Mahmud Abbas'a yakın isimler seçimlerin ertelenmesi için baskı yapıyor

Hamas seçim tarihinin bir günlüğüne bile ertelenmesini reddediyor.

Filistin Başbakanı dün Ramallah'ta İngiltere’de kabine işlerinden sorumlu Bakan Michael Gove ile bir araya geldi. (WAFA)
Filistin Başbakanı dün Ramallah'ta İngiltere’de kabine işlerinden sorumlu Bakan Michael Gove ile bir araya geldi. (WAFA)
TT

Mahmud Abbas'a yakın isimler seçimlerin ertelenmesi için baskı yapıyor

Filistin Başbakanı dün Ramallah'ta İngiltere’de kabine işlerinden sorumlu Bakan Michael Gove ile bir araya geldi. (WAFA)
Filistin Başbakanı dün Ramallah'ta İngiltere’de kabine işlerinden sorumlu Bakan Michael Gove ile bir araya geldi. (WAFA)

Filistinli yetkililerin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Filistin seçimlerini erteleme olasılığına ilişkin açıklamaları artarken, erteleme görüşüne itiraz eden Hamas ve diğer guruplarda seslerini yükseltti.
Mahmud Abbas'ın Özel Temsilcisi Nebil Şaas’ın seçimlerin ertelenme ihitmalinin olduğunu açıklamasının ardından, İsrail resmi yayın kuruluşu KAN, Filistin Yönetimi'nden bir yetkilinin şu sözlerini aktardı: “Mahmud Abbas, konuyla ilgili bu hafta Ramallah’ın Mukata kentinde bir dizi görüşme yaptığı halde henüz erteleme kararı almamış olsa da, Filistin’de bir ay sonra yapılması planlanan milletvekili seçimlerinin ertelenme olasılığı yüzde 90'a oranında”
İsrail kanalı KAN, son günlerde Devlet Başkanı Abbas'a yakın çevresinden seçimlerin ertelenmesi için baskı yapıldığını bildirdi. Bunun sebebinin ise Fetih'in bölünmüş bir şekilde seçime girmesi ve Hamas’ın seçimlerde öne geçme endişesi olduğu belirtildi. Bu da Filistin Yönetimi ile İsrail ve ABD yönetimi arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyecek.
KAN’ın Filistinli kaynaklardan aktardığı habere göre, seçimleri ertelemeye yönelik en büyük çabalar Filistin yönetimindeki Abbas'a yakın yetkililer tarafından gösteriliyor. Kaynaklar bu isimler arasında Sivil İşler Bakanı Hüseyin eş-Şeyh ve Filistin İstihbarat Teşkilatı Başkanı Macid Ferec’in yanı sıra, seçimlerin şu anda yapılmasına karşı olan diğer Fetih yetkilileri ve güvenlik teşkilatı başkanlarının yer aldığını bildirdi. 
Filistin liderliğinin önümüzdeki birkaç gün içinde Devlet Başkanı Mahmud Abbas başkanlığında, seçimlerin yapılmasına ilişkin seçenekleri incelemek amacıyla uzun bir toplantı yapacağı bildirildi. Toplantının önümüzdeki ayın başlarındaki seçim kampanyasından önce düzenlenmesi bekleniyor. Ayrıca seçimleri erteleme kararının da propaganda çalışmaları başlamadan önce verilmesi gerektiği görüşü hakim. Filistinli yetkililerden şu ana kadar yapılan açıklamalarda seçim tarihine Kudüs'ün yer alması şartına bağlı olduğu vurgulandı. Bu tavır, seçimlerin ertelenmesinin planlandığına yönelik görüşün güçlenmesine yol açtı.
 
"Kudüs olmadan seçim olmaz”
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu Üyesi Vasıl Ebu Yusuf, Kudüs'ün yaklaşan seçimlere katılmasının, kutsal şehir için ciddi riskleri içeren bu dönemde özel bir önem kazandığını, grupların tutumunun net ve aynı olduğunu belirterek, "Kudüs olmadan seçim olmaz” dedi. Ebu Yusuf, Perşembe günü Filistin'in Sesi radyosuna verdiği röportajda, liderliğin Kudüs'te seçimlerin yapılmasını engellememesi için İsrail'e baskı yapmaya yönelik uluslararası çabaların sonucunu beklediğini kaydetti. Ayrıca, seçim sürecinin aksamasından veya engellenmesinden işgalci gücü sorumlu tuttu.
Filistin yönetimi, sorunu çözmeye ilişkin arabuluculara yaptığı açıklamada, özellikle Avrupa ve Filistin tahminleri İsrail'in Filistinlilerin Doğu Kudüs'te seçim yapmasına izin vermeyeceğini gösterdiği için İsrail'in yanıtını uzun bir süre bekleyemeyeceğini bildirdi.
 Diğer taraftan, Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye dün İngiltere'yi, diğer Filistin şehirlerindekine benzer şekilde, Kudüs'te Filistin seçimlerinin yapılmasına, aday olmaya ve oy kullanmasına ve uluslararası gözlemcilerin Filistin topraklarına erişmesine izin vermesi için İsrail’e baskı yapmaya çağırdı. Filistin Başbakanı’nın çağrısı, Başbakanın dün Kudüs'teki İngiltere Başkonsolosu Philip Hall ve beraberindeki heyetin katılımıyla, İngiltere’de kabine işlerinden sorumlu Bakan Michael Gove ile Ramallah'taki ofisinde yaptığı görüşmede geldi.
 
Filistin Başbakanı görüşmesinde şu açıklamayı yaptı:
"Kudüs'te seçimlerin yapılması ulusal ve siyasi bir zorunluluktur. Mesele sadece seçmenlerin sayısı ve katılma haklarıyla ilgili değil, daha ziyade İsrail'in Kudüs’ün ve Kudüslülerin Filistinli siyasi ve ulusal yapının içinde olduğunu kabul etmesiyle ilgili. Ayrıca, Kudüslülerin kendi şehirleri ve bölgelerinde aday olmalarına ve oy kullanmalarına izin vermeye yönelik imzalanan anlaşmalara uymalarıyla alakalı.”
Başbakan Istiyye, siyasi zorluklarla mücadele etmek için kurumlarda demokrasinin tekrar rayına oturtulması amacı taşıdığı ve bu nedenle Filistinlilerin yüksek bir çıkarı olarak görüldüğü için liderliğin tüm Filistin topraklarında seçim yapma kararlılığını vurguladı. 
Kudüs, egemenlikle ilgili siyasi ve yasal bir çatışmayı özetliyor. Ancak Fetih’in Kudüs’e ilişkin tutumu, seçimlerin "bir gün bile" ertelenmesini reddeden Hamas’ın tutumunu yansıtmıyor. Hamas seçimler ertelenirse bunun büyük bir hayal kırıklığına neden olacağını savunuyor.
Filistinliler arasında da seçimlerin ertelenmesi konusunda bölünmeler yaşanıyor. Fetih Hareketi, Kudüs'ün geri plana atılmaması gerektiğini belirtirken Hamas ise Kudüs'ün seçimleri ertelemek için bir bahane olduğunu ve meselenin oldu bitti şeklinde bir kabule değil, İsrail ile bir çatışmaya dönüşmesi gerektiğini savunuyor. Hamas Hareketi Başkanı’nın Yurtdışı Yardımcısı Musa Ebu Merzuk, “Kudüs'te işgalle yapılan seçim savaşı, işgalciye irademizi dayattığımız diğer savaşlar gibi” dedi. Merzuk, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Filistin seçimlerinin yapılması gereken ulusal bir hak olduğunu ve seçim sürecine ilişkin kararların hiçbir şekilde işgalci gücün elinde olmaması gerektiğini vurguladı.



Amerikan bakım evlerinde bin 500 çocuk cinsel suçların kurbanı oldu

New Hampshire'da cinsel istismardan dava edilen bir gençlik tesisi (AP)
New Hampshire'da cinsel istismardan dava edilen bir gençlik tesisi (AP)
TT

Amerikan bakım evlerinde bin 500 çocuk cinsel suçların kurbanı oldu

New Hampshire'da cinsel istismardan dava edilen bir gençlik tesisi (AP)
New Hampshire'da cinsel istismardan dava edilen bir gençlik tesisi (AP)

New York Times gazetesi, ABD'nin New Hampshire eyaletindeki çocuk bakım evlerinde cinsel istismara uğrayan yaklaşık 1500 kurbanın, onlarca yıl süren ihlallerden dolayı maddi tazminat almakta zorluk yaşadığını ortaya çıkardı. Bunu, davaların açılmasını önlemek için uzun süren müzakereler izledi ve eyalet, her kurbana 540 bin dolar tazminat ödenmesi için milyonlarca dolarlık bir uzlaşma bedeli ödemeyi taahhüt etti.

Ancak mali zorluklarla karşı karşıya olan eyalet milletvekilleri, haziran ayında fonun bağımsızlığını kısıtlamak ve eyalete tazminatları reddetme yetkisi vermek amacıyla fon kanunlarında değişiklikler kabul etti. Bu değişiklikler, eyalet bütçesinde uzlaşma fonuna herhangi bir ödenek ayrılmaması ile es anlı olarak geldi. Mağdurlar bu önlemlere toplu dava açarak yanıt verdi ve 20 Ağustos'ta duruşma yapılması planlanıyor.

Cinsel suçlar ve tecrit

Toplu davaya katılan kurbanlardan biri olan Corinne Moon, yıllarca devlet memurları tarafından cinsel istismara uğradı ve eyaletin tazminat ödemekten vazgeçmesinden duyduğu öfkeyi şöyle dile getirdi: "Bu durum, suçlunun sanık sandalyesinde oturup ‘Bu hoşuma gitmedi, değiştirelim’ demek gibi bir şey. Bu nasıl adalet olabilir? Neden devletin bize yeniden zarar vermesine izin veriliyor?"

Bakım evine yerleştirildiğinde 14 yaşında olan Moon, hükümet görevlileri tarafından defalarca tecavüze uğradığını ve gece yarısı adamların odasına girip kendisine saldırmasından korktuğunu söyledi. Erken bir aşamada dava açtığını ve yetkilileri değişime zorlamak için kamuoyuna açıklama yaptığını, ancak artık bu sayfayı kapatmak istediğini belirten Moon, davasını hızlı bir şekilde çözmek için uzlaşma fonuna katılmayı seçti.

New Hampshire'daki üç çocuk gözaltı merkezinde mağdurlara uygulanan ihlaller arasında ağır dayak, boğma, cinsel suçlar, çıplak arama ve haftalarca süren hücre hapsi yer alıyor. Kurbanların çoğu yoksul ailelerden geliyordu ve çoğu zaman ya babaları yoktu ya da kötü davranıyordu. Kurbanların suçları, uyuşturucu kullanmak, okulu asmak ve hırsızlık gibi çocukluk suçlarıydı. Raporda, en yaşlı kurbanın 78 yaşında olduğu ve 1968'de maruz kaldıklarını anlattığı belirtildi. En genç kurban ise 19 yaşındaydı.

Bu tesislerdeki yetersiz eğitimi ortaya koyan 1978 tarihli bir hükümet raporuna ve Başsavcının 1980 yılında davalara yol açabilecek sorunlar konusunda yaptığı uyarıya rağmen, mağdurların öne çıkıp dava açmaya başlamasının ardından devlet 2020 yılına kadar tam bir soruşturma başlatmadı.

Yasal değişiklikler

Gazete, Kaliforniya ve Maryland gibi diğer eyaletlerin de aynı krizle karşı karşıya olduğunu ve cinsel saldırı davalarının çözüm maliyetlerinin milyarlarca dolara ulaştığı belirtiliyor. Mali zorlukların ortasında, yasa koyucular mağdurlara yönelik yükümlülükleri, vatandaşlar için temel hizmetler ve vergi indirimleri gibi kamu harcama öncelikleriyle dengelemeye çalışıyor.

Maryland eyaletinde, yeni bir yasa tazminat tavanını yarıdan fazla düşürdü, ancak eyalet, olaylarla ilgili binlerce talepten kaynaklanan 3 milyar doları aşan potansiyel yükümlülüklerle karşı karşıya.

Washington eyaletinde ise mahkemelerin sorumluluk alanını genişletmesi ve bazı davaların zamanaşımı süresini uzatmasıyla maliyetler arttı. 2022 yılından bu yana Çocuk, Gençlik ve Aile İdaresi'ne karşı açılan davalarla ilgili yıllık ödemeler iki katına çıktı ve milletvekilleri bu yıl bu amaçla ayrılan bütçeyi harcamaları karşılamak için tüketti.

Kaliforniya'da, 2019 yılında çocuk istismarı davalarında kurumlara karşı dava açmayı kolaylaştıran bir yasa çıkarıldıktan sonra, belediyelere ve eğitim idarelerine karşı talepler iki katına çıktı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre geçtiğimiz nisan ayında Los Angeles, 1950'lerin sonlarına ait 6 bin 800'den fazla davayı çözmek için 4 milyar dolar ödemeyi kabul etti. Ödemeler 2051 yılına kadar yıllık taksitler halinde yapılacak. Yerel yetkililer, bu mali yükün bütçeleri kısmaya ve personel çıkarmaya zorlayabileceği konusunda uyarıda bulunarak, gelecekteki tazminatları sınırlamak için yasal çözümler önerdi.

Bu bağlamda, 2019 yasasının hazırlanmasına katılan eski Milletvekili Lorena González, yasanın yetkilileri istismar şikayetlerini daha ciddiye almaya teşvik edeceğini umduğunu, bunun da gerçekleştiğini, ancak “büyük finansal kaynaklara sahip uzman avukatların şehirlerin kasalarını boşaltmak ve milyarlarca dolarlık kamu kaynaklarını elde etmek için harekete geçeceğini” beklemediğini söyledi. González, şu andaki zorluğun dengeyi sağlamak olduğunu belirterek, “Tazminatlar o kadar yüksek olursa, örneğin çocuk koruma hizmetlerinden ve sosyal hizmet uzmanlarından vazgeçmek zorunda kalırsak, bugünün çocuklarına haksızlık etmiş oluruz” ifadelerini kullandı.