Hartum’dan BMGK’ya Nahda Barajı krizine müdahale çağrısı

Nahda Barajı’nın ikinci dolum aşamasına önümüzdeki temmuz ayında başlanması planlanıyor. (Reuters)
Nahda Barajı’nın ikinci dolum aşamasına önümüzdeki temmuz ayında başlanması planlanıyor. (Reuters)
TT

Hartum’dan BMGK’ya Nahda Barajı krizine müdahale çağrısı

Nahda Barajı’nın ikinci dolum aşamasına önümüzdeki temmuz ayında başlanması planlanıyor. (Reuters)
Nahda Barajı’nın ikinci dolum aşamasına önümüzdeki temmuz ayında başlanması planlanıyor. (Reuters)

Sudan Dışişleri Bakanı Meryem Sadık el-Mehdi, Etiyopya'nın Nahda Barajı’nı doldurma planlarının Sudan’a yönelik saldırı, iki ülke arasındaki iyi komşuluk esasları açısından yıkım, en az 20 milyon Sudanlıya tehdit ve Sudan ulusal güvenliğinin apaçık ihlali olduğunu vurguladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) dostane çözümler için krize etkili bir şekilde müdahalede bulunmaya ve Nahda Barajı’nın ikinci kez doldurulmasını durdurmaya çağıran Bakan Mehdi, bölgesel barışa ve güvenliğe yönelik tehdidin durdurulması talebinde bulundu.
Gazetecilere açıklamalarda bulunan Mehdi, Etiyopya’nın temmuz ve ağustos ayında başlatmayı planladığı ikinci dolum işlemleri ile Sudan’ı ve iyi komşuluk ilişkilerini hedef aldığını vurguladı. Sudan’ın Nahda Barajı’na ilişkin tutumuna dair uluslararası topluma ve bölgeye sunacağı bir çalışma metnine atıfta bulunan Mehdi, bu tutumun baştan beri sabit olduğunun altını çizdi. Nehir kıyısında yaşayan en az 20 milyon Sudanlının yaşam hakkını koruma çağrısında bulundu.
Etiyopya’nın ilk dolum aşamasında attığı tek taraflı ve üzerinde anlaşmaya varılmayan adımları eleştiren Bakan Mehdi, baraj inşaatına başlanmasından bu yana devam eden müzakerelerde sonuç alınamadığının altını çizdi. Aynı zamanda ülkesinin Etiyopya'nın tek taraflı attığı adımlara dair endişelerini dile getirdi.
Sudan, Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan çalışma metninde BMGK, Afrika Birliği (AfB) himayesinde yürütülen müzakerelerin gidişatına ilişkin bilgilendiriliyor. Aynı zamanda Addis Ababa'nın önümüzdeki temmuz ayında başlatmayı planladığı barajın ikinci dolum aşamasına yönelik tek taraflı ısrarına, bunun krizi körükleyeceğine ve dostane çözümlere ulaşma fırsatının yok olacağına işaret ediliyor. Nitekim BMGK’yı bölgeyi çıkmazdan kurtarmak için etkili bir şekilde müdahale etmeye çağıran Sudan, bu konuda bir anlaşmaya varılmadan önce barajın ikinci kez doldurulmasının bölgesel ve uluslararası barışı ve güvenliği tehlikeye attığını, bu yönde gereken hamlelerin yapılması gerektiğini vurguluyor.
Sudan Dışişleri Bakanlığı konunun, Etiyopya'nın kendi su kaynaklarını, vatandaşlarını ve refahını gözetme hakkı gibi Sudan'ın da haklarını koruma, olumsuz etkilerle mücade etme, aynı zamanda aşağı havza ülkeleri arasında  koordinasyon yoluyla, uygun bir şekilde ele alınması çağrısı yaptı.
Etiyopya Başbakanı pazar günü Twitter hesabından yaptığı açıklamada “İkinci dolum işlemi temmuz ve ağustos aylarında, yoğun yağış alınan dönemde gerçekleşecek. Bu da Sudan’daki sellerin azalmasına yardımcı olacak” ifadelerini kullanmıştı. Ancak Kahire ve Hartum, Addis Ababa'nın tek taraflı adımlar atarak barajı bağlayıcı yasal bir anlaşma olmaksızın doldurma çabalarına itiraz ediyorlar.
Şu an AfB’ye başkanlık eden Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin bu ayın başlarında ev sahipliğini yaptığı söz konusu müzakerelerde bir anlaşmaya varılamamıştı. Nitekim Mısır ve Sudan; başta BM, Avrupa Birliği (AB), AfB ve ABD olmak üzere uluslararası arabulucuların da müzakerelere dahil edilmesi çağrısında bulunurken Etiyopya ise bu yaklaşımı kabul etmiyor.  
Diğer yandan Kahire, Mısır’ın söz konusu krize yönelik tutumuna Afrika'dan destek almak istiyor. Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri dün, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin Nahda Barajı dosyasındaki gelişmeler ve Mısır’ın bu konudaki tutumu hakkında kardeşlerine gönderdiği mesajını ulaştırmak için beş farklı Afrika ülkesine yönelik ziyaret turuna dün akşam başladı. Şukri’nin ilk durağı Kenya’nın başkenti Nairobi’ydi. Mısır Dışişleri Bakanı’nın daha sonra Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Senegal ve Tunus’u ziyaret etmesi planlanıyor.
Nitekim BMGK’daki tek Arap ülkesi olan Tunus’un lideri Kays Said, 10 Nisan’da gerçekleştirdiği Kahire ziyaretinde Mısırlı mevkidaşı ile bir araya gelmişti. Zirvede yaptığı açıklamada ülkesinin Mısır su güvenliğinin tehlikeye atılmasına karşı olduğunu vurgulayan Said, “Mısır'ın su konusunda uluslararası platformlardaki tutumu, Tunus'un da tutumudur” ifadelerini kullandı.
Bakan Şukri bir hafta önce BM Genel Sekreteri’ne, BMGK’ya ve BM Genel Kurulu Başkanı’na bir mesaj göndermiş ve Nahda Barajı dosyasının, tüm boyutlarının, müzakerenin çeşitli aşamalarının ve son gelişmelerin anlatıldığı resmi bir belge olarak yayınlanmasını talep etmişti.
Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Hafız, Şukri’nin gerçekleştireceği söz konusu ziyaretlerin Mısır’ın Afrika Kıtası ülkelerini Nahda Barajı dosyasıyla ilgili müzakereler hakkında bilgilendirme ve barajın üç ülkenin çıkarlarını dikkate alacak şekilde dolum ve işletimi konusunda yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmaya varma sürecini destekleme arzusuna dayandığını söyledi. Hafız açıklamasında “Ziyaret, istenen anlaşmaya varılmasıyla sonuçlanacak ciddi ve etkili bir müzakere sürecinin başlatılması çağrısında bulunan Mısır'ın tutumu vurgulamayı amaçlıyor” ifadelerini kullandı
Nitekim Kahire ve Hartum, Addis Ababa'yı  inat etmekle ve müzakereleri aksatmakla suçluyor. Mısır Cumhurbaşkanı, geçtiğimiz ayın sonlarında yaptığı açıklamada sesinin tonunu yükselterek tüm taraflara “Mısır’ın suyu kırmızı çizgidir” mesajını iletmiş, bu yönde taviz verilmeyeceğini vurgulamıştı.



Sudan ordusu Cidde müzakerelerine dönecek mi?

Sudan’ın başkenti Hartum’da yaşanan çatışmalar nedeniyle dumanlar yükseliyor (AFP)
Sudan’ın başkenti Hartum’da yaşanan çatışmalar nedeniyle dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Sudan ordusu Cidde müzakerelerine dönecek mi?

Sudan’ın başkenti Hartum’da yaşanan çatışmalar nedeniyle dumanlar yükseliyor (AFP)
Sudan’ın başkenti Hartum’da yaşanan çatışmalar nedeniyle dumanlar yükseliyor (AFP)

Sudan Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan ve ABD’den arabulucuların, müzakerelerin devam etmesini önleyen engelleri aşmayı başardığı an, ordu heyetinin Cidde müzakerelerine geri dönmeye hazır olduğunu bildirdi.

Sudan ordusundan temsilciler, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin başkent Hartum’da sivillerin evleri, kamu tesisleri, hastaneler ve yollardan çekilmesiyle ilgili ihtilaflar nedeniyle geçtiğimiz Çarşamba günü müzakerelerden çekildi.

Ancak Hızlı Destek Kuvvetleri, anlaşmanın başarısız olmasını, ordu heyetinin Hartum’daki askeri karargahta kuşatma altındaki komutanlarının çıkışı için güvenli bir geçit açılmasını şart koşmasına bağladı.

Bakanlık tarafından dün yapılan açıklamada, Sudan’da savaş sonrası konuların tartışılmasının önünü açacak adil bir anlaşmaya varma arzusu dile getirildi.

Söz konusu açıklamada, “Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan ve ABD’nin Cidde’deki müzakere turlarını kolaylaştırma çabalarına ve müzakereleri başarıya ulaştırma konusundaki kararlılıklarına olan takdirini yineler” denildi.

Sudan Dışişleri Bakanlığı, ordu heyetinin ülkeye dönmesine neden olan Cidde müzakerelerinin" başarısız olmasının nedeninin, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin uzlaşmazlığı ve imzaladıkları yükümlülükleri yerine getirmemesi olduğunu da vurguladı.

Hamideti olarak bilinen, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin lideri Muhammed Hamdan Daklu, mevcut ordu liderliğinin istifa etmesi halinde savaşı erken bir tarihte bitirme sözü verdi.

Hızlı Destek Kuvvetleri, başkent merkezindeki ordu komutanlığının ana karargahında, ordu Komutanı Korgeneral Abdulfettah Burhan, yardımcısı Korgeneral Şemseddin Kabaşi ve üst düzey subayları kuşatma altına aldıklarını öne sürdü.

Burhan ve Kabaşi, paylaşılan videolarda karargahın yakınında birden fazla kez göründü.

Öte yandan, Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar, Hızlı Destek Kuvvetleri’ni sivillere karşı akıl almaz ölçüde iğrenç suçlar işlemekle suçladı ve Darfur bölgesindeki bazı etnik grupları hedef alarak insanlığa karşı en ağır suçları işlediklerini söyledi.

Agar, St. Petersburg’daki Rusya-Afrika zirvesinde yaptığı konuşmada şunları söyledi;

“Sudan’daki mevcut krize, başkent Hartum ve eyaletlerdeki bazı şehirlere karşı topyekun bir savaş başlatan, korkunç suçlara ve benzeri görülmemiş insani acılara neden olan Hızlı Destek Kuvvetleri neden oluyor. İsyancı güçler herhangi bir angajman kuralına uymuyor, uluslararası insancıl hukuka saygı göstermiyor ve vatandaşları canlı kalkan olarak kullanıyor.”

Agar, Sudan’ın, ülkenin egemenliğine saygı gösterilmesi ve içişlerine müdahale edilmemesi koşuluyla, başta bölgesel olmak üzere tüm girişimlere sıcak baktığını da yineledi.