldığını belirtiyor.
Nayef, basılı kitaplar okuma tutkusuna rağmen bunun onu ‘devasa bir kütüphane’ içeren telefonundan da birçok kitap okumaktan alıkoymadığını ifade ediyor. Araç kullanırken kişisel gelişim kitapları ve hikâyeler dinlemenin kendisinde alışkanlık haline geldiğine dikkat çekiyor. Sesli kitap dinlerken hiç okuma zevki hissetmediğini ancak uzun süre araba kullanan biri için iyi olduğunu söylüyor.
Okumanın hayal gücü ve yaratıcılığını özgürleştirdiğine işaret eden Hasan, beklenti ve hayal açısından geniş ufuklar sunduğunu bildiriyor. Romanlarda anlatıcının aceleciliği olmaksızın okuyucunun zaman ve ritmine göre hayal kurma imkânı sunduğunu söylüyor.

Kitap seslendirmenleri
Bir de daha önce radyo, kaset, albüm en son da uygulamalardan dinlediğimiz kitapları seslendirenler var.
Sesli kitap seslendiren Arapça öğretmeni Samar Şihab eş-Şerif, çocukların olaylara göre değişen vurgu ve tonlamalar yaptığı seslendirmelerinden hoşlandığını söylüyor. Arapça seslendirmelerin dinlenilme oranlarının azaldığına dikkat çeken Şerif, bunun üzerine okul kütüphanesindeki hikâyeleri ses efektleri katarak seslendirmeye karar verdiğini ifade ediyor.
Samar, çocuk kitapları seslendiriyor. İnsanların uzun hikayelere odaklanma kabiliyetlerinin sınırlı olduğunu söyleyen Şerif, bir keresinde 20 dakikalık bir hikaye seslendirmeyi denediğini ve onuncu dakikadan sonra çocukların dikkatlerinin dağıldığını hissettiğini belirtti. Bazılarının 15’inci dakikaya kadar dayandığını ifade eden Şerif, bu nedenle uzun romanlar kaydetmenin yetişkinler için bile sağlıklı olmadığını söylüyor. Yapılan kayıt ne kadar kısa olursa o kadar odaklanıp dinlenebileceğine dikkat çekiyor.
Samar, okumayı dinlemeye tercih ettiğini ancak işinden dolayı sesli kitap da dinlediğini söylüyor. Anlatıcının kadın ya da erkek olmasının bir önemi olmadığını önemli olanın okuma şekli olduğunu ifade ediyor. Çocuklara duygunun geçmesi için tonlama yapmayı sevdiğini çünkü görselliğin olmadığı yerde işitmenin önemli olduğunu belirtiyor. Çocuklar hayal güçlerini tetiklemek için tüm dikkatlerini işitmeye odaklanıyor. Böylece önlerindeki resmi görüyorlarmış gibi hayal güçlerini canlandırmaya çalışıyorlar.

Samar, ses tonu ve hamlığı nedeniyle sık sık iltifatlar duyuyor. Harfleri net ve mutedil bir hızda çıkmasının övgüyle karşılandığını söylüyor. Sesin net olması için tüm faktörlerin gerekli olduğunu söylüyor.

Dublajdan kitap seslendirmeye
Seslendirmen Suad İlyas Garaveys’te okuma tutkusunun henüz okul sıralarında ödev olduğu dönemlerinde başladığını söylüyor. Hanna Al-Fakhoury adında bir Arap dili öğretmeninin harflerin seslendirilmesi ve çıkışlarını öğretip ve ezberletmesinin kendisine çok ilginç ve zevkli geldiğini söylüyor.
Sad, Arapça kitaplar okumayı sevdiğini ve dilin derin bir ruhaniyete sahip olduğunu söylüyor. Bu konuyla ilgilendiğini ve okuldan sonra bunun üzerine yoğunlaştığını ifade ediyor.
Rahmetli oyuncu Michel Tabet sayesinde telaffuz ve ‘vokaliz’ sesine hayran olmasının ardından bu alana girdiğini söylüyor. Ondan Meksika pembe dizilerinin bölümlerini kaydetmesini istediğini ardından o ve aktör Patrick Mubarak’ın ona kitap seslendirmeyi teklif ettiğini ifade ediyor.
İşe, stüdyoda metinler, çoğunlukla hikâyeler, romanlar ve diyaloglar kaydetmekle başladığımı ifade eden Suad, hikâyenin duygularını hissettiğini, hatta bazen fiziksel hareketlerle ifade ettiğini söylüyor. Karakterin bazen ona stüdyo dışında da eşlik ettiğine dikkat çekiyor.
Ancak Suad, dinlemek yerine kitap okumayı tercih ettiğini söylüyor.
Okumanın bir insanı daha fazla takip edip odaklanabilmesini sağladığına inanıyor. Ancak dinlemede tam bir odaklanma sağlanamadığı takdirde kişinin öykünün dışında kaldığına işaret ediyor.
Sesli kitap dinlerken bir erkek sesini kadın sesine tercih ettiğini söylüyor. Abdulmecid Meczubi Cihad el-Atraş, Ömer ez-Zeyn ve İlyas Nasır’ın seslerini sevdiğini ifade ediyor.



NASA, Mars'ta kullanacağı yeni nesil teknolojileri Ölüm Vadisi'nde test ediyor

NASA bilim insanları, Kaliforniya'nın Mojave Çölü'ndeki Dumont Kumulları bölgesinde bir araştırma drone'unu geçen eylülde test etti (NASA/JPL/Caltech)
NASA bilim insanları, Kaliforniya'nın Mojave Çölü'ndeki Dumont Kumulları bölgesinde bir araştırma drone'unu geçen eylülde test etti (NASA/JPL/Caltech)
TT

NASA, Mars'ta kullanacağı yeni nesil teknolojileri Ölüm Vadisi'nde test ediyor

NASA bilim insanları, Kaliforniya'nın Mojave Çölü'ndeki Dumont Kumulları bölgesinde bir araştırma drone'unu geçen eylülde test etti (NASA/JPL/Caltech)
NASA bilim insanları, Kaliforniya'nın Mojave Çölü'ndeki Dumont Kumulları bölgesinde bir araştırma drone'unu geçen eylülde test etti (NASA/JPL/Caltech)

NASA yeni nesil Mars drone teknolojisini, Kızıl Gezegen'e çok benzeyen bir yerde, Kaliforniya'nın Ölüm Vadisi Ulusal Parkı'ndaki Mojave Çölü'nde test ediyor.

Navigasyon yazılımlarında iyileştirmeler yapmak amacıyla üç araştırma drone'unu nisan ve eylülde, dokusuz ve çorak kumulların üzerinde uçurdular.

Ajans Mars'taki benzer kumulların, son uçuşların bazılarında Ingenuity Mars Helikopteri'nin navigasyonunu şaşırttığını belirtiyor.

Mars keşif aracı Perseverance'la birlikte 2021'de fırlatılan helikopter, Ocak 2024'te iniş sırasında hasar görmesinden önce 72 uçuş gerçekleştirerek planlanan ömrünü önemli ölçüde aştı.

NASA Güney Kaliforniya Jet İtki Laboratuvarı'ndan araştırmacı ve drone pilotu Roland Brockers yaptığı açıklamada, "Ingenuity, engebeli araziler üzerinde uçmak ve hareketini yerdeki görsel şekillere bakarak tahmin etmek üzere tasarlanmıştı. Ancak zamanla görsel dokunun az olduğu bölgelerden geçmek zorunda kaldığı için bu işlev zorlaştı" dedi.

Brockers "Geleceğin araçlarının çok yönlü olmasını ve bu kumullar gibi zorlu alanların üzerinden uçma endişesi taşımamasını istiyoruz" diye ekledi.

NASA, ikiz Viking uzay araçlarını indirmeye hazırlandıkları 1970'lerden beri, genellikle Dünya'nın en sıcak yeri diye bilinen Ölüm Vadisi'nde çöl drone'larını test ediyor.

Günümüz mühendisleri parkın, geçmişteki bir lav akıntısının uhrevi kalıntısı olan Mars Tepesi'ne ve kavurucu sıcaklıkların 45 dereceye kadar ulaştığı Mesquite Düzlükleri Kumulları'na da gitti.

Araştırmacılar farklı kamera filtreleri kullanmanın drone'ların zemini takip etmesini sağlayabileceğini ve yeni algoritmalar sayesinde araçların güvenli iniş yapabileceğini keşfetti.

Ölüm Vadisi Ulusal Parkı Müdürü Mike Reynolds, dalgalı Dumont Kumulları'nın sunduğu çeşitliliğin, parkın korunmasının neden hayati olduğunu bir kez daha gösterdiğini söylüyor.

Reynolds "Bu, parkın yalnızca doğal güzellikleri veya eğlence olanakları için değil, aynı zamanda çöl ortamlarını ve kendi dünyamızın ötesindeki dünyaları anlamamıza aktif bir yardım sunan canlı bir laboratuvar olduğu için de korunduğunun güçlü bir hatırlatıcısı" diyor.

frgt
Ölüm Vadisi Ulusal Parkı'ndaki bir çadırda toplanan araştırmacılar bir araştırma drone'unu izliyor (NASA/JPL/Caltech)

Ancak NASA'nın Mars'la ilgili testlerde kullandığı tek ulusal park Ölüm Vadisi değil.

NASA'nın Teksas merkezli Johnson Uzay Merkezi'nden araştırmacılar, New Mexico'daki White Sands Ulusal Parkı'nda LASSIE-M ("Legged Autonomous Surface Science In Analogue Environments for Mars" / Mars İçin Analog Ortamlarda Bacaklı Otonom Yüzey Bilimi) adlı köpek benzeri robotu test etti.

Araştırmacılar robotun Mars'ta keşif öncüsü olarak görev yapabileceğini ve keşif araçları için tehlikeli olabilecek kayalık veya kumlu arazilerde gezinebileceğini umuyor.

NASA'nın Virginia'nın Hampton şehrindeki Langley Araştırma Merkezi'nden diğer araştırmacılarsa küçük bir okul otobüsü boyutlarında pervaneli bir drone olan Yeniden Kullanılabilir Elektrikli Mars Uçuş Aracı'nı (Mars Electric Reusable Flyer) test ediyor.

Independent Türkçe

 


Antik Çin'de kadın ve erkeklerin farklı sebeplerle kurban edildiği bulundu

Shimao şehrindeki oyma taş (Omurgalı Paleontolojisi ve Paleoantropoloji Enstitüsü)
Shimao şehrindeki oyma taş (Omurgalı Paleontolojisi ve Paleoantropoloji Enstitüsü)
TT

Antik Çin'de kadın ve erkeklerin farklı sebeplerle kurban edildiği bulundu

Shimao şehrindeki oyma taş (Omurgalı Paleontolojisi ve Paleoantropoloji Enstitüsü)
Shimao şehrindeki oyma taş (Omurgalı Paleontolojisi ve Paleoantropoloji Enstitüsü)

Arkeologlar, Çin'de yaklaşık 3 bin 800 ila 4 bin 300 yıl önce, erkek ve kadın kurbanların ayrı amaçlar için seçildiği, cinsiyet ayrımcılığının yüksek olduğu bir Taş Devri toplumunun kanıtlarını buldu.

Çin Bilimler Akademisi'nden araştırmacılar, Çin'in kuzeybatısındaki büyük bir Taş Devri yerleşimindeki elit mezarlarda, genellikle ritüel amacıyla kurban edilen kadın refakatçilerin bulunduğunu, bunun da daha önce düşünülenden binlerce yıl önce gerçekleştiğini keşfetti.

Çalışma ayrıca, bölgede insan kurban etmeyle ilişkili erkek toplu mezarlarına dair  ilk somut bulguları ortaya koydu.

Arkeologlar, antik toplumun iki farklı kurban etme pratiği uygulandığını tahmin ediyor: Biri, muhtemelen genel ritüel amaçlarına hizmet eden erkeklerin toplu gömülmesini içeriyordu; diğeriyse kadın kurbanların ölülerle birlikte gömüldüğü yüksek statülü mezarlara eşlik ediyordu.

Çin'in kuzeyindeki Şensi Eyaleti'ndeki Shimao arkeolojik alanının, cinsiyetçi normları izleyen hiyerarşik bir topluma ev sahipliği yapan geç bir Taş Devri yerleşimi olduğuna dair kanıtlar buldular.

Nature adlı akademik dergide yayımlanan çalışmada bilim insanları, "Bu bulgular, Shimao topluluklarında ağırlıklı olarak ataerkil bir soy yapısını ve muhtemelen cinsiyete özgü kurban ritüellerini ortaya koyuyor" diye yazdı.

Arkeolojik kanıtlar, yaklaşık 4 kilometrekarelik bir alanı kaplayan taş duvarlı yerleşim yerinde hiyerarşik bir sosyal örgütlenmeye ve antik halkın insan kurban etme biçiminde cinsiyet ayrımcılığına işaret eden belirgin bölgeler vardı.

Önceki araştırmalar, yerleşim yerinde el sanatları üretim alanlarının yanı sıra büyük surların bulunduğu alanlar da dahil devlet düzeyindeki toplumlara özgü bir örgütlenme seviyesi bulmuştu.

Son çalışmada bilim insanları, Şensi ve komşu Şanşi eyaletindeki 7 arkeolojik alanda bulunan 169 insan kalıntısının yanı sıra birkaç kalıntının DNA verilerini değerlendirdi.

Kalıntılardan elde edilen DNA'ları karşılaştıran araştırmacılar, Shimao halkının ağırlıklı olarak soylarının yaklaşık bin yıl önce aynı bölgede yaşayan yerel topluluklara dayandığını ortaya koydu.

frgty
Mezar sahibi ve kurban edilen biri (Omurgalı Paleontolojisi ve Paleoantropoloji Enstitüsü)

Son bulgular, Shimao'nun Doğu Kapısı'ndaki kurbanların cinsiyeti hakkındaki yerleşmiş varsayımları da geçersiz kılıyor.

Kurban edilenlerin çoğunun kadın olduğu yönündeki önceki teorilerin aksine genetik kanıtlar, bölgedeki 10 gömüden 9'unun erkek olduğunu gösteriyor.

Bilim insanları, kişilerin kurban ediliş biçiminde cinsiyete özgü net bir model buldu.

Erkek kurbanlar Doğu Kapısı'nda yoğunlaşırken, kadın kurban kalıntıları çoğunlukla seçkin mezarlıklarla ilişkilendirildi.

Bu, Shimao'nun kurban uygulamalarının son derece sistematik ve cinsiyete özgü rollerin farklı ritüel amaçlarıyla yerlerine bağlı olduğunu ortaya koyuyor.

rrf4g5
Shimao şehrinin manzarası (IVPP)

Elitlerin kurban edilen kadın arkadaşlarıyla birlikte gömülmesi, Çin'de ancak binlerce yıl sonra, MÖ 770'le 221 arasındaki Erken Demir Çağı döneminde gözlemlendi.

Araştırmacılar ayrıca Shimao halkı ile güneydeki pirinç tarımı toplulukları arasında yakın genetik bağlantılar buldular ve bu da antik Çin'deki tarih öncesi tarım ve hayvancılık toplulukları arasındaki kapsamlı etkileşimleri vurguladı.

Bölgede yapılacak daha ileri araştırmaların, erken Doğu Asya devletlerinin kökenlerini daha iyi anlamaya yardımcı olabileceğini umuyorlar.

Independent Türkçe

 


Zayıflama iğnelerinin Alzheimer'ın ilerlemesini yavaşlattığı bulundu

Bir araştırma, kilo verme iğnelerinin Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltabileceğini öne sürüyor (Reuters)
Bir araştırma, kilo verme iğnelerinin Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltabileceğini öne sürüyor (Reuters)
TT

Zayıflama iğnelerinin Alzheimer'ın ilerlemesini yavaşlattığı bulundu

Bir araştırma, kilo verme iğnelerinin Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltabileceğini öne sürüyor (Reuters)
Bir araştırma, kilo verme iğnelerinin Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltabileceğini öne sürüyor (Reuters)

Bilişsel gerilemeyi yavaşlatabileceğini gösteren bir çalışmanın ardından zayıflama iğnelerinin Alzheimer tedavisinde kullanılabileceği öne sürülüyor.

Saxenda markası altında satılan liraglutid, kan şekerini kontrol altına almak ve zayıflamaya yardımcı olmak için reçete ediliyor.

GLP-1 agonisti olan bu ilaç, Wegovy ve Ozempic gibi çalışarak kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal hormonu taklit ediyor.

Ancak Imperial College London'dan araştırmacılar, günde bir kez uygulanan iğnelerin Alzheimer hastalarında bilişsel gerilemeyi yaklaşık yüzde 50 yavaşlattığını saptadı.

Üniversitenin Beyin Bilimleri Bölümü'nde nörobilim alanında öğretim üyesi olan Paul Edison, önceki araştırmalardan sonraki durumu şöyle açıklıyor: 

Liraglutidin muhtemelen iltihabı azaltarak, insülin direncini ve Alzheimer biyobelirteçlerinin toksik etkilerini düşürerek veya beyindeki sinir hücrelerinin iletişimini iyileştirerek beyni koruduğunu düşünüyoruz.

Hakemli dergi Nature Medicine'da yayımlanan çalışmada hafif ila orta derecede Alzheimer'ı olan ancak diyabeti olmayan 169 katılımcı iki gruba ayrıldı.

Bir gruba günlük liraglutid iğnesi yapılırken, diğer gruba bir yıl boyunca plasebo verildi.

Takip döneminden sonra yapılan bir dizi beyin taraması, ilacın beyin hacmi kaybını yavaşlattığını ortaya koydu.

Çalışmanın yazarları, "İyileşme 6 aydan önce görülmeye başlasa da 52. haftada daha belirgin hale gelmesi, GLP-1 analoglarının uzun süreli tedaviyle Alzheimer'daki bilişsel işlevleri olumlu yönde etkileyebileceğini gösteriyor" diyor.

Ancak araştırmacılar liraglutidin, Alzheimer hastalığının ayırt edici özelliği olan beyin glikoz metabolizmasındaki gerilemeyi engellemediğini saptadı.

Araştırmacılar zayıflama iğnesinin beyin hacmi kaybını neden yarı yarıya yavaşlattığını belirtmese de beyindeki iltihabı ve tau adlı toksik proteinin birikimini azalttığının daha önce bulunduğunu açıklıyorlar.

Tau proteininin anormal birikimi "yumaklar" oluşturarak hücre hasarına ve iltihaplanmaya yol açıyor ve Alzheimer semptomlarına katkıda bulunuyor.

Tıpkı Wegovy gibi Novo Nordisk'in ürettiği Saxenda da Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi tarafından vücut kitle indeksi 30'un üzerindeki kişilere kilo verme tedavisi olarak sunuluyor.

Ancak çalışmanın yazarları, zayıflama iğnesinin Alzheimer'la mücadelede uzun vadede kullanılıp kullanılamayacağını belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.

Çalışma, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ), yüksek maliyetler ve ilaçlarla ilgili tedarik sorunları nedeniyle zayıflama iğnelerinden faydalanabilecek kişilerin 10'da birinden azının bunlara erişebildiği uyarısında bulunmasının ardından geldi.

DSÖ, bu ilaçlar hakkındaki ilk kılavuzunda iğnelerin, obeziteyle yaşayan kişilere yardımcı olmak için sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle birlikte, uzun vadeli olarak kullanılması gerektiğini öneriyor.

Independent Türkçe