Rusya, ABD ve Suriyeliler: Düşmanlık ve uzlaşma gereksinimi

“Washington ve Moskova’da Suriye-Suriye anlaşması ve Suriyelilerin eliyle yapılan müzakereler hakkında duyduklarımız gerçeği yansıtmıyor”

Suriyelilerin yüzde 90’ı yoksulluk sınırının altında (AFP)
Suriyelilerin yüzde 90’ı yoksulluk sınırının altında (AFP)
TT

Rusya, ABD ve Suriyeliler: Düşmanlık ve uzlaşma gereksinimi

Suriyelilerin yüzde 90’ı yoksulluk sınırının altında (AFP)
Suriyelilerin yüzde 90’ı yoksulluk sınırının altında (AFP)

Refik Huri
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov demagojide bir numara. “Propaganda” sanatını Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Birliği (SSCB) günlerinde öğrendi. Eski bir istihbarat subayı olan Devlet Başkanı Vladimir Putin’den öğrendiklerini ve Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi olarak edindiği tecrübeleri ve uygulamalarını SSCB günlerinde öğrendikleri ile birleştirdi. “Pratik siyaset, gerçeklerin inkar edilmesine dayanır” sözünün sahibi olan Henry Adams Okulu'ndan mezun olmuş gibi görünüyor.
Rusya ve ABD’nin Suriye’deki krize çözüm bulma çabalarına gözetmenlik yaptığı günlerde iki bakan Hillary Clinton ve John Kerry ile müzakere yaparken hile yaptı. Böylece İran ve Türkiye ile yapılan “Astana platformu” ve “Soçi platformu” “Cenevre platformu”na alternatif oldu. Rusya ve İran’ın Suriye’de çıkmaza girdiğini biliyor: Ne ileri ne de geri adım atabilecek haldeler. Askeri açıdan sahada kazandıkları ve askeri ve ekonomik anlaşmalardan elde ettikleri şey, aralarındaki rekabet ve uzlaşmaya bakılmaksızın yeniden yapılanma olmazsa bir tür yük haline gelebilir. Siyasi bir çözüm olmadan yeniden yapılanmaya gidilmesi Moskova ve Tahran’ın aksine 100 milyarlarca dolar olduğu tahmin edilen gerekli fonları pompalayabilen ABD, Avrupa ve Basra Körfezi ülkeleri için şart değil. Siyasi uzlaşma hala sağlanamadı: Muhalefet yenilmiş durumda. Rejim pozisyonunu koruyor ve herhangi bir taviz vermeyi reddediyor. Rusya, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in gözetiminde yeni bir anayasa üzerinde ciddi araştırmalara başlamak için anayasa komitesi içinde çalışmak gibi bir konuda bile rejime şiddetli baskı uygulamaktan aciz.
Bununla birlikte Lavrov, her gün ABD’yi Suriye’ye karşı komplo kurmakla ve onu bölmekle suçlayarak ABD güçlerinin Fırat’ın doğusunda bulunmalarının “yasadışı” olduğu gerekçesiyle geri çekilmesini istiyor. Bununla da kalmayıp Kürtlerin çoğunlukta olduğu Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) DEAŞ ile mücadelede ve DEAŞ'ın "Hilafet Devleti'ni" düşürmede destekleyen ve koruyan ana güç olmasına rağmen ABD’yi DEAŞ’ı korumakla suçluyor. Halbuki iki sene önce bu günlerde son savaşın yaşandığı DEAŞ’ın başkent olarak ilan ettiği Rakka’dan Baguz’a kadar DEAŞ ile mücadele edildi. Bu mücadelede ABD uçaklarının, DEAŞ’ı Musul ve Anbar’dan temizleyen Irak güçlerine verdiği desteğin rolü büyüktü. Buna ek olarak Nezavisimaya Gazeta bir haberinde “Rusya, ABD’nin Moskova ve Şam için ciddi tehdit oluşturan Suriye’deki stratejik planları konusunda uyarıyor” ifadelerine yer verdi.
Soru şu ABD Suriye'de aslında ne istiyor? Başkan Joe Biden’in yönetimi, Çin ve Rusya ile mücadele etmekle meşgulken Ortadoğu'ya hangi ara zaman ayıracak ve sloganlardan siyasete, manşetlerden detaylara geçecek? Orta Doğu ile ilgilenecek Ulusal Güvenlik ekibi henüz tamamlanmış değil. Eski ABD Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı David Schenker’in koltuğu hala boş. Bu koltuğa aday gösterilen Barbara Leaf, Zehra Bell ile birlikte Suriye dosyasında çalışmıştı. Ulusal Güvenlik Konseyi’nde Ortadoğu’dan sorumlu olan Brett McGurk eskiden ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi’ydi. Mcgurk Trump’ın geri adım atma kararı sonucunda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’nin doğusunu ele geçirmek ve YPG ile savaşmak için yeşil ışık yakmasını protesto etmek amacıyla istifa etmişti. ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth F. McKenzie’ye gelince, kendisi Suriye’deki ABD kuvvetleri için üç öncelik belirledi:
El-Kaide ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin canlandırdığı terörizmle mücadele etmek

İran’ın istikrarı sarsan davranışları ile mücadele etmek
Rusya ve Çin'in bu stratejik bölgede, özellikle Fırat'ın doğusunda yayılma girişimlerini engellemek
Zaman zaman ABD’nin üslerini yenilediğine, Fırat’ın doğusunda yeni üsler kurduğuna, altyapı inşa ettiğine ve eş-Şeddadi’de büyük bir hava üssü kurduğuna ilişkin bilgiler yayılıyor.
Washington ve Moskova’da “Suriye-Suriye anlaşması ve Suriyelilerin eliyle yapılan müzakereler” hakkında duyduklarımız gerçeği yansıtmıyor. Zira Geir Pedersen net bir şekilde “bunun uluslararası bir çatışma olduğunu ve bununla bağlantılı sorunların çoğunun yalnızca Suriyelilerin elinde olmadığını” ilan etti. Pedersen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu krizde bir uzlaşma sağlayamadığımız için utanç ve esef duyuyorum. Suriyeliler, hükümet ile muhalefet arasında gerçek bir ilerleme kaydedilmediğini ve jeopolitik bir rekabet içinde sıkışıp bölünmüş bir uluslararası topluluk görüyorlar. Hiçbiri kendi tutumundan vazgeçmiyor ve birinin aleyhine başka bir tarafı desteklemeye çalışıyor.”
Kesin olan bir şey var o da Suriyelilerin yüzde 90’ının yoksulluk sınırının altında olduğu. Ayrıca Savunma Bakanı General Sergey Şoygu’nun söylediği gibi Rusya “Suriye savaşında 316 farklı silah” test etti. Geriye kalan şey ise Washington, Moskova, Ankara ve Tahran’daki yetkililer arasında bir demagoji maçı.
*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Zelenskiy: Rusya ile bin 200 esirin takası için çalışıyoruz

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Zaporijya bölgesindeki 65. Mekanize Tugayı'nı ziyareti sırasında askerlere hitap ediyor. (AFP)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Zaporijya bölgesindeki 65. Mekanize Tugayı'nı ziyareti sırasında askerlere hitap ediyor. (AFP)
TT

Zelenskiy: Rusya ile bin 200 esirin takası için çalışıyoruz

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Zaporijya bölgesindeki 65. Mekanize Tugayı'nı ziyareti sırasında askerlere hitap ediyor. (AFP)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Zaporijya bölgesindeki 65. Mekanize Tugayı'nı ziyareti sırasında askerlere hitap ediyor. (AFP)

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov, Kiev'in bin 200 Ukraynalının serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla Rusya ile esir takasını yeniden başlatmak üzere çalıştığını söyledi.

Zelenskiy bugün Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Takasların yeniden başlamasını sabırsızlıkla bekliyoruz... Bu amaçla birçok toplantı, müzakere ve görüşme yaptık” ifadelerini kullandı.

Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Umerov dün yaptığı açıklamada, Kiev'in ortaklarının desteğiyle Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) takasların yeniden başlatılması konusunda istişarelerde bulunduğunu söyledi. Umerov, “Bu müzakereler sonucunda taraflar İstanbul anlaşmalarına geri dönme konusunda anlaştılar... Bu, bin 200 Ukraynalının serbest bırakılmasıyla ilgili” dedi.

İstanbul anlaşmaları, 2022 yılında Türkiye'nin arabuluculuğuyla varılan esir takası anlaşmalarıdır ve Rusya ile Ukrayna arasında büyük ölçekli, koordineli takaslar için kurallar belirlemektedir.

O zamandan bu yana iki ülke binlerce esirin takasını gerçekleştirdi, ancak takaslar düzensizdi ve Şubat 2022'den bu yana Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşının cephe hatlarındaki gerginlikler nedeniyle sık sık kesintiye uğradı.

Operasyonun usul ve organizasyonel ayrıntılarını belirlemek için yakın gelecekte istişareler yapılacağını ifade eden Umerov, “Esaretten dönen Ukraynalıların Yeni Yıl ve Noel'i evlerinde, aile sofralarında ve sevdikleriyle birlikte kutlayabilmeleri için yorulmadan çalışıyoruz” dedi.

Diğer yandan Zelenskiy, Ukrayna'nın hava ve hava savunma kapasitesini güçlendirmek için yarın (pazartesi) Fransa ile imzalanacak bir anlaşma hazırlandığını, ertesi gün (salı) ise İspanya'da Ukrayna'ya hava savunma ve füze sistemleri konusunda destek verilmesi konusunu görüşeceğini söyledi.

Zelenskiy ayrıca, bugün Yunanistan ile kış aylarında doğal gaz ithalatına ilişkin bir anlaşma imzalayacağını bildirdi.


Ağır toplardan motosikletlere... Rusya, Ukrayna'daki askeri stratejisini nasıl değiştirdi?

Pokrovsk kenti yakınlarında Rus güçlerine havan topu ateşleyen Ukraynalı askerler (Reuters)
Pokrovsk kenti yakınlarında Rus güçlerine havan topu ateşleyen Ukraynalı askerler (Reuters)
TT

Ağır toplardan motosikletlere... Rusya, Ukrayna'daki askeri stratejisini nasıl değiştirdi?

Pokrovsk kenti yakınlarında Rus güçlerine havan topu ateşleyen Ukraynalı askerler (Reuters)
Pokrovsk kenti yakınlarında Rus güçlerine havan topu ateşleyen Ukraynalı askerler (Reuters)

Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı, son zamanlarda Moskova'nın askeri stratejisinde geleneksel savaş yöntemlerinden daha yenilikçi ve sıra dışı taktiklere doğru kayan önemli bir değişime tanık oldu.

Aylarca ağır topçu silahlarına yoğun bir şekilde güvenen ve ‘kıyma makinesi’ stratejisi olarak bilinen bir taktik izleyen Rusya yeni taktikler benimsemeye başladı. Bu taktikler arasında sivil araçların (motosikletler de dâhil) muharebe görevlerinde kullanılması da yer alıyor. Bu durum, Rusya’nın Ukrayna cephelerinde savaş yürütme biçiminde belirgin bir değişime işaret ediyor.

Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığına göre söz konusu değişim, sosyal medyada yaygın olarak paylaşılan (yoğun sisin içinden çıkan ve Ukrayna'nın doğusunda bulunan Donetsk bölgesindeki Pokrovsk şehrine doğru ilerleyen bir Rus askeri konvoyunu gösteren) bir videoda açıkça görülüyor. Videoda, bazı askerlerin motosikletlere bindiği, bazılarının ise harap bir kamyonun kasasında ayakta durduğu fark ediliyor. Bu sahne, Moskova'nın şu anda cephede uyguladığı alışılmadık taktikleri yansıtıyor.

Eğer Pokrovsk Rus kuvvetlerinin eline geçerse -ki bu artık giderek daha olası görünüyor-, burası Moskova’nın Mayıs 2023’te Bahmut’u ele geçirmesinden bu yana kontrol ettiği en büyük şehir olacak.

Bahmut gibi Pokrovsk da büyük ölçüde enkaza dönüştü ve stratejik önemi önemli ölçüde azaldı. Ancak Bahmut gibi Pokrovsk da Ukrayna direnişinin sembolü haline gelmiş bir şehir.

Bu nedenle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, burayı ele geçirmek için neredeyse her bedeli ödemeye hazır görünüyor. Dolayısıyla Ukrayna ordusu, durum her geçen gün kötüleşse de şehri savunmaya devam ediyor.

İki doğu kentinin kaderi birbirine çok benziyor gibi görünse de, sahadaki askerler, askeri gözlemciler ve analistler, Rusya'nın her iki kente yaklaşımının çok farklı olduğunu ve bu taktik değişikliğinin son iki yılda savaşın nasıl geliştiğini gösterdiğini söylüyor.

Bu değişimin başlıca nedeni, insansız hava araçlarının (İHA) yaygınlaşması. Modern teknolojik gelişmeler, bu araçların çok daha geniş mesafelere konuşlandırılmasını mümkün kıldı. Bu durum, Rus ve Ukrayna kuvvetleri arasındaki cephe hattının her iki tarafında ‘öldürme alanlarını’ fiilen genişletti ve böylece savaş alanında ilerlemeyi daha da zorlaştırdı.

‘Mantıklı bir değişim’

Pokrovsk'un kuzeydoğusundaki Kostyantynivka yakınlarında konuşlanmış Ukrayna 129. Tugayı’ndan bir asker CNN'e, birliğinin Rus kuvvetleriyle motosikletler üzerinde yaptığı ilk karşılaşmanın ‘son derece beklenmedik’ olduğunu, ancak buna rağmen mantıklı olduğunu söyledi.

“Bu mantıklı. Biz İHA'larla saldırıyoruz ve bu durumda onların hafif nakliye araçlarıyla hareket etmesi daha kolay” diyen asker, güvenlik nedeniyle isminin açıklanmamasını istedi.

Ukrayna Savunma Bakanlığı salı günü, yaklaşık 300 Rus askerinin Pokrovsk'ta olduğunu ve çatışmaların halen devam ettiğini bildirdi.

Tıbbi tahliye zorluğu

Rusya, 2024 yılının başlarında doğudaki Avdiyivka hattını yarıp geçmesinden bu yana, neredeyse iki yıldır yavaş bir şekilde Pokrovsk yönünde ilerliyor.

Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Savaş Çalışmaları Enstitüsü (ISW) bünyesindeki Avrupa Savunma Projesi Direktörü Mason Clark, tıpkı Avdiyivka’nın ele geçirilmesinde olduğu gibi, Rusya'nın Pokrovsk’a doğru ‘nihayetinde Ukrayna güçlerini geri çekilmeye zorlamak veya onları tamamen kuşatmak amacıyla yavaş yavaş ilerlediğini’ belirtti.

Clark şöyle devam etti: “Bu, Bahmut’ta yaşanan süreçten farklı; Bahmut daha çok yoğun ve doğrudan bir kentsel saldırıydı. Pokrovsk’ta ise operasyonel hedef, şehri tamamen temizlemekten ziyade Ukrayna kuvvetlerini kuşatmaktı.”

Rus kuvvetleri Pokrovsk’u tamamen abluka altına alamamış olsa da, Ukrayna’nın ikmal hatlarını kesmeyi başardı.

Pokrovsk ve komşu Mirnograd kentinde halen çatışan bir Ukraynalı sağlık görevlisi, şehirden tıbbi tahliyenin neredeyse imkânsız olduğunu söyledi. Zira tahliye araçları şehre 10-15 kilometreden fazla yaklaşamıyor ve bu mesafe bile İHA’lar nedeniyle son derece tehlikeli.

Sağlık görevlisi CNN’e şunları söyledi: “Ağır yaralılar tıbbi stabilizasyon noktasına ulaşamıyor. Orta derecede yaralanan biri, şanslıysa oraya ulaşabilirse ağır duruma düşüyor. Hafif yaralanmalar ise çoğu zaman orta seviyeye dönüşüyor… Şu anda, yerlerinden çıkaramadığımız, iki haftadır ağır yaralı birkaç kişi var. Bir kişi de bir haftadır ağır durumda ve onu da çıkaramıyoruz.”

gt
Ukrayna'nın Donetsk bölgesindeki Pokrovsk kentinde hasar görmüş binaların önünden geçen Ukraynalı bir asker (AP)

Ukrayna ordusu, yaralıları tahliye etmek için insansız zırhlı araçlar kullanmayı deniyor ancak Pokrovsk’ta görev yapan sağlık görevlisi, bu araçların büyük miktarda Rus ateşine maruz kaldığını belirtiyor. Uluslararası hukuka göre, silahsız ve açık şekilde işaretlenmiş tıbbi taşıma araçlarına saldırmak yasak olmasına rağmen bu saldırılar devam ediyor.

Küçük gruplar gizlice sızıyor

2023’ün ilk yarısında Bahmut’taki savaş, Ukraynalıların ‘kıyma makinesi’ adını verdiği saldırılarla karakterize edildi. Bu taktik kapsamında Rus birlikleri, Ukrayna’nın iyi tahkim edilmiş mevzilerine doğru ilerlemeye devam ediyordu. Bu stratejinin temel fikri, Ukrayna kuvvetleri ateş açtığında kendi mevzilerini ele vermeleriydi.

Bu taktik, esasen öldürülmek üzere cepheye gönderilen Rus askerleri arasında çok yüksek kayıp oranlarına yol açtı. Geri çekilmek isteyenler, üstleri tarafından öldürülme tehdidiyle karşı karşıya kaldılar.

Bahmut'ta savaşan Ukraynalı askerler CNN'e, her gün onlarca Rus askerini öldürdüklerini ve cesetlerini tarlalarda donmaya bıraktıklarını, ertesi gün ise aynı görev için başka bir asker dalgasının gönderildiğini söylediler. Sonunda, ezici sayısal baskı sayesinde, bu Rus yöntemi aylarca süren çatışmalardan sonra Ukrayna ordusunu yormayı başardı.

Ancak şimdi taktikler değişti.

Mason Clark, “Bahmut'ta Wagner, Ukrayna'nın ateşini çekmek için adamlarını açık alanlara gönderiyor ve onların öldürülmesini bekliyordu. Şimdi amaç, bu adamların mümkün olduğunca çoğunu Ukrayna mevzilerine yaklaştırmak. Artık öldürülmek için gönderilmiyorlar” ifadelerini kullandı.

129. Tugay'dan bir Ukrayna askeri, Rus saldırı gruplarının küçüldüğünü bildirdi.

Güvenlik nedenleriyle isminin açıklanmamasını isteyen asker, “Kentsel alanlarda eskiden beş ila yedi kişilik gruplar halinde hareket ediyorlardı. Şimdi ise üç kişiden fazla olmuyorlar. Ekranda hareketlilik olmadığı için keşif İHA'larıyla onları takip etmek zor” dedi.

Ukrayna İHA biriminden başka bir asker, Rusların genellikle üç kişilik gruplar halinde hareket ettiğini ve kayıp oranlarının yüksek olduğunu bildirdi.

Geçen hafta isminin açıklanmaması kaydıyla CNN'e konuşan asker, “Onlar, üç kişiden ikisinin öldürüleceği, fakat birinin şehre ulaşarak orada tutunabileceği gerçeğine güveniyorlar” dedi.

Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı’nın tahminlerine göre, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya karşı başlattığı geniş çaplı işgalden bu yana verdiği 1,1 milyondan fazla zayiatın üçte biri yalnızca bu yıl öldürülen veya yaralanan askerlerden oluşuyor.

Clark, “Bu durum Ruslar açısından mantıklı. Çünkü son derece yavaş bir ilerleme temposunu kabullenmiş durumdalar ve bu tür operasyonel yaklaşım çok yavaş ilerliyor… Oysa 2022 ve 2023 yıllarında hâlâ hızlı ilerlemeye daha fazla önem veriyorlardı” ifadelerini kullandı.


Venezuela, Trinidad ve Tobago ile ABD arasında yapılan ‘sorumsuz’ askeri tatbikatları kınadı

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
TT

Venezuela, Trinidad ve Tobago ile ABD arasında yapılan ‘sorumsuz’ askeri tatbikatları kınadı

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro dün yaptığı açıklamada, Washington'ın Karayipler'deki askeri varlığını artırması nedeniyle, ABD ile müttefiki Trinidad ve Tobago arasında yapılan ‘sorumsuz’ askeri tatbikatları kınadı.

Karakas, Washington'un uyuşturucu çetelerine karşı olduğunu söylediği Karayipler'deki ABD askeri faaliyetlerinin, solcu lider Maduro'yu devirmek için bir bahane olduğunu düşünüyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre bu, ABD ile Trinidad ve Tobago tarafından bir aydan kısa bir süre içinde gerçekleştirilen ikinci ortak tatbikat.

Ekim ayında, güdümlü füzelerle donatılmış bir ABD destroyeri, Venezuela'nın ‘kışkırtıcı’ olarak nitelendirdiği eğitim tatbikatları yapmak üzere dört gün boyunca Trinidad'da demirledi.

Maduro dün Karakas'ta düzenlenen bir etkinlikte şunları söyledi: “Trinidad ve Tobago hükümeti, bir kez daha sorumsuz askeri tatbikatlar yapacağını duyurdu ve Sucre eyaleti açıklarındaki sularını, Venezuela gibi bir devleti tehdit etmeyi amaçlayan askeri tatbikatlar için kullanıma açtı.”

Maduro, doğu eyaletlerindeki destekçilerini, 16-21 Kasım tarihleri arasında yapılması planlanan tatbikatlar sırasında ‘protesto gösterileri’ düzenlemeye çağırdı.

Trump yönetimi haftalar önce Karayipler ve Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen tekneleri hedef alan saldırılar başlatmıştı. Ayrıca hava ve deniz kuvvetlerini de devreye soktu; uçak gemisi USS Gerald R. Ford’un salı günü bölgenin kıyılarına ulaştığı duyuruldu.

Son birkaç hafta içinde Washington, uluslararası sularda yaklaşık 20 tekneyi hedef alan saldırılar düzenledi ve ABD verilerine göre en az 76 kişi öldü.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth perşembe günü Latin Amerika'da ‘terörist uyuşturucu kaçakçılarına’ karşı askeri operasyon başlatıldığını duyurdu; ancak bu operasyonun mevcut ABD askeri konuşlanmasından nasıl farklılaşacağı belirsizdi.

ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela konusunda ne yapılacağına dair bir karar verdiğini ima ederek, “Ne olduğunu size söyleyemem, ancak uyuşturucu akışını durdurma konusunda Venezuela ile büyük ilerleme kaydettik” dedi.