DEAŞ, Haşdi Şabi’nin hazırladığı kamera şakası programıyla Irak'a döndü

Irak'ta önceden DEAŞ’ın başkenti olan Musul'da bu ayın başlarında düzenlenen bir konser (AFP)
Irak'ta önceden DEAŞ’ın başkenti olan Musul'da bu ayın başlarında düzenlenen bir konser (AFP)
TT

DEAŞ, Haşdi Şabi’nin hazırladığı kamera şakası programıyla Irak'a döndü

Irak'ta önceden DEAŞ’ın başkenti olan Musul'da bu ayın başlarında düzenlenen bir konser (AFP)
Irak'ta önceden DEAŞ’ın başkenti olan Musul'da bu ayın başlarında düzenlenen bir konser (AFP)

DEAŞ, geniş çapta eleştirilere maruz kalan bir gizli kamera şakası programıyla Irak'ta tekrar gündeme oturdu. Programın ana fikri, ünlü bir sanatçı veya sporcuyu kurtarılmadan önce aşırılık yanlısı örgüt tarafından rehin tutulduğu yönünde kandırmak. 
Program, Ramazan ayında eğlendirmeyi hedeflese de, Iraklılar üzerinde büyük etki bırakan, bombalama, adam kaçırma, cinayet gibi hassas konuları akıllara getiriyor. Her bölümde aynı senaryo tekrarlanıyor. Bir ünlü, DEAŞ’ın ortadan kaldırılmasının ardından evine dönen bir ailenin evine hayır işleme gerekçesiyle davet ediliyor. Bölüm, ünlü konuğun ailenin evine gelmesiyle başlıyor. Ardından aniden olay yerinde militanlar beliriyor ve konuğu tehdit edip gözlerini bağlıyorlar. Konuk gerçekten aşırılık yanlısı DEAŞ örgütü unsurlarının elinde ölmek üzere olduğuna inanıyor. Bölüm, programın yapımını yöneten Haşdi Şabi’den silahlı adamların yer aldığı ve ünlü konuğu serbest bıraktığı bir sahneyle sona eriyor.
Arap kanallarında her sene Ramazan ayında şaka programları yayınlanıyor. Ancak AFP’nin haberine göre Irak'ta terörizmle ilgili ilk kez bu tür bir program yapıldı.
Her bölümde dramatik sahneler yer alıyor. Bir bölümde ünlü bir konuğa patlayıcı yüklü bir kemer takılıyor ve Haşdi Şabi ordusundan bir kuvvet onu kurtarmak için gelmeden önce etrafındakilerin infaz edildiği yönünde kandırılıyor.
Maskeli aktörler programda, rollerine göre militanların üniformalarını veya Haşdi Şabi güçlerinin askeri kıyafetlerini giyiyorlar.
Bölümlerden birinde ünlü komedyen Nessma, sloganlar ve yoğun silah sesleri arasında kendisini gözleri bağlı bir şekilde bulunca bilincini kaybediyor. Korku veren duruma rağmen önce cesaretle militanlarla karşı karşıya geliyor ve onlara "Sizler paralı askerlersiniz" dedikten sonra şehadet getirerek ölüme hazırlanıyor.
Başka bir bölümde ise Iraklı ünlü futbolcu Alaa Mihavi kendisini diz çökmüş, gözleri bağlı, hayatını kurtarması için DEAŞ görevlilerine yalvarırken buluyor. Tekrar tekrar "Ben sizin kardeşinizim, ben Iraklıyım, bu ülkeyi temsil ediyorum" diye bağırırken görüntüleniyor.
Ancak olayın şaka olduğu ortaya çıktıktan sonra konuğun Haşdi Şabi tarafından üretilen programı yöneten aktörler ve ekip arasında yer alırken öfkesini ve kızgınlığını ifade etmesi zorlaşıyor.
DEAŞ’ın Irak'taki yenilgisinden üç yıl sonra birçok Iraklı, neden olduğu trajedilere gülmekte halen çok zorlanıyor. Bir sosyal medya kullanıcısı programa ilişkin yaptığı yorumda, "İzleyicilerin bu şekilde işkence gören insanları gördüklerinde eğlenmelerinden duyduğu hazzı anlamıyorum" dedi.
Nur Gazi, Twitter'da yaptığı açıklamada, "Haşdi Şabi’nin ve Irak kuvvetlerinin cesaretini terör ipi üzerinde oynamadan göstermek mümkün" dedi.
Korkuyu artıran unsurlardan biri de, şakanın yerinden edilmiş sahte ailenin evinin, nüfus için gerçek bir tehdit oluşturan DEAŞ uyuyan hücrelerin bulunduğu Bağdat’ın Hizam bölgesinde yer aldığı varsayımına dayanması.
Bilal el-Musili, benzer programların insan haklarına karşı suç olduğunu ve özellikle örgütten etkilenen aileler üzerinde olumsuz psikolojik etkilere sahip olduğunu ifade etti.
Medya ve İletişim Komisyonu'na programı yayınlamayı durdurma yönündeki artan taleplere rağmen programı hazırlayan Dargam Ebu Ragif, kendisini savunarak, “Sahneler ağır ve acı verici. Ancak neden başka bir gözle bakmıyoruz ki? Mesela bu örgüt zafer kazansaydı sanatçıların durumu bundan daha kötü olurdu. Aynı şekilde Iraklıların durumu da. Katledilecektik, göç edecektik, yanacaktık” dedi.



İsrail'in çekilme planları nedeniyle Gazze'deki ateşkes görüşmeleri "başarısız" oldu

 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

İsrail'in çekilme planları nedeniyle Gazze'deki ateşkes görüşmeleri "başarısız" oldu

 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)

Konuyla ilgili bilgi sahibi iki Filistinli kaynağa göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 40'ını askeri kontrolü altında tutan bir çekilme haritası sunma ısrarı nedeniyle Gazze'deki ateşkes müzakereleri ‘çıkmaza’ girmiş durumda.

AFP'ye konuşan kaynaklardan biri, “Doha'daki müzakereler, İsrail'in dün sunduğu ve Hamas'ın reddettiği Gazze Şeridi'nin yüzde 40'ından fazlasında askeri güç bulundurmayı içeren, İsrail ordusunun yeniden konuşlandırılması ve yeniden konumlandırılmasını öngören bir çekilme haritasında ısrar etmesi nedeniyle çıkmaza girmiş durumda ve karmaşık zorluklarla karşı karşıya” dedi.

İkinci kaynak ise “İsrail yok etme savaşını sürdürmek için oyalama ve anlaşmayı bozma politikasını sürdürüyor” ifadesini kullandı.

Gazze ateşkes müzakereleri, Hamas'ın İsrail'i engellemekle suçladığı ve ABD ile İsrail'in görüşmelerde bir ilerleme kaydedileceği ve birkaç gün içinde anlaşmaya varılacağı yönündeki iyimser söylemleri arasında Katar'ın başkenti Doha'da yedinci gününe girdi.

Geçtiğimiz pazar gününden bu yana Doha'da devam eden müzakerelerin ortasında Netanyahu perşembe günü yayınladığı bir videoda Hamas'ın silahsızlandırılmasını, askeri kabiliyetlerinin olmamasını ve bölgeyi yönetmemesini şart koşarak bunlar olmadan Gazze Şeridi'nde anlaşma ihtimalini dışladı ve savaşa geri dönme tehdidinde bulundu. Netanyahu, “Bu müzakereler yoluyla elde edilebilirse iyi olur, aksi takdirde kahraman ordumuzun gücüyle başka yollarla elde edeceğiz” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar perşembe günü Avusturya gazetesi Die Presse'ye verdiği röportajda, müzakerelerin geleceği için bir başka koşul öne sürerek Hamas liderlerinin sürgüne gönderilmesinin ‘savaşı sona erdirecek çözümün bir parçası olabileceğini’ belirtti.

Geçtiğimiz perşembe günü televizyonda yayınlanan bir röportajda Netanyahu birkaç gün içinde bir anlaşmaya varılacağı umudunu dile getirerek şunları söyledi: “50 esir halen Hamas tarafından tutuluyor ve bunlardan sadece 20'sinin hayatta olduğuna inanılıyor. Şu anda yaşayanların yarısının ve ölülerin yarısının çıkarılmasını öngören bir anlaşmamız var, yani 10 yaşayan insanımız ve yaklaşık 12 ölen rehinemiz kalacak, ancak onları da çıkaracağım. Umarım birkaç gün içinde bunu sonuçlandırabiliriz.”

Geçen hafta Netanyahu ile Beyaz Saray'da iki kez görüşen Trump, ateşkesin yakın olduğu söylemini yineleyerek bu haftayı olası bir tarih olarak belirledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü yaptığı açıklamada bir anlaşma için ‘büyük umutları’ olduğunu ifade etti.