Dimona saldırısı ardından İsrail, Şam kırsalını bombaladı

Tel Aviv'de ‘başarısızlığın nedenleri’ üzerine soruşturma yürütülüyor

İsrail’in güneyinde yer alan Negev Çölü'ndeki Dimona reaktörünün Eylül 2002'de çekilen fotoğrafı (AFP)
İsrail’in güneyinde yer alan Negev Çölü'ndeki Dimona reaktörünün Eylül 2002'de çekilen fotoğrafı (AFP)
TT

Dimona saldırısı ardından İsrail, Şam kırsalını bombaladı

İsrail’in güneyinde yer alan Negev Çölü'ndeki Dimona reaktörünün Eylül 2002'de çekilen fotoğrafı (AFP)
İsrail’in güneyinde yer alan Negev Çölü'ndeki Dimona reaktörünün Eylül 2002'de çekilen fotoğrafı (AFP)

İsrail ordusu, İran'ın Suriye’den fırlattığı ve İsrail’in Negev bölgesini hedef alan füzenin Dimona'daki nükleer reaktöre yöneltilen ‘karadan karaya’ füze olduğu iddialarını yalanladı.
Füzenin, ordunun ‘aptal füze’ olarak adlandırdığı ‘eski SAM-5 füzesinden’ başka bir şey olmadığını açıklayan İsrail ordusu, ‘füzeye tepki verilmesini engelleyen bir hatanın’ varlığını kabul etti. Nitekim hatanın nerede olduğunun bulunması için bir iç soruşturma komitesinin kurulduğunu belirtti.
İsrail, söz konusu füzeye misilleme olarak, gece saatlerinde Suriye’deki bir dizi füze bataryasına saldırı düzenledi. İsrail ordu sözcüsü, SA-5 füzesinin fırlatıldığı bataryaların da bunlar arasında olduğunu bildirdi.
Şam rejiminin resmi haber ajansı SANA ise “Suriye hava savunma sisteminin Şam'ın eteklerindeki bölgeleri hedef alan bir İsrail saldırısına karşılık verdiğini” aktardı.
“Söz konusu füzenin ‘havadan havaya SA-5’ tipi olduğunu, Suriye güçlerinin bunu bir İsrail uçağına fırlattığını” belirten İsrail ordusu sözcüsü, füzenin hedefi aşıp üzerinden uçarak Suriye sınırının 200 km güneyindeki Dimona bölgesine ulaştığını” ifade etti. Füzenin reaktöre çarpmayıp yaklaşık 30 kilometre uzağına düştüğünü de sözlerine ekledi.
İsrail ordusundan bir askeri yetkili ise konuyla ilgili açıklamasında, “İnsanların orduya olan güvenini kaybetmemesi için cevaplanması bazı sorular mevcut: Modern radarlar füzenin gerçek hedefini neden bilemedi? Füzeler o yönde mi ateşlendi? Şayet ateşlendiyse, Suriye füzesi İsrail füzesi ona ulaşmadan havada mı patladı? Suriye füzesinin yakıtı, Suriye'den İsrail'e yüzlerce kilometre yol alması ardından bitti mi?” sorularını gündeme getirdi.
Füze büyük bir patlama sesine neden olmuş, yankıları kuzeyde Kudüs'e, doğuda Ürdün'e ulaşarak halk arasında büyük paniğe sebebiyet vermişti. Ön araştırmalara göre Suriye kaynaklı füze, rejim ordusuna ait ancak İranlılar veya silahlı milisleri tarafından kullanılan bölgelerine saldırılar düzenleyen İsrail uçaklarına yönelik savunmaları tarafından fırlatılan birkaç füzeden biri.
Nitekim fırlatılmaları adet haline gelen bu füzelerin parçaları kimi zaman Lübnan’a veya işgal altındaki Golan’a ulaşabiliyor. Böyle ilkel bir füze, Şubat 2018'de bir İsrail F-16 savaş uçağını düşürmüştü.
Negev’e ulaşana kadar yüzlerce kilometre yol kat eden Suriye füzesinin düşüşü, birçok soruyu da beraberinde gündeme getirdi. Zirâ yoğun koruma altındaki Dimona nükleer santrali sahasında gelişmiş savunma sistemleri olduğu biliniyor. Nitekim füze parçaları, askeri üslerle dolu Negev’de geniş bir alana yayıldı. Başlangıçta İsrail ordusu tarafından yapılan kısa açıklamada, İsrail savunma sistemlerinin Suriye füzesine kasıtlı olarak müdahalede bulunmadığı, zirâ gelişmiş modern radarların füzenin çöldeki bir alana düşeceğini gösterdiği bildirildi.
Bu açıklama üzerine şaşkına dönen Negev sakinleri, şehirlerdeki Yahudi topluluklar ve bedevi Araplar, bir yüzme havuzuna, bir evin çatısına ve çocuk oyun bahçesine düşen füze parçaları fotoğraflarını sosyal medyada paylaştı. Yüzme havuzuna bir füze parçası düşen evin sahibi, “Bu dehşet verici. Ben ve ailem, Sderot kasabasında yaşarken Hamas’ın attığı roketlerden çok mustariptik. Buranın daha güvenli olduğu düşüncesiyle Aşlim’e geldik. Karım ve çocuklarım çok korktu; böyle bir saldırıya katlanmamız düşünülemez” ifadelerine başvurdu.
Dimona Belediye Başkanı Benny Biton da Suriye füzesine ait parçaların Dimona kasabası yakınlarına düştüğünü belirtti. 103FM radyosuna konuşan Biton, “Bugün elimizdeki mevcut araçlarla biliyoruz ki her yerden her şey gelebilir” dedi. Sirenlerin çalmadığını öne süren Biton, bunu başka bir İsrail başarısızlığı olarak değerlendirdi.
İsrail ordusunun hava savunma sistemlerinin Suriye’den gelen füzeyi püskürtmekte başarısız olduğunu ve bir soruşturma başlatıldığını kabul eden ikinci açıklaması ardından ilk açıklama ise ordunun internet sitesinden kaldırıldı. Savunma Bakanı Benny Gantz, ‘Sistemlerin başarısızlığına dair bir soruşturma yürüteceğiz. Nitekim çoğu durumda başka sonuçlar elde ederdik. Bu ise biraz daha karmaşık bir durum. Üzerine araştıracağız” açıklamalarında bulundu.
Uçaksavar füzesinin İsrail'in Suriye’de ‘İsrail'e olası bir saldırı için kullanılabilecek varlıkları’ hedef aldığı bir saldırısı sırasında Suriye'den fırlatıldığını söyleyen Gantz, SA-5 füzesini durdurmaya çalışan İsrail füze savunma sistemlerinin başarısız olduğunu da sözlerine ekledi. İsrail güvenlik kaynakları ise füzenin havada patladığını söyledi.
Bombalamanın ardından İsrail uçakları ise misilleme yaptı. Askeri bir kaynağa göre, Golan’ın doğusunda ve diğer üç yerde Suriye füzesi fırlatan bataryalar imha edildi. Ancak siyasi kaynaklar, güvenlik teşkilatı liderlerinin ABD ziyaretinde bulunmaları arifesinde olayı kontrol altına almak ve Suriye ile askeri gerilimi önlemek için çaba sarf edildiğini doğruladı. İsrail hükümeti ve ordusunun, önümüzdeki hafta Washington'da yapılacak görüşmeleri etkileyeceğinden korktuğu için tansiyonu yükseltmekten yana olmadığını da ekledi.
Söz konusu gelişmeden dolayı Netanyahu’yu eleştiren İsrail Evimiz (Yisrael Beiteinu) Partisi lideri Avigdor Liberman, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “İsrail'e 200 kilogram ağırlığındaki savaş başlığına sahip bir füzenin ateşlenmesi, tamamen farklı bir şekilde sonuçlanabilirdi. Ancak uykuda olan Netanyahu Bey, kişisel işleriyle meşgul; bu yüzden de İsraillileri savunmasız bırakıyor” ifadelerini kullandı.
Suriye Dışişleri Bakanlığı ise Birleşmiş Milletler (BM) ve BM Güvenlik Konseyi'ni İsrail'in Şam'ın çevresindeki korkakça saldırganlığını, ABD, İsrail ve Türkiye olmak üzere üç işgalci tarafından Suriye'nin egemenliğine karşı sistematik ve koordineli bir şekilde tekrarlanan saldırı eylemlerini kınamaya’ çağırdı. SANA’nın haberine göre bakanlık, “Suriye liderliği, hükümeti ve halkı, bu saldırganlar ve teröristlerin şeytani emellerini ve Suriye'yi yok etme yönündeki umutsuz girişimlerini gerçekleştirmelerine izin verilmeyeceğini vurguluyor” ifadelerine başvurdu.



Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

TT

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Katar'ın el-Udeyd Hava Üssü’ne yönelik füze saldırılarına rağmen Katar'ın İran ve İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılması için yoğun çaba sarf ettiğini açıkladı.

Doha'yı ziyaret etmekte olan Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Al Sani şu ifadeleri kullandı: “Ateşkes konusuyla ilgili olarak Katar devleti, ateşkesin istikrarını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için Katar Emiri Şeyh Temim'in hem ABD tarafı hem de İran Cumhurbaşkanı ile gerçekleştirdiği temaslar aracılığıyla büyük çaba sarf etti… Bu sürecin başarısı nihayetinde ilgili tarafların iradesine ve kararlılığına bağlıdır.”

Al Sani, Katar Emiri'nin İran Cumhurbaşkanı ile yaptığı bir telefon görüşmesini de açıklayarak şunları söyledi: “Sayın Emir, İran Cumhurbaşkanı ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve bu görüşmede Katar'ın komşu bir ülke olarak her zaman bölgenin güvenlik ve istikrarını korumaya çalıştığını vurguladı.”

sdfrgt
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (DPA)

Al Sani, “Durumu alevlendirmeyi amaçlayan tüm girişimlere rağmen Katar olayları akıllıca ele almaya devam edecektir” dedi.

Bununla birlikte, İran'ın Katar'a yönelik füze saldırısının ülkenin egemenliğinin ihlali olduğunu vurguladı. Al Sani, “Yaşananlar Katar devletinin egemenliğinin ihlalidir ve bu kabul edilemez; ülkenin güvenliğini ve egemenlik haklarını korumak için uluslararası hukuk ve kabul edilen sözleşmeler uyarınca gerekli hukuki ve siyasi tedbirler alınacaktır” şeklinde konuştu.

Al Sani, İran ile İsrail arasındaki ateşkesin önemini vurgulayarak, ABD ve İran'ı müzakere masasına geri dönmeye çağırdı. Al Sani, “Ateşkesin kararlaştırıldığı şekilde devam edeceğini umuyor ve Katar devletinin her zaman istediği kapsamlı bir diplomatik çözüme ulaşmak için ABD ve İran taraflarını müzakere masasına dönmeye çağırıyoruz” ifadesini kullandı.

Al Sani sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm tarafların çıkarlarını garanti altına alan adil bir anlaşma çerçevesinde, nükleer silahlardan arındırılmış, güvenli ve istikrarlı bir bölge için çalışmanın önemine inanıyoruz. İran'ın da komşu bir ülke olarak anlayış ve yapıcı bölgesel iş birliği çerçevesinde güvenlik, istikrar ve büyüme arzusunda olduğunu yineliyoruz.”

Al Sani, “Bölgedeki olayları her zaman sorumluluk ruhu ve bilgelik gözüyle ele almalıyız. İsrail'in bölgeye ve İran'a yönelik tekrarlanan saldırganlığı gerilimin daha da artmasına yol açmakta ve bölgedeki istikrarsızlık durumunu daha da kötüleştirmektedir. Bu düşmanca yaklaşımın devam etmesi bölgeyi daha karmaşık ve tehlikeli yollara sürüklemekte ve bölgesel barış ve güvenliği önemli ölçüde tehdit etmektedir” ifadelerini kullandı.

Katar'ın hava savunma sistemlerinin İran füzelerine karşı gösterdiği başarı konusunda ise Al Sani şunları söyledi: “Katar'ın bugün açıkça teyit ettiği mesaj, güvenliğini korumak, topraklarını ve halkını savunmak için tam kapasiteye sahip olduğudur. Katar Silahlı Kuvvetleri etkinliğini ve yüksek hazırlık düzeyini kanıtlamış ve herkese Katar devletinin kendisini, vatandaşlarını ve topraklarında yaşayanları tam güç ve yeterlilikle savunabileceği yönünde güçlü bir mesaj göndermiştir.”

Katar Silahlı Kuvvetleri’nin ‘söz konusu saldırıya karşı koymada kahramanca bir hareket’ sergilediğini ve düşman füzelerinin biri hariç hepsini durdurup düşürdüğünü belirten Al Sani, “Bu performans silahlı kuvvetlerimizin sahip olduğu yüksek hazırlık ve profesyonellik düzeyini yansıtmakta ve anavatanın güvenlik ve egemenliğini yetkinlikle koruma kabiliyetlerini teyit etmektedir” dedi.

Al Sani ayrıca, İsrail'in Lübnan topraklarına yönelik saldırılarını da kınayarak şunları söyledi: “İsrail'in ateşkesi sürekli ihlal etmesini ve Lübnan'ın egemenliğine yönelik saldırılarını açık ve kesin bir dille kınıyoruz… Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ni sorumluluklarını yerine getirmeye ve İsrail'in bölgenin istikrarını tehdit eden bu sorumsuz hareketlerini durdurmaya çağırıyoruz.”