Cezayir: ‘Kokain Davasında’ sanıklara yolsuzluk suçundan hapis

Cezayir'deki Sidi Muhammed Mahkemesi (APS)
Cezayir'deki Sidi Muhammed Mahkemesi (APS)
TT

Cezayir: ‘Kokain Davasında’ sanıklara yolsuzluk suçundan hapis

Cezayir'deki Sidi Muhammed Mahkemesi (APS)
Cezayir'deki Sidi Muhammed Mahkemesi (APS)

Cezayir başkentinde bir mahkeme, turizm mülkleriyle ilgili yolsuzluk davalarında, ‘kokain ticareti davası’ önde gelen sanıklarından Kemal Şeyhi'yi iki yıl hapis cezasına çarptırdı.
Bu, büyük bir servete sahip ve ‘kasap’ olarak bilinen Şeyhi aleyhinde verilen ilk karar sayılıyor. Nitekim Şeyhi, Tipaza kıyı şehrinde yasalara aykırı gayrimenkul ve yapı ruhsatlarının elde edilmesiyle ilgili olarak, yetkililer ve çalışanlar tarafından yasadışı hizmetlerden yararlanma ayrıcalıkları tanımakla suçlanıyor.
Dosyayı inceleyen Yargıç, Yerel Vergiler Müdürlüğü Proje İstatistikleri Daire Başkanı, asıl sanığın fayda sağladığı yasadışı vergi kesintileri ve muafiyet sağlama suçlamasıyla tehiri icra ile 2 yıl hapis cezasına, yardımcısı ise tehiri icra ile 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Şeyhim ile çalışan bir noter ise yolsuzluk suçlamalarından beraat etti.
Hakim huzurundaki açıklamalarında, turizm yatırımıyla ilgili yasaların kapsamı dışında, Tipaza’da turizm proje yürütmek için gayrimenkul edindiği yönündeki suçlamaları reddeden asıl sanık, “İddianamenin aksine tüm vergilerimi devlet hazinesine ödedim. Yüzlerce iş imkanı sağlayacak projelerimin devamı yönünde destek vermek yerine hakkımda hapis cezası çıkardılar” ifadelerini kullandı. Şeyhi’ninki gibi vergi memurlarının savunma komisyonu da kararın temyizini isteyerek müvekkilleri aleyhindeki suçlamaların kaldırılmasını talep etti.
Başkentteki Sidi M'Hamed Mahkemesi, Şubat 2020'de Şeyhi’yi 8 yıl etkili hapis ve 10 milyon dinar para cezasına çarptırmıştı. Aynı zamanda umumi anlaşmalara katılımı beş yıl süre ile yasaklanmıştı.
Aynı davada eski bir belediye başkanı 6 yıl, şuanda hapiste olan eski Polis Müdürü Abdulgani Hamil’in şoförü ‘nüfuzdan yararlanmak ve para karşılığında Şeyhi’ye haksız menfaat sağlamak’ suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Mahkeme, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un soruşturma kapsamında iki yıl hapis yatan oğlu Halid Tebbun’u yolsuzluk suçlamalarından beraat ettirdi. Aynı zamanda iki yargıç da ‘nüfuzu başkalarına kanunsuz bir şekilde ayrıcalık tanımak için kötüye kullanma’ suçundan beraat etti.
Şeyhi’nin memurlar sayesinde başkentte büyük imarların ruhsatını etkili elde etmekle suçlanıyor. Ulusal Jandarma Teşkilatı Yolsuzlukla Mücadele Dairesi tarafından yürütülen ön soruşturmaya göre Halid, hediye ve rüşvet karşılığında Şeyhi’ye inşaat ruhsatı sağlamak için, Konut ve Şehircilik Bakanı (2012-2017) olduğu dönemde babası Tebbun’dan yararlanmıştı.
Şeyhi ise Halid Tebbun’un ‘davayla hiçbir ilgisinin olmadığını, babasını tuzağa düşürmek amacıyla suçlandığını’ vurguladı. Nitekim başkent belediyelerinde şehir ve inşaat birimlerinde çalışan düzinelerce çalışan, bu dava kapsamında hapse atıldı.
Şeyhi aleyhindeki asıl dava, İspanya'nın Valencia Limanı üzerinden Brezilya’dan ithal edilen ve Şeyhi tarafından kiralanan bir gemide Vahran limanı aracılığıyla ülkeye giren tonlarca kırmızı etin içerisine gizlenmiş yaklaşık 396 kilo kokainin Mayıs 2017’de ele geçirilmesi ile ilgiliydi. Ancak olay araştırıldığı sırada, Şeyhi’nin gayrimenkul alanında yolsuzluk davalarına karıştığı anlaşıldı.
Şeyhi’nin avukatlarından Kerim Sedrati ise Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Ön soruşturmada yanında bir avukat olmadan dinlenmesi gibi birçok eksik mevcut. Savcılığın Brezilya yargısına gönderdiği adli mektupların içeriğini görmek istedik; ancak yanıt alamadık. Savunma, uzun süredir soruşturulan bu davada yargılanması için çağrıda bulunuyor. Şeyhi, uyuşturucuyla hiçbir ilgisi olmadığı için suçlamaların düzmece olduğu kanaatinde. Zirâ yetkililer, onun işinin emlak alıp satmak olduğunu çok iyi biliyor. Kiloyla kokain getiren kişinin araştırılıp bulunması gerekiyor” ifadelerini kullandı.



Cezayir-İran ilişkilerinin son 20 yılı: Terör nedeniyle yabancılaşmadan tutumlarda yakınlaşmaya ve uyum noktasına

Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
TT

Cezayir-İran ilişkilerinin son 20 yılı: Terör nedeniyle yabancılaşmadan tutumlarda yakınlaşmaya ve uyum noktasına

Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf’ın cuma ve cumartesi günleri olmak üzere İran'a gerçekleştirdiği iki günlük ziyaret, Cezayir-İran ilişkilerinin istikrara kavuştuğunun bir göstergesiydi. Cezayir-İran ilişkileri 23 yıl önce yeniden başlamış, ancak özellikle Cezayir’in tartışmalı dosyalarda Tahran’ınkilerle uyumlu tutumları nedeniyle birkaç kez ‘Arap ülkelerinin kınamaları’ ile karşı karşıya kaldığı bu süre zarfında birçok darbe almıştı.

Cezayir, 1993 yılında İran'la ilişkilerini kestiğinde, terör örgütleriyle yoğun bir mücadeleye girmiş ve böylece Tahran'ın Cezayir iç krizine müdahalesini kararlı bir şekilde reddetmesi için bir gerekçe sunmuştu... Dönemin Cezayir Başbakanı merhum Rıza Malik'in hükümeti, İran’ı (terörizm suçlamasıyla 1992'de feshedilen) İslami Selamet Cephesi'ne siyasi ve medya desteği sağlamakla suçladı. Ardından Cezayir, İran ile diplomatik ilişkileri kopardı. İran’ın Cezayir Büyükelçisi’nden ülkeyi ‘derhal’ terk etmesini istedi. Daha sonra İran'ın ABD’deki çıkarları için arabuluculuk yapmaktan vazgeçtiğini duyurdu.

fer
Cezayir Dışişleri Bakanı Attar, Tahran’da İranlı mevkidaşı Abdullahiyan tarafından karşılandı (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir'in eski cumhurbaşkanları Ali Kafi ve Liamin Zerval dönemlerinden bu yana İran ile Cezayir arasında uzlaşının sinyalleri görülmeye başlandı. Bu sinyaller, 1999 yılında iktidara gelen eski Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika döneminde de sürdü. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler 2000 yılının eylül ayında yeniden kuruldu. 2001’in ekim ayında ise iki ülke yeniden büyükelçilerini gönderdiler.

Cezayirli siyasi ilişkiler uzmanı İdris Rubuh, İran’ın demokratik geçişin başlangıcında (1989) Cezayir’deki siyasi durumu yanlış değerlendirdiğini ve Cezayir yönetiminin tepkisini kolaylaştırdığını söylüyor. 26 Aralık 1991 tarihindeki genel seçimleri kazanan İslami Selamet Cephesi'nin feshedilmesinin ardından Cezayir kurtuluş devriminin sembol isimlerinden biri olan Muhammed Budiaf'ın cumhurbaşkanlığı görevini üstlendi. Ancak Tahran'daki Anayasa Koruma Konseyi ve Uzmanlar Meclisi'nin başkanı ve Tahran Geçici Cuma İmamı Ahmed Cenneti, yangını daha da körükledi. Cenneti, Cumhurbaşkanı Budiaf'ın öldürülmesinden (29 Haziran 1992) büyük bir mutluluk duyduğunu dile getirdi. Bunun üzerine Cezayir, Cenneti’nin sözlerini ‘İslami ve insani değerlerle çelişen aşağılık, medeni olmayan, kaba ve sorumsuz bir açıklama’ olarak nitelendirdi.

Ancak 2003 ekiminde Cezayir eski Cumhurbaşkanı Buteflika’nın İran’a yaptığı ziyaret ve böylece 1979 yılında İran İslam devrimden bu yana Cezayir'i ziyaret eden ilk İran cumhurbaşkanı oldu. Bu ziyaret, ikili ilişkilerde dönemin İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin 2004 ekiminde Cezayir'e yaptığı ziyaretle pekiştirilen yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüldü. İran, Buteflika'nın ‘ulusal uzlaşı’ politikasına desteğini ilan etti ve teröristlerin kendilerini ve silahlarını teslim etmeleri halinde af ilan ederek ‘kara on yılı’ sonlandırdı.

erg
İran Cumhurbaşkanı ile Cezayir Dışişleri Bakanı (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cumhurbaşkanlığı düzeyinde karşılıklı ziyaretler, iki hükümet üyeleri ile ekonomiyle ilgili çeşitli kurum ve kuruluşların yetkilileri arasında kapsamlı ziyaretlere kapı araladı. Sağlık, finans, yüksek öğrenim, küçük sanayiler, adli iş birliği, sanayi bölgelerinde ekonomik faaliyetlerin geliştirilmesi ve petrokimya sektöründe ortak yatırım alanlarında mutabakat anlaşmalarını kapsayan bir ortak ekonomi komitesi kuruldu.

İki ülkenin yetkilileri tarafından açıklamalarda son 20 yılda yapılan iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin yoğunlaştığı görülürken Suriye’deki ve Yemen'deki savaş durumu gibi Arap dünyası, bölgesel ve uluslararası alandaki birçok konuda, Hizbullah’ın terör örgütü olarak sınıflandırılması konusunda ve aynı şekilde Filistin meselesi konusunda uzlaştılar. Cezayir ile İran’ın bazı konulardaki tutumlarındaki bu uyum, kamuoyuna yansımasa da Cezayir'in Arap ülkeleriyle başını belaya soktu. Ayrıca, Cezayir komşusu Fas’ın kendisini Hizbullah’a topraklarında eğitim için olanak sağlamakla’ suçlaması nedeniyle ağır bir baskıyla karşı karşıya kaldı. Fas, iki ülke arasındaki bu uyumu, Batı Sahra'nın Fas'tan bağımsızlığını isteyen ve Cezayir'in Fas sınırına yakınlarındaki Tinduf Mülteci Kampı’na sığınan Polisario Cephesi ile yoğun mücadeleyle ilişkilendirdi.

sde
İran Cumhurbaşkanı Reisi, Cezayir Dışişleri Bakanı Attar’ı kabul etti (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir-İran ilişkilerine ilişkin bir haber, Tahran’ın ekonomik krizinden kurtulmak ve uluslararası yaptırımları atlatmak için daha geniş ticaret alanları açmaya ve kuzeybatı Afrika (Mağrip) bölgesine, özellikle de Cezayir’e açılan kapıdan İsrail'e karşı bir dış cephe oluşturmaya çalıştığına, bunun da Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve daha sonra Sudan ile imzaladığı anlaşmaların bir parçası olarak 2020 yılında Rabat ile ilişkiler kurmasına bir yanıt niteliğinde olduğuna işaret etti.

İki ülke arasındaki ilişkilerin geçmişine değinilen bir başka habere göre öne çıkan iki olayı gözden kaçırmak mümkün değil. Bunlardan ilki, 1975 yılında Cezayir'in İran ile Irak arasındaki sınır anlaşmazlığını sona erdirmek için arabuluculuk yapması, ikincisi ise 1980 yılında İran-ABD diplomatik ilişkilerinin kesilmesinin ardından Cezayir'in Washington'daki İran çıkarlarını desteklemesi.