Batı, Navalni'nin sağlık durumunun kötüleşmesinin ardından Moskova'ya baskısını artırdı

Navalni’nin destekçileri modern Rus tarihinin en büyük protestolarını gerçekleştirmeye hazırlanıyorlar.

Navalnyi, geçen şubat ayında gerçekleştirilen duruşmasında zafer işareti yaptı. (Reuters)
Navalnyi, geçen şubat ayında gerçekleştirilen duruşmasında zafer işareti yaptı. (Reuters)
TT

Batı, Navalni'nin sağlık durumunun kötüleşmesinin ardından Moskova'ya baskısını artırdı

Navalnyi, geçen şubat ayında gerçekleştirilen duruşmasında zafer işareti yaptı. (Reuters)
Navalnyi, geçen şubat ayında gerçekleştirilen duruşmasında zafer işareti yaptı. (Reuters)

Hapishanede olan Rus muhalif Aleksey Navalni'nin sağlık durumunun kötüleşmesi, Bayı’nın Moskova üzerindeki baskısını artırmasına neden oldu. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas dün yaptığı açıklamada, AB dışişleri bakanlarının Navalni davasını görüşeceklerini bildirdi. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da Navalni’nin hapishanede ölmesi halinde Rusya'nın bunun sonuçları ile yüzleşeceği uyarısında bulundu. Sullivan, CNN'e verdiği demeçte şunları söyledi:
"Navalni’nin ölmesi halinde Rusya’ya karşı ne gibi adımlar atacağımızı değerlendiriyoruz. Yaptırımların içeriğini şu an paylaşamam. Ancak durumun Rusya için sonuçları olacağını daha önceden belirtmiştik."
AFP’nin aktardığına göre Sullivan, Beyaz Saray'ın Kremlin'e ilettiği mesajda, tutuklu olduğu süre boyunca Navalny’nin başına gelenlerden Rus hükümetinin sorumlu olduğunu ve uluslararası toplum tarafından da sorumlu tutulacaklarını bildirdiğini söyledi. ABD Başkanı Joe Biden cumartesi günü yaptığı açıklamada Navalni’'nin gördüğü muamele içim ‘tam anlamıyla haksızlık’ ifadelerini kullandı. Ancak geçen hafta Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde selefinin tutumuna değinmediği için eleştirilere maruz kaldı. Sullivan ise Beyaz Saray'ın tutumunu doğrudan Rusya'ya ilettiğini ve bu sorunu çözmenin en iyi yolunun Rus hükümetinin üst kademelerinde, diplomatik kanallar aracılığıyla kurulacak özel iletişim olduğunu vurguladı.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da Alman Bild gazetesine verdiği demeçte, AB dışişleri bakanlarının Brüksel'de bugün Navalni davasını görüşecekleri bilgisini verdi. Maas, Rus muhalif liderin güvendiği doktorlarla görüşmesi için Kremlin’e çağrıda bulunduğu açıklamasında “Navalni’nin tedavi hakkı daha fazla vakit kaybetmeden güvence altına alınmalıdır” ifadesini kullandı.
Maas’ın Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian da Avrupa Birliği'nin Navalni dosyasını yakından takip ettiğini belirterek Rusya'ya karşı daha fazla yaptırım uygulanavileceğine dikkat çekti. AFP’nin aktardığına göre Drian "Önlemleri zaten aldık. Yaptırım paketi büyük. Başka yaptırımlar da olabilir" dedi.
Diğer yandan Rusya'nın Londra Büyükelçisi Andrei Kelin dün BBC'ye verdiği demeçte, Navalni'nin "hapishanede ölmeyeceğini" söyledi.  Kelin konuya ilişkin şunları söyledi:
“Tabii ki hapishanede ölüme terk edilmeyecek. Ancak Navalni'nin dengesiz davrandığını söyleyebilirim. Bütün bunlarla hedefi, sol elinin ağrı içinde olduğunu söyleyerek dikkatleri üzerine çekmek. Yarın ise bacağında sorun olduğunu söyleyecek. Normal davranırsa erken bir tarihte serbest bırakılma şansı var.”
Navalni, zehirlendiği saldırının arkasında Moskova’nın olduğunu söylemiş, Almanya'da tedavi gördükten sonra, Rusya'ya dönüşünde  tutuklanmıştı. Rusya ise Navalni’nin zehirlendiği yönündeki iddiaları yalanlıyor.
Navalni, şartlı tahliye koşullarını ihlal ettiği için iki buçuk yıl hapis cezasına çarptırılmış ve Rusya'nın en katı uygulamalar yürütülen hapishanelerinden biri olan, Moskova'nın 100 kilometre doğusundaki Camp Pokrov'a konulmuştu. Avukatının açıklamalarına göre muhalif lider Navalni, bel fıtığı olduktan sonra gerekli tıbbi yardımı alamadığı gerekçesiyle hapishane yönetimini suçlayarak kötü koşulları protesto etmek için 31 Mart'ta açlık grevine başlamıştı.
Navalni’nin doktorları cumartesi günü, muhalif liderin her an kalp krizi geçirebileceğini duyurarak acilen kontrol edilmesi için izin talep ettiler.
Protesto hazırlıkları
Diğer yandan Navalni’nin destekçileri, Rus muhalifin sağlığının kötüleşmesi ve hükümetin uygulamalarına dikkat çekmek için çarşamba günü modern Rus tarihinin en büyük sokak protestosu olacağını düşündükleri bir gösteri yapmayı planlıyorlar. Ülke çapındaki protesto gerçekleştirme planı Navalni’nin internet sitesinde duyuruldu. Bildiride "İşler çok hızlı ve çok kötü bir şekilde değişiyor. Artık bekleyip erteleyemeyiz. Radikal durumlar, radikal kararlar gerektirir" ifadesi kullanıldı.
Yapılan açıklamalar, yetkililerin yasa dışı olduğu gerekçesiyle güç kullanarak dağıttığı  protestoların bir benzerinin düzenleneceği yönünde. Diğer yandan Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, protestolar ile aynı gün  siyasi elitlere hitap edeceği yıllık konuşmasını yapması planlanıyor.



İran geniş çaplı füze tatbikatlarına başladı

Ulusal Güvenlik Konseyi'ne bağlı Nour News Ajansı tarafından yayınlanan bir fotoğrafta, yeri belirtilmeyen füze tatbikatları görülüyor.
Ulusal Güvenlik Konseyi'ne bağlı Nour News Ajansı tarafından yayınlanan bir fotoğrafta, yeri belirtilmeyen füze tatbikatları görülüyor.
TT

İran geniş çaplı füze tatbikatlarına başladı

Ulusal Güvenlik Konseyi'ne bağlı Nour News Ajansı tarafından yayınlanan bir fotoğrafta, yeri belirtilmeyen füze tatbikatları görülüyor.
Ulusal Güvenlik Konseyi'ne bağlı Nour News Ajansı tarafından yayınlanan bir fotoğrafta, yeri belirtilmeyen füze tatbikatları görülüyor.

İran medyası, ülke genelindeki çeşitli illerde füze denemelerinin başladığını bildirdi.

İran Devrim Muhafızları'na bağlı Fars Haber Ajansı, görgü tanıklarının ifadelerine ve vatandaşlardan gelen haberlere dayanarak, İran genelinde çeşitli yerlerde füze denemelerinin yapıldığını belirtti.

Haberlere göre, füzeler Loristan eyaletinin başkenti Hürremabad'da, Batı Kürdistan eyaletinin (batı) Mahabad şehrinde, İsfahan'da, Tahran'da (merkez) ve ülkenin kuzeydoğusundaki Horasan eyaletinin başkenti Meşhed'de görüldü.


Sarı hattı etkisiz hale getirmek... Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını tehdit eden bir pazarlık kozu

Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
TT

Sarı hattı etkisiz hale getirmek... Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını tehdit eden bir pazarlık kozu

Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)

ABD’nin Miami kentinde yapılan Gazze anlaşması çerçevesindeki dörtlü arabuluculuk toplantısının sonuçları, haftalar sürebilecek istişarelere işaret ediyor. İsrail kaynaklarından sızan bilgiler, Gazze Şeridi’nin kontrol altındaki alanının yüzde 50’sinden fazlasını kapsayan ve Hamas’ın bulunmadığı bölgede silahsızlandırma olasılığına dair ipuçları veriyor.

Sızıntılar, sarı hat bölgesinde ikinci aşamadan bağımsız kısmi bir yeniden imar planının hazırlandığını öne sürüyor. Uzmanlar, bu hamleyi, arabulucular ve Hamas üzerinde baskı kurmak için bir araç olarak değerlendiriyor; amaç, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerde silahlarını bırakmasını sağlamak.

Uzmanlar, tek taraflı girişimlerin, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını aksatabileceğini ve İsrail’in bölgeyi bölme ve tamamen çekilmeme hedeflerine hizmet edebileceğini belirtiyor. İlk aşaması 10 Ekim’de uygulamaya konulan barış planının maddeleri de bu olasılıklara işaret ediyor.

İsrail Kanal 12 televizyonuna konuşan bir güvenlik kaynağı, ordunun sarı hat bölgesinde silahsızlandırma çalışmalarını tamamlamak üzere olduğunu belirtti. Kaynağa göre, söz konusu bölge Gazze Şeridi’nin doğusunda yer alıyor ve toplam alanın yaklaşık yüzde 52’sini kapsıyor.

Ekim ayında imzalanan Gazze anlaşmasından bu yana, sarı hat içinde faaliyet gösteren altı tugay, yer üstü ve yer altındaki altyapının onlarca kilometresini yok etti. Aynı kaynak, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerde silahsızlandırmanın önemine dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre İsrail ordusu cumartesi günü, Han Yunus’un güneyinde sarı hattın İsrail tarafında Hamas’a ait tünellerin patlatıldığını ve yıkıldığını gösteren görüntüler paylaştı.

Bu adımlar, Yedioth Ahronoth gazetesinin yaklaşık bir hafta önce aktardığı habere göre, Tel Aviv’in, ABD talebi üzerine Gazze Şeridi’nde enkaz kaldırma maliyetlerini karşılamayı ve geniş çaplı mühendislik çalışmalarını üstlenmeyi ilk etapta kabul etmesinin ardından geldi. Haberde, Refah bölgesinde yeniden imar için bir alanın boşaltılmasının planlandığı ifade edildi.

Buna karşılık Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati cumartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde yeniden imar çalışmalarının acilen başlatılması gerektiğini vurguladı. Abdulati, tek taraflı çözümleri veya Filistin topraklarının demografik ve coğrafi yapısını değiştirme girişimlerini reddettiklerini ve Filistin halkının topraklarından zorla çıkarılmasına izin verilmeyeceğini belirtti.

dcfr
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hattı temsil eden beton blok (AFP)

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve İsrail konularında uzman akademisyen Ahmed Fuad Enver, sarı hattın silahsızlandırılmasıyla ilgili açıklamaların İsrail tarafından yapılan belirsiz ve baskı amaçlı beyanlar olduğunu belirtti. Enver, bu adımların ikinci aşamayı etkilemeyi amaçladığını vurguladı.

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal ise sızıntıları, arabulucular ve Hamas üzerinde ‘doğrudan baskı’ kurma girişimi olarak nitelendirdi. Nazzal, Hamas’ın silahsızlandırılmasının zaman alacağını ve uygulanmasının zorluklar içereceğini, ayrıca İsrail içinde sahte zafer algısı yaratmayı hedeflediğini ifade etti.

Söz konusu tartışmalar, Miami’de yapılan toplantının sonuçlarıyla eş zamanlı olarak gerçekleşti. Mısır, Katar, Türkiye ve ABD’yi temsil eden arabulucuların açıklamasına göre, ABD’nin gönderdiği diplomat Steve Witkoff’un X hesabından aktardığı mesajda, ikinci aşama görüşmelerinde Gazze’de birleşik otorite altında sivil ve kamu düzeninin korunmasını sağlayacak bir yönetim organının güçlendirilmesine vurgu yapıldığı belirtildi. Arabulucular, geçiş sürecinde sivil ve güvenlik alanları ile yeniden inşayı yönetmek üzere Barış Konseyi’nin kurulması ve aktif hale getirilmesine destek verdiklerini açıkladı.

xscdfg
Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü mensupları, 2023 yılında er-Rimal mahallesinde yıkılan bir binanın enkazı arasında ceset arıyor. (AFP)

Arabulucular, tüm taraflara yükümlülüklerini yerine getirme, itidal gösterme ve denetim mekanizmalarıyla iş birliği yapma çağrısında bulundu. Ayrıca ikinci aşamanın uygulanmasını ilerletmek amacıyla önümüzdeki haftalarda görüşmelerin devam edeceği açıklandı.

Ahmed Fuad Enver, ikinci aşama için geri sayımın başladığını belirterek, “İsrail’in bu aşamaya girmesi için zorunlu bir süreç olacak… Ocak ayında bunu görebiliriz” dedi.

Nizar Nazzal ise Miami toplantısının ikinci aşamanın ana hatlarını çizdiğini, Barış Konseyi, Gazze Yönetim Komitesi ve istikrar güçlerinin oluşturulmasının uygulamaya konduğunu söyledi. Nazzal, buna bağlı olarak İsrail’in, silahsızlandırma ve saldırıların devamı gibi engellere rağmen ABD baskısı altında ikinci aşamaya katılmak zorunda kalacağını ifade etti.


İran: Füze programımız savunma amaçlıdır ve müzakere konusu değildir

Tahran'da düzenlenen askerî geçit töreninde görülen İran balistik füzeleri (Arşiv – Reuters)
Tahran'da düzenlenen askerî geçit töreninde görülen İran balistik füzeleri (Arşiv – Reuters)
TT

İran: Füze programımız savunma amaçlıdır ve müzakere konusu değildir

Tahran'da düzenlenen askerî geçit töreninde görülen İran balistik füzeleri (Arşiv – Reuters)
Tahran'da düzenlenen askerî geçit töreninde görülen İran balistik füzeleri (Arşiv – Reuters)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi bugün yaptığı açıklamada, İran’ın füze programının savunma amaçlı olduğunu ve müzakere edilemeyeceğini belirtti.

Bekayi, “İran'ın saldırganları caydırmak için tasarlanmış savunma yetenekleri hakkında hiçbir koşulda tartışma yapılmasına yer yoktur” dedi.

Amerikan medyasında yer alan haberlere göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’dan İran’ın balistik füze programındaki herhangi bir genişlemenin hızlı bir müdahaleyi gerektirebilecek bir tehdit oluşturduğunu belirten bir brifing alması bekleniyor.

sdf
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), ülkenin güneyindeki Hürmüz Boğazı'nda düzenlenen askeri tatbikat sırasında füze ateşledi. (EPA)

İsrailli güvenlik kaynakları, İran’ın nükleer programını yeniden canlandırma yönünde adımlar atmaya başladığına dair bir dizi işaret bulunduğunu, ancak uranyum zenginleştirmeyi henüz yeniden başlatmadığını açıkladı. Şarku’l Avsat’ın Maariv gazetesinden aktardığına göre, son haftalarda İsrail ve ABD’nin önceki saldırılarında tahrip edilen nükleer reaktörler çevresinde sürekli bir hareketlilik gözlemleniyor.

Kaynaklar, ayda ortalama 3 bin balistik füze üretimi için yoğun çabalar sarf edildiğini belirtti. Bu füzeler eski nesil ve düşük isabetli olmasına rağmen, hedeflerine ulaşanlar ciddi yıkıma yol açabiliyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise dün yaptığı açıklamada, Tahran’ın ‘yeni bir saldırı olasılığını göz ardı etmediğini’, ancak ülkenin ‘tam anlamıyla ve öncesine göre daha fazla’ hazır olduğunu belirtti. Arakçi, bu hazırlığın amacının savaşı önlemek olduğunu, savaş istemek olmadığını vurguladı ve İran’ın haziran ayındaki saldırılarda zarar gören altyapıyı yeniden inşa ettiğini kaydetti.

fgt
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve ekibi, 12 Nisan'da Maskat'ta Amerikan heyetiyle yapılan dolaylı görüşmelerin ardından gerçekleştirilen ilk tur görüşmelerin arasında (Arşiv – AFP)

Nükleer tesislerine yönelik saldırılardan önce İran, uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştiriyordu. Bu oran, askeri kullanım seviyesine yakın kabul ediliyor. UAEA, savaşın başlaması sırasında İran’ın yaklaşık 441 kilogram bu düzeyde zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğunu bildirmiş, ancak 13 Haziran’dan bu yana stokları doğrulamanın mümkün olmadığını açıklamıştı.

Batılı ülkeler, bu seviyede zenginleştirmenin sivil bir ihtiyaç olmadığını savunurken, UAEA İran’ın yüzde 60 oranında uranyum zenginleştiren, nükleer silaha sahip olmayan tek ülke olduğunu belirtiyor.