Viyana görüşmelerinde ilerleme kaydedilirken, Tahran ‘mantıksız taleplerden’ endişe ediyor

Nükleer Anlaşma Ortak Komisyonu, dün katılımcı ülkelerin heyetleriyle (ABD heyeti hariç) bir toplantı düzenledi (AFP)
Nükleer Anlaşma Ortak Komisyonu, dün katılımcı ülkelerin heyetleriyle (ABD heyeti hariç) bir toplantı düzenledi (AFP)
TT

Viyana görüşmelerinde ilerleme kaydedilirken, Tahran ‘mantıksız taleplerden’ endişe ediyor

Nükleer Anlaşma Ortak Komisyonu, dün katılımcı ülkelerin heyetleriyle (ABD heyeti hariç) bir toplantı düzenledi (AFP)
Nükleer Anlaşma Ortak Komisyonu, dün katılımcı ülkelerin heyetleriyle (ABD heyeti hariç) bir toplantı düzenledi (AFP)

Nükleer anlaşmaya yeniden tam olarak uygulanması yönünde Washington ile Tahran arasındaki dolaylı müzakerelerin ikinci turu, heyetlerin ülkelerine döndüğü bir ‘dinlenme ve fikir alışverişi’ döneminin ardından, müzakerelerin yeniden başlatılmasına yönelik bir anlaşmayla sona erdi. Nitekim önümüzdeki hafta Viyana'da üçüncü bir tura başlanacak.
Müzakerelerin koordinatörü Avrupa Birliği (AB), hem iki taraf arasındaki hem de ABD ile dolaylı görüşmelerin önümüzdeki hafta devam edeceğini bildirdi. AB tarafından yapılan açıklamada, “Katılımcılar, koordinatörün tüm taraflar ve ABD ile devamlı bireysel temasları sayesinde ortak diplomatik çabalarını sürdürme konusundaki kararlılıklarını yineledi” ifadeleri kullanıldı. Aynı zamanda adımların nasıl sıralanacağına ilişkin çalışmak üzere üçüncü bir çalışma komitesinin kurulduğu, müzakerecilerin önümüzdeki hafta diyalog masasına döneceklerini bildirdi.

Üçüncü komisyon yakında açıklanacak
AB’nin müzakerelere koordinatörlük yapan Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı Enrique Mora, dün Ortak Komisyon’un üçüncü resmi oturumu ardından yaptığı açıklamada, kaydedilen ilerlemeyi ele aldıklarını aktardı. Üçüncü bir komisyonun yakında duyurulacağını açıklayan Mora, “Bizi yoğun çalışmalar bekliyor. Diplomasi, devam eden zorlukların üstesinden gelme yönünde nükleer anlaşmada ilerlemenin tek yoludur” ifadelerini kullandı.
Anlaşmaya dahil olan taraflar, Tahran ve Washington'un anlaşma hükümlerine yeniden uyum sağlamasına imkan veren bir çözüme ulaşmak yönünde Ortak Komisyon çerçevesinde Viyana'daki tartışmalarını yoğunlaştırmıştı. ABD heyeti Viyana’da yer almış, ancak görüşmelere doğrudan katılmamış, İran heyeti ile aynı masaya oturmamış; Avrupalılar ise iki taraf arasında kolaylaştırıcı bir rol üstlenmişti.
Üçüncü komisyonda, nükleer anlaşmaya uyum sağlama yönünde ilk adımı kimin atacağı konusundaki tartışmalara dair engellerin aşılması yolunda çalışılması bekleniyor. Nitekim Tahran, kaydettiği ihlalleri Washington yaptırımları kaldırmadan durdurmayacağını söylerken ABD ise Tahran anlaşmaya tam uyum sağlamadan herhangi bir yaptırımı kaldırmayacağını öne sürüyor.
Şarku’l Avsat’ın diplomatik kaynaklardan edindiği bilgilere göre söz konusu komisyon, müzakerelere katılan taraflarca sunulan, anlaşmazlıkların üstesinden gelinmesi yönünde paralel adımlar atılmasını gerektiren önerileri inceleyecek.

Çin’den açıklama
Söz konusu müzakerelerin ardından gazetecilere konuşan Çin heyeti, “Artık tüm tarafların Tahran ve Washington'un nükleer anlaşmaya dönmesine ilişkin daha net bir vizyonu var. Komite, iki uzman komisyonun çalışmalarında ilerleme kaydetti” açıklamalarında bulundu.
Gelecek turlarda tüm ABD yaptırımlarının kaldırılması üzerine odaklanılacağını bildiren Viyana’daki Çin Daimi Temsilcisi Büyükelçi Wang Qun, Washington'un üçüncü şahıslara uygulananlar da dahil olmak üzere İran'a yönelik tüm yaptırımları kaldırması gerektiğini vurguladı. Nitekim ABD, İran ile ilişkilerinden dolayı Çin'e de yaptırım uyguluyor.
Diğer yandan Rusya'nın Viyana'daki uluslararası kuruluşlar nezdindeki daimi temsilcisi Mihail Ulyanov ise Twitter hesabından yaptığı açıklamalarda “Heyetlerin başkentlerine danışmaları yönünde bir ara verilmesine karar verildi. Komisyon önümüzdeki hafta başlarında yeniden bir araya gelecek. Ortak komisyon, Viyana görüşmelerinde bugüne kadar kaydedilen ilerleme ışığında, nükleer anlaşmaya tam anlamıyla geri dönülmesine yol açan olası pratik adımlar dizisini ele almak için üçüncü bir çalışma grubu kurmaya karar verdi” ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili haberlere göre, İran’ın nükleer alandaki Başmüzakerecisi Abbas Arakçi, toplantılarda ‘talepler sınırı aştığı, oturumlar birer zaman kaybına dönüştüğü, mantıksız talepler duyulduğu taktirde’ müzakerelerden geri çekilme tehdidinde bulundu.
İran resmi medyası, “Arakçi’nin görüşmelerin gidişatına ilişkin değerlendirmesi, mevcut zorluklara rağmen ilerleme kaydedildiği yönünde” ifadelerini okuyucularına servis etti.

Ruhani görüşmeleri değerlendirdi
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise görüşmeleri Tahran’dan değerlendirdi. Görüşmelerde yüzde 60 ila 70 oranında bir ilerleme kaydedildiğine değinen Ruhani, “ABD’liler harekete geçmeye devam ettikleri taktirde, içtenlikle hızlı bir şekilde anlaşmaya varabiliriz. Bugün Viyana'da her zamankinden daha güçlü görüşmelerde bulunuyoruz. Bu, ABD'nin azami baskı politikasının hezimete uğradığı anlamına geliyor” açıklamalarında bulundu.
Ülke içindeki eleştirilere üstü kapalı atıfta bulunan Ruhani, “Müzakerelerde Rehber’in (Ali Hamaney) belirlediği çerçeveye bağlı kaldık. İnsanları hayal kırıklığına uğratan herhangi bir söz veya hareket, büyük bir ihanettir” dedi.
Ancak müzakerelere dahil olanlar aynı derecede iyimserlik göstermedi. Nitekim iki taraf arasında, özellikle de nükleer anlaşmayla ilgili ABD yaptırımları başta olmak üzere, çözülmeyi bekleyen onlarca madde var.
Reuters’ın haberine göre İranlı bir yetkili, “Mayıs ayı son tarihi yaklaşıyor; kısa vadede Viyana'da tartışılan husus, tüm taraflara karmaşık teknik sorunları çözmeleri için daha fazla zaman tanıyan bir ara anlaşmanın ana hatlarıdır” dedi.
Bir başka İranlı yetkili ise tüm yaptırımların kaldırılması yönündeki teknik adımlar konusunda siyasi bir anlaşmaya varıldığı taktirde, Tahran'ın diğer ülkelerdeki İran fonlarının serbest bırakılması karşılığında yüzde 20 oranında uranyum zenginleştirilmesini erteleyebileceğini söyledi.
‘Geçici bir anlaşma’ ya da ‘adım adım’ giden bir projenin varlığını reddeden Arakçi ise bunun masada olmadığını vurguladı. İran merkezli haber ajanslarının kendisinden aktardığına göre bu konudaki haberleri yanlış olarak niteleyen Arakçi, “Yaptırımların kaldırılması yönünde sadece son bir adım için pazarlık yapıyoruz. Müzakerelerin tüketilmesini ya da acele edilmesini kabul etmiyoruz. Rehber’in de vurguladığı gibi, müzakerelerin yıpratılmasına hiçbir şekilde izin vermeyecek, bir sonuca varmak için acele etmeyeceğiz. Nitekim müzakereler, ülkenin çıkarlarına ve köklü tutumlarına hizmet edecek şekilde dikkatlice yürütülmelidir” dedi.

“İran ve ABD tarafları arasında herhangi bir müzakere gerçekleşmedi”
Arakçi’nin Ulusal Güvenlik Komisyonu’na yaptığı açıklamada “Müzakerelerin yapıldığı otelde ABD heyeti bulunmuyor; İran ve ABD tarafları arasında herhangi bir müzakere gerçekleşmedi” dediğini aktaran İran Parlamento Başkanı Yardımcısı Ali Nikzad, “ABD’liler, Arakçi’nin söyledikleri aksine müzakere otelindeydi” ifadelerini kullandı.
Nikzad, İranlı müzakere heyetinin geçtiğimiz Aralık ayında “Yaptırımları Kaldırmak Yönünde Stratejik Hareket” adı altında yayınlanan parlamento yasasının çizdiği çizgilere uyması gerektiğini vurguladı. Nükleer anlaşmaya yönelik ihlallerini artırmaya başlayan İran hükümeti, uranyum zenginleştirme oranını yüzde 20’lere çıkarmaya, Natanz tesisindeki gelişmiş santrifüjleri artırmaya, uranyum zenginleştirme çarkını yeniden Fordo tesislerine aktarmaya başlamıştı. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması (NPT) protokolünü askıya alan İran, ilk kez uranyum metali üretmiş, ancak Ruhani’nin emriyle bundan geri adım atmıştı.
Parlamentonun ‘hala yasalara bağlı olduğunu’ kaydeden Nikzad, Viyana'daki müzakere ekibine tavsiyelerde bulunarak “Hiçbir şey yapamayacak dahi olsanız, müzakereleri yıpratmaktan kaçının. Zira parlamento, kanunla çelişen şeylerle karşı çıkar” ifadelerini kullandı.
İran Meclisi 90. Madde Komisyonu Başkanı Nasrallah Pejmanfar, “Bu görüşmelerin bir sonu yok. Parlamento yasasına aykırı hareket edildiği taktirde buna karşı gelinmeli” ifadelerini kullandı.
Nitekim İran parlamento tarafından kabul edilen yasada, hükümler aşıldığı taktirde İran Atom Enerjisi Kurumu veya Dışişleri Bakanlığındakiler dahil olmak üzere İranlı yetkililerin yargılanabileceği öngörülüyor. Parlamento tarafından yapılan bu uyarılar, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Said Hatipzade’nin Viyana müzakerelerinden çıkan hiçbir anlaşmanın parlamentoda onaylanmasına gerek olmadığını açıklamasının ardından geldi. Hatipzade, böyle bir durumda bunun Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi tarafından görüşüleceğini ve Ali Hamaney’den imza alınacağını söylemişti.



Rus ve Çin orduları Japon Denizi üzerinde ortak hava devriyesi gerçekleştirdi

Japonya Hava Savunma Kuvvetleri tarafından çekilen bu fotoğraf, 24 Mayıs 2022'de Doğu Çin Denizi üzerinde uçan bir Çin H-6 bombardıman uçağını gösteriyor (Reuters)
Japonya Hava Savunma Kuvvetleri tarafından çekilen bu fotoğraf, 24 Mayıs 2022'de Doğu Çin Denizi üzerinde uçan bir Çin H-6 bombardıman uçağını gösteriyor (Reuters)
TT

Rus ve Çin orduları Japon Denizi üzerinde ortak hava devriyesi gerçekleştirdi

Japonya Hava Savunma Kuvvetleri tarafından çekilen bu fotoğraf, 24 Mayıs 2022'de Doğu Çin Denizi üzerinde uçan bir Çin H-6 bombardıman uçağını gösteriyor (Reuters)
Japonya Hava Savunma Kuvvetleri tarafından çekilen bu fotoğraf, 24 Mayıs 2022'de Doğu Çin Denizi üzerinde uçan bir Çin H-6 bombardıman uçağını gösteriyor (Reuters)

Çin Televizyonu (CCTV) bugün, Çin ve Rus ordularının Japonya Denizi üzerindeki hava sahasında dokuzuncu ortak stratejik hava devriyesini gerçekleştirdiğini duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre devriye, iki ülke arasındaki yıllık iş birliği planının bir parçasıydı.

dvf
Rus-Çin ortak askeri hava tatbikatları sırasında belirtilmeyen bir yerde uçan Rus Tu-95 stratejik bombardıman uçağı, 24 Mayıs 2022 (Reuters)

İki ordu, temmuz ayında Kuzey Pasifik ve Arktik'te ABD'nin Alaska eyaleti yakınlarında nükleer savaş başlığı taşıyabilen stratejik bombardıman uçakları kullanarak, ortak bir hava devriyesi gerçekleştirdi. Bu, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'yı savaş uçağı konuşlandırmaya sevk etti.